Bilecik Valisi Şefik Aygöl’ün katılım sağladığı ve Macar Turan Vakfı Başkanı Andras Zsolt Biro ile “Söğüt Ertuğrul Gaziyi Anma ve Yörük Şenlikleri” ve “Hun-Türk Kurultayı” için Ortak Kültür Organizasyon İş Birliği Sözleşmesi imzalanan “Hun-Türk Kurultayı” Bugac Yaylasında düzenlendi.
Düzenlenen kurultay sonrası “Hun-Türk Kurultayı” Bilecikliler tarafından oldukça ilgi çekerken tarihi önemin de gündeme geldi.
Hun ve Türk kökenli milletlerin soylar toplantısı nedir?
Tarihi bakış
Macarlarda doğu (Asya) kökenli bir gelenek bugün hala yaşamaktadır.
XIX. Yüzyıl ortalarından beri- farklı bilimsel bakış açıları arasında Macarların kökeniyle ilgili bir tartışma şiddetli bir şekilde devam etmektedir. Son yarım yüzyılda (özellikle rejim değişikliğine kadar), çoğu zaman varolan deliller dikkatlerin dışında bırakılıp Macarların ’ Fin-Ugor ’ kökenli olduğu düşüncesi kuşku duyulmadan inanmaya mecbur bırakılmıştır.
Macarların kökenine ilişkin arkeolojik, dilbilimsel çalışmalar yanında etnografya ve antropoloji araştırmaları da bu konuda daha ayrıntılı ve daha karmaşık bir manzara ortaya çıkarmaktadır.
Artık birçok araştırmacı (özellikle arkeologlar ve antropologlar), Macarların antropolojik niteliklerinin ayrıca kültürlerinin de daha çok İran ve İskit geleneklerini yaşatan Orta Asyalı ’Türk’ nüfuslarıyla benzerlik gösterdiğini kabul etmektedir.
Macar tarihinin en önemli evrelerinden biri de „Honfoglalás” yani „Yurt Tutma” anlamına gelen 10. Yüzyılda Macarların Karpat Havzası’na göç etmesidir. Atlı göçebe kültürleri içinde Macarlarınki en batıda Avrupa’nın kalbinde kurulmuş bin yıldır ayakta duran bir devlettir. Kabilelerin birleştirilmesi ve kankardeşliği Macar millet geleneğinin temel taşlarından biridir.
Hükümdar Arpad, Karpat Havzası’na göçü sağlayan daha sonraki yüzyıllarda da hükmedecek olan Macar krallık hanedanının kurucu atasıdır. Macar tarihinin en önemli kahramanlarından biri, ulusun varlığının ve birliğinin sembolüdür. Arpad’ın babası Almoş bir hükümdardı (Almoş Macar dilinde bir rüyayla ana rahmine düşen anlamını taşır ve bunu sembolize eder). Emese’nin rüyası efsanesinde, soylu bir vezirin kızı olan Emese bir çadırda (yurtta) uyurken Macarların simgesi ve totemi sembolik şahin kuşu olan Turul’un, çadırın tepesindeki havalandırma boşluğundan içeri girip Emese’yi hamile bıraktığından bahsedilir. Durum böyle olunca efsanelerde vezir hanedanlığının kendiliğinden Turul soyundan geldiği düşüncesine yer verilir. Macar tarihinin en şanlı bölümleri Arpad hükümdarlığı ve onun soyundan gelenler zamanında yazılmıştır. Arpad hanedanlığı yani Turul nesli Macaristan’da 400 yıldan fazla hüküm sürmüşlerdir.
Macar kavimler tarihi „yurt tutma” (honfoglalas) ile değil (bu sadece Macarların Avrupa tarihidir), çok daha eskilere, uzak Doğu’ya dayanır.
Macar kavim birliğinin başlangıcının Orta Asya’ya kadar götürülebiliceği düşünülmektedir. Macarların ilk etnogenetik hareketleri kısmen Altaylarda ve bugünkü Kazakistan ve Özbekistan’ın belli bölümlerinde geçmiştir. Bu sürece Tarım Havzası (bugünkü Sincan Uygur Bölgesi) ve Pamir Bölgesi’ndeki eski halklar da etki de bulunmuştur. Macar kavimleri Orta Asya’dan Batı’ya göç ettikleri ve Aral-Hazar bölgesinde uzun zaman geçirdikleri tahmin edilmektedir. Ardından Güney Ural bölgesinden Hazar ve Ural Dağları arasındaki geçitten Kafkasların kuzeyindeki bozkırlara göç etmişlerdir. Macar kavimleri Hazar Kağanlığı tarihinde büyük rol oynadılar, özellikle de bu kağanlığın ordularında büyük askeri güçleriyle yer aldılar. Bu nedenle Macarların etnogenetik hareketlerinin önemli bir bölümü Kuzey Kafkasya’da ( bugünkü Dağıstan, Çeçenistan, Kabardino-Balkarya ve Karaçay) geçmiştir. Macar kavimlerinin bir kısmı Kafkasya’nın güneyine gitmişler (bazı kaynaklarda Savard Macarları olarak anılırlar) ve bugünkü güney Azerbaycan’a (Kuzey İran bölgesi) yerleşmişlerdir. Bu nedenle Savard Macarlarının Azerbaycan halkının etnogenetiğinde yer almışlardır.
Orta çağ Macar tarih yazarları Arpad hanedanlığının yani Turul hanedanlığının Atilla’dan, Hun İmparatorluğundan geldiğini yazmışlardır. Macar geleneklerinde de Macar efsanelerinde de tarihe hep böyle not tutulmuştur.
Bilimsel araştırmalar temel alınarak da söylenebilir ki Macarların Yurt Tutma öncesinde de doğulu göçebe halklar olarak, Alpin Kuşağı bozkırlarının en batıdaki uzantısı olan Karpat Havza’sına doğudan dalgalar halinde gelmişlerdir. Bunlar başlangıçta „Kurgan kültürlü halklar”, daha sonra İskit-Sarmat halkları (M.Ö 1000 yıllarında ) buraya yerleşen göçebe halklardandır. Bunun ardından V. yüzyılın başından itibaren Karpat Havzası’na Hunlar gelmişler ve burayı Avrupa imparatorluklarının merkezi haline getirmişlerdir. Hun İmparatoru Atilla burada yaşamış, imparatorluğunu buradan yönetmiş ve ölünce de Macaristan topraklarına gömülmüştür. Efsaneye göre Hunların büyük hükümdarı Atilla rahatsız edilmeden nur içinde yatsın diye Tisa Nehri’nin altına gömülmüştür ( bir adadan nehrin bir kolunu kapatıp nehir yatağına gömülmüş, ardından nehir kolunu açarak sular altında kalmasını sağlamışlar).
Atilla’nın ölümünden sonra Karpat Havzası’nın çeşitli bölgelerini, daha önce Hunlara hizmet eden Germen halkları yönetimleri altına aldılar. Bu halkları Bayan Kağan önderliğinde güçlü bir orduya sahip olan İç Asya kökenli ve atlı göçebe bir millet olan Avarlar 568 yılında yenilgiye uğratmışlar, o zaman Doğu Avrupa’daki en güçlü devlet olan Avar Kağanlığını kurmuşlardır ve sonlara doğru zayıflasalar da Macarların „yurt tutma” zamanına kadar ayakta kalmışlardır.
Atilla’nın ölümüyle Hun kavimlerinin büyük bir kısmı Doğu’ya yöneldi, Karadeniz’in kuzey kıyılarındaki steplere ve Kafkasya’nın kuzey kısmına. Daha sonra Macarlar buradan Macar kavimler birliği adıyla Batı’ya giderler ve Karpat Havza’sına kalıcı olarak yerleşirler. Burada Avrupa Macar Prensliği’ni oluştururlar. Bu devlet iyi düzenlenmiş ve olağanüstü güçlü bir orduya sahiptir. Zamanının Orta ve Doğu Avrupa’daki en güçlü devleti haline gelirler. Macarlar Avrupa’da devasa bölgelerden vergi alır, orduları ise bugünkü İspanya sınırına kadar ulaşır.
Kurultay-Soylar Toplantısı
Kurultay sözcüğü Altay dillerinde (özellikle de Türk dillerinin büyük kısmında) soy ya da kavim toplantısı anlamına gelir. Bu sözcük kavim sisteminde ve bu sisteme dayalı birliklerde yaşayan bozkır atlı göçebe kültürlerinin hemen hepsinde mevcuttu. Atlı göçebe olan Macar kavimleri de böyle toplantılar yaptılar (bundan Bizans ve Arap kaynakları da bahseder). Bu tarz kavim toplantılarında önemli kararların alınması, farklı kavimlerin önderlerinin bir araya gelmesi ve birçok kavmi ilgilendiren askeri konuların tartışılması gibi eylemler gerçekleştirilirdi.
Bu nedenle kavim toplantısı eski Macar kültürünün bir parçasıdır. Macar edebiyatında da yer alır. Örneğin Mór Jokai’nin „Mabut Kalesi” (Bálványosvár) adlı eserinde „a Székelyek körültajt ültek” (Sekeller körültaya oturdular) rastlanmaktadır.
Kurultay gelenek yaşatıcı bir kutlamadır. Gelenek yaşatıcılar eski Macar ve bozkır atlı göçebe kültürünü canlandırarak atalarının hatıraları önünde saygı duymaktadırlar. Yurt denilen göçebe çadırları kurulmakta ve insanlar isterlerse kendi atlarını da getirebilmektedir. Artık Macarların kültürel ve tarihi bağlarının olduğu Doğu’daki akrabalarıyla bir araya geldiği en büyük gelenek yaşatıcı kutlaması bu olmuştur.
Bu şölene Macar gelenek yaşatıcılar ve buna saygı duyanlar sadece Macaristan’dan değil, çevre ülkelerden Macarların yaşadığı bölgelerden de katılmaktadırlar.
Yer: Bugac kenti sınırında, Budapeşte’den 160 km. Güneyde, Macar bozkırlarının en güzel bölgelerinden birinde, Kiskunsag Milli Parkı sınırında (Avrupa’nın en büyük kumuşlar alanı). Ayrıca bu bölge geleneksel Macar çoban kültürünün ve atlı sporlarının da merkezlerinden biridir.
KURULTAY TARİHİ
Macarlar tarihleri boyunca yaşadıkları göç sırasında birçok milletle ve kavimle ilişki içinde olmuştur. Bunun dışında birçok bölgede bazı Macarlar da kalmışlardır. Farsça ve Arapça kaynaklarda bundan bahsedilmiştir.
Doğu’da kalan Macarlarla iletişim yollarının aranması ve kurulması Arpad Hanedanlığı zamanında başlamıştır ve iki tarafın da uzun süre birbiriyle iletişim halinde olduğu düşünülmektedir. Bilim adamlarından halktan insanlara kadar birçok Macar yüzyıllarca Doğu’da kalan kardeşlerinin araştırılmasını kendine amaç edinmiştir.
Bu programın temellerini András Zsolt Bíró adlı Macar antropolog ve beşeri biyolog ( aynı zamanda Doğa Bilimleri Müzesi araştırmacısı ) bir Kazakistan seyahati sırasında atmıştır. 2006 yılında Kazakistan’dayken veriler ve genetik (DNS) örnekler toplayarak analiz etmiş (Y kromozomu analizi), daha sonra şu anda Kazakistan sınırları içinde varlığını devam ettiren Madyar kavmi ve Karpat Havzası Macarları arasında sadece isim benzerliği olmadığını aynı zamanda genetik bağlarının da olduğunu kanıtlamıştır. Araştırma sonuçları dünyanın en önemli bilimsel dergilerinden birisi olan “American Journal of Pysical Anthropology” de yayımlandı. Bu araştırma diğer ulusların da dikkatini çekti ve araştırma grubuna da büyük bir ün kazandırdı. 2008 yılında András Zsolt Bíró Kazakistan Kültür Bakanı Yermukhamet Yertisbayev’den bir nişan alarak ödüllendirildi.
Kazakistan’daki Madyarların en büyük grubu Torgay topraklarında Kazak Argün kavmiyle kavim birliği sisteminde yaşamaktadır. Bu bölgeye güney ve güney doğudan yaklaşık 320-350 yıl sonra Karçıg Batır önderliğinde gelmişlerdir. Kazakistan’daki Madyar kavminin kuzey gruplarından birisi Kökşetau’da ve Rusya’ya bağlı Omsk topraklarında Kazakların Kıpçak kavmiyle aynı birlik içinde yaşamaktadır.
Macar kavim birliklerinin en önemli kalıntılarından birisi de Özbekistan’daki Kaşka-Darya bölgesinde (Karşı ve Şehribaz şehirleri arasında) yaşayan Macar adlı kavimdir. 2012 ve 2013’de András Zsolt Bíró önderliğinde bir araştırma grubu Özbekistan’daki bu Macar adlı kavmini bulunduğu yerlerde DNS örnekleri toplamışlardır. Bu araştırma grubunda Macar Tabii Bilimler Müzesi antropologları Sándor Évinger ve Zsolt Bernert de yer almışlardır. Genetik örneklerin bilimsel analizi halen devam etmektedir.
Yapılan araştırmaların sonucu Kazakistan’da ve diğer Orta Asya ülkelerinde de akrabalık ilişkilerinin önemine dikkat çekti. Kazakistan’daki Madyar kavmi bu duruma çok sevindi ve András Zsolt Bíró’ya kavim kurulu Fahri üyeliği verdiler. Bu kavim 2007’de kavim toplantısı yani Kurultay düzenledi ve buna András Zsolt Bíró önderliğinde bir Macar heyeti de katıldı. Bu ilk Macar-Madyar Kurultayı idi ve Torgay bölgesinde, şehirlerden uzak Sarikop Gölü bozkırlarında Saga şehri sınırında gerçekleşti. Bu toplantıda at yarışları, güreş, konserler yer aldı. Ayrıca Macar gelenek yaşatıcıların gösterileri de büyük ilgi topladı.