EKREM İMAMOĞLU, BİLECİK’TE KONUŞTU 

featured

”BİZ MİLLETÇE BİR ARADA TÜRK MİLLETİYİZ”


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ”Karşılarında sürekli dim dik ayakta duracağımı ilan etmek için Bilecik’deyim.” dedi.

Bir dizi program ve ziyaretler kapsmanında Bilecik’e gelen İmamoğlu, Vadipark’ta düzenlenen kahvaltıda siyasi parti temsilcileri, STK’lar, partililer ve basın mensuplarıyla buluştu.

Bilecik’te olmaktan çok mutlu olduğunu kaydeden İmamoğlu, ”Bilecik’te bir kadın Belediye Başkanı olarak eşimle beraber ziyaret etmiştik. Kendisine de başarı dileklerimizi iletmiştik. Kendisine burada Bilecik halkıyla birlikte tüm siyasi dostlarımızla birlikte çok başarılı bir çalışma süreci diliyorum.

Zira, siyasette kadın temsili konusunda ülkemiz ne yazık ki arzu ettiğimiz noktada değil. Arzu ettiğimiz noktaya geldiğinde aslında ülkede birçok hususu daha cesurca konuşabilir ve tartışabiliriz diye düşünüyorum. Umarım o eşitliği görünür hale gelmesi önümüzdeki süreçte çok daha mutlu edecektir.

Tabi Bilecik çok özel bir şehrimiz. Çünkü, Bilecik’in tarihinde çok özel anekdotlar var. Bir tanesi, şanlı Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunun temellerinin atıldığı yer. Bilecik, Söğüt bu bölge bu anlamda çok özel, çok mistik bir geçmişe sahip. En önemlisi kendini iyi hissettiği, değerli hissettiği ve güzel işler başarılmış yüzyıllar boyunca dünyaya çok özel başarıları taşımış  bir imparatorluğun temelinin atıldığı, tohumunun yere düştüğü ve filizlendiği yerdir.

Dolayısıyla benim bugün burada bulunmam bir payitahtın temsilcisi olarak İstanbul’umuzun, şanlı Osmanlı İmparatorluğu’na yüzyıllar boyu başkentlik yapmış İstanbul’umuzun bir Belediye Başkanı olarak Bilecik’te bulunmak elbette çok manevi bir buluşma diye düşünüyorum. Daha önceki buluşmalarımızda da  hem Şeyh Edebali’nin türbesini hem Ertuğrul Gazi Türbesini ziyaret ettiğimde bu duyguları kalben hissettiğimi ifade etmek isterim.” dedi.

İmamoğlu, sözlerine söyle devam etti:

”Tabi başka bir boyutu var. Örneğin, İstanbul ile ilgili hep söylerim; ‘İstanbul Osmanlı İmparatorluğunun başkentliğini yapmış kadim İstanbul Fatih Sultan Mehmet’in bize emanetidir’ derim. Ama eklerim, bilinmez. Tarihimizin bazı sayfalarını biraz ütü kapalı geçeriz. Unutmayınız ki, İstanbul beş yıl boyunca işgal altında bulunmuştur. Dile kolay, yani biz milletçe bir günlük esareti bile kendimize dayanılmaz acı olarak görürüz. Güzel İstanbul’umuz beş yıl esaret altında tutuldu.

Bu esaretten kurtuluşun Cumhuriyet’imizin kuruluşundan sadece ve sadece 13 gün önce 16 Ekim 1923’de işgal kuvvetlerini İstanbul’dan ayrılışı ile son bulmuştur. O başarı İstiklal Savaşı’nın başarısıdır ve Cumhuriyetin kuruluşunun başarısıdır. İşte o başarının temelleri de yine bu saha da, bu topraklarda atıldı. Bu bölgede ki Kurtuluş Savaşı direnci kaderimizi değiştiren aslında İnönü Savaşları diye bildiğimiz o cephe başarısı olmasaydı, umutları kırık bir ordumuz olabilirdi Allah korusun. İşte onun için aslında bu ikili buluşmayı hem o şanlı Osmanlı İmparatorluğu’nun başlangıcı hem de işgalden kurtulan İstanbul’umuzun da ilk İstiklal Savaşı noktasında ki, başarılı mücadelenin verildiği topraklar olarak Bilecik’te buluşmak olarak görüyorum.

Onun için bu manevi hazzı, bu tarihi buluşmayı sayfaların birbiri ile örtüştüğü sizlerle bu salanda paylaşmak istedim. Bu vesileyle ecdadımızı rahmetle, minnetle anıyorum. Bütün ecdadımızı güzel insanları, komutanları, padişahları, bilim insanlarını özellikle bu güzel Cumhuriyetimizin bize emanet eden hepimizin geçmişini rahmetle, minnetle anıyorum. Tabi ki, üstün lider, komutan Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle, minnetle anıyorum.

ARŞİVLERLE GÖRÜŞÜRÜZ YANİ KAYITLI VAR

Bilecik bugün özel bir noktada ve taşından toprağından çok güzel ürünler çıkartılan özel bir çalışmalar yapan yüksek kurumlarımızın var olduğu, aynı zamanda sanayi, aynı zamanda tarım ve ilerde belediye başkanımızın, il başkanımızı ve milletvekilimizin tabiriyle aynı zamanda bir öğrenci kenti dolayısıyla bu güzel şehrin dayanışmaya ihtiyacı var. İstanbullu olarak biz Türkiye’nin her noktasıyla tarihi bir dayanışma örneği yaşadık. Tarihi diyorum çünkü İstanbul geçmişteki bütün arşivlerimizde var biz arşivlerle görüşürüz yani kayıtlı var. O kayıtları biz tutmadık o denemde kim görev yaptıysa o tuttu. Yani biz İstanbul’da en fazla metro hangi yıl yapıldığı veya hangi yere yapıldığını biliyoruz.

Dediğim gibi o kayıtları biz tutmadık. Örneğin işte saygıdeğer Bedrettin Taha tuttu, işte saygıdeğer Nurettin sözel döneminde Sayın Sözel tuttu. Sayın saygı değer Recep Tayyip Erdoğan dönemini kendileri tuttu derken dolayısıyla oradaki sıralama bizim eserimiz değil oradaki sıralama sizin kendi eseriniz. Ve tabloya yansıyor kimin ne yaptığı ve ne yapmadığı ve o bakımdan bu kayıtları biz değiştiremeyiz yani isteseniz de kalem oynatamayız. Yani mesela 0.8 km yapmışsa biri sıfır yerine bir yazamayız. 1.8 km yaptım diyemeyiz. 1994-1999 arası görev yapmış kişilerin yaptığı metro kilometresini değiştiremeyiz. O bakımdan bu dönem yaptığımız dayanışmanın Türkiye’de ne kadar etkili işlere dönüştüğünü belirtmek isterim gerçekten 450 ye yakın yerel yönetime karşı koştuk.”

Üstün bir gayret içinde çalışmalarını sürdürdüklerini aktaran İmamoğlu, ”Arayanın kapısına koştuk kapımız çalındı oturup proje konuştuk ve her yerde güzel eserler üretmeyi verimli eserler üretmeyi, yöresine katkı sağlayan yani  Kars’tan Edirne’nin İpsala’sına, Antakya’dan, Hatay’dan, Gaziantep Karkamış’tan, Sinop’un Dikmen’ine bütün ilçelerine, Amasya’sına, Artvin’ne bütün beldelere, ilçelere Büyükşehirler ile dayanışma içerisinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin elinde hangi imkan, var ise paylaşma konusunda üstün bir gayret içerisinde olduk.

ALLAH ŞAHİTTİR VALLAHİ DE BİLLAHİ DE DEMEDİK

‘Efendim Cumhuriyet Halk Partiliyiz, AK Partili Belediyeler gelsin’ demedik. Tam aksine kapımızı kim çalarsa, ‘buyursun gelsin hizmet edelim’ dedik. Bazılarına katkılarımızı ise gizliden sunduk. ‘Yapmayız’ demedik. Reklam yaparız da demedik. Allah şahittir vallahi de billahi de demedik.

Çünkü millete ve memlekete yapılan işin reklamının inanınızki hayatım böyle geçmiştir kul da bilir Allah’ta bilir. Siz iyi yapın, o bilir. Zaten iyilik aslında bilinsin diye yapılmaz. Memleket faydalansın diye yapılır. Hayat böyle bir şey ama bunu tersine çevirmek isteyen bir akılla karşı karşıyayız. Düşününüz ki ülkemizde hiçbir dönem yapılan hizmetler bir siyasi partinin hizmeti diye anılmamıştır ama bu dönem AK Parti projesi diye bir şey çıktı. AK Parti’nin yaptığı köprü, AK Parti’nin yaptığı yol. Allah’tan kork. Onların hepsinde 86 milyon insanın parası var. Benim param, senin paran, öbürünün parası var böyle bir şey yok. İyi şeyler yapılır alkışlanır, kötü şeyler yapılır eleştirilir. Ama benim projem diye bir kavram yoktur. Bir siyasi partinin projesi diye bir kavram olamaz. Milletimizin projesi, devletimizin projesi.

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın kavramı aslında bireyden başlayan devlete doğru yürüyen o yüce yönetim sistemi. Burada geçmiş dönem bakanımızın deneyimlediği süreçten daha öncesi bizim bildiğimiz geçmişteki sözleri hep devlet konuşuyor ve ben diyen bir akıl. İşte sorarlarsa Ekrem İmamoğlu Bilecik’e neden geldi diye tam da bunun için geldi. O ben diye aklın ben ne yaparsam olur diyen o aklın, hukuksal zeminde hak yiyen hukuku çiğneyen, yargıyı silah gibi kullanan ve milletin iradesini çalmaya çalışan, yok saymaya çalışan akılla mücadele için haysiyet mücadelesi için asla vazgeçmediğimi ilan etmek için, karşılarında sürekli  dim dik ayakta duracağımı ilan etmek için Bilecik’e geldim.” ifadelerini kullandı.

Kendi çizdiği yolda kararlı olduğunu belirten İmamoğlu, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

ŞEHİR ŞEHİR GEZECEĞİM

”İstanbul’da saçma sapan bir terör soruşturmasıyla önümüze dikilmeye çalışan, İstanbuldaki seçimi kaybettiğinde hüngür hüngür ağladım diyen akılla ve İstanbul’u seçildikten sonra bir hukuksuz müdahale ile görevden alınmasına rağmen yapılan bugünkü müdahalelere göz yuman ve siyaset iradesinin üstünde olmadığına dair tek bir açıklaması olmayan o akılla da mücadele etmek için Bilecik’teyim. Kararlı bir kardeşiniz var karşınızda. Makamın, yolu ve yolculuğu, yada makamı olmaksızın vatandaş ekrem İmamoğlu olarak milletimizin iradesine vurulacak bu darbeyi engellemek ve önüne geçmek için o dönemde ilan ettiğim İstanbul’u sokak sokak gezeceğim, Türkiye’mizi şehir şehir gezeceğim dediğim için bugün Bilecik’teyim. Beni yalnız bırakmadınız hepinize teşekkür ediyorum.

İfade etmek istediğim şu var; lütfen unutmayınız ki bu yapılan veya yapılmaya çalışılan süreci bu şekilde darbelemeye çalışan bu müdahaleyi Ekrem İmamoğlu’na yapılan bir müdahale olarak asla görmeyiniz. Eğri oturacağız doğru konuşacağız, adil olacağız. Adalet önemlidir. Yani hukuksuzluğa karşı, adaletsizliğe karşı susan dilsiz şeytandır buna biz gelemeyiz. Hukuksuzluk varsa, Diyarbakır’daysa ona karşı duracağız, Mardin’deyse ona karşı duracağız, İstanbul’daysa ona da karşı duracağız. Memlekette adaletsizliğin olmadığını bu cennet vatanın 86 milyonun eşit hisseder olduğu, bu ülkenin bireylerinin yer yerde hakkının korunduğu, bu ülkenin her karış toprağında hissettiremezsek, o tek kişilik akıl bugün gider yarın tek kişilik başka bir akıl gelir Allah korusun.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Yüzyılında bunu yaşatmaya hiçbirimizin hakkı yoktur. Onun için sorumluluğumuz büyüktür. Burada bulunan hepimiz milletçe 86 milyon insanımız da istediğimiz şu; her birimizin ismi altın harflerle tarihe geçsin. Biz öyle bir değişim ve dönüşümü yaşatalım ki ülkemizde 86 milyon insanımızın ismi altın harflerle tarihe geçsin.

Aksi taktirde gerçekten kara leke olarak tarihe geçeriz. Gelecek nesiller bizi hiç unutmaz ve ayıplarlar. Evlerinizdeki torunlarınızın, çocuklarınızın, gençlerimizin kaygılarını mutlaka algılamaya çalışın. Ben siyasetin bu kadar erken yaşta algılandığı başka dönem hatırlamıyorum. Hatırlayan varsa söylesin. Ben 5 yaşındaki çocuklardan duyduğum cümleleri inanın titreyerek dinliyorum. Nasıl böyle bir sürecin farkında olabilirler. Bir çocuk ‘kurtarın bizi’ niye desin. Allah aşkına ilkokula giden bir çocuk. Hissediyorlar.

HEP BİRLİKTE BAŞARILI OLMALIYIZ

Dolayısıyla 2. Yüzyılımızda, bize emanet edilen bu güzel vatanın, bu güzel cumhuriyetin demokrasiyle taçlanmasını yine bağımsız yargı ve adaletin var olduğu bir ülkeyi sağlamayı yapmamız ve önümüzdeki bütün engelleri ortadan kaldırarak bereketli toprakların, bereketli paranın var olduğu bu ülkede yetenekli insanları çağdaş bir geleceğe hep birlikte yürümeliyiz. Ben bunun mücadelesini verip tek tek imkanım olsa 86 milyon insanımızla tek tek paylaşmak isterim, paylaşacağım.
Lütfen sizler de konuşun ve paylaşın. Meselemiz a partisi veya b partisi değil. Altılı masanın ortaya koyduğu ittifak süreci tam da bunun adresidir. Milletin ittifakıdır, milletin ittifakına yürüyüşüdür. Bunun karşısında başka bir duygu asla ve asla başarılı olmamalıdır, olamaz. Hep birlikte başarılı olmalıyız. Bu ittifak ağını daha da büyütmeliyiz. Siyaset üstü durduğumuzu, işimiz ve gücümüzün kişiler olmadığını, kötü rejimin çok güçlü bir sisteme dönüşmesini, cumhuriyetin demokrasiyle taçlanmasını, adil bir ülke olmasını istiyoruz, bu duygularla buradayım.

Bunun için Bilecik’teyim. Lütfen bu hissiyatı benimle hissediniz, bulunduğunuz ortamlarda bunu konuşunuz. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım, çocuklarınızın zincire vurulmasını, mecazi anlamda konuşuyorum zihninin zapdedilmesini fikri hür, vicdanı hür nesiller değil de iki dudağın arasından çıkanın yapıldığı yada kürsüden devletin yöneticilerine fırça atan, onu aşağılayan aklın var olmadığı bir ülke istiyorum. Ben şahsen 3 evladımı öyle bir akla, öyle bir mantığa emanet etmem. Benim çocuğum özgür kardeşim, benim çocuğum yetenekli. Bu ülkenin her çocuğu benim çocuğum gibi. Bunun doğusu batısı kuzeyi güneyi yok, Türk’ü Kürt’ü, lazı, çerkezi yok. Hepsi. Biz milletçe bir arada Türk milletiyiz. Milletçe bir arada çok kıymetli bir cennetin, vatan topraklarının evlatlarıyız. Bu duyguyla var olun, bu duyguyu büyütelim ve bu işi başaralım. Bunun için buradayım.”

Toplantının ardından kent merkezinde vatandaşlar buluşan ve esnafı gezen İmamoğlu, Atatürk Parkı önünde yaptığı konuşmada, ”Burası aslında kahramanlıkların, vatan olan bu toprakların başlangıç yeri. Tabiri caizse güçlü tohum burada atıldı. Onun için bu güçlü tohumun atıldığı güzel şehrimin, güzel insanlarıyla buluşmaktan gerçekten büyük onur duydum. Esnafımızı gezdik, birazdan belediye başkanımızla çok güzel bir teknolojik işbirliğine imza atacağız. Kendisine bu güzel şehirde güzel hizmetleriyle başarılar diliyorum.

Yine il başkanlarımızla, çok kıymetli milletvekili dostumla birlikte Bozüyük’e geçeceğiz. Orada seyir terasında Kurtuluş savaşının anlatıldığı hemde Bilecik’in kahraman geçmişinin tanıtıldığı müze inşaatının da Bozüyük’e hediye edilmesinin temelini atacağız. Dolayısıyla İstanbul olarak sizin yanınızdayız. İstanbul’daki Bileciklilerin, İstanbulluların hepinize selamını getirdim. Şimdi ben bunlar için Bilecik’temiyim hayır. Bilecik’e başka bir şey için geldim.” açıklamasında bulundu.

”Ben haysiyet mücadelesi için buradayım.” diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:

ÇOCUKLARIMIZ İÇİN, GENÇLERİMİZ İÇİN BAŞARACAĞIZ

”Ben adaletsizliğe karşı buradayım, milletin iradesine karşı duranlara karşı çıkmak için buradayım ve siyaset üstü bir dönemde ittifakların güçlü olacağı bir dönemde 6’lı masada ortaya konulan o güçlü iradeyi daha da büyütmek adına buradayım. Sizlerle birlikte millet hakkını yedirmez 31 mart’ta dedim ya ben hak yemem hakkımı da yedirmem. İşte Türk milleti olarak 86 milyon insanımızla hak, hukuk ve adalet mücadelesinde hiçbir vatandaşımızın, hiçbir kurumun milletin iradesinin ise asla ve asla yedirilmeyeceğini bir avuç insana ve bugünün rejimindeki o tek kişinin ağzından çıkan o lafla yönetilme anlayışına, yargıyı siyasetin silahı gibi kullanmaya çalışanlara ne diyeceğiz yeter söz milletin diyeceğiz.

Hep birlikte bunu başaracağız, çok inanıyorum. Bu ülkenin, bu şehrin çocuklarına, gençlerine, kadınlarına, beyefendilerine yürekten inanıyorum. Coşkusu çok büyük Allah sizi var etsin, memleketimize tek bir gün bile adaletsizlik yaşatılmasın. Hiçbir vatan evladına asla ve asla adaletsizlik yaşatılmasın hep birlikte başaracağız. Mayıs’a az kaldı. Bu coşkunuzu devam ettirin ve adaletsizliğe karşı dik durun. 2. Yüzyıl cumhuriyetimizin 2. Yüzyılı milletimize çok iyi gelecek ve güzel günleri hep birlikte başaracağız. Çocuklarımız için, gençlerimiz için başaracağız. Herşey çok güzel olacak demeye devam ediyoruz.”

       



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir