Bilecik Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Türk Kadınlar Birliği Bilecik Şubesi, 8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla ortak basın açıklaması düzenledi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
”Kadınlar Günü; 1857 yılında yüzlerce kadının; eşit ücret, eşit hak ve eşit çalışma koşulları için başlattığı protestolar sonucu canice katledilmesini yad etmektir… 165 sene önce verilen mücadeleye saygı duruşudur.
Maalesef ki 165 sene önce verilen bu mücadeleden bu yana kat edilen yol kısıtlıdır. Günümüzde her bir kadın bundan yıllar önce verilen mücadelenin aynılarını ya da benzerlerini vermeye devam etmektedir. Kadınlar; evde, işte, sokakta sürekli bir mücadele içindedir. Kadınların iş gücüne katılımı baltalanmaktadır! Kadınların iş gücüne katılımı erkeklerden azdır, çalışanlar kadınlar ise aynı görevlerdeki erkeklerden daha az ücret almaktadır. Kayıtlı çalışan kadınlar ayrımcı muameleye maruz kalmakta, pek çok kadın ise özlük haklarına dahi sahip olamadan kayıt dışı çalışmaya zorlanmaktadır. Bu da kadına şiddetin bir çeşididir. Adı ise ‘ekonomik şiddet’tir. Yani kadın sadece evdeki erkekten değil aynı zamanda iş hayatında sistemden de şiddet görmektedir. Kadınlar; Anayasal haklarından mahrum bırakılmaktadır!
Türkiye Cumhuriyeti anayasasında her vatandaşın eğitim ve gelir durumu gözetilmeksizin dokunulmazlık hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği, özel hayatın gizliliği, seyahat ve yerleşme hakkı, hak arama özgürlüğü bulunmaktadır. Peki ya bu haklar kadınlar için ne kadar geçerlidir? Bugün kadının doğuracağı çocuk, eteğinin boyu, kahkahaları, sosyal medya paylaşımları, evlerine giriş çıkış saatler gibi pek çok konu tartışılarak kadına uygulanan şiddet meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Kadınların karşısına görünmez duvarlar örülmektedir! Toplumsal cinsiyetçi rollerle, mahalle baskısıyla, kültürel yozlaşmayla, maddi kaygılarla… kadınların önüne görülmez duvarlar örülmektedir. Kadınlar bu duvarları aşabilmek için yoğun bir çaba göstermekte maalesef önemli bir kısmı eril şiddet ile sindirilmektedir. KADINLAR ÖLDÜRÜLMEKTEDİR!
Kadınlar evde, işte, okulda, medyada, sosyal hayatta psikolojik, ekonomik, cinsel ve fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Her bireyin doğduğu anda kazandığı evrensel haklar kadına lütuf olarak sunulmaktadır. İnsanın en temel hakkı olan yaşama hakkı kadınlara tanınmamakta, kadınlar şiddetin de ötesinde ÖLDÜRÜLMEKTEDİR! 2022 senesinde ilk iki ayında 36 kadın katledilmiştir. Katiller; eski sevgili, baba, ağabey, koca, komşudur. Sıfatı ne olursa olsun kadınlar bir erkek tarafından öldürülmektedir! Peki hangi adımlar atılmalıdır? Yasal düzenlemeler ve imzalamış olduğumuz uluslararası sözleşmeye rağmen işlenen cinayetler her sene çoğalmaktadır. Bu halde yapılması gereken; tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerden çekilmek ve iç hukukta kadının insan haklarını zedeleyen düzenlemeler yapmak olmamalıdır.
Bu düzenlemeler potansiyel katilleri daha da yüreklendirmektedir. Aksine bilinçlendirme programları ile kadın cinayetleri önlenmeye çalışılırken müeyyidelerin ağırlaştırılmasıyla caydırıcılık etkin olmalıdır. Kadınlar olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya devletlerinden daha önce verdiği yasal haklarımıza sırtımızı yaslayıp, onun ileri görüşlü vizyonunu kendimize düstur edinip haklarımızı arama yolunda kararlı adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin, sosyal adaletin ve hakların yanında, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın dimdik karşısındayız. Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu Olsun.”