Başkan Özdemir: “Her zaman haklın sesi olacağız”

featured

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) tarafından Gebze’de düzenlenen, ‘Geçinemiyoruz’ mitingine dair değerlendirme yapan CHP Bilecik İl Başkanı Ali Özdemir, “Geçinemeyenlerin sesi olmak için. Haksızlıklara göğüs germek için. Bilecik CHP Örgütümüzle birlikte Kocaeli’de gerçekleştirilen “Geçinemiyoruz Mitingine” katıldık. İnsanca bir yaşam için her zaman haklın sesi olacağız.” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Kocaeli Gebze Kapalı Pazar Alanı’nda, ‘Geçinemiyoruz’ mitingi düzenledi.

Mitinge Türkiye’nin birçok ilinden partililer katılım sağladı. Bilecik’ten de yoğun katılımın olduğu mitingde CHP Genel Başkanı Özgür Özel konuşma gerçekleştirdi.

Özel, “Bakın, buradan bu meydandan önce şu sesi duyun. Geçinemiyoruz. Size uyarım şudur. Geçim olmazsa seçim olur. Ey Recep Tayyip Erdoğan, ey Devlet Bahçeli, ey Cumhur İttifakı. Gebze’yi duy. Ya geçim, ya seçim. Eğer hakkınızı vermezlerse, asgari ücrete zam vermezlerse, emekli maaşını artırmazlarsa, sesinizi duymazlarsa, mücadeleye var mıyız? Hakkınızı söke söke almaya var mıyız? O zaman şunu söylüyoruz. Eğer geçim yoksa seçim var” ifadesini kullandı.

Özel, “Bu güzel meydanı büyük coşkuyla dolduran, alnının terini sanayi tezgahına, önlüğüne damlatan, alnının teriyle çalışan, emeğinin ve hakkının peşinde koşan Gebze, Kocaeli, Bursa, İstanbul’un çok kıymetli emekçileri hepiniz hoş geldiniz. Bugün burada bizimle birlikte olanlar, hepsinin söyleyip duyuramadıkları dertleri, zorlukları, çileleri, talepleri var. Herkes diyor ki geçinemiyoruz. 10 bin lira emekli maaşına muhtaç edilen, sesi duyulmayan emekliler bugün burada. 17 bin lira asgari ücret alan, seçim senesinde yılda dört kez zam yapacağız deyip kandırılan ama bu büyük enflasyon ortamında yılda ikinci enflasyon zammı bile çok görülen, bir yıl boyunca enflasyon karşısında ezilmeye terk edilen emekçiler, asgari ücretliler, hepiniz hoş geldiniz. Sadece emekliler ve emekçiler yok. 2 bin lira öğrenci harcı ile barınamayan, geçinemeyen öğrenciler, 1 milyon atanmayan öğretmen, Rize’de 17 liralık taban fiyatla kendisi ile alay edilen çay üreticisi, bütün masrafları arttığı halde taban fiyatları maliyetlerini karşılamayan çiftçiler. Dükkanını siftahsız kapatan, borcunu ödemek için eşin dostun kredi kartına sarılan esnaflar. En kötüsü geçinmek için kazanmak, kazanmak için çalışmak lazımken, maalesef Türkiye’nin dört bir yanındaki işsizler, genç işsizler, her yaştan işsizler, güvencesizler. Sizler burada hepsinin adına bu meydandasınız. Sesinizi yükseltiyorsunuz. Hoş geldiniz. Hepinizi saygı ile selamlıyorum” dedi.

Özel konuşmasının devamında ise şunları aktardı:

“SOKAKLAR BİZİMDİR, MEYDANLAR BİZİMDİR”

“Yerel seçimlerden bu yana Türkiye’de bir dizi miting yaparak, sesini duyuramayanların sesi olmaya, onların sesini duyurmaya gayret ediyoruz. Eğitim mitingi yaptık, emekli mitingi yaptık, çay mitingi yaptık, buğday mitingi yaptık. Ama her seferinde uyardık. Temmuz geliyor. Hayat pahalılığı var. Enflasyon eziyor. Asgari ücrete ve emekli ücretlerine hem enflasyon zammını, hem refah payını vermek, emekçinin hakkını vermek, vergide adaleti sağlamak, kuşa dönmüş maaşları artan vergi kademelerine kurban etmemek ama özellikle asgari ücrete enflasyonu ve refah payını vermek zorundasınız. Bunu yapmazsanız biz bu sesi duyarız. Meydanlara çıkarız dedik. Dinlemediler. Sokaklar bizimdir, meydanlar bizimdir. Oğlu babasına sorar, der ki ‘Baba yoksulluk kaç gün sürer?’ Babası der ki ‘40 gün oğlum’. 40 gün sonra geçer. Der ki çocuk, ‘40 gün sonra zengin mi olacağız?’ Baba der ki ‘Hayır oğlum, 40 gün sonra alışacağız’. İşte yoksulluğa, enflasyon karşısında ezilmeye, işte güvencesizliğe alışın diyorlar. Alışmayacağız. Alışmayacağız.”

“HAKKIMIZI ALMADAN DURMAYACAĞIZ”

“Bugün ülkede gelir adaletsizliği en üst noktaya çıktı. Bugün Türkiye’de en zengin yüzde 20, bütün paranın, bütün varlıkların yüzde 81’ini alıyor. Ama en yoksul yüzde 20 sadece yüzde 0,5’ini alıyor. Yani birileri yüzde 81’i alırken, bizler, sizler yüzde 1’i bile alamıyoruz. Ama işine gelince dedelerimiz Çanakkale’de koyun koyuna yatıyor. İşine gelince hepimiz aynı gemideyiz. İşine gelince birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan bugünlerde, kardeşim savaşta, askerde, emekte bu insanlar var. Ama bölüşürken bu insanlar yok. Yazıklar olsun bu düzene. Türkiye’nin en zengin yüzde 20’si, 32 bin dolar milli gelirle geçiniyor ama en yoksul yüzde 20’si 3 bin 600 dolar gelirle geçiniyor. Böyle bir ülke, böyle bir anlayış, böyle bir birliktelik olamaz. En tepedekiler ülkelerinde İspanya, İtalya’yı, hatta en üsttekiler İsveç ve Danimarka’yı yaşarken, bu insanlara Lübnan, Venezuela, Çad, Yemen’deki milli geliri layık görenlere, orada oturun, durun ve bekleyin diyenlere şunu söylüyoruz, hakkımızı almadan durmayacağız. Söke söke alacağız.”

“TÜRKİYE’DE VERİLEN EMEKLİ MAAŞININ YABANCI DİLLERE TERCÜMESİ YOK”

“Şimdi bu meydanda geçinemeyen herkes var. Herkesin sesini hep birlikte duyurmaya geldi sıra. Eğer herkes, herkesin sesini duyar ve hep birlikte sesi yükseltirse, hep birlikte başarmamızın önünde engel yok. Herkese geleceğiz. Her derdi söyleyeceğiz ama öncelikle yıllarca emek vermiş, çalışmış, alın teri dökmüş, göz nuru dökmüş, dirsek çürütmüş, emekli olmuş insanlarımızı bugün dünyanın en düşük emekli maaşlarına muhatap ediyorlar. Bugün Türkiye’de AKP geldiğinde 1,5 asgari ücret düzeyinde olan en düşük emekli maaşı bugün 0,6 asgari ücret düzeyindedir. Bu düzen büyük bir yoksulluk, büyük bir açlık getirmiştir. Bugün için bütün emeklilerin maaş ortalaması 12 bin 700 liradır. Bugün Türkiye’de verilen emekli maaşının yabancı dillere tercümesi yoktur. Yabancı devlet insanları ile konuşurken, nüfusun çok önemli bir kısmının 270 Euro ile geçinmek zorunda olduğunu söylediğimde, muhataplarım dönüp tercüme hatası sanıyorlar. Dil hatası sanıyorlar. 2 bin 700 Euro diyorlar. Ama Türkiye’deki en düşük emekli maaşını 270 Euro olduğunu duyunca inanamıyorlar. Enflasyon yüzde 75’ken, emeklilerin derdini konuştuğumuz gibi kademeyi de konuşacağız. Stajı da konuşacağız. Kısmi emekliliği de konuşacağız ancak ilk önce bu mitingin buraya gelme amacı olan, geçinemeyen herkesin derdini dile getireceğiz. Emeklilerin sesini duyuyor musunuz? 270 Euroluk sefalet maaşına isyan ediyor musunuz? Emeklinin hakkını söke söke alacak mıyız? Söz veriyorum önce emekli maaşı bir asgari ücret olana kadar, CHP iktidarında her emekli en az 1,5 asgari ücrete kavuşana kadar durmayacağım. Hep beraberiz hep beraber başaracağız.”,

“ÖRGÜTÜYLE BİRLİKTE MÜCADELE EDEN İŞÇİ SINIFINA SELAM OLSUN”

“Bugün burada böyle büyük bir kalabalıkla buluşmamızı sağlayan il başkanımız, kentin üç değerli milletvekili, bizimle birlikte. Gebze ve Kocaeli’deki organize sanayilerden 10 tanesini etrafında bulunduran Gebze. Sendikal mücadelenin geçmişte en önemli örneklerini veren bu emek kenti. Biz buraya gelirken çağrımızı duyan, telefonla kendilerini davet ettiğim üç konfederasyonun, DİSK, Türk-İş ve Hak-İş’in değerli başkanlarına, onların bu bölgedeki, Kocaeli’de, İstanbul’da, Bursa’da, İzmir ve Manisa’daki bütün temsilcilerine, işçi ve emekçi alın terinin karşılığını alsın diye emeği örgütleyenlere ve örgütüyle birlikte mücadele eden işçi sınıfına selam olsun. Bugün tüm sendikalar ortak talepte birleştiler. Öncelikle vergide adalet istiyoruz. Yani yıl başında maaş başlayıp da daha üçüncü ayda kuşa dönmesin istiyoruz. Asgari ücretten büyük mücadelelerle vergi kaldırıldı ama bugün asgari ücret kadarki kısım hesaplamalara dahil edildiği için daha nisan ayında maaşlar erimeye başlıyor. Bugün 17 bin liralık asgari ücret, ilk verildiği gün yani ocak ayında 9 gram altın alırken, şu an asgari ücret 7 gram altın alabiliyor. Asgari ücret o günden bugüne 3 bin 850 lira eridi. Yani ocak ayındaki 17 bin lira artık, o 17 bin lira değil. Bugünkü 17 bin lira ocak ayındaki 13 bin liraya denk geliyor. Diyorlar ki enflasyon farkı vermeyiz. Enflasyon farkı vermezseniz, Ocak’tan bugüne emekçinin maaşından 11 kilo kıymayı çaldınız. Ocak’tan bugüne emekçinin maaşından 24 kilo pirinci çaldınız. Ocak’tan bugüne yüzde 75 enflasyonun olduğu bu ülkede aynı maaşla geçin diyenlere sesleniyoruz. Enflasyon farkı hakkımızdır. Refah payı hakkımızdır. Türkiye emekçi sınıfı bundan sonra hakkını sizde bırakmayacak. Hakkını söke söke alacaktır.”