1. Haberler
  2. Manşet
  3. “28 ŞUBAT, BU MİLLETİN TARİHİNE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇMİŞTİR”

“28 ŞUBAT, BU MİLLETİN TARİHİNE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇMİŞTİR”

featured

Erbakan Vakfı Bilecik İl Gençlik Kolları Başkanı Abdulbaki Berk, Türkiye tarihine “post modern darbe” olarak geçen ve toplum ile siyaset üzerinde derin postal izleri bırakan 28 Şubat sürecinin 20. yılına özel bir açıklama yaptı.

 

“28 Şubat, asıl operasyon merkezi dışarıda olan odakların hainlik ve alçaklıkta sınır tanımayan ahlaksız, acımasız, duygusuz yerli iş birlikçileri aracılığıyla millet iradesine yapılan iğrenç bir darbedir.” diyen Berk açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Bugün 28 Şubat 2017 Millet iradesine müdahalenin üzerinden tam 20 yıl geçti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en başarılı hükümeti olan 54.Hükümete karşı yürütülen dış destekli çirkin kampanyalar, bu milletin tarihine kara bir leke olarak eklenmiştir.

Siyasi geçmişimizde ve literatürümüzde eşsiz acılar ve zulüm karşılığıyla yer alan 28 Şubat, aklımızı, ruhumuzu donduran soğuğuyla hatırlanacaktır. 28 Şubat, asıl operasyon merkezi dışarıda olan odakların hainlik ve alçaklıkta sınır tanımayan ahlaksız, acımasız, duygusuz yerli iş birlikçileri aracılığıyla millet iradesine yapılan iğrenç bir darbedir. Çünkü millete kurulan tuzak, yapılan komplo ve kuşatma doğrudan maddi-manevi varlığımızı, ilim ve irfanımızı, ahlak ve maneviyatımızı, yaşama tarzımızı hedef almıştır.

28 Şubat’ta devleti ve milletiyle ülkemiz, tüm hatlardan uçuruma itilmiştir. Milletimizin hür iradesiyle, seçimlerde Türkiye’nin birinci partisi olmuş bir partiye, Refah Partisi’ne yapılanlar, o zaman kadar demokrasi havariliği yapanların gerçek yüzlerini ortaya çıkarmıştır.. Kendilerini milli iradenin üzerinde görenler, halk  iradesiyle iktidar olamayanlar aynı 27 Mayıs 1960’ta, 12 Mart 1971’de, 12 Eylül 1980’de olduğu gibi 28 Şubat 1997’de de kirli planlarını uygulamak için yönetimi silah zoruyla gasp etme yolunu denemiş, emellerine ulaşmada bir ölçüde başarılı da olmuştur. Atatürkçülük, ilericilik, çağdaşlık yalanı ve perdesi arkasından sürdürdükleri planlarıyla bir şekilde halkını susturdukları, siyasetçisini sindirdikleri ülkeyi yağmalamışlardır. Yaşanılan süreçte birçok sendika, dernek ve vakıf baskı altına alınmış, keyfi uygulamalarla bazıları kapatılmış ve mal varlıklarına el konulmuştur. O süreçle birlikte milletin iradesine ipotek konulmuş önce halkın tercihi ile birinci parti olan Refah Partisi kapatılmış, daha sonra da Refah Partisi’nin devamı olarak kurulan Fazilet Partisi de aynı akıbetle karşı karşıya bırakılmıştır. Bir siyasi hareketin tabanı resmen toplum mühendisliği çalışmasıyla zihinsel olarak yeniden dizayn edilmiş ve çaresizlik içinde bırakılmıştır.

28 Şubat Sürecinin niçin yaşandığı bizzat hedefteki isim olan dönemin Başbakanı Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız tarafından varlığı açıklanan gizli bir belge ile de ifşa olmuştur.  O belgede 28 Şubat sürecini başlatan emri 1996 yılının Ekim ayında ABD’nin verdiği gayet açıktır.  Bu belgenin  dördüncü maddesinde yer alan ‘’ Türkiye, Birleşik Devletlerin anahtar stratejik ortağı olarak kalmak mecburiyetindedir ve onun bu pozisyonunu sürdürüp gerçekleştirmedeki başarımız,  bizim milli menfaatlerimizi doğrudan etkileyecektir’’ ifadesi  sürecin Türkiye’nin uluslararası ilişkilerdeki yerini korumak üzere işletildiğini göstermektedir.

O dönem Merhum Erbakan Hocamızın Başbakanlığında başlatılan  D-8 projesi emperyalist güçleri son derece rahatsız etmiştir. Dünya çapında bir proje olan D-8’ler Yüz seneden beri başsız, sahipsiz kalmış İslam âleminin yeniden Türkiye’nin öncülüğünde ayağa kalkmasının ilk adımı olmuştur. İslam Birliği’nin kurulmasında atılmış ilk resmi ve somut adımı olmuştur. İslam âlemi için son yüz yılın en somut, en stratejik, en ciddi kurtuluş reçetesi olması dış güçleri ve yerli işbirlikçilerini rahatsız etmiş ve 54.hükümete  karşı harekete geçirilmiştir. Aynı şekilde içeride Havuz Sistemi olarak bilinen Kamu-Tek hesabına geçiş rant ekonomisi ile beslenen küresel sistemin uzantısı kesimi de sömürü çarkını devam ettirme arayışına itmiştir. 28 Şubat Sürecinin tanıklarına düşen olup biteni yeni nesle en doğru şekilde anlatmaktır. Belki böylelikle o dönemde akamete uğratılan D-8 Projesi ve Kamu-Tek Hesabının önemi daha iyi anlaşılabilir. Aynı zamanda kimlerin 28 Şubat ürünü olarak siyasi arenada boy gösterdiği de ortaya çıkar.

Sonuç olarak 28 Şubat’ın ”1000 Yıl” süreceğini iddia edenler bilmelidirler ki, biz buradayız ve kıyamete kadar burada olmaya devam edeceğiz. Biz inanıyoruz ki ” Bizler gemileri karada inşa edeceğiz, Allah denizi ayağımıza getirecek.” ve bugün geldiğimiz nokta itibari ile Muhterem Hocamızın ifadeleriyle ”Refah Partisi’nin kapatılmasının bu şanlı tarihimizde bir nokta kadar bile değeri yoktur.” Bizim buradaki duruşumuz bunun en önemli ispatıdır. Bizler Erbakan Vakfı Mensupları olarak D-8’lerin kuruluş amacına uygun olarak verimli bir şekilde hedefine kilitlenerek işlerlik kazanması ve Yeni Bir Dünyanın kurulması için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz”