Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TRT Haber canlı yayınında eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
İlkokul öğrencisi Narin Güran’ın Diyarbakır’da öldürülmesinin ardından eğitim öğretim yılının buruk başladığı vurgulanarak, Bakanlığın Narin’in okulundaki arkadaşlarına yönelik psikososyal destek çalışmalarına ilişkin soru üzerine Tekin; bir Bakan, bir baba ve vatandaş olarak Narin’in başına gelen olaydan dolayı çok üzgün olduğunu ifade etti.
Bakanlık olarak bu tür olaylarda çocukların yanında olmaya çalıştıklarını dile getiren Tekin, yeni eğitim öğretim yılının açılışı için tüm birim amirlerinin, bakan yardımcılarının değişik illerde öğrencilerle ve öğretmenlerle bir araya geldiğini belirtti.
Bakan Tekin, konuya ilişkin şöyle konuştu: “Bugün de Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturduğumuz bir ekip, genel müdürümüzün başkanlığında Diyarbakır’a gittiler, Narin çocuğumuzun okulu Tavşantepe İlkokulunda, eğitim öğretim yılının açılışını orada yaptılar. Özel olarak travmayla mücadele ve ilk müdahaleler konusunda eğitilmiş, yetkin 4 arkadaşımız, genel müdürümüz ve genel müdürlüğümüzdeki uzman arkadaşlarla beraber eğitim öğretimi orada açtılar. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın yetkilileriyle beraber okuldaki çocuklarımızın yas ve travma konusundaki süreci atlatmalarına ilişkin alınabilecek tedbirleri aldılar. Allah başımıza bir daha böyle bir şey getirmesin. Temennim odur ki inşallah, bu vahşeti işleyen kişiler bir an önce kanunen de hesap verirler.”
Yeni eğitim öğretim sürecindeki yenilikler konusuna da değinen Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli doğrultusunda hazırlanan yeni programları, her kademenin ilk sınıflarında bugün itibarıyla başlattıklarını, yeni dönemde okul-aile iş birliğine de büyük önem vereceklerini söyledi. Tekin, bu kapsamda oluşturdukları Velivizyon Platformu’nu da tanıttı.
Bu dönem bir başka üzerinde duracakları konunun Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi olduğunu belirten Tekin, bu süreçte “her insanın bir mesleği olmalı” mottosuyla hareket edeceklerini, bu kapsamda 7 ve 8. sınıf öğrencileri için zanaat atölyeleri oluşturduklarını, ayrıca meslek liseleri bünyesinde meslek ortaokulları açacaklarını, yeni mesleki ve teknik Anadolu liselerinde yeni okul türleri hayata geçireceklerini bildirdi.
Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’ne ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Tekin, TBMM açıldıktan sonra teklifin yasalaşmasıyla Millî Eğitim Akademisi ile öğretmenlerin istihdam süreçlerini ve hizmet eğitim süreçlerini yetkin akademisyenlerle birlikte uygulama ağırlıklı şekilde yürütüleceği yeni bir sürecin başlayacağını kaydetti.
“Eğitim öğretim materyallerimiz yeterli, ilave kaynağa ihtiyaç yok”
Öğrencilere yardımcı kaynak verilmesi konusunda görüşü sunulan Bakan Tekin; ders kitapları, öğretmenler, destekleme ve yetiştirme kursları (DYK) ve dünyada en çok “tık”lanan eğitim portalları arasında bulunan EBA içeriklerinin öğrencilerin kademeler arası geçiş sınavlarına hazırlanmaları konusunda yeterli olduğunu ifade etti.
Bu kadar zengin içerik varken çocuklara ilave bir mali yük getirecek şekilde kitap aldırmanın kimseye bir faydasının bulunmadığının altını çizen Tekin, şöyle devam etti: “Bu konuya şöyle de bakıyorum: Kamu politikaları üzerine vesayet uygulamaya çalışan bir mekanizma var demektir bu çünkü sadece bu yıl 250 milyona yakın ders kitabını ücretsiz dağıttık. İlave bu kadar materyal varken dışardan ilave bir materyali velilere yük olacak şekilde satın aldırmak asla tasvip ettiğimiz bir şey değil. (Velilerimizi) Bir kez daha uyarmış olayım, kitaplarımız ve materyalimiz yeterlidir. Lütfen, idarecilerimize ve öğretmenlerimize hiçbir denetimden geçmemiş olan piyasada satılan test, ders benzeri kitapları çocuklarınıza aldırmayın, öğretmenlerimizi bu konuda baskı altına almayın. Biz bunu asla ve kesinlikle istemiyoruz. Bir materyale ihtiyaç varsa bunu zaten EBA’da sunuyoruz. İlave basılı materyal de gönderiyoruz zaten.”
“Danıştay kararı beklenmezse farklı tablolar, farklı durumlar ortaya çıkabilir”
Bakan Tekin, 20 bin öğretmen atamasına ilişkin süreçle ilgili bilgi verirken, öğretmen atamalarının KPSS puanının yüzde 50’si ve mülakat sonucunun yüzde 50’si alınarak olması yönünde yönetmelik değişikliği yaptıklarını hatırlattı.
Böylece mevcut yönetmelikte yüzde 100 mülakat notuyla atama yapılacağına ilişkin bir hüküm varken bu oranı yüzde 50’ye düşürdüklerini ifade eden Tekin, “Mülakatsız atama yapılsın diyenler, dava açtılar ama biz zaten yüzde 100’ü yüzde 50’ye düşürdük. Danıştayda açılan dava süreci devam ediyor. Danıştayın bu konuda vereceği karara göre, öğretmen arkadaşların mülakat notlarını açıklayıp atama süreçlerini başlatacağız. Burada bu karara kadar beklemek durumundayız. Aksi durumda farklı tablolar, farklı durumlar ortaya çıkabilir.” diye konuştu.
Akran zorbalığı ile mücadele
Bakan Tekin, bu yıl okullara gönderilen genelgelerinden birisinin de şiddet ve akran zorbalığıyla ilgili olduğunu söyledi.
Okulların bu konuyla ilgili komisyonlar kuracaklarını, rehber öğretmenlerin bu konudaki farkındalığını artıracak tedbirler aldıklarını anlatan Tekin, bu yıl şube seçimlerinde de öğrencilerin yaş aralığına dikkat edildiğini bildirdi.
Bir sınıfta 66, 72 ve 84 aylık çocukların bulunabildiğine dikkati çeken Tekin, “Akran zorbalığının önemli sebeplerinden biri, burası. Aynı sınıfta aralarında 1,5 yaş farkı olan iki çocuğumuz bulunuyor. İkisinin de yasal hakkı, bir problemimiz yok fakat bizim bu sene şube tercihlerinin merkezi yapılmasındaki çıkış noktalarımızdan biri, tam da burasıydı. Biz şubeleri oluştururken parametrelerimizi de ona göre koyduk. Yani 66 aylık bir çocukla, 84 aylık bir çocuğu aynı sınıfa vermek, aynı şubeye vermek yerine daha birbirine yakın yaş aralıklarındaki çocukları aynı sınıflara vererek tedbirler alıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Dijital bağımlılık için velilere mesaj
Bakan Tekin, ailelerin dijital bağımlılıkla mücadele konusunda çocuklarına örnek olması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti: “Çocuğumuzla sohbet ederken elimizdeki cep telefonunu, sosyal medyada paylaşım yapmayı ya da oyun oynamayı bir tarafa bırakalım, doğru örnek olalım. Oradaki mücadeleyi ailelerle beraber yürütmek arzusundayız. Dediğim gibi biz okullarda, sınıflarda bu mücadeleyi yapabiliriz, onun dışındakileri ailelerle yapabiliriz.”