1. Haberler
  2. İlçe Haberleri
  3. Bozüyük
  4. Tarihçi ve yazar Mustafa Turan yazdı: “Bozüyük İlçemizde Gördüklerim”

Tarihçi ve yazar Mustafa Turan yazdı: “Bozüyük İlçemizde Gördüklerim”

featured

Tarihçi ve Yazar Mustafa Turan, Bilecik’in Bozüyük İlçesine ilişkin duygu ve görüşlerini aktardı.

Mustafa Turan, yazısında şunları aktardı:

“Efendim! Dün, kahramanlar otağı ve evliyalar yatağı memleketim Bileciğin en gelişmiş şirin ilçesi Bozüyük’teydim. Şahit olduğum güzellikleri sizlerle paylaşayım istedim.

Bir süre önce Bozüyük ilçe müftümüz Muammer Ölmez hocamız aradılar ve M.Akif’in vefat yıldönümü olan 27 Aralık Cuma günü “Bozüyük Gençliği Akifi Anıyor” konulu bir konferans talep ettiler.

“İlçemizde Yeşilkent Kumral Abdal Hafızlık Kuran Kursumuz var. Hafızlığa çalışan kız ve erkek talebelerimizle hocalarını da bir söyleşi için sizinle buluşturmak istiyoruz” dediler.

Gençlere yönelik bu duyarlılıkları dolayısıyla, hem kendilerini tebrik ettik ve hem de taleplerini programımıza alarak dün icra ettik elhamdülillah.

Geçtiğimiz sene de Bozüyük müftülüğümüzün din gönüllüleri ile Kur’an Kursu hocalarının katıldığı tüm personeline, “Medeniyetimizde Aile Kurumu ve Ailede Okuma Kültürü” konulu bir konferans vermiştik.

Aziz Dostlarım! Bölgenin bir evladı olarak Bozüyükte gördüklerimi ve duyduğum uçsuz bucaksız bahtiyarlığımı sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Merhum Mahir İz’in, “Sadece eliyle çalışan ameledir. Eli ve kafası ile çalışan ustadır. Eli, kafası ve kalbi ile çalışan ise, sanatkârdır” sözünden mülhem, öncelikle ilçe müftümüz Muammer Ölmez hocamızın liderliğinde,adeta bir arı kovanındaki âhenk ve disiplin içinde,eli,kafası,kalbi ve ruhu ile bir sanatkâr üslubuyla üstün hizmet veren, tüm müftülük personeline takdirle beraber teşekkür ediyorum.
İlçe müftümüz Muammer Bey’i, durmadan çalışan ve çalışmadan durmayan, nezaketi, zarafeti, üslubu, samimiyeti, misafirperverliği, güleryüzü ve insanlığı ile nev i şahsına münhasır farklı bir portre olarak, tanıdık. İslam diye bir derdi, Kur’an diye bir davası ve mukaddesler diye bir sevdası olan, kendine has tavrı ve tarzı olan Müftü Bey’in Bozüyükte yedi katlı devasa Bölge Yatılı Hafızlık Kur’an Kursu’nu ekibiyle birlikte inşa etmesi,onun çalışkanlığı ile üretkenliğinin şahaser bir fazileti olarak görmek mümkündür.
Bu faziletli keyfiyeti,bizim kalbimizde de zât ı âlilerine ayrı bir makam tahsis etmiştir..
İlçe müftülüğünün,özellikle istiklalimiz ve istikbalimiz demek olan gençlere yönelik devasa projelerini ve icraatlarını ayakta alkışlıyorum.
Dünkü programa katılan yüzlerce gencin önce Kur’anlı,ilahili,sohbetli manevi bir ziyafetin, çıkışta zengin menülü maddi bir ziyafetle taçlandırılması, her türlü takdirin fevkinde bir faaliyetti.
Bu, bir tarz eğitim faaliyetidir. Unutmayalım ki, kaliteli insan kaliteli eğitimle yetişir.Tost yiyen,test çözen,telefonuyla yalnızlaşmış robot gibi bir nesil yerine, hakkı ve hakikati,adalet ve hoşgörüyü, ilim ve irfan ile din i mübin i İslamı temsil,tebliğ ve telaffuz eden bir nesil yetiştirmek için Müftü Bey, “eğitimin çöküşü milletin çöküşünü getirir” diyerek ve durumdan vazife çıkararak, personeli ile seferber olmuş vaziyette, gece gündüz çalışmaktadırlar.Rabbim yâr ve yardımcıları olsun.
Bugün gelinen noktada toplum, özellikle de gençliğimiz “argo lisan” ile kuşatılmış vaziyettedir. Bizi dinamize eden milli ve dini tüm dinamiklerimiz itibarsızlaştırılmış,erdem, öz ve söz kirletilmiş, edebiyat dahi edepsizleştirilmiştir. Genleri bozulmuş ve özünden koparılmış bir nesille hiç bir yere varılamayacağı şifresini çözen müftümüz, ecdadımızın ilim verirken, meselenin ruh boyutunu da ihmal etmediğinin, nesillerine verdikleri eğitim ve öğretimi ruha dönüştürdüklerinin, terbiye ve tahsili birlikte götürdüklerinin, ilmi, irfan ve hikmetle takviye ettiklerinin farkında olarak faaliyetler icra etmektedir.
Hele İstanbul-Antalya yolu üzerindeki o devasa “Bölge Yatılı Kız Hafız Kur’an Kursumuz”, Bözüyükle birlikte yoldan gelip geçenleri “Edep Yâ Hu” dercesine, Mevlanaca selamlaması, bölgeye manevi bir atmosfer oluşturduğunu müşahede ettim.
Değerli Dostlarım!
Antalya güzergahında yol alırken, Bozüyükte bir mola vermenizi, Müftü Bey’in bir kahvesini içmenizi ve bünyesinde hafızlık yapan talebelerin arı kovanındaki uğultuya benzer, binanın dışına taşan bülbül ü hoş Kur’an seslerini duyarak ve daha binaya girerken , letafet yüklü buram buram Kàbe ve Ravza kokusunu hissederek bir ziyaret yapmanızı tavsiye ederim.
Görün bak, beş yıldızlı bir otel tarzında tefrişatı yapılan Kur’an Kursunun kapısından daha içeri ayak basarken, burcu burcu bir manevi atmosferin sizi gönlünüzden kalbinize, kalbinizden de beyninize kadar hücre hücre tüm varlığınızı sarıp kuşattığını hissedeceksiniz. İçinizden bu kutsal yuvada hafızlık yapan bir talebe olmayı düşünecek ve mutlu olacaksınız.
Mescitleri,konferans salonları, dört kişilik yatak odaları ile etüt odalarının tertibi,düzeni inanın insanı hayranlıkla birlikte hayrete de garkediyor.
Dünkü programları bu devasa binada icra ettik. Müftü Bey’in şahsında, yapanlara, yaptıranlara, bir oda da olsa tefrişatını üstlenenlere, bir tuğla da olsa katkı ve destek verenlere teşekkür ediyorum.
Allah cümlesinden razı olsun.
Dün Müftü Beyle birlikte, Kur’an Kursu hocalarımızla da sohbet etme imkanı bulduk. Genelde tüm müftülük personelinin,özelde ise Kur’an Kursu hocalarımızın her birinin, hafızlık yapan talebelerinin gönüllerini sevgiyle fethettiğini, onları melekût semalarında gezdirdiğini ve bir şelale haşmetiyle gönüllerine akarak, ilim deryalarında yüzdürdüğünü gördüm.Derinlerden topladıkları paha biçilmez bilgi incilerini, talebelerinin kalp,beyin ve ruh üçgeninin tezyininde kullandıklarına şahit oldum.
Katrede ummanı,sükutta tuğyanı, ilimde aşkı gösterdiklerini müşahede ettim.
Gonca gibi, gül gibi, hoşgörü çağlayanı Mevlana gibi, sevgi şelalesi Yunus gibi,bilgi pınarı Âkif gibi bilge ve gönül insanı talebeler yetiştirme çabalarını tanıdım.
Kitaba, ilme ve alime müştak, sevgi ve hoşgörüyle kolkola, alıcı olmaktan çok verici, çiçekler kadar taze , şebnemler kadar parlak ve yediveren güller kadar renkli, vatan kokan,inanç kokan,bayrak kokan güzel ve seçkin talebelerini, ideal insanların su katılmamış mümessilleri olarak yetiştirmek için canla başla çalıştıklarına tanık oldum.
Bilindiği gibi halkın helakı iki nesnededir: Birisi halka hürmet etmemek. Diğeri de Hakk’a minnet etmemektir. Bozüyük müftülüğünün seçkin kadrosunun yüreklerine ebedi bir bayram mayası çalınmışcasına, gönülleri çocuk ve genç sevgisiyle dopdolu olarak talebeleri, maddesi ve manasıyla ufku ve vizyonuyla, eylemi ve söylemiyle, ahlak ve edebiyle Hakk’a minnet eden,halka hürmet eden birer şahsiyet abidesi olarak yetiştirme adına, destanımsı bir mücadele vermekte olduklarını gördüm.
Karanlıklar içinde yakamozlar nasıl bir ışıksa, tıpkı bu ışıkların toplu bir elektrik
şelalesine dönüşmesi gibi, Müftü Bey’in koordisinde tüm personelinin , gençleri en iyi şekilde yetiştirip toplumu aydınlatma gibi bir işlevi olduklarının farkına vardıklarını farkettim.
Ben bu eğitim yuvasının bağrında, durmadan çalışıp çabalamanın, fedakarlığın,samimiyetin, dostluğun, arkadaşlığın, yardımlaşma ve dayanışmanın gayet net resmini gördüm.
Edep ve ahlak abidesi,bilgi ve kültür zengini sevimli insan minyatürü niteliğinde olan,kendileri küçük ama dünyaları ve fikirleri büyük seçkin ve saygın hafız adayı pırlanta talebeler gördüm. Bahtiyar hafız anne babaları ile her türlü takdîrin fevkinde gönüllü Hafız annelerini gördüm.
Ben bu kubbe altında;
Can ve heyecan gördüm.
Hamle ve hareket gördüm.
Sevgi ve samimiyet gördüm.
Daha nice güzellikler gördüm ki, anlatmaya kelimeler kifayet etmez. Kelam yetersiz.kalem âciz kalır.
“Farkı fark etmek, farklı insanlara ait bir mevhibedir” denir.Bu bakımdan şimdi ben, Bozüyük müftülüğünün özelliklerini ve güzelliklerini,faziletlerini ve meziyetlerini fark edenlerden biriyim.
İlim,irfan ve hikmet,edep ve haya, zikir ve fikir, ahlak ve şahsiyet, fazilet ve meziyet, hoşgörü ve adalet, saygı ve sevgi gibi değerler, hangi mikyasta ölçülürse ölçülsün, bütün bu en’lerin simge ve sembolleri bu kurumda mevcut olduğuna inanıyorum.
Ben onları böyle tanıdım, böyle gördüm, böyle bildim.
İlçe Müftümüz Muammer Ölmez hocamızın şahsında, Vâizinden din gönüllüsüne, hocasından talebesine, idarecisinden yardımcı personeline kadar hepsini, takdirle alkışlamak,sevgi ve muhabbetle selamlamak benim uçsuz bucaksız bir bahtiyarlığımdır.
Hepsi de sağ olsunlar,var olsunlar…
Efendim!
“Marifet iltifata tabidir. Marifetsiz iltifat zayidir” denir.
Bu iltifatlar, asla abartı değil,bir hakikattir. Hak edenlere helali hoş olsun. Bizde Rabbimizden bu kolektif destanımsı çalışmanın devamını ve bereketini niyaz ediyoruz.
Sevgi,dua ve muhabbetlerimle efendim.”