Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) tarafından düzenlenen ”2’nci Bilim Şenliği” geleceğe umut verdi. Yoğun katılımla gerçekleşen şenlikte yapılan etkinlikler ve ülkedeki yeni bilimsel ve teknolojik gelişmeler takdir topladı.
Bilecik Valiliği ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının desteklediği, İş Bankası, Bonna, Bien, Eczacıbaşı Vitra ve İstikamet firmalarının sponsorluğunda Şeyh Edebali Üniversitesi merkez kampüste gerçekleşen bilim şenliği etkinliklerinin ilk günü saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.
Üniversite tanıtım filmi gösterimi ile başlayan programda konuşan Rektör Şükrü Beydemir, sözlerine İsrail’in Filistin’e uyguladığı zulme tepki göstererek başladı.
“İSRAİL ZULMÜNÜ KINIYORUM”
Beydemir, ”Sözlerime, mazlum Filistin halkının tüm dünyanın gözleri önünde uğradığı soykırımda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyerek; barbar İsrail zulmünü kınayarak başlamak istiyorum. Hiçbir ideoloji, hiçbir politika ve hiçbir sebep bu zulmü ve vahşeti masumlaştıramaz, haklı gösteremez ve meşrulaştıramaz. Bölgede yaşanan bu zulüm inanıyorum ki Başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin Devletinin ve Orta Doğuda kalıcı barışın habercisi olacaktır.” diye konuştu.
“BÜYÜK BİR MUTLULUK DUYMAKTAYIZ”
Bilim Şenliği’ne y katılımdan dolayı çok mutlu olduğunu vurgulayan Beydemir, ”Üniversitemizde yapılan bilimsel çalışmaları; teknoloji firmalarımızın, savunma sanayimizin ve daha pek çok sektörün teknolojik çalışmalarını iki gün boyunca gerçekleşecek olan çeşitli etkinliklerle sizlerle paylaşacak olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duymaktayız. Türkiye yüzyılına yakışır böylesi güzel bir organizasyonun tertip edilmesinde bizlerden desteklerini esirgemeyen tüm paydaşlarımıza teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Bilimsel çalışmalar yapmak ve öğrencilerine akademik eğitim vermek üniversitelerin asli görevidir. Yapılan bilimsel çalışmaların toplumsal yaşama aktarımı da en az bu kadar önemlidir. Bilimsel bilgi ile donanmış toplumlar tarihte olduğu gibi bugün ve gelecekte de dünya üzerinde söz sahibi olacaklardır. Bizler de tarihi sorumluluğumuzun bir gereği olarak öğrencilerimizi; iyi eğitim almış, akademik olarak yetkin, tarih ve millet şuurunu kazanmış bireyler olarak geleceğe hazırlama gayretindeyiz. Bu çalışmalarımızda teknolojik gelişmeler ışığında güncelliğimizi korumak durumundayız. Her geçen gün teknolojik gelişmeler karşımıza farklı bir yenilik çıkarmaktadır. Yeni teknolojiler, yeni cihazlar ve yeni uygulamalar hayatımızın kolaylaşmasında ve refahının artmasında önemli bir yer tutmaktadır.
Bu gelişmelerden insan hayatı o kadar etkilenmiştir ki artık teknoloji vazgeçilmezimiz olmuştur. Teknolojinin bu baş döndürücü hızından eğitim modellerinin etkilenmemesi düşünülemez. Üniversitelerde birçok akademik çalışma yeni teknolojik alanlarda yapılmakta ve uygulanmaya çalışılmaktadır. Bütün insanlık bu yeni teknolojik gelişmelerin eğitim ve öğretimi nasıl etkileyeceği konusunda fikir yürütmektedir. Başta anne ve babalar olmak üzere birçok birey teknoloji ile geleneksel eğitim modelinin nasıl harmanlanacağını merak etmekte ve bu alandaki gelişmeleri takip etmektedirler. Günümüzde gençler için deney ve gözlem temelli birçok sosyal ve bilimsel eğitim faaliyetleri yapılmaktadır. Bu bağlamda, düzenlemiş olduğumuz Bilim Şenliğinde gençlerimize bilimi farklı bir metot ile daha anlaşılır bir şekilde sunmayı hedeflemekteyiz. Üniversitemiz tarafından düzenlenen Bilim Şenliğimiz; gelişen teknoloji ile birlikte bilim kültürünün toplumun daha geniş kesimlerine yaygınlaştırılmasını, katılımcılara bilimsel bilginin yeni bir öğretim modeli ile ulaştırılmasını ve bilim-teknoloji arasındaki etkileşimin çeşitli aktivite ve etkinlikler yoluyla kavratılmasını amaçlamaktadır.
Bilim Şenliğimiz, çeşitli aktiviteler yoluyla güncel konular üzerinde bilimsel farkındalık oluşturmayı, misafirlerimizin bilimsel bilgiye ve bilim insanına yönelik bakış açılarının olumlu yönde gelişmesini ve katılımcılara bilimsel düşünme becerilerini kazandırmayı hedeflemektedir. Gerek öğrencilerimizin gerekse akademisyenlerimizin bu konuda bizlere ilettiği talepleri yerine getirme noktasında azami gayret göstermekteyiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bilimsel araştırmalara, teknolojik gelişmelere ve inovatif fikirlere desteğimizi sürdüreceğimizi bir kere daha ifade etmek istiyorum.
Bilim Şenliğimizin düzenlenmesinde bizlere güç ve destek veren ana sponsorlarımız Kayı Park Yapı, TAYRAŞ Anonim Şirketi başta olmak üzere Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza, Bilecik Valiliğimize, Bilecik Belediyesine, Osmaneli ve Pazaryeri Belediyelerimize huzurlarınızda bir kere daha şükranlarımı sunuyorum. Sponsorlarımız Türkiye İş Bankası, Bien Seramik, Fantürk, Eczacıbaşı Vitra, İstikamet Döküm Anonim Şirketi, Bonna Porselen ve bu program için aylardır büyük bir heyecan ve azimle çalışan tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Birlik ve beraberlik içinde güçlenerek, kamu üniversite sanayii iş birlikleri kapsamında gerçekleştirdiğimiz Bilim Şenliğimizin üniversitemize, bilim dünyasına, kentimize ve tüm paydaşlarımıza pozitif katkılar sağlamasını diliyorum. Bu duygularla, ilelebet payidar olacak Cumhuriyetimizin 100. Yılına erişmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Her birinizi en derin sevgi ve muhabbetlerimle selamlıyor; saygılarımı sunuyorum.” ifadelerini kullandı.
“SİZLERİ ŞEYH EDEBALİ’NİN ÖĞRENCİLERİ OLARAK SEVGİYLE SELAMLIYORUZ”
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Oruç Baba İnan, bu günlerin ilerideki günlerin imtihanı olduğunu aktardığı konuşmasında hepimizin üzerine görevler düştüğünü söyledi.
“BURADA HEPİMİZE DÜŞEN GÖREVLER VAR”
Bakan Yardımcısı İnan şunları aktardı: İçinden geçtiğimiz konjonktürde dünya son on yılda oldukça zorlu imtihanlar verdi. Ama içinde bulunduğumuz zamanlar önümüzdeki on yılların daha da zorlu olacağını işaret ediyor. Burada hepimize düşen görevler var. Bizler Sanayi Teknoloji Bakanlığı olarak hem gençliğimizin hem de kıymetli sanayicilerimizin, iş adamlarımızın önünü açmak için engelleri kaldırmak için gerekli teşvikleri vermek için planlamaları, stratejileri geliştirmek için hep birliğiyle, el birliğiyle çalışıp cansiperane bir emek yolculuğuna çıktık.
“SORUMLULUK OMUZLARIMIZI ÇÖKERTECEK DERECEDE”
Türkiye yüz yılını kurmak yolunda hakikaten içinden geçtiğimiz dünyaca düşündüğümüzde bu işlerin sorumluluğu omuzlarımızı çökertecek derecede. Gazi Mustafa Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün muasır medeniyet seviyesinin üzerine işaret ettiği ve ‘Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır’ şiarıyla bizlere yol gösterdiği Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünde Türkiye yüzyılının başlangıcında hakikaten üzerine derin düşünce tefekkürlere dalmamız gereken bir kavşaktayız.
“TÜRKİYE’Yİ YÜZYILINI KURMANIN HEYECANI VAR”
Tabii ki rakibi olduğumuz, peşinde olduğumuz gelişmiş ülkelerin, kişi başı gelirlerini düşündüğümüzde otuz bin, kırk bin, elli bin dolarlar biz şu anda on bin dolarları geçtik. On beş bin dolara, yirmi bin doları, altı yüz bin dolara doğru yola çıkmaktayız. Üzerimizde bu farkı kapatmanın bir taraftan yükü, kalbimizde heyecanı, yüreğimizde Türkiye’yi yüzyılını kurmanın heyecanı var inşallah. Burada hem iş dünyamıza hem de gençlerimize hep birlikte ve tabii ki bize de bakanlık ve devlet olarak görevler düşüyor.
“KOLAY DEĞİL AMA CANSİPERANE ÇALIŞACAĞIZ”
Ben birkaç tane kritik noktaya dikkat çekip konuşmamı tamamlamak istiyorum. Öncelikle Sanayi Teknoloji Bakanlığı’nı, sanayi alanlarından sorumlu bakan yardımcısı olarak hakikaten altyapının önündeki engelleri aşmak için Bilecik özelinde, Bilecik’i de planlayarak Türkiye’nin sanayi master planı ile yola çıkarken hedefimiz geçtiğimiz yüzyılda açılan sanayi alanlarını önümüzdeki beş yılda iki katına çıkarmak. Kolay değil ama cansiperane çalışacağız. Bu çalışmalar çerçevesinde Bilecik’te dört bölgenin merkezindeki lojistik güzel bir arsanın merkezindeki demir yolu, demir yollarına erişimlerini, sanayi alanlarıyla planlayıp geleceğin potansiyelinde gerçekleştirmek için altyapının önünü açmak için cansiparane çalışacağız.
İş dünyamızda iki tane kritik bütün her şeyi düşündüğünüzde en başa yazacağımız iki kritik şeyin altını çizmek istiyorum. Birincisi çok genel olarak kurumsallaşma olarak konuşuluyor ama ben ona ‘kurumlaşma’ diyorum. Hakikaten geldiğimiz noktadan bizi bir kat daha, iki kat daha, üç kat daha yukarı çıkarken ciddi müesseseler kurmak bu müesseseleri kurumlaştırmak bundan sonraki nesillere taşıyacak sistemik yapıları belli bir strateji ve planlama çerçevesinde kurmak çok önemli. Atalarımız vakıflar kurmuş. Yüzyıllara salih olabilecek kurumları kurmuş, bizim de şu anda kurumlarımız var. Bundan sonraki yüzyıllara taşıyacak büyük kurumlarımız var. Ama gelişmiş ülkelerdeki farkı kapatmak için daha çok daha sistemik, daha büyük kurumlar kurmamız lazım. İkinci önemli konu, bugün Türkiye üç aşağı beş yukarı tarımda kapasitesini yerine getirmiş durumda.
Tabii ki mesafe var ama potansiyelinin yüzde yetmiş seksenine gelmiş durumda. Bundan sonraki kalkınma yolumuzda hizmetler sektörüyle birlikte sanayide çok büyük bir atılım olması lazım. Burada sanayiye düşen esas kritik görev de gelirlerimizi ikiye üçe katlama yolunda hakikaten orta ve yüksek teknolojiye odaklandık. Dolayısıyla kurumlar ve orta yüksek teknolojiye odaklanırsak biz inşallah bu farkı kapatıp muhasır medeniyet seviyesinde üzerine çıkacağız.”
“BEN DE ŞEHRİ TANIMAYA ÇALIŞIYORUM”
Vali Şefik Aygöl ise konuşmasında öğrencilere şehirde rahat bir yaşam kalitesi sunulması hedefinde olduklarını aktardı. İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına yönelik, Osmanlı İmparatorluğu’nun adalet anlayışına vurgu yapan Vali Aygöl konuşmasında şunları aktardı: “Çok yakın bir zamanda öğrencilerimiz geldiler ve üniversitemize kayıtlarını yaptılar. Ve yüzde yüz dolulukla bir kayıt oranı yaşadık.
Ben önce bizi tercih eden, Bilecik’i tercih eden Şeyh Edebali Üniversitesi’ni tercih eden bütün gençlere teşekkür ediyorum. Hoş geldiniz diyorum. Ben de sizin kadar bu şehirde yeni ve heyecanlıyım. Ben de şehri tanımaya çalışıyorum. Ben de sizler gibi her gün yeni yerler keşfediyorum, yeni şeyler öğreniyorum. Şehri her geçen gün tanıma fırsatı buluyorum. Bu şehri sizlere daha iyi hizmet etmek için tanıyorum. Şimdi ilk duyduğumuz cümlemiz şudur, ‘Kuruluşu ve kurtuluşun şehri Bilecik’ derler. Gençliğimizi araştıran- soruşturan bir şekilde yetiştiriyoruz Allah’a çok şükür. Ne demek kuruluşun şehri? Ecdadımız burada Osmanlı Devleti otağını kurdu ve dünyanın bütün bölgelerini adaletle hükmetme fırsatı buldu.
Biraz önce kıymetli rektörüm Orta Doğu’da olan mezalimi anlattı. Şunu ifade etmek istiyorum; O ecdadımız bölgeyi altı yüz yıl adaletle yönetti. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ne diyor? ‘İstikbal göklerdedir’ Biz niye gençlerimizle birlikteyiz? Biz teknolojiyle güçlü olursak, biz teknolojide gücü yakalarsak, dünyayı bu kuruluşun şehrinden yeniden yönetme fırsatı bulmuş olacağız.
Bugün TÜİK verilerine baktığımızda Bilecik 147 Milyon ihracatla Türkiye’nin işte en sonlardaki illerinden biri olarak gözüküyor. Ama gerçek rakamları aktarmak istiyorum. Bilecik 1 milyar 25 milyon dolarla Türkiye’nin en fazla ihracat eden on beş vilayetinden biri. Önümüzdeki sene TÜİK artık üretim yerlerine göre çalışma yapacak ve Bilecik hakkettiği rakamlarını görecek. Değerli gençler, bu şehir öğrenci şehriyse, üniversite şehriyse, üniversite şehrinin çocukları nasıl bir yaşam, nasıl bir şehir istiyorsa, bizim bugünden itibaren artık çalışmamız o olacaktır. O yönde çalışacağız. Bunun da müjdesini vermek istiyorum.”
KURDELE KESİLDİ
Protokol konuşmaları ve sponsor firmalara plaket takdimi ile devam eden programda Stant açılış kurdelesi kesildi. Stant ziyaretleri ve planetaryum etkinliğinin ardından Santek sanayici buluşması paneli gerçekleşti.
TÜBİTAK Gökyüzü gözlem etkinliği ise büyük takdir topladı. Özellikle öğrenciler gösterilere yoğun ilgi gösterdi. Türk Hava Kurumunun (Paramotor,Model Uçak ve Sıcak hava Balon) gösterileri ise uzun süre alkış aldı. Ardından Türk Halk Müziği Dinletisi katılımcılara konser verdi.
Yan Flüt ve Piyano dinletisiyle Havai Fişek ve Lazer Gösterisinden sonra TÜBİTAK Gökyüzü Gözlem etkinliği (Gece Kuşağı) ile ilk gün programı son buldu.