Bilecikli Diyetisyen Ayşegül Karakaş, tatlı tüketiminde dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında önemli uyarılarda bulundu. Karakaş, tatlının keyif verici bir besin olduğunu ancak ölçüsüz tüketildiğinde kilo artışı ve sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı.
Tatlıyı aç karnına tüketmenin kan şekerini hızla yükselttiğini ve bu durumun ani açlık krizlerine sebep olabileceğini belirten Karakaş, tatlıların ana yemeklerden sonra veya ara öğünlerde yenmesinin çok daha sağlıklı olacağını söyledi. Spor sonrasında ise küçük porsiyon tatlıların kasların toparlanmasına katkı sağlayabileceğini dile getirdi.
Tatlı seçiminde de dikkatli olunması gerektiğini hatırlatan Karakaş, “Şerbetli ve ağır tatlılar sık tüketilmemelidir. Bunun yerine sütlü ya da meyveli tatlılar çok daha hafif ve besleyici alternatiflerdir. Ayrıca doğal tatlandırıcılarla yapılan tatlılar da tercih edilebilir” dedi.
Diyetisyen Karakaş, tatlının günlük bir alışkanlık haline getirilmemesi gerektiğini, haftada birkaç kez keyif amacıyla tüketilmesinin yeterli olduğunu ifade etti. Özellikle diyabeti olan bireylerin tatlı konusunda çok daha dikkatli olmaları gerektiğini belirten Karakaş, insülin direnci ve kalp-damar hastalıkları olan kişilerin de yağlı ve şerbetli tatlılardan uzak durmaları gerektiğini söyledi.
Tatlıların yanında tüketilen içeceklerin de önemli olduğunu hatırlatan Karakaş, “Çay, kahve veya asitli içecekler yerine süt, ayran veya bitki çayı tercih etmek sindirimi kolaylaştırır. Tatlı sonrasında mutlaka su içmek gerekir” diye konuştu. Ayrıca tatlı tüketiminin diş sağlığı açısından da risk oluşturduğunu belirten Karakaş, tatlı sonrası dişlerin fırçalanması veya en azından ağzın su ile çalkalanmasının çürük riskini azalttığını vurguladı.
Tatlı krizlerinin çoğunlukla düzensiz beslenmeden kaynaklandığını söyleyen Karakaş, yeterli protein ve lif alımının bu krizleri azaltabileceğini, tatlı isteği geldiğinde ise bitter çikolata, meyve veya kuru yemişin sağlıklı bir alternatif olabileceğini belirtti. Ev yapımı tatlıların her zaman daha sağlıklı olduğuna dikkat çeken Karakaş, rafine şeker yerine bal, pekmez ya da hurma püresi gibi doğal tatlandırıcıların kullanılabileceğini söyledi.
Tatlı tüketiminin psikolojik boyutuna da değinen Karakaş, tatlının beyinde mutluluk hormonu salgısını artırdığını, bu nedenle stresli dönemlerde tatlıya yönelimin arttığını ifade etti. Ancak bunun bir kısır döngüye dönüşmemesi gerektiğini belirten Karakaş, tatlıyı bir ödül ya da stres giderici değil, ölçülü bir keyif aracı olarak görmek gerektiğini söyledi.
“Tatlıyı hayatımızdan tamamen çıkarmaya gerek yok” diyen Diyetisyen Ayşegül Karakaş, tatlı tüketiminde en önemli noktanın porsiyon kontrolü, doğru seçim ve denge olduğunu vurguladı.