1. Haberler
  2. Manşet
  3. Bilecik’ten canlı yayına katıldı

Bilecik’ten canlı yayına katıldı

featured

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) öğretim üyesi Dr. Zeynep Deniz Altınsoy, CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Ülke TV’de Öğleajansı programına katılım sağlayan Altınsoy, “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olduğuna göre, bu tutuklama kararının savcılık talebiyle, daha doğrusu mahkeme kararıyla alındığı bilinmelidir. Terörle Mücadele Kanunu’nun ilgili maddesinde tutuklamanın şartları bellidir. Bu şartlar oluşmuş olmalı ki tutuklama kararı verilmiş.” dedi.

“FARKLI DÜŞÜNCELERE SAHİP TARAFLAR ARASINDA ELEŞTİRİLERE YOL AÇTI”

Altınsoy, konuya dair yapmış olduğu şahsi görüşleri ve hukuki değerlendirmelerinde şu ifadelere yer verdi:

“Evet, şimdi bir belediye başkanının tutuklanması söz konusu olduğu için yapılan yorumlar, farklı düşüncelere sahip taraflar arasında eleştirilere yol açtı. Ancak şöyle bakmak lazım; Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olduğuna göre, bu tutuklama kararının savcılık talebiyle, daha doğrusu mahkeme kararıyla alındığı bilinmelidir. Terörle Mücadele Kanunu’nun ilgili maddesinde tutuklamanın şartları bellidir. Bu şartlar oluşmuş olmalı ki tutuklama kararı verilmiş.

“TUTUKLAMA KARARI BİR TEDBİRDİR”

Biz toplum olarak, tutuklama kararını genellikle bir ceza gibi algılıyoruz. Ancak tutuklama kararı bir tedbirdir. Tedbirin uygulanabilmesi için ise bazı şartların oluşması gerekir. Örneğin; kişinin, delilleri karartma veya yargılamadan kaçma riski bulunuyorsa ya da suç işleme şüphesinin daha belirgin olması durumunda, savcıların talebiyle tutuklama kararı verilebilir. Bu tedbir, sadece belediye başkanları için değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes için geçerlidir.

“KONUYU SADECE "PARTİLER ÜSTÜ" BİR AÇIDAN OKUMAK GEREKİR”

Belediye başkanının tutuklanması, doğal olarak siyasi yorumlara ve eleştirilere sebep oldu. Ancak konuyu sadece “partiler üstü” bir açıdan okumak gerekir. Anayasal düzenle ilgili suçlar, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerinde düzenlenmiştir ve bu kapsamda bazı uygulamalar yapılabilir. Şu an için, kişi hakkında yöneltilmiş olan suçlamalar var. Ancak bu suçlamaların soruşturma sürecinde aydınlanması gerekir. Dosya incelenmeden ve soruşturma tamamlanmadan yorum yapmak yanıltıcı olur.

“GÖRÜNENE GÖRE, GÜÇLÜ BİR SUÇ ŞÜPHESİ VAR”

Örneğin, bazı kirli bilgiler mevcut. Soruşturmanın tamamlanması ve dosyanın görülmesiyle, konunun daha net anlaşılacağını düşünüyorum. Bu yüzden soruşturma tamamlanmadan ya da iddianame hazırlanmadan yorum yapmak, hukukun ve ceza hukukunun genel ilkelerine aykırı olur.

Görünene göre, güçlü bir suç şüphesi var. HTS kayıtları ve ilgili kişinin açıklamaları da bunu destekliyor. Örneğin, terör örgütü mensubu olduğu iddia edilen ve kırmızı bültenle aranan bir kişiyle akrabalık ilişkisi olabilir. Ancak bu akrabalık, sürekli irtibat anlamına gelmez.

En azından makul bir insanın, bu tür bir ilişkiden çekinmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu benim şahsi görüşüm, ancak hukuki olarak da görüşlerimi aktardığımı umuyorum.”