1. Haberler
  2. İlçe Haberleri
  3. Bozüyük
  4. Vakıf kültürünün şekillendirdiği bir şehir

Vakıf kültürünün şekillendirdiği bir şehir

featured

Gizemli ve şanlı geçmişi, tarihe iz bırakan kahramanlıkları, anıtları, manevi mekanları ve muhteşem minariyle yaptırılab camileriyle bir başkadır Bozüyük. Tam bir Vakıf kültürünün şekil verdiği bu ilçeyi yakınadan tanıyalım.

Belediyenin resmi sitesinde yer alan bilgilerden yola çıkarak şu bilgilere ulaşabiliriz.

KASIM PAŞA KÜLLİYESİ:

BOZÜYÜK’Ü ŞEKİLLENDİREN VAKIF

“Eğer savaşı kazanıp dönersem bu dört köyün ortasına bir cami yaptıracağım.”

Anadolu Beyler Beyi Cezeri Kasım Paşa-1522

Bozüyük,  Erken Osmanlı mimarisinde yapılmış  külliyesinin ve beraberinde vakıf kültürünün şekillendirdiği bir şehir olmuştur.  1525´ten önce bugünkü Bozüyük´ün yerinde Çayköy, Arıklar, İçköy ve Atkaydı köyleri bulunmaktaydı.

Kanuni Sultan Süleyman´ın, Rodos Seferi’ne çıkacak Kasım Paşa komutasındaki ordusunun Bozüyük´te konaklayacağına karar verilince, ordunun ihtiyacı olan erzak ve ihtiyaçları da Bozüyük halkından para karşılığı temin edilmişti. Kısa sürede tüm ihtiyaçların karşılanabilmiş olmasından dolayı Kasım Paşa çok memnun kalmıştı. Savaştan zaferle dönen komutan sözünü tutup cami ve külliyeyi 1525 – 1528 yılları arasında yaptırır. Cami ve külliyenin yapılmasıyla birlikte bu dört köy halkı birer ikişer şimdiki Kasımpaşa Mahallesi’nin bulunduğu yerde toplanarak bu günkü Bozüyük´ü oluştururlar.

Cezeri Kasım Paşa tarafından 1525 – 1528 yılları arasında yaptırılan külliyede; cami, imarethane ve mutfak, aşhane ile yıkılıp kaybolan medrese, kervansaray, sıbyan mektebi, ve hamamdan oluşuyordu.
“Kervansaraya birçok at konabilir. Camiyi otuz sene evvel Cassan Bascha(Hasan Paşa)-(Kasım Paşa) yaptırmış. Caminin yanında iki tane imaret var. Burada yolculara çorba ve içinde et bulunan pilav veriliyor. Kervansaray bütün yıl çalışıyor. İmaretin mutfaklarından bu şehirde oturacaklardan isteyenlere günde iki defa etle çorba dağıtılıyor. Cami, misafirhaneler, hoca için odalar ve imarethane kısmıyla birlikte ve hepsi bir arada güzel bir tesis. Caminin önünde avluda yuvarlak mermerden yapılmış yüksek bir şadırvan var. Türkler camiye girmeden önde burada yıkanıyorlar(abdest alıyorlar). Eskiden eşkıya yüzünden buralarda kimse barınamazmış. Ancak Kasım Paşa ; camiyi, kervansarayı ve imarethaneyi yaptırmak suretiyle halkı burada toplamış.”

Dernschwam-19 Mart 1555

Bozüyük Kasımpaşa Camii, mimari yapısı itibariyle bozulmadan günümüze gelebilmiş, 16. yüzyıl başındaki tek kubbeli Klasik Osmanlı Camii Şemasına uygun çizgileri ve içindeki zengin süsleme     programıyla     Türk     Mimarisi’nin     nadide     örneklerindendir.  Cami,  kuzeyde  Bozüyük-Eskişehir   karayolu,  güneyinde  Köteşliler   Caddesi,  batısında  Aşevi Aralığı, doğusunda Zübayde Hanım Caddeleriyle çevrili alanda yer alır. 17x17m. boyutlarında kare planlı olan camiye giriş yönü kuzey cephesidir. Duvar kalınlıkları 1.65 m. kubbe çapı 13.80 m.’dir.

Taş ve Mermer Süslemeler

Boyutları 1.82×4 m. olan giriş kapısının kemeri, yeşil-‐beyaz iki renk mermerin alternatifli yerleştirilmesinden   oluşur.   Kitabe   ile   kemer   arasında   kalan   köşebentler,   rumî   motifleriyle bezenmiştir.  Mermerden  olan  kitabenin  etrafı,  yine  rumî  üslubunda  motiflerden  oluşan  bir bordürle çevrelenmiştir. Son cemaat yeri sütun başlıkları, mihrabiyelerin yaşmakları, minarenin şerefe  altlarındaki  konsollar,  vaaz  kürsüsü  ve  mihrap  nişinin  yaşmağı  mukarnas  süslemelidir. Beyaz  kesme  taştan  yapılmış  olan  mihrabın  ölçüleri  5.90×2.50  m.’dir.  Mihrabın  niş  kısmı  beş kademelidir.  16.  yüzyıl  taş  mihraplarının  önemli  bir  örneği  olan  mihrabın  taç  kısmında  tepelik dizisi şeklinde süsleme bulunur.

 

Caminin en ilgi çekici süslemesi, güney doğu köşesinde, külliyenin banisi olan Kasım Paşa’nın Hama valiliği yaptığı dönemde orada bulunan bir yapıdan getirtmiş olduğu dört zarif sütun üzerine oturtulmuş olan kürsüye benzer bir mimari öğe bulunmaktadır.

Sütunların    kasnak    kitabesindeki    yazılarda    adı    geçen    şahıs    Hama Eyyûbileri’nden II. Muzaffer Eyyûbi (1229-­‐1244) yahut aynı adı taşıyan III. Muzaffer (1284-­‐1298) olmalıdır. Tarih verilmediğinden eserin hangi sultana ait olduğu kesinlik kazanmamıştır. Boyları 1.60 m. olan dört sütun, üzerine mermer bir levha konularak kürsü haline getirilmiştir. Sütunların gövdeleri zikzak yivlerle süslenmiştir. Yalnız iki yan yüzü işlenen mermer başlıklar, insan ve çeşitli hayvan figürlerinin yer aldığı rumî üslubunda motiflerle dantel gibi bezenmiştir. Sütunların zemine basan kısımlarında da on santim kalınlıkta bantlar halinde kıvrım dallar üzerinde çeşitli hayvan figürleri işlenmiştir Sütun başlıklarının köşe üçgenlerinde üzüm asmalarının kıvrım dalları arasında ellerinde sepetle üzüm toplayan iki figür bulunur. Sütunlardaki zikzak ve  kabartma süslemeleri, Anadolu Selçuklu dönemi taş işçiliğiyle benzerlik göstermektedir. Osmanlı döneminde insan ve hayvan figürlü süslemelerin camilerde kullanılmaması açısından sıra dışı bir örnektir.

Çini Süslemeler

Bozüyük Kasımpaşa Camii, 16. yüzyılın ilk yarısında renkli sır tekniğinde çinilerin kullanıldığı ilk yapılardandır. Renkli sır tekniği, Anadolu mimarisinde ilk olarak Türkler tarafından kullanılmıştır (Aslanapa, 1965). Bu teknik, Erken Osmanlı Çini Sanatı’nın en önemli yeniliğidir. Caminin son cemaat yerindeki iki pencere alınlığı, harim kısmındaki aydınlatma pencerelerinin alınlıkları, minberin yan aynalıkları ve külahı, müezzin mahfili ve vaaz kürsüsünün korkulukları renkli sır tekniğinde çinilerle bezelidir. Minberin yan alınlıkları ve minber külahının çiniyle bezenmesi ilk olarak burada görülmektedir.

Kalemişi Süslemeler

Camide en yoğun olarak göze çarpan ikinci süsleme türü kalem işleridir. Son cemaat yeri orta kubbenin içinde merkezdeki göbekten ışınsal olarak yayılan desen, kubbe eteğinde tepelik dizisi şeklinde bir süslemeyle son bulur. Göbekteki madalyonun içi ve çevresi, ayırma rumî ve hatâyî motifleriyle bezenmiştir.Renklendirmede sarı zemin üzerine mavi, lacivert, açık kırmızı, kahverengi ve beyaz kullanılmıştır.

Mihrabın sağ üstünde yer alan madalyonda celi sülüs   tarzında   hat   yazısı   ile,   siyah   zemin   üzerine   altın   yaldızla   “Allah   (c.c.)”,   soldakinde “Muhammed (a.s.)”yazmaktadır.  Kuzey  duvarındaki  üç  madalyondan ortadakinde  “Ya  Hazret-­‐i  Bilal-­‐i  Habeşî  (r.a.)”,  sağdakinde  “Hüseyin  (r.a.)”,  soldakinde  “Hasan (r.a.)”   yazmaktadır.

Ana kubbenin içinde göbekten yayılan ışınsal desen şeması ile hatâyî ve rumî üslubunda motiflerden oluşan süsleme bulunur Kubbenin göbeğinde süslemelerin yanı sıra celi sülüs tarzında hat ile Cuma Sûresi 62/9. ayeti yazılmıştır Siyah zemin üzerine altın yaldız ile yazılmış olan yazının okunuşu şöyledir:

“Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ nûdiye lis salâti min yevmil cumuati fes’av ilâ zikrillâhi ve zerûl bey’a, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûn.”

Türkçesi:

“Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman Allah’ı anmaya koşun; alım satımı bırakın ; bilseniz , bu sizin için daha iyidir.” (mealler.org).

Yazının bitiminde görülen “Ketebehü Halim 1359(1940 M.)” imzasından, bu yazının Halim Özyazıcı’ya ait olduğu , fakat yazının başlangıç ve bitiş noktaları arasında kalan boşluk ve ketebenin üzerinde yer alan “Nakkaş Avnî” imzasından dolayı, Halim Bey’e ait olan yazı kalıbının nakkaş tarafından buraya uyarlandığı anlaşılmaktadır. Caminin kuzey duvarında yer alan madalyonlardan “Hüseyin(r.a.)”yazanda “Ketebehü Hakkı 1359 (1940M.)” imzası görülmektedir. Bu imzanın yine yirminci yüzyılın meşhur hattatlarından İsmail Hakkı Altunbezer’e ait olması da bu fikri doğrulamaktadır.

Ahşap İşçiliği

Caminin ahşap işçiliği, kapı ve pencere kapaklarında görülmektedir Giriş  kapısının  sağ  ve  sol  kanatlarında  ahşap  üzerine  oyma  olarak  sülüs  hattı  ile  sağ tarafa  Besmele,  sol  tarafa  ise  “Udhulûha  bi  selâmin  âminîn  -­‐  Oraya  güvene  kavuşmuş  olarak selamla girin” (Hicr Suresi 15/46) yazısı işlenmiştir

Kündekarî tekniğinde işlenmiş olan pencere kapakları ceviz ağacından yapılmıştır. İstiklal Savaşı sırasında yapının batı, güney batı ve doğu duvarlarındaki pencereler tamamen yanmış, sadece mihrabın doğu tarafındaki pencere kapağı orijinal olarak kalabilmiştir. Alt ve üst tarafında yatay dikdörtgen şeklinde alanlar bulunan kapağın orta kısmında dört sıra olarak oniki kollu yıldızlardan oluşan daire formu içine oturan geometrik bezeme bulunmaktadır.

SOĞUKPINAR CAMİİ

Bozüyük Çarşı Mahallesi Saraycık caddesi üzerinde yer alan cami, adını yapıldığı bölge olan ve bir çok yer altı suyu kaynağı ve çeşme bulunan Soğukpınar Mevkiinden almaktadır.

Cami Osmanlı Devleti Döneminde yapımı tamamlanan İzmit-Ankara demir yolu hattı üzerinde yer alan , Alman Arkeolog A.Körte’nin 1895-96 yıllarında kazısını yaptığı ve şehre ismini veren Boz Höyük’ün bulunduğu alana ahşap-kerpiç malzeme kullanılarak dikdörtgen planda inşa edilmiştir.

Cami kitabesinde ” İş bu Cami-i Şerifin Bani-i Sanileri Ümera-yı Çerakiseden Hacı begzade Süleyman Zeki ve Ahmed Bican ruhlarına fi 29 receb 1330 el-fatiha ” yazmaktadır. Soğukpınar Camisi 14 Temmuz 1912 yılında yaptırılmıştır.

2017 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyonuna başlanan camide ahşap mimari öğelerin ve taşıyıcıların işlevselliğini tamamen yitirmesinden dolayı yeniden yapım ihalesine çıkılmış ve aslına uygun olarak tekrar yapılarak 04.04.2019 tarihinde tekrar ibadete açılmıştır.

TEKKE MAHALLE CAMİ

Bozüyük Tekke Mahallesi Yeni Söğüt Caddesi ile Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu Caddesi kesişimin de yer almaktadır. Cami yanında bir mekteple birlikte Temmuz-Ağustos 1902 tarihinde Orman ve Ma’adin Muhasebecisi Muhyiddin Bey tarafından inşa ettirilmiştir.

Cami kitabesinde ” Ayşe Hanım heman olsun gark-i mağfiret eyle ya rabbim anı pürnur-ı feyz-i ehramın yapdı. Muhyiddin beg iş bu mu’alla cami’i ömrünü efzun ide Allah o zat-ı erkemin rebi’ü’l ahir sene 1320” yazmaktadır.

Cami ile birlikte inşa edilen mektep kitabesinde  ”Kur’an-ı Kerim tilavet olunmak üzre iş bu mektebi Orman ve Ma’adin Muhasebecisi Muhyiddin Beg inşa Etdirmiştir. Sene 1320” yazmaktadır.

Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından  2016 yılında restore edilen cami daha önce günümüze ulaşmayan sadece kitabesi bulunan mektep binası da inşa edilerek 2017 yılında tekrar ibadete açılmıştır.

KOVALICA (KUMRAL BABA) SULTAN HAMİT CAMİ

Bozüyük Şehir Merkezine 7 km mesafede ki Kovalıca Köyü’nde cami kitabesinde Sultan Hamit Camii 1889 ibaresi yer almaktadır.

Dikdörtgen planlı olan  cami Sultan 2. Abdülhamid Han’ın Osmanlı Kuruluş coğrafyasında gerçekleştirdiği imar faaliyetleri kapsamında yaptırdığı düşünülmektedir.