Yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) yenerek görevine dönen Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) Rektörü Prof. Dr. Şükrü Beydemir, hastalık ve tedavi sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Kasım ayında birlikte yaşadığı ailesinde koronavirüs rahatsızlığının tespit edilmesinin ardından Beydemir’in temaslı olarak karantina süreci başladı.
Karantinada geçen 9 günün sonunda Beydemir’in uygulanan ikinci koronavirüs testi pozitif çıktı.
Beydemir, sırt ve eklem ağrılarının yanı sıra yüksek ateş ile seyreden hastalığını doktorların takibinde evinde geçirdiği tedavi süreci ile tamamladı.
Beydemir, rahatsızlığın ilk olarak birlikte aynı evde yaşadığı anne ve babasında başladığını söyledi.
Durumu vakit kaybetmeden filyasyon ekiplerini bildirdiklerini dile getiren Beydemir, “Onların testinin pozitif, benim negatif ve ev ahalisinin de pozitif olduğunu öğrendik. Ben negatiftim ama onlara bakacak biri de evde lazımdı. Biz de temaslıydık. Evde onların ilaçlarını verirken aradan 9 gün gibi bir süre geçti. Tekrar bir test yaptırdığımız zaman benim de pozitif olduğum ortaya çıktı.” diye konuştu.
Birçok insanın hastalığı etrafında göremeyince sanki doğru değilmiş gibi hissedebildiğini kaydeden Beydemir, “Bu işi şakaymış gibi algılayabiliyor ama onun öyle olmadığını bu hastalığa yakalanınca görüyorsunuz. Tabii bu gerçeği görmek için hastalığa yakalanmak gerekmiyor.” ifadesini kullandı.
Babasının hastalığının çok seyrettiğini vurgulayan Beydemir, “Ateşi 42 derecelere yükseldi. Biz artık evde bakamaz duruma geldiğimizde hastaneden gelip aldılar. Bu noktadan da devletimize, Sağlık Bakanlığımıza çok teşekkür etmek gerekiyor. Sağlıkçılarımız çok gayretle çalıştılar. Bunu bir kere görmek lazım. Hatta benim babam alzheimer olmasına rağmen hastaneye gittiğinde bizi içeri almadıkları için bazen telefon ediyordum. ‘Baba nasılsın, neredesin?’ diyordum. ‘Oteldeyim’ diye cevap veriyordu. O beni çok sevindirdi. Bu cümleyi ben hep kullanıyorum. O kadar hasta yoğunluğunun içinde hastane görevlilerimizin, sağlıkçılarımızın bu kadar fedakar davranmaları çok önemliydi. Bu bizim aslında ne kadar büyük bir ülke olduğumuzu gösteriyor. ” dedi.
“KURALLARA CİDDİ RİAYET ETMEK GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Beydemir, hızlı davranmasının hastalığın seyri açısından önemli olduğu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Belki virüs o şekilde ciğerlerimize inmiyor. Tedaviye hemen başlamış oluyorsunuz. İlaçlarımı kullandım. Doktorların tavsiyelerini evde uygulayamaya gayret ettim. Ben orta halli diyorum ama sırt ağrıları, eklem ağrıları gerçekten insanı uyutmaya ateş bunların hepsi var. Bende de bu semptomlar oldu. Nefes darlığı yönünden çok büyük sıkıntılar çekmedim. O çünkü önemliydi. Ben orta halli geçirmeme rağmen aslında çok büyük sıkıntısının olduğunu gördüm. Bir de bu öyle bir hastalık ki başka semptomlara da yol açabiliyor. Vefat edenlere baktığınız zaman koronavirüs odaklı vefat etmiş oluyorlar ama başka semptomları da görüyorsunuz. O yüzden bu hastalığa yakalanmışsak kurallara ciddi riayet etmek gerektiğini düşünüyorum. Yakalanmadan tedbiri almakta fayda var. Yakalandıktan sonra artık o hali yaşıyorsunuz.”
“2 AYDA 4 TANE SEVDİĞİM İNSAN KORONAVİRÜSTEN VEFAT ETTİ”
Hastalığın hafife alınmaması gerektiğini ve bu durumun olumsuz etkilerini çevresindeki insanları kaybederek yaşadığını anlatan Beydemir, şunları kaydetti:
“Ben bazılarına sorduğumda ‘Hocam bizim burada koronavirüs yok’ diyorlar ama bir gün sonra bakıyorsunuz. 2 ayda 4 tane sevdiğim insan koronavirüsten vefat etti. 3 tane hocamız buradan değil ama başka bir üniversiteden çok sevdiğimiz hocamız vefat ettiler. Gittikten sonra artık geri döndüremezsiniz.”
“KONUŞARAK GİRDİĞİMİZ HASTANEDEN CANLI ÇIKMAMA İHTİMALİMİZ YÜKSEK OLABİLİR”
Hastalık esnasında yapacağı işlerin gözünün önünden geçtiğini söyleyen Beydemir, “Çünkü bir anı diğer anını tutmuyor bu hastalığın. Tedbirsiz olursak bugün konuşarak girdiğimiz hastaneden canlı çıkmama ihtimalimiz yüksek olabilir.” ifadesini kullandı.
Beydemir, sırası geldiğinde hemen aşı yaptıracağını sözlerine ekledi.
