Milletvekili Poyraz konuyla ilgili şöyle konuştu:
“Bilecik’in kuraklığa alınıp alınmaması konusuyla ilgili olarak kamuoyunda farklı kesimlerden farklı eleştiriler geliyor, tartışmalar yaşanıyor. Bunların tabi önemli bir kısmının bilgi eksikliğinden kaynaklandığını ifade etmek istiyorum. Bu konuları en iyi bilmesi gereken arkadaşlarımız başta Ziraat Odası Başkanları. Yani gerek il merkezimizin gerekse ilçe merkezlerimizin Ziraat Odası Başkanları’nın konunun yasal çerçevesini bilmeksizin sanki ortada kasıtlı bir ihmal varmış, mağduriyet varmış gibi açıklamalar yapmalarını çok garipsediğimi söylemek istiyorum. Olayın ayrıntısı şu, yani bir yerde eğer bir afet, bir kuraklık yaşanıyorsa öncelikle bunun tespiti gerekir. Vatandaşlarımızın kendisinin mağdur olduğuna dair, kendi arazisinde kuraklıktan etkilenme olduğuna dair Tarım İl veya İlçe Müdürlüğüne müracaat etmesi gerekiyor. Bu noktada Ziraat Odaları’nın tespitleri varsa bunu da vatandaşları uyararak vatandaşlarımızın nezdinde bu müracaatların yapılmasını sağlamaları gerekiyor. Bu müracaatlar yapıldıktan sonra da il ve ilçelerimizde komisyonlar oluşturularak bu komisyonlar tarafından da bu iddianın tespit edilmesi gerekiyor. Tespit yapıldıktan sonra bunlar Ankara’ya bildiriliyor.
‘1 kişi bile kuraklıktan etkilense o kişi kararnameden yararlanacaktır’
Şu anda yanlış hatırlamıyorsam 63 il ile ilgili olarak bir kuraklık kararnamesi çıktı. Burada şöyle bir yanılsama var onu da söyleyeyim. ‘Yanı başımızda Bursa, Sakarya hatta İstanbul, İzmit kuraklık kararnamesinde yer alıyor, Bilecik niye almıyor?’ Bu kararnamenin uygulaması, Bursa’da bütün çiftçiler bundan yararlanıyor anlamında değil. Bursa’da kuraklıktan etkilendiğini söyleyen, müracaat eden ve yapılan müracaatın sonunda hakikaten tespiti yapılan kaç çiftçi varsa o yararlanacak. Hatta ve hatta bir çiftçi varsa, o bir çiftçi yararlanacak. Yoksa Sakarya kuraklık kararnamesi kapsamında, dolayısıyla Sakarya’daki bütün çiftçiler bundan yararlanacak diye bir şey yok. Sanki bütün illerdeki bütün çiftçiler bundan yararlanıyormuş gibi bir hava estirilerek Bilecik’in mağdur ve mahrum edildiği iddia ediliyor ve ortaya konulmaya çalışılıyor. Ben bizzat kendim, Tarım Bakanlığı’ndaki ilgili genel müdür arkadaşımızı aradım. ‘Bak kamuoyunda bazı yanlış anlaşılmalar var. Siz neden illeri liste olarak yayınlıyorsunuz. Onun yerine diyin ki 81 ilde kuraklıktan zarar gördüğünü iddia eden ve bu zararı tespit edilen tüm vatandaşlarımız bu kapsamdadır. Onların ziraat Bankası’na ve Tarım Kredi Kurumu’na olan borçları bir yıl süreyle ertelenmiştir veya ertelenecektir diyin.’ bu polemik yaşanmasın dedik. Nitekim şu anda bakanlık kararnameyi belki bugünlerde değiştirdi veya değiştirecek. Artık il bazlı bir tespit yapılmak yerine kişi bazlı mağduriyeti tespit edilen insanların mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik olarak bir kararname hazırlanacak. ‘Ankara’da vekil uyuyor mu, ne yapıyor?’ deniliyor. Ben Ankara’da hangi çiftçinin, hangi tarlasının kuraklıktan etkilendiğini nereden bileyim? diyeceğim. Eğer o çiftçi vatandaşımızın dilekçesi varsa tespiti yapıldıysa 1 kişi bile olsa bu kararnameden yararlanacaktır. Ama şöyle de bir tablo var, Bilecik’te ben kuraklıktan etkilendim diye müracaatı olan bir tek çiftçimizde yok. Şimdi bazı siyasi çevrelerde ve ziraat odası çevrelerinde birileri çıkıp eleştiri yapacaklarına o zaman bunu niye sorgulamıyorlar? Kaldı ki, yağış oranları da ortada, ayrıca da böyle bir konu var. Dolayısıyla bizim zamanında müracaatı olup da tespiti yapılıp Ankara’ya bildirilmeyen arkadaşımız yok bunu ifade etmek istiyorum.
‘Mağduriyetler ortaya çıkmadan yönlendirme yapılması gerekir’
Başta Yenipazar Ziraat Odası Başkanımız olmak üzere başkanlarımızı görevlerini yapmaya devam ediyorum. Ziraat Odası Başkanları sadece seçimlerden seçimlere çiftçilerin karşısına geçip de işlerini yapmasınlar, Tarım İl Müdürlükleriyle koordineli şekilde çiftçimizi bilgilendirme anlamında çalışmalar yapması lazım. Mağduriyetler ortaya çıktıktan sonra değil mağduriyetler yaşanırken çiftçilerimizi doğru yönlendirip hakları neyse onları doğru kullanmaları noktasında bilgilendirip belki daha faydalı işler yapabilirler. Bir siyasi parti temsilcisi ağzıyla konuşmaların ne kendilerine ne de çiftçilerimize bir faydası olduğu kanaatinde değilim. Eksiklerimiz var mıdır, mutlaka vardır yani. Burada Tarım İl Müdürlüğü’müzün, de ilçe müdürlüklerimizin de kendiliğinden bir takım şeyleri yapmaları gerekebilir. Bunu ayrıca konuşmamız lazım. Hakikaten tarım müdürlüğündeki arkadaşlarımızın bir eksikliği varsa bu tespitler noktasında belki bunu da ayrıca inceleyip orada ihmaller var mıdır bunun üzerinde kafa yormamız lazım. Açıkçası bir kişinin bile şikayette bulunmayıp, dilekçeyle müracaatla bulunmayıp daha sonra eğer ortada kuraklıktan mağdur olduğu noktasında iddiaları, şikayetleri varsa o zaman vatandaşımız şikayet etmese bile Tarım İl Müdürlüğümüzün ve ilçe müdürlüğümüzün ve tabi ki Ziraat Odası İlçe yönetimlerinin de bu anlamda eksikliklerinin olduğunu düşünüyorum. Olayı sadece siyaset kurumunun sırtına yıkmak ve sorumluluğu siyaset kurumunun üzerine bırakmak bence hem bürokrat arkadaşlarımızın hem de sivil toplum temsilcisi olarak Ziraat Odası ve yönetici arkadaşlarımızın olayı hafife almaları ve üzerindeki sorumlulukları atmaları gayreti olarak görüyorum ben. Bunu el birliği ile çözmemiz, tartışmamız ve hepimizin yeri gelip öz eleştiri yaparak bu noktada eksiğimiz varsa şapkayı önümüze alıp düşünmemiz gerekiyor.” ZEYNEP KILBAHRİ