1. Haberler
  2. Güncel
  3. MHP İL BAŞKANLARI TOPLANDI

MHP İL BAŞKANLARI TOPLANDI

featured

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanları toplantısı yapıldı.

Genel Başkann Devlet Bahçeli’nin başkanlığında il başkanları toplantısı, ATO Congresium’da gerçekleştirilirken toplantıya MHP Bilecik İl Başkanı İbrahim Bağ da katılım sağladı.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili
Prof. Dr. E. Semih Yalçın’ın, toplantıya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Bağımsızlığının ikinci yüzyılına giren Türkiye Devleti, Cumhuriyet’in
kuruluşundan sonra varlığına dönük ciddi badireler, saldırılar atlatmıştır.
Bu bağlamda; Millî Şairimiz Akif’in, “Tarihi ‘tekerrür’ diye tarif
ediyorlar; hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” dizesini hatırlayalım.
MHP kadroları olarak, Türkiye’nin geçmiş tecrübelerinden dersler
çıkarmak ve tarihteki olumsuz hadiselerin tekerrürünü engellemekle mükellefiz.
Zira bu, devletimiz ve milletimiz için bir beka meselesidir.
90’lı yıllardan itibaren kaotik bir hâl alan bölgesel ve küresel konjonktürün
özellikle son dönemdeki yansımaları, Türkiye’yi her anlamda paradigma
değişikliğine sevk etmiştir.
Bilhassa 15 Temmuz 2016’daki Hain FETÖ kalkışması, ülkede bütün
dengeleri altüst etmiş, Türkiye; tehlikeli, hayati bir sarsıntı geçirmiştir.
O gün devletimizi bölünme tehlikesiyle karşı karşıya bırakan tehdit, bizzat
aziz milletimizin sergilediği varlık refleksiyle savuşturulmuştur.
O vakit, Türkiye büyük bir badireden dönmüştür.
Ancak ülkede hem iç dinamiklerin takviyesi, hem de uluslararası
ilişkilerimizin yeniden tanzim zarureti hâsıl olmuştur.

İşte son dönemde MHP ve Cumhur İttifakı tarafından hayata geçirilen
Terörsüz Türkiye hamlesi, bu zaruretlerin bir neticesidir.
O bakımdan, çok yönlü ve çok kapsamlıdır.
Bu hamle, ülkemizi küresel aktör mevkiine yükseltecek Türk ve Türkiye
Yüzyılı adımının da devamı niteliğindedir.
Türkiye’de, kimi hükümetler veya siyasi liderler iş başındayken, ülkemizin
bekası ve küresel çıkarlarımız gereği, bu kabil projeleri hayata geçirmişlerdir.
Bugün de olan budur.
Mesela, Mustafa Kemal Atatürk, Birinci TBMM’den itibaren Türkiye’nin
birlik ve bütünlüğünün muhafazası, millet bekasının temini yolunda önemli
kararlar alıp uygulamıştır.
Atatürk; Millî Mücadele yıllarında, bir yandan hiç taviz vermeksizin
ayrılıkçı Kürt isyanlarını bastırmış, diğer yandan da Kurtuluş Savaşı’nı birlik ve
bütünlük içinde yürütmeyi başarmıştır.
Cumhuriyet’in ilanından sonra da bazı ayrılıkçı aşiretlerin Türkiye’yi
bölme teşebbüslerine mani olmuştur.
Atatürk; kimi iş birlikçi aşiretlerin bütün ihanetlerine, İngiliz
emperyalizmine ettikleri hizmete rağmen, Kürt kökenli vatandaşlarımızın sosyal
dokuya kâmilen entegrasyonundan hiç vazgeçmemiştir.
Toplumsal yapının etle tırnak gibi ayrılmaz bir parçası olan Kürt kökenli
vatandaşlarımızı, terörist ve ayrılıkçılardan ayrı tutmuştur.
MHP Lideri Devlet Bahçeli de, son 40 yılımızı heba eden Kürt
ayrılıkçılığına taviz vermeden, ayrı baş çekmeye heveslenen politikacıları üniter
devlet temelinde birleşmeye çağırmıştır.
Yüksek hedef belirleme kabiliyet ve erkine sahip, önder nitelikli siyaset
adamları için, çağdaş demokrasilerin lügatinde “vizyoner lider” tanımlaması
yapılır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli tam da bu tarife uymakta, beraber yol
yürüdüğü teşkilat ve kadrolara güçlü bir siyasi figür sıfatıyla yön ve ilham
vermektedir.
Sayın Devlet Bahçeli; izini takip eden, arkasından giden kitlelere istikamet
tayin edip geleceğe dair güçlü stratejiler sunmaktadır.
Sayın Genel Başkanımız; Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in Kızılelma
hedeflerini çağın gerekleri istikametinde sürekli güncelleyen, asrının fevkinde
bir bilge lider portresi çizmektedir.
MHP teşkilatları ve kadroları da, sarsılmaz bir bağlılık ve inançla
liderlerinin arkasından yürümektedir.
Elbette Devlet Bahçeli’nin vizyoner liderliğinin tesir alanı kendi
partisinden ve camiasından ibaret değildir.
Ne zaman Türk siyasi hayatında bir politik açmaz baş göstermişse, Devlet
Bahçeli harekete geçerek üzerinde uzlaşılabilecek bir hâl çaresi ortaya koymayı
başarmıştır.
Ne zaman Türk demokrasisi sivil veya askerî vesayet ve müdahalelerin
gölgesinde kalmışsa, Devlet Bahçeli devreye girerek antidemokratik aktörleri
etkisiz hâle getirmeyi bilmiştir.
Sayın Devlet Bahçeli; rayından çıkmak üzere olan her siyasi meselede ileri
görüşlülüğü ve bilge liderliğiyle ön almıştır.
Hem politik, hem de toplumsal barış ve esenlik ortamının temininde pozitif
rol üstlenmiştir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türk demokrasisine arız olan hastalıkların
tedavisinde bir siyaset hekimi işlevi üstlenmiştir.
Bu hastalıklara isabetli teşhisler koyarak faydalı, rahatlatıcı ve iyileştirici
reçeteler yazmıştır.
Sayın Devlet Bahçeli, en keskin politik çatışma ve mücadelelerin orta
yerinde bile hep siyasi uzlaşma ve diyalog ortamının tesisine odaklanmıştır.
O; rakiplerinin dahi beklemediği şaşırtıcı adımlar atarak gündemi olumlu
yönde değiştirmiş veya belirlemiştir.
Bilindiği gibi, Sayın Devlet Bahçeli, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in birinci
kuşak temsilcilerindendir.
Kendisi, liderlik ettiği siyasi hareketin doğuşundan beri içinde yer almıştır.
Bu mühim ayrıntı, Devlet Bahçeli’yi bir siyasi önder olarak farklı kılan
hususiyetlerin başında gelmektedir.
Sayın Genel Başkanımızın, kurucu liderimiz merhum Alparslan Türkeş’in
çalışma arkadaşı sıfatıyla daima yanında, en yakınında bulunmuş olması da
önemli bir husustur.
Bu itibarla Sayın Devlet Bahçeli; Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in jargonuna,
fikriyatına, hafızasına ve siyasi tecrübe birikimine maliktir.
Yani; milletimizin geleneksel teşkilatçılığının, kadim devlet anlayışının ve
varlık bilincinin Devlet Bahçeli’nin liderliğinde temessül etmesi tesadüf
değildir.
Sayın Devlet Bahçeli’nin bütün bunlar kadar dikkate değer bir başka
hususiyeti ise geleceğe dönük liderlik öngörüsüdür.
Liderimiz; milletinin istikbali için ülkü dokuma, stratejik ve vizyoner
hedefler istihsal etme meziyetine maliktir.
Mesela bugün devlet politikası hâline gelen Türkiye Yüzyılı idealinin fikir
temelleri, Genel Başkanımız Devlet Bahçeli tarafından atılmıştır.
Sayın Devlet Bahçeli, Milliyetçi Çizgi’de 80’li yıllarda kaleme aldığı bir
yazıda, 21. Yüzyılda Lider Ülke Türkiye vizyonunu çizmiştir.
Bugün; Rusya-Ukrayna Savaşı, İran-İsrail gerginliği, İsrail’in Gazze’deki
katliamları ve bölgesel saldırganlığı gibi sorunlara çözüm arayışları ekseninde
Türkiye’nin oynadığı başat rol, tam da bu vizyonun göstergesidir.
Türkiye; Osmanlıdan yıllar sonra Afrika topraklarına barışın güvercini,
kardeşliğin kartalı olarak dönmüştür.
Ekonomimizin kalbinin attığı İstanbul; bölgesel ve uluslararası açmazlarda,
taraf ve muhasım ülkelerin barış görüşmeleri için tercih ettiği bir şehir
konumuna gelmiştir.
Ankara; gerek bölgede, gerekse dünyada barış ikliminin tesisi için
gösterdiği gayretlerle umut vadeden bir küresel merkez mevkiine yükselmiştir.
Türk diplomasisi, uluslararası ilişkilerin güncel alfabesini hazırlamaktadır.
Dünyanın açlığını çektiği küresel barışın, bozulmuş uluslararası dengelerin
ilkelerini yeniden yazmaktadır.
Sahip olduğu siyasi ve askerî güç, savunma sanayiinde aldığı göz
kamaştırıcı mesafeler, Türkiye’yi global bir oyuncu hâline getirmiştir.
Atalarımızın dünyaya nizam verme, insanlığa adalet ve sükûnu getirme
yolundaki binlerce yıllık yüksek hedefleri, bugünün Türkiye’sinin de idealidir.
Türkiye; dosta güven, düşmana korku veren bir ülkedir.
Akdeniz’de, Karadeniz’de ve Orta Doğu’da Türkiyesiz at oynatma düşü
görenlerin, uykuları kaçmaktadır.
Etrafını çeviren küresel tehditlere rağmen Türkiye, artık caydırıcı ve
sindirici bir güç merkezi olmuştur.
Bundan böyle, bilhassa coğrafyamızda, içinde Türkiye’nin yer almadığı bir
siyasi denklemin kurulması mümkün değildir.
Cetvelle harita çizme dönemi gerilerde kalmıştır.
Bu yüzden, Birinci Dünya Savaşı ve öncesinden kalma sömürgeci
alışkanlıklarından bir türlü vazgeçmeyen emperyalist ülkeler, Türkiye’ye dönük
hesaplarını birer birer gözden geçirmek zorunda kalmışlardır.
Ekonomi başta olmak üzere, mevcut sorunlarına rağmen Türkiye, doğru
yoldadır.
Türkiye; sorunlarını tek tek çözecek, önündeki engelleri bir bir aşacaktır.
Bütün bu hakikatleri yabancılar bile idrak etmiş ama bizdeki müzmin
muhalefetle sözde milliyetçi mikro partiler bir türlü mevzuya uyanamamıştır.
CHP dâhil, muhalefet güruhu, gaflet ve hatta dalalet uykusundadır.
CHP, parti içi çekişmeler ve belediyelerindeki yolsuzlukların travmasında
kaybolup oyuna oynaşa düşmüştür.
CHP’nin sözcülerinden, Türkiye’nin meselelerine dair bir tek somut çözüm
önerisi işitilmemektedir.
CHP sözcüleri; MHP’ye saldırmakla, iktidara sövmekle meşguldür.
Ya MHP muarızlığından beslenen, sözde milliyetçi particiklere ne
demelidir?
Bunlar, Türk milliyetçiliğinin temel ahlaki düsturlarını unutmuş, Batı’daki
benzerlerine özenen; Nazist, faşist ve ırkçı partilere dönüşmüşlerdir.
Alayının gözleri kör, kulakları sağırdır.
Bilinçleri kapalıdır.
Alayı siyasi sekerat hâlindedir.
Boğazlarına dolanan hıyanetleri, canlarını almak üzeredir.
Yine ülkemizde devlet politikası hâline gelen bir başka husus da Sayın
Devlet Bahçeli’nin siyasi diyalog hamlesiyle başlattığı Terörsüz Türkiye
hedefidir.
Terörsüz Türkiye hedefiyle Türk ve Türkiye Yüzyılı ülküsü, birbirini
tamamlayan ve güçlendiren unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sayın Devlet Bahçeli’nin fikir tezgâhında ilmek ilmek dokuduğu ve siyasi
hamle olarak fiiliyata döktüğü bu nevi yüksek hedefler, kendisinin; uzak
görüşlü, basiret ve feraset sahibi bir lider olduğunun nişane ve delilleridir.
Sayın Devlet Bahçeli’nin stratejik projelerinin isabetli oluşunun arka
planında, bunların hep sosyolojik ve siyasi gerçekliğe uygun olmaları, halkta
karşılıklarının bulunması yatmaktadır.
O sebepledir ki büyük Türk milleti; Hareketimizi bir nevi varlık
sigortası olarak görmektedir.
Milletimiz, bizi yüksek ülkülere götüren liderimizi de sevgi ve saygıyla
kucaklamaktadır.
Sadece Türk siyasi tarihi açısından değil, aynı zamanda milletimizin
mukadderatı bakımından oynadığı kritik rol; MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi
milletimizin gönlünde mümtaz bir mevkie taşımıştır.
Lider Devlet Bahçeli’nin siyasi prestiji; ortaya koyduğu yüksek stratejik
hedeflerin hayata geçirilmesi açsından bir açık çek, bir referans anlamına da
gelmektedir.
Hâsılı Devlet Bahçeli; gerek yaşadıkları ve gördükleriyle, gerek siyasi
mücadelesiyle, gerekse istihsal ettikleri ve yaptıklarıyla millî ideallerimizi
aksettirmektedir.
Genç kuşaklar için örnek alınacak bir lider hüviyeti sergilemektedir.
Bu manada gençler için numune-i imtisaldir.
Bilindiği üzere, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin talimatları
doğrultusunda, partimizce “Terörsüz Türkiye İçin Millî Birlik Ve Dayanışma Buluşmaları  Asırlık Birlik Sonsuz Kardeşlik” teması altında bölgesel toplantılar düzenleneceği evvelce kamuoyuna duyurulmuştur.
Bu çerçevede partimizce yapılan çalışmalar, bütün hızıyla sürmektedir.
Bugün gerçekleştirmekte olduğumuz MHP İl Başkanları toplantısı da bu
kapsamda planlanan faaliyetler cümlesindendir.

Terörsüz Türkiye İçin Milli Birlik ve Dayanışma
buluşmalarının ilki, 9 Ağustos 2025 Cumartesi günü Erzurum ilimizin ev
sahipliğinde gerçekleştirilecektir.
Toplantıya katılacak MHP Divan üyeleri, MYK ve MDK üyeleri,
milletvekilleri, il ve ilçe teşkilatlarımızın görevlileri; bir gün öncesinden, merkez
ittihaz edilen Erzurum başta olmak üzere, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bingöl,
Gümüşhane, Rize, Trabzon ve Tunceli illerine dağılarak bire bir temaslara
başlayacaklardır.
Toplantılarımıza davet edilecek ticaret ve sanayi odaları, ziraat odaları,
esnaf ve sanatkâr odaları, meslek birlikleri ve sendikalar, sivil toplum
kuruluşları, dernek ve vakıflar, şehit ve gazi dernekleri, yerel yöneticiler,
muhtarlar ve vatandaşlarımızla görüşmeler gerçekleştirilecektir.
Görüşmelerde, Terörsüz Türkiye gündemine ve Türkiye’nin güncel
meselelerine dair kapsamlı durum değerlendirmesinde ve fikir alışverişinde
bulunulacaktır.
Ayrıca şimdiden tekrar duyurmuş olalım: Erzurum’dan sonraki ikinci
toplantı da, 16 Ağustos 2025 Cumartesi günü, İstanbul ilimizin ev sahipliğinde
gerçekleştirilecektir.
İstanbul merkezli toplantımızın katılımcı illeriyse Çanakkale, Düzce,
Edirne, Kırklareli, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Zonguldak olacaktır.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE İÇİN MİLLÎ BİRLİK VE DAYANIŞMA
TOPLANTILARImızın amaçlarını özetle şöyle sıralayabiliriz:
– MHP’nin Terörsüz Türkiye tezinin haklılığına dair yaygın kabulün, daha
geniş toplumsal katmanlara ve siyasi yelpazenin bütün dilimlerine yerleşmesine
katkıda bulunmak,
– Terörsüz Türkiye hedefinin, siyasetler üstü bir mesele olduğunu izah
etmek,
– Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in, Terörsüz Türkiye ile Türk milletinin
faydasını esas aldığı gerçeğini benimsetmek,
– MHP’nin, Terörsüz Türkiye ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin, gündelik
siyasi kaygıların ötesinde olduğunun altını çizmek,
– Terörsüz Türkiye adımıyla asla siyasi taviz verilmediğini somut
örneklerle anlatmak,
– Üniter devletten geriye dönüşün imkânsız olduğu fikrini yerleştirmek,
– Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirilemez olduğu gerçeğini
hafızalara kazımak,
– Türklüğe ve Türkçeye eş koşulması taleplerinin, kırmızı çizgimiz
olduğunun hatırda tutulmasını sağlamak,
– Milletimizin egemenliğine halel getirilmesinin asla mümkün olmadığını
gerekçeleriyle anlatmak,
– Toplumsal ve siyasi barışa duyulan konjonktürel ihtiyacı gerekçeleriyle
anlatmak,
– Türkiye’nin sosyolojisinin, çatışma kültürüne değil; uzlaşma ve barış
iklimine uygun olduğunu bilerek çalışmak,
– Toplumsal uzlaşma ve barışın Türkiye’nin bekası bakımından taşıdığı
önemi izah etmek,
– Negatif imaj ve toplum mühendisliği çabalarını boşa çıkarmak,
– Genel Başkanımızın bilge liderliğinde MHP’nin eriştiği siyasi müessiriyet
ve üretkenliğin güçlenmesine omuz vermek,
– MHP’nin; çatışmacı değil, aksine -siyasi çatışmalara son verme kudretine
sahip bir parti- olduğu kanaatini kuvvetlendirmek,
– MHP kadrolarının şiddet yanlısı olmadığını; bilakis toplumsal huzur,
refah, barış ve esenliğe odaklandığını geniş kitlelere gerekçeleriyle izah etmek,
– Toplumda giderek yerleşen, MHP’nin sorun üreten değil; sorun çözen
parti olduğu inancına katkıda bulunmak,
– Siyasi paradigma değişikliğini zaruri kılan bölgesel ve küresel gelişmeleri
etraflıca izah etmek.

Son sözlerimiz şöyledir:
Milliyetçi-Ülkücü Hareket, bir inanç ve dava hareketidir.
MHP, mensupları ve teşkilatları, mutlak başarıya odaklanmıştır.
Daha yapılacak çok iş, atılacak çok adım vardır.
Kervan, emin adımlarla yürüyecek ve mutlaka Kızılelma’ya vasıl olacaktır.
Zafer inananların, Tevfik Allah’tandır.