Bozüyük Belediye Başkanı Ahmet Berberoğlu, Belediye'de yapılan ön araştırmayla ilgili olarak 10 gün önce İçişler Bakanlığı'na giderek Bozüyük Belediyesi ile ilgili özel teftiş istediğini söyledi.
Berberoğlu, düzenlediği basın toplantısında, Bozüyük Belediye Başkanı Ahmet Berberoğlu ve Bozüyük Belediyesi olarak 1999 yılından beri hesabını veremeyecekleri 1 tek kuruşu olmadığını belirterek, “10 gün önce İçişleri Bakanlığından Belediye ile ilgili özel teftiş istedim. Bizzat Bakanlığa kendim giderek dosyayı ve yazımızı teslim ettim. Daha sonra Bozüyük Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek belediyemizde yapılan bu incelemeler neticesinde, imar müdürlüğümüzde rüşvet ve haraç alma gibi adlettirilen konularla ilgili suç duyurusunda bulundum. Bozüyük Belediye Başkanı Ahmet Berberoğlu ve Bozüyük Belediyesi olarak 1999 yılından bu yana kadar hesabını veremeyeceğimiz 1 tek kuruşun bizde yeri yoktur. Yapmış olduğumuz her türlü işin, atmış olduğumuz her türlü imzanın arkasındayız. Başımız dik, alnımız açık. Bir tek rabbimize hesap vermekten korkarız.”
Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz'ın, Belediyede yapılan ön araştırma ile ilgili bir açıklamasının olduğunu hatırlatan Berberoğlu, şunları söyledi:
“Sayın Milletvekilimiz Fahrettin Poyraz'ın basında bir açıklaması olmuş. Öncelikle vekilimize teşekkür ediyorum. Siyaset yapan insanların her zaman hesap verebilir olması lazım. Bir şeylerin üzerinin örtülmesi değil, her şeyiyle medeni cesaretin ortaya çıkıp hodri meydan deyip hesabını vermek lazım. Ama orada iki konu var. Birincisi vekilimiz, 'İçişleri Bakanlığı soruşturma izni verdi' demiş. İkincisi de 'partiden de gerekli teftiş yapıldı, gereği yapılıyor' demiş.
Sayın Vekilimizin soruşturma izni verildi dediği konu 3 tane şikayet mektubuna istinaden yapılan inceleme konusu değil. Bunu düzeltmek istiyorum. İçişleri Bakanlığı'nın soruşturma izni vermiş olduğu ve Danıştay'a bizim itirazımıza konu Bozüyükspor ve Bozüyük Belediyespora bilboardların kiralama konusudur. Bir de parti genel merkezinden müfettişlerin gelerek inceleme yaptığı konusunda, bizlere ne bir müfettiş geldi, ne bir inceleme yapıldı, ne de kimin geldiğinden bir bilgimiz var. İlçe Başkanı ve İl Başkanıma da sordum, onların da bilgisi yok. Bu gelen kişinin Konya milletvekili olduğu söyleniyormuş. Bu konunun muhatabı benim. O kişi benle görüşecek, benden aldığı bilgiler doğrultusunda Bozüyük'te istediği kişiyle görüşebilir. Ama benle görüşmeden neyin incelemesini yaptı bunlar. Bunu bilemiyorum.”
“Hakim ve savcılar mahalle baskısına mı alınmak isteniyor”
Ak Parti Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz'ın, 'hakim ve savcı arkadaşlar gereğini yapacak' demesiyle ilgili, 'acaba hakim ve savcı arkadaşlar mahalle baskısına mı alınmak isteniyor' diyen Berberoğlu, şöyle devam etti:
“Birde vekilimiz Başkanımıza isnat edilen suçların çok ciddi olduğunu söylemektedir. Bunu söylerken 'hakim ve savcı arkadaşların gereğini yapacak demesini' anlamış değilim. Acaba hakim ve savcı arkadaşlarımız mahalle baskısına mı alınmak isteniyor? Hukuka girdikten sonra bir milletvekilinin, bakanın, belediye başkanının 'Hakim ve savcı arkadaşlarımız gereğini yerine getirecektir' cümlesini kullanmasını ben yadırgıyorum. Daha yargıya intikal eden bir konu yok. Bunu söylerken, aynı partide görev yapan milletvekilimiz ve şahsım Belediye Başkanının yani seçilmişlerin basın önünde bu şekilde kavga edermiş ve çekişirmiş görüntüsünün verilmesinin partimiz adına hoş bir durum oluşturmadığını düşünüyorum. Bu konuyla da ilgili genel merkezimizle gerekli girişimlerde bulunduk, bundan sonra da bulunmaya devam edeceğiz.
Bunların hepsi konuşmalardan anladığım kadarıyla siyasi değil demesine rağmen milletvekilimizin, bunların hepsi siyasi bir oyundur. Hepsi siyasi bir amaç güden hesaplaşmadır. Nerelerden bir şey tutturup da Ahmet Berberğlu'nu önümüzdeki seçimlerde Belediye Başkanlığı'na, milletvekilliğine nasıl sokamayızın hesabıdır bunlar. Bu milletvekilimizin açıklamasından anlıyorum demiyorum, 1 yıldan beri çizilen senaryodan bahsediyorum. Kim neler yapmıştır, Belediye de neler olmuştur bunların hepsi ortaya çıkacaktır.
Hırsız, namussuz, şerefsiz bir insan, 1999 yılından beri görev yapan bir insan, Belediye gelen dükkan harçları, dükkan ruhsatları, imar izinleri için gelen kişilerden zorla rüşvetle, haraçla para alındıysa, 10 bin kişi belediyeden memnun ayrılmamış demektir. Bu 10 bin kişi, 3 dönem bu belediye başkanını oyunu arttırarak nasıl seçer. Bu mantıken akla sığıyor mu? Bunların hepsinin düzmece olduğu, hesabın önümüzdeki seçimlerle ilgili olduğu kanısındayım.
İçişleri Bakanlığı'na kadar giderek kendi imzamla, kendi hakkımda özel teftiş isteyen belki de Türkiye'deki tek belediye başkanı benim. Ben bunu 2005'te de Cumhuriyet Başsavcılığında kendi hakkımda suç duyurusunda bulunmuştum. İncelendi ve Allah'a şükür bir şey çıkmadı.
Biz burada kılıç çekme derdinde değiliz. Burada milletvekilimizin yaptığına üzülüyoruz diyoruz. Aynı partiye mensup bir milletvekili ile aynı partideki Belediye Başkanının gazete manşetler ile birbirini karalaması, kötülemesi, eleştirmesi kadar zor, kötü, namertçe bir şey olamaz. Ortada bir problem varsa, milletvekili ve belediye başkanı genel merkeze götürülür, ne varsa orada paylaşılır ve gereği yapılır. Bu olay arife günü manşetlerle başladı. Hadi bu hatadır dedik. Vekilimize manşetlerle savaşmayla olmaz dedik. Burada konuşmayalım, süreci bekleyelim dedik. Bunu neden basında dile getirerek sansasyon yapıyoruz. Burada kılıçların çekilmesi taraftarı değiliz. Doğruların meydana çıkması taraftarıyız. Ama tabi ki bu hakkın sonunda yiğidin hakkını verirler de sonrasında yapmamız gerekenleri elbet yaparız.”
Kendisinin, MHP'den istifa ettikten sonra bağımsız kalmayı düşündüğünü ancak gelen teklife icabet ederek Ak Parti'ye geçtiğini vurgulayan Berberoğlu, “Ben Ak Parti'ye geçerken Bozüyük'ün çok büyük beklentileri vardı. Konuşmalarımızda yaklaşık 12 milyon lira borcumuz vardı, silinecekti. Toprak fabrikalarının işletimi ve yönetiminde Bozüyük Belediyesi söz sahibi olacaktı. Burada benim Ak Parti'ye neden alındığım konusunda soru işaretleri var. Biliyorsunuz Ak Parti'ye ben geçmedim, bağımsız kaldım. 4 yıl boyunca bağımsız devam edecektim. Ama lütfettiler, uygun görmüşler, sevmişler, davet ettiler, bizde davete icabet ettik. Çok iyi niyetle çıkılan bir yoldu. Ama bu geçiş aşamasından beri gelinen şu noktada çok soru işaretleri var. Acaba kimilerinin dediği gibi, köklü gelenekten gelen bazı yapılarda, 'rakibini yenemiyorsan, içine al bertaraf et' gibi düşünceler de olduğu söyleniyor. Bunun cevabını ben şimdi veremiyorum. Çünkü genel merkezim 'biz senin yanındayız' diyor. Bakanlarımız 'varda bir sıkıntınız ayrılalım' diyoruz. 'Biz senden çok memnunuz' diyorlar. Başbakanımıza, Eskişehir Milletvekilimiz Nabi Avcı aracılığıyla mektup yazdım. 'Emriniz başım üstüne, ayrıl dediğiniz taktirde 1 sanayi durursam namussuz ve şerefsizim' dedim. 'Kendim ayrılmayı zul addederim, ama ihraç olmayı gururuma yediremem' dedim. Böyle bir şey yok dediler. Genel merkezimiz, Bakanlarımız, il ve ilçe başkanım bende memnunsa, milletvekilimin 3 yıldan beri bir dediğini iki etmedim. 10 kişiyi belediyeden at dedi attım, 10 kişiyi şu görevlere yerleştir dedi yerleştirdim. Daha ne yapmamı bekliyorlar.”
Kaynak: Haber Merkezi