TMMOB Odası Bilecik İl temsilcisi Furkan Burulday açıklama yaptı.
Burulday, 6 Şubat 2023 yılında yaşanan deprem felaketinin 1’inci yılı münasebetiyle yaptığı açıklamasında, “6 Şubat 2023’te yaşadığımız deprem felaketinin 1. yılındayız. Ülke tarihimizin en büyük acılarından birisini bundan tam 1 yıl önce yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. Öncelikle, hayatını kaybeden yurttaşlarımızın acısını ilk günkü gibi yüreğimizde hissederek, başsağlığı, sabır ve dayanışma dileklerimizi iletiyoruz.” dedi.
Mimar Furkan Burulday açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Resmi rakamlara göre 53 bin 537 yurttaşımızın hayatını kaybettiği, 107.500 yurttaşımızın ise yaralandığı açıklandı.
Yine Bakanlığın verilerine göre 35 bin 964 binanın deprem anında yıkıldığı, 872 bin bağımsız bölümden oluşan 311 bin binanın ise aldıkları hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale geldiği belirtildi.
Deprem sonrasında dünya tarihinde eşine az rastlanır bir dayanışma seferberliği yaşandı demokratik kitle örgütleri,yardım sağlayan gönüllü kuruluşlar,belediyeler,tribün grupları ve vatandaşlarımız bu dayanışmanın en somut göstergeleriydi.
6 Şubat depremleri, bugüne kadar yaşadığımız pek çok büyük depreme karşın ülkemizin, şehirlerimizin, binalarımızın, kurumlarımızın ve halkımızın depreme henüz hazır olmadığı gerçeğini maalesef çok acı biçimde ortaya çıkarmıştır.
Türkiye Afet Risk Azaltma Planı 2022-2030 (TARAP)”ın bundan önce hazırlanan strateji ve eylem planları ile raporların akıbetine uğramaması ve yaşama geçirilebilmesi için gerekli finansal kaynakların yaratılması, sürekli izleme, kontrol ve denetim mekanizmaları oluşturularak hayata geçirilmesi sağlanmalı, buna ilişkin bilgiler düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
“RİSK ANALİZLERİNİN YAPILMASINA OLANAK SAĞLANMALI”
Toplumun afet risklerinden korunması için ilgi kurumlar tarafından toplanan afet tehlike verileri paylaşılmalı, ilgili kurumların yanı sıra üniversitelerin, ilgili meslek örgütlerinin, sivil toplum kuruluşları ile bilim insanlarının kullanımına açılarak risk analizlerinin yapılmasına olanak sağlanmalıdır. Bu kapsamda; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü elinde bulundurduğu verilerin afetlerle ilgi bölümlerini erişime açık hale getirmelidir.
Çoklu tehlike erken uyarı sistemlerinin ve afet risk bilgilerinin kullanılabilirliği arttırılmalı, bu kapsamda Afet ve Acil Durum Başkanlığı tarafından deprem, heyelan, tsunami, çığ, yangın, volkanlar, sel ve taşkın, fırtına gibi doğa kaynaklı afetlere ilişkin erken uyarı sistemleri acilen inşa edilerek, ülke insanımızın afet tehlikelerinden korunması sağlamalıdır.
“ACİLEN HAYATA GEÇİRİLMELİDİR”
Deprem, sel, taşkın, heyelan gibi doğa kaynaklı her bir afet tehlikesi için tekil veya çoklu tehlike haritaları üretilerek mekânsal planlama sürecine entegre edilmesi sağlanmalı, fay zonları üzerinde yapılacak paleosismolojik araştırmalar sonucu belirlenen sakınım bantları ile DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan havza plan ve raporlarında belirtilen “Taşkın Tehlike Haritaları”ndaki riskli alanlar imar planlarına işlenmeli, bu alanlarda bina ve bina türü yapıların yapılmasına sınırlama getirecek düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir.
Büyükşehir belediyeleri öncelikli olmak üzere ülkemizdeki tüm illerin 1/1000 ölçekli Jeolojik-Jeoteknik ve Mikrobölgeleme Etütleri hızla tamamlanarak, bu etütlerin sonuçlarına göre bütünleşik tehlike ve afet master planları hazırlanmalı; afet güvenliğinin gerektirdiği imar plan revizyonları ve diğer risk azaltma önlemleri ile birlikte uygulanmalıdır.
Yaşadığımız büyük kayıplar ve derin acılar bizlere göstermiştir ki akıl, bilim, planlama ve denetim bu konudaki elzem önlemlerdendir.
Tekrar hayatını kaybeden yurttaşlarımızın acısını ilk günkü gibi yüreğimizde hissederek, başsağlığı, sabır ve dayanışma dileklerimizi iletiyoruz.”