Ahilik Haftası Kutlamaları çerçevesinde Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları temsilcileri Valilik Makamını, Belediye Başkanlığını ve esnaf ve sanatkârları ziyaret etti.
Esnaf ve sanatkâr temsilcileri ziyaretlerine öncelikle valilik makamını ziyaret ederek başladı. Heyet Vali Yardımcısı Halil İbrahim Acır tarafından karşılandı. Bilecik Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Halit Gölcan, kutlamaların bu sene daha güzel geçeceğini ifade ederek şu ifadelerde bulundu:
“Ahilik, kardeşlik demektir”
“Ahilik biliyorsunuz kardeşlik demek. Bizim de hepimiz kardeşiz. Ahilik törenleri 13. Yüzyılda, Osmanlı döneminde 1299 yılından beri kutlanıyor. O günden bugüne kadar devam etti, biz de eski günleri yad ediyoruz. Esnafımızla beraber sizleri ziyaret ettik. Katkılarınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum. Bu törenlerimiz de bize siz eşlik ediyorsunuz.”
Vali Bey’in de törenlere katılmasını istediklerini belirten Gölcan, “Keşke valimiz de burada olsaydı. Bu törenlerimizi maalesef hiçbir valimizle yapamıyoruz. Onu da size şikâyet etmek gibi olmasın ama daha önceki yıl da valimiz törenlere katılmadı.”dedi.
Vali Bey’in yoğun programlarından dolayı programlarına katılamadığını ifade eden Vali Yardımcısı Acır’da tüm esnaf ve sanatkarların ahilik haftasını kutladığını belirterek hayırlı ve uğurlu olması dileklerini iletti.
Kutlamalar kapsamında gerçekleşecek faaliyetlerden bahseden Gölcan, şu ifadelerde bulundu:
“Çarşamba günü de mehteran eşliğinde bir yürüyüşümüz olacak. Saat 10.00’da da törenler başlıyor. Bu törenlerde de gösteri yapacağız. Eski usta-çırak ilişkilerini göstereceğiz. Biliyorsunuz eskiden anneler-babalar çocuklarını bir ustaya yamak olarak verirlermiş. 3 sene yamaklık yapılırmış çıraklığa geçebilmek için. Yamaklıktan sonra da eğere başarılı olursa bu 3 seneden sonra ustası tarafından sanatları öğretilirmiş, ahlak dersleri öğretilirmiş, çıraklığa yükselirmiş. Çıraklık da bin 1 günmüş. Yani bin günü geçecekmiş çıraklık. Bin gün sonra eğer çıraklığı hak ediyorsa ustalık bölümüne geçermiş. Bu ustalık bölümünde de herhalde 7 sene gibi bir zaman zarfında ustası onayıyla tekrar işiyle ilgili ayakkabıcıysa ayakkabıcı, dericiyse derici kendi sanatlarıyla ilgili mesleğinin bütün inceliklerini öğretirmiş. Bu incelikleri öğrettikten sonra bir heyet varmış bu heyete girer eğer burada sanatını düzgün icra ederse orada kendisine ahiler tarafından ustalık belgesi takdim edilirmiş. Orada ahi başkan yardımcısı kulağına fısıldarmış, dermiş ki ‘Sen ustalığa eriştin yalnız, şu sözlerimi unutma’ dermiş. Tabi bu 30, 40 tene olan bir söz. ‘İşini iyi yapacaksın, müşteri geldiği zaman hoş geldin diyeceksin, kimseyi kırmayacaksın, eğer senin elinde iş varsa ve yanındaki komşun iş yapamıyorsa o komşunun da iş yapmasını sağlayacaksın, o da evine ekmek götürecek.’şeklinde öğütlerde bulunurmuş. Daha sonra orada yapmış olduğu işe oradakiler kanaat getirirlerse ustalık diplomalarını verirlermiş. Yani olay bu şekilde gelişiyor. Bugün de aynı şekilde bizim odalarımız da birliğimizden esnaf odamıza kaydolabilmesi için ustalık belgesi alması gerekiyor. Ustalık belgesi eğer, senin bir sanatın varsa örneğin berbersen veya lokantacıysan buna benzer bir ustalığın varsa kaydolabiliyorsun. Eğer böyle bir ustalık belgen yoksa biz seni kaydedemiyoruz veya yanında usta çalıştıracaksın onun belgesi olacak. Biz hu şekilde bir gelenekten geliyoruz.”
Valilik makamından ayrılan heyet daha sonra Belediye başkanlığına ardından ise esnaf ve sanatkarlara ziyaretlerini gerçekleştirdi