Yaz aylarında karşılaşılan en büyük sorun sıvı yetersizliği oluyor.
Danışanlarımın birçoğu ya suyun tadından hoşlanmadıkları için ya da unuttukları için içmediklerini söylüyorlar. Bu noktada yapılabilecek en güzel hamle unutanlar için anımsatıcı kurmak, tadından hoşlanmayanlar içinse aromasını değiştirecek bir şeyler eklemek olacaktır. Nane, maydonoz, limon, yeşil elma günlük içtiğiniz suyun bir kısmına eklenebilir.
Vücutta susuzluğa bağlı elektrolit dengesizliği tansiyonu etkileyebilirken vücutta yağ doku oluşumunu da artırabilmektedir. Sıcaklarla birlikte yavaşlayan metabolizmayı sadece bol su içerek bile hızlandırabilirsiniz. Kişilerin kilosuna bağlı değişmekle birlikte günlük ortalama 12 bardak su günlük ihtiyacı karşılayabilir. Sıcaklarla birlikte yaşanan terleme vücuttan birçok mineral kaybına da neden olmaktadır.
Yoğun terleme yaşanan günlerde sade maden suyuna günlük diyette yer vermek bizler için elzemdir.
Yaz aylarında yapılanın aksine kızartmalar ve karbonhidrat içeriği yüksek besinlerin tüketiminin azaltılmasını, meyve, yoğurt, cacık, ayran tüketimine ağırlık verilmesini özellikle hazmın kolaylaştırılması açısından probiyotik ürünler yenmesini önerdi. Bu noktada yapılan ara öğünleri kefir + meyve, cacık, ayran+ çiğ badem kombinasyonlarıyla çeşitlendirebilirsiniz.
Meyve konusunda da uyarıda bulunmak istiyorum. Elbette birçok mikrobesin yönünden zengin olan meyvelerin günlük 1-2 porsiyon tüketimi çok değerli fakat miktar kontrolünü yapmak da önemli. Fazla alınan meyve şekerinin (fruktoz) karaciğer yağlanmasını (naykh) tetikleyebileceği de unutulmamalıdır. Yaz kış fark etmeksizin hareket etmek de unutulmamalı. Akşam saatlerini açık hava yürüyüşleri ile değerlendirebilirsiniz.