Yaklaşık yarım Asır önce, 1980’li yıllarda Sözlü Çiftetelliler, Bilecik Oyun havaları başlığı altında kayda alınan ve piyasaya sürülen kaset, Bilecikliler için hala ilk günkü ilgiyle dinleniyor.
Kasette; Dol Karabakır, Söğüt’ün Erenleri, Cezayir,Şu Lefkenin üstünü duman bürüdü, Karşılama gibi yöreye ait 13 oyun havası bulunuyor ve şu an dahi günümüzde yöremizdeki tüm eğlencelere renk katıyor.
Kaset kaydında klarnet çalan Bekir Kaygısız şu an 83 yaşında, Bilecik’in Yenipazar ilçesi Tekeciler Köyünde ikamet ediyor. Köyde uzun yıllar muhtarlık da yapan Bekir dede, hayvancılıkla uğraşmamasına rağmen yıllar önce kurduğu değirmende köydeki vatandaşlara yardım amacıyla yem öğütüyor ve yörenin ağaçlandırılmasına yönelik elinin değdiği her yere, adeta dağa taşa fidan dikerek yaşamını sürdürüyor.
Askerden önce kendi kendine merak ederek klarnet çalmayı öğrendiğini, askerde ise mızıka bölüğünde nota öğrendiğini aktaran Kaygısız, yıllar önce de müzisyen arkadaşları Cümbüşçü Saim ve merhum Kemancı Önder ile Bilecik’te ilk defa yöreye ait kaset çıkararak bir ilke imza attı.
KLARNET ÜSTADI BEKİR KAYGISIZ O GÜNLERİ ANLATTI
5 Kişilik bir saz ekibiyle Bilecik’te çoğu düğünde o zamanın deyimiyle ‘çalgıcılık’ yaptığını aktaran ve o günleri çok özlediğini belirten Bekir dede gazetemize verdiği röportajda şu bilgileri aktardı:
”O zamanlar düğünler daha kalabalık ve coşkulu olurdu. Özellikle Bilecik’e ait oyun havaları ve türküler çevre illerde de çok rağbet görürdü. İstanbul, Ankara, Eskişehir, Bursa gibi illerde bir çok düğün ve özel gecelere katılır, müziğimizi icra ederdik. Bilirsiniz, başka şehirlerde yaşayan çok fazla Bilecikli var. Bir de o zaman herkesin çalgıya ayıracak parası olmazdı. Teyiplerden kasetlerle oyun havası açıp oynarlardı. Hem bu nedenle hem de başka şehirlerde yaşayan hemşerilerimizin ısrarlarıyla bir kaset çıkardık. Çok sevildi, sayıldı ve müthiş tuttu. Zengin fakir herkesin düğününde bizim yorumladığımız oyun havaları çalıyordu. Şu an bile katıldığım bazı düğünlerde özellikle çiftetelli ve karşılamanın kasetimizdeki orjinal notalarla çalındığını görüyorum ve mutlu oluyorum. Eski günleri çok özlesem de bu durum beni mutlu etmeye ve gururlandırmaya yetiyor.
HEMEN HEMEN HER KÖYDE ENSTRÜMAN ÇALAN BİRİLERİ OLURDU
60, 70, 80’Li yıllarda Bilecik’te özellikle köylerde enstrüman çalan kişiler olurdu. Bu başlı başına bir geçim kaynağıydı. Bir darbuka, bir keman, bir cümbüş ve bir klarnet çalan bir araya geldi mi o iş tamam! Vur patlasın çal oynasın hem eğlen hem de para kazan. Allah’a şükür ben 4 tane çocuk büyüttüm düğünlerde klarnet çalarak. Lakin şimdinin gençleri enstrüman öğrenmiyorlar heves etmiyorlar. Bizler de artık yaşlandık. Artık bayramlarda seyranlarda torunlar isterse bir şeyler çalışıyoruz.
GELDİK, GİDİYORUZ! İNŞAALLAH BU ESERLER UNUTULMAZ
İnsan bu dünyaya konar göçer. Lakin yöremizin ne türküleri unutulsun ne oyun havaları unutulsun ne de bize özgü yemekler, geleneklerimiz,adetlerimiz, sözler unutulsun. Gençlerden yana tek temennim bu. Herkes sağlıcakla, müzikle kalsın.”