1. Haberler
  2. Manşet
  3. Ahilik Haftası çeşitli etkinliklerle kutlanıyor

Ahilik Haftası çeşitli etkinliklerle kutlanıyor

featured

Program saat 09.30’da İl kutlama komitesi, esnaf odaları ve halkın katılımıyla mehteran takımı eşliğinde Cumhuriyet Meydanı’ndan Şeyh Edebali Türbesine kadar olan yürüyüş ile başladı.

Türbe meydanında gerçekleşen törenin en çok ilgi gören kısmı esnaflar arasında gerçekleşen usta çırak ilişkisinin anlatıldığı şet kuşatma töreninin canlandırılması oldu. Ayrıca programa ilgili kişiler ve protokolden birkaç isim dışında fazla bir katılım olmaması da dikkatlerden kaçmadı.

“Ahiliğin vizyonu diğer ülkelere de örnek olmuştur”

Programda konuşma yapan Vali Vekili Halil İbrahim Acır, Ahilik kültürü ve felsefesi toplumsal yaşamın ortak paydası olan insanı esas aldığını belirterek şu ifadelerde bulundu:

“İnsanlar arasındaki ticari ve toplumsal ilişkilerde dürüstlük, güvenilirlik, hak ve riayet etme, saygılı, şefkatli, cömert ve güler yüzlü olma ilkeleri esas alınmış ve bu insani değerler toplum tarafından bir yaşam tarzı olarak kabul edilmiştir. Bugün uygar dünya ülkelerinin toplumlarında uygulamaya ve hâkim kılmaya çalıştıkları bu değerler 13. Yüzyılda Anadolu Türkleri tarafından Ahilerin vizyonu olarak uygulanmış ve böylece diğer ülkelere örnek olmuştur.

Türklere özgü bir kurum olan Anadolu Ahiliğini meydana getiren bu değerli insanlar o dönemin birlik, kardeşlik, dostluk, hoşgörü ve insan sevgisini esas alan anlayışla bir çatı altında birlikte yaşayabilmeyi, iş ve meslek sahibi olabilmeyi öğretmişlerdir.

Ahilik teşkilatı 8 asırdır Ahilik felsefesini yaşayan esnaf yetiştirmiş, mesleğinde ehil olmayanlara asla Ahilik belgesi vermemiş, esnaf ve sanatkârlar arasında çıraklık, kalfalık ve ustalık hiyerarşisini oluşturmuş, çalışma hayatının yanı sıra sosyal hayatın gelişmesine de katkı sağlamıştır. Ahilik kültür ve felsefesinde toplumun refahı ve sosyal sorumluluk önemli ve öncelikli bir ilke olarak kabul edilmiş ve bu bağlamda yeterli ve kaliteli mal üretimi teşvik edilmiştir.  Mal ve hizmet üretiminde kaliteyi yükseltmek, üretici ve sanatkarlar arasında danışma, işbirliği ve etkileşimim arttırmada önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur. Sonuç olarak ailesine, çevresine, vatanına, milletine ve dünyaya yararlı bir nesil yetiştirebilmek için iyiyi, doğruyu, güzeli benimsemiş Olan Ahilik sisteminden günün şartları doğrultusunda en iyi şekilde faydalanılması gerekmektedir.

Esnaf ve sanatkarlarımızdaki birlik, beraberlik, paylaşma ve dayanışmanın artarak devam etmesi nedeniyle Bilecik esnafımızın ve bütün vatandaşlarımızın Ahilik Haftasını kutlar hepinize saygılar sunarım.

“Ahi, vicdanını kendi üzerine gözcü koyan kişidir”

Programda diğer bir konuşma yapan isim de Ticaret İl Müdürü Şinasi Balta oldu. Sözlerine “Ahilik,  bin yıllık bir geçmişiyle kardeşlik, birlik, beraberlik gibi değerleri özünde toplayan, ticaret ile ahlakı buluşturan bir hayat felsefesi; dünyada benzeri bulunmayan bir kültür ve medeniyet hazinesidir” diyerek başlayan Balta konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Ahi, vicdanını kendi üzerine gözcü koyan, helalinden kazanan, yerine ve yeterince harcayan, ölçü ve tartı ehli olan, yararlı şeyler üretip topluma sunan insandır. O, bununla beraber olgun, ahlaklı, merhametli, iyiliksever, ve her işinde, her davranışında dürüst ve güvenilir bir kişidir. Ahinin eli, kapısı ve sofrası açık, gözü, beli ve dili bağlıdır.

Ahilik 13. Yüzyıldan 21. Yüzyıla kadar Anadoludaki her esnaf ve sanatkar birliklerine verilen bir isimdir. Köylere kadar ulaşan örgütlenme yapısıyla, milli birliği, bütünlüğü, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmayı temel ilke olarak benimseyen, toplumsal ahlak kurallarına bağlı bir toplum kurmayı amaçlayan, ülke ekonomisinde temel ihtiyaç maddelerini en kaliteli, en ucuz biçimde üretmeyi öngören bir teşkilatlanma biçimidir. Ahilikte en çok beğenilen huy, başkasının ayıbını görmemek, onu yüzüne vurmamak ve alçakgönüllü olmaktır.

Ahiliğin temelleri 1171 ila 1262 yılları arasında yaşayan ve Kırşehir’de mefdun Ahi Evran-ı Veli tarafından Türkistan’dan gelen esnaf teşekküllerinin bir çatı altında toplanmasıyla Kayseri’de atılmıştır. Ahi Evran ahlakla sanatın ahenkli bir birleşimi olan ahi teşkilatını kurarak, kuyduğu kurallarla teşkilatın bir nevi yönetmeliğini de yazmıştır. Yedi 100’ün üzerinde kuralı bulunan ve İslam ahlakını esas alan bu yönetmeliği esnaf ve sanatkarlar arasında tatbik etmiştir.

Ahi Evran daha çok esnaf ve sanatkarlar tarafından sevilmiştir. Şehir ve kasabalarda kardeşlik manasına gelen Ahilik Teşkilatını kurmuş ve kısa zamanda Anadolu’nun büyük bir bölümünde toplanıp sohbet edebilecekleri, birbirlerinin ilimlerinden istifade edecekleri dergahlar yaptırmıştır. Bugünkü manada esnaf teşkilatı diyebileceğimiz bu kuruluş esnafı bir çatı altında toplamış ve örgütlenmesini sağlamıştır.

Bu arada Moğol  istilasına karşı uyarmaya ve istihdam kaçanlara yardım etmeye bütün gücüyle destek vermiştir.

Ahilik düzeninde, iş ve meslek ahlakını mecburi kılan kurallar getirilmiştir. Kendinden önce başkalarını düşünmek ve kollamak hak ettiğinden fazlasını istememek kanaat ve tevazu ölçüleri içerisinde hırs ve ebncillikten uzakta durmak kendi yeteneğine uygun bir işle meşgul olmak, sanatını mutlaka bir pirden üstattan öğrenmek ve birliğin, beraberliğin korunması için herkese saygı, sevgi göstermek,Ahiliğin mutlaka uyulması gerekli görülen, ahlak ve görgü kurallarını oluşturuyordu.

Ahilik insana yönelik öğüt ve yaptırımları da bulunmakla birlikte esas itibariyle bireysel değil toplumsaldır. Çekememezlik ve dedikodudan kaçınmak, cömert, şefkatli ve merhametli olmak, herkese iyilik yapmak ve iyiliklerini istemek gibi onlarca prensip esasta bireysel olmaktan çok toplumsal, yani toplum hayatını düzene sokucu içerikte ilkelerdir.

Ahilik tasavvufi inançlar içinde hırsızlık ve haramdan uzak durmayı, namuslu olmayı, sır saklamayı, kötü söz söylememeyi telkin eden ahlaki prensipleri yaymış; İyi, doğru ve güzele dönük, kardeşçe yaşama ilkeleriyle Osmanlı Devleti’nin sosyal ve ekonomi düzeninde ilk esnaf teşkilatını kurmuş  ve devletin yardımcısı olmuştur. Ahilikte kalfalığa geçişi sembolize eden şad kuşatma vardır.

Ahi, birkaç iş ve sanatla değil, yeteneğine en uygun olan tek bir iş veya sanatla uğraşandır. Ahi, doğru olmalı, emeğine hak ettiğinden daha fazlasını kazanma yoluna sapmamalıdır.

Ahi işinin veya sanatının geleneksel pirlerinden, kendi ustasına kadar bütün büyüklere içten bağlanmalı, sanatında ve davranışlarda onları örnek almalıdır. Ahi kazancını geçiminden arta kalanını, tümüyle yoksullara ve işsizlere yardımda kullanmalıdır.

“Ahi Evran esnafın denetlenmesine büyük önem vermişti”

Ahi teşkilatının kurucusu Ahi Evran, esnafın denetlenmesine ve özellikle de eğitilmesinde, çok büyük bir önem vermiştir. Her esnafın sağlam iş yapıp yapmadığını, müşterilere karşı davranışlarını kontrol etmiş, üretilen malların kaliteli ve aynı standartta olmasına çalıştığı gibi çalıştırılacak çırak sayısı da standarda bağlanmıştır.

Türkçede hala mevcut olan pabucunu dama atma deyimi, bir Ahi deyimi olup, Ahiliğin kalite kontrol sistemini, çok güzel ifade etmektedir. İmal ettikleri malı standartlarının altına düşüren esnaf ikaz edilirdi. İkazlara ehemmiyet vermeyip, kalitesiz imalata devam edenlerin dükkanları Kethuda’ları yani esnaf odası başkanları tarafından kapatılırdı. Bu cezayla da standarda uymayan ahi, esnaflıktan ihraç edilirdi.

Ahilik toplumda yaşayan herkesi birbirine yaklaştıran, kaynaştıran dost edindiren ve dayanışma kurulmasını sağlayan bir olgudur. Bir toplumda fertleri birleştiren müşterek kıymetler ve bağlar kurulmadığı veya sahip olunan değerler, kayıp edildiğinde görünüşteki bütünlüğe rağmen, birliğin bozulacağı , içten içe parçalara ayrılacağının bilincindeydiler. Yani onlar, bir toplumda ortak değerler kondukça birlik ve beraberliğin devam edeceğini biliyorlardı. İşte bu anma törenlerini yapmamızın asıl amacı da bu birlikteliği hatırlatmak ve yaşatmaya çalışmaktır.

Bu vesile ile manevi huzurunda bulunduğumuz Şeyh Edebalı’yı Ahi Evran-ı Veli ve ebediyete intikal etmiş bütün ahiler işle ayrıca bu topraklar uğrunda canlarını vermiş şehitlerimiz ve tüm ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyorum.

Törenlerimizin düzenlenmesinde maddi ve manevi destek sağlayan başta valimiz Sayın Ahmet Hamdi Nayir’a, Belediye Başkanımız Sayın Selim Yağcı’ya, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği Başkanımız Sayın Halit Gölcan’a, Bilecik Şoförler ve Otomobilciler Başkanımız Sayın Semih Tuzak’a, Maden İşler Sanatkarlar Odası Başkanımız Sayın Mehmet Baş’a, Yiyecek Maddesi Satan Esnaflar Odası Başkanımız Sayın Ahmet  Subaşı’na, Giyim Mensucat Sanatkarlar Odası Başkanımız Sayın Haşim Balcı’ya, Edebalı Kültür ve Araştırma Derneği Başkanımız Sayın Arif Durmuş’a, törenimize bizzat katılarak bizleri onurlandıran siz değerli misafirlerimiz ve telgraf ile katılma nezaketini gösteren herkese teşekkür eder, tüm esnaf ve sanatkarlarımızın prensipleri üzere ticaret yapmaları temennisiyle saygılar sunarım

“Ahilik kültürü ve felsefesi, toplumsal yaşamın bir parçasıdır”

Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği Başkanı Halit Gölcan da yaptığı konuşmada şunları aktardı:

“Ahilik ve Şeyh Edebalı’yı anma törenlerimize hoş geldiniz. Şahsım, esnaf ve sanatkarlarım adına sevgi ve selamlarımı sunarım. Ahilik birlik, kardeşlik, dostluk, hoşgörü ve insan sevgisini esas alır.

Ahilik kültürü ve felsefesi, toplumsal yaşamın bir parçasıdır. İnsanlar arasındaki ticari ve toplumsal ilişkilerde, dürüstlük, güvenilirlik, güvenilirlik iş ve meslek ahlakına saygı hak ve hukuka riayet etme, saygılı, şevkatli, cömert ve güler yüzlü olma ilkeleri esas alınmış ve bu insani değerler toplum tarafından bir yaşam tarzı olarak kabul edilmiş, ahilik İslam öncesi dönemden başlayarak gelişen Türk esnaflık geleneğinin İslamiyetin ortaya çıkmasından sonra, İslamın ahlak prensipleri ve birleşmesi neticesinde şekillenerek 13.yüzyılda Anadolu’da kurulmuş olan bir esnaf teşkilatıdır.

İslamın doğuşu ile başlayan Ahilik o dönemde Anadoluda fevkalade nüfuslu ve yaygın bir tarikattı.

Edebali’nin ise itibarı büyük müritleri pek fazla idi. Osmanlı Beyliğinin kuruluşu ve inşifikatında büyük hizmetleri görülen Şeyh Mahmut Gazi, Ahi Şemsettinoğlu, Ahi Hasan ve sonra sadrazam olan Çandarlı Kara Halil Paşa hep Ahilerdendi. Her dönemde Türk idarecilerin yanında ozanlar, babalar, bilgeler, vezirler, lalalar, şeyhler eksik değildiler. Şeyh Edebalı’da bunlardan birisidir.

Şeyh Edebalı bağlı olduğu İslam dininin en bunalımlı anlarında adını üç kıtaya yayan İslam öğreticisidir. Şeyh Edebalı M.Ö. 1206’da Horosan’ın Meru şehrinde doğmuş, çocukluğunu Horosan’da geçirmiş, Türkmen kafileleriyle birlikte önce Adana bölgesinde daha sonra Karaman’a yerleşmiş daha sonra da Eskişehir bölgesinde İtburnu civarında Uludere Köyü^ne yerleşmiş o sırada Söğüt ve çevresinde oturmakta olan Kayı Boyu Beyi Ertuğrul Bey Edebalı’yı sık sık ziyaret eder, onunla sohbetlerde bulunup ondan feyz alırdı. Onun dualarını alıyordu, yine bu ziyaretlerde Şeyh Edebalı’nın kızını görmüş, beğenmiş daha sonra Şeyh Edebalı’nın kızı Bala Hatun’la izdivaç etmiş.

Şeyh Edebalı daha sonra İtburnu’ndan göç  ederek Ertuğrul Bey’in oturduğu Söğüt’e yerleşir. Ertuğrul Gazi’den sonra beyliğe Osman getirilmiştir. 1299 yılında Bilecik’i almıştır. Kayınpederi Şeyh Edebalı ile hanımı Bala Hatun ve oğlu Alattin Bey’i Bilecik’e göndermiştir. Osman Bey tarafından Bilecik kadılığına getirilen Şeyh Edebalı ölene kadar burada ikamet etmiştir.

Şeyh Edebalı’nın Bilecik ilimizin sembolü olmuş, unutulmayacak gelecek kuşaklara örnek olarak hatırlanacaktır. Bilecik’i görmeyip merak edenler nasıl bir yer diye sorduklarında, bir valisi, birkaç ahalisi bir de Edebalı’sı var diye söyleyebiliriz. Şeyh Edebalı nasihatinde Osman Bey’e  ey oğul geçmişini bilmeyen geleceğini bilemez. Osman geçmişini iyi bil ki nereye gideceğini unutmayasın der.

“Ustalık için Ahi erbablarının testinden geçmek gerekiyordu”

Ahilik denilince esnaf, esnaf denilince Ahilik kala gelmektedir. Ahi diye anılan kişi sanat, ticaret ya da meslek sahibidir. Bununla birlikte olgun, ahlaklı, merhametli, iyiliksever ve her işinde, her davranışında dürüst ve güvenilir kişidir. Ahi olabilmek için 10 yaşındaki çocuklar velisi tarafından ustaya bir sanat öğrenmek için yamak olarak verilirdi. 2 sene ücretsiz yamaklık edenler törenle çıraklığa yükselirdi.

Çıraklık dönemi bin 1 gündü. Çırak, ustasına itaat etmek ve ustası da çırağa mesleğin incelikleri ile beraber iş hayatı için gerekli olan bilgileri öğretirdi. Çırak süresini doldurup sanatında kalfalığa yükselecek bilgiye kavuştuktan sonra bir imtihanla yükselirdi. Kalfalık dönemi 3 yıl idi. Bu sürede kalfalık eğitimlerini başarıyla tamamlayıp, ustalığa yükselmek için imtihan niteliğinde bir törene katılırdı. Bu törende kalfa kendi sanatı ile kendi eli ile yaptığı bir eseri hazırlar, Ahi baba vekilinin başkanlık ettiği ustalar meclisine sunar, toplanan ustalar tarafından beğenildiğinde genç klfa ustalığa yükselir. Ahi baba tarafından ustalığa yükselen meslek erbabının kulağına şu sözler fısıldanır:

Harama bakma. Haram yeme. Haram içme.  Yalan söyleme. Büyüklerinden önce söze başlama. Kimseyi kandırma. Kanaatkar ol. Dünya malına tamah etme. Yanlış ölçme. Eksik tartma. Kuvvetli ve üstün durumda iken affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil ve kendine muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol derdi.

Ahilik Haftası kültürel geçmişi irdelemek için iyi bir fırsat olmuştur. Ahilik kültür ve felsefesinde, toplumun refahı ve sosyal sorumluluk, önemli ve öncelikli bir ilke olarak kabul edilmiş ve bu bağlamda yeterli ve kaliteli mal ve hizmet üretimi teşvik edilmiştir. Ayrıca mal ve hizmet üretiminde, kaliteyi arttırmada, üretici ve sanatkarlar arasında, işe ve meslek hayatında kariyer sahibi olmada ve meslekte ehil kişi sayılmada önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur.

Ahilik Haftası nedeniyle bizlere destek veren Sayın Valim Ahmet Hamdi Nayir’e, Sayın Vali Yardımcım Halil İbrahim Acır’a, Sayın Belediye Başkanım Selim Yağcı’ya, Sayın Ticaret İl Müdürüm Şinasi Balta’ya, Sayın Milli Eğitim Müdürü İsmail Altınkaynak’a, en büyük desteği veren Şeyh Edebalı Derneği Başkanı Arif Durmuş ve ekibine, esnaf ve sanatkarların adına teşekkür eder, şükranlarımı sunarım. Bizleri bu bayramımızda yalnız bırakmadınız, tüm katılımcılara sevgi ve saygılarımı sunarım. Tüm esnaf ve sanatkarlarımızın kapısı açık olsun”

Gerçekleştirilen konuşmaların ardından, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Edebali Kültür ve Araştırma Derneği’nin ortaklığında, kalfalıktan ustalığa geçişi sembolize eden şet kuşatma töreni canlandırılırken ‘Pabucu dama atmak’ deyiminin de Ahilik zamanından kalma bir söz olduğu tekrarlandı.

Şet kuşatma töreninin ardından Vali Vekili Halil İbrahim Acır, Bilecik Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Halit Gölcan ve Ticaret İl Müdürü Şinasi Balta tarafından berberlik mesleğini yapan Ali Rıza İnce’ye “Yılın Ahisi”ödülü verilirken ayrıca şet kuşatma töreninde görev alan kişilere de katkılarından dolayı plaket verildi.

Programın devamında halk oyunları gösterisi ve Şeyh Edebali Türbesi ziyareti gerçekleşirken programda yer alan ve gelenekselleşen Ahi pilavı dağıtımı gerçekleştirilmedi.