Söğüt Hükümet Konağı önünde toplanan kortejdekiler, boyunlarına poşu bağladıktan sonra Ertuğrul Gazi Caddesi'nde yürüyüşe geçti.
TBMM Başkanı Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bozdağ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Millet Partisi Genel Başkanı Aykut Edibali, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi Avcı, TBMM KİT Komisyonu Başkanı Fahrettin Poyraz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, Eskişehir Valisi Kadir Koçdemir, Bilecik Valisi Halil İbrahim Akpınar, MHP Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker, çeşitli partilerin yöneticileri ve yerel yöneticilerden oluşan kortejin yürüyüşü, Ertuğrul Gazi Türbesi'nde sona erdi.
Yürüyüş sırasında Bilecik Belediyesi ekiplerince caddeye araçtan gül suyu serpildi.
Ertuğrul Gazi'nin kabri başında dua eden Çiçek ve beraberindekiler, daha sonra şenliklerin düzenlendiği tören alanına ulaştı ve Yörük çadırlarının önünden geçerek protokol tribünündeki yerlerini aldı. Ancak Bahçeli, protokol tribününde kendisi için ayrılan koltuğa değil, yan tarafta vatandaşların bulunduğu bölüme oturdu. Bahçeli, Çiçek'in, yanına kadar gelerek davet etmesi üzerine kendisi için ayrılan yere geçti.
TBMM Başkanı Çiçek: ''Bu coğrafya bizim ebedi vatanımızdır"
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ''Bu coğrafya bizim ebedi vatanımızdır ve hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, ebediyete kadar da büyük Türk milletinin vatanı olacaktır'' dedi.
Çiçek, Bilecik'in Söğüt ilçesinde bu yıl 731'incisi düzenlenen ''Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri''nde yaptığı konuşmada, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulduğu, şanlı tarihin en önemli parçası olan Söğüt'ün, Türk kültürünün kökleri ve geleneklerini anlattığını, kuruluş ve kurtuluşun, tarihin şifrelerini sakladığını söyledi.
Vatandaşların her yıl buraya kuruluş heyecanını yaşamaya, kuruluştaki iman ve inancı tazelemeye geldiğini belirten Çiçek, şöyle devam etti:
''Söğüt, tarihle kucaklaştığımız, buluştuğumuz kutsal bir mekandır. Aşiretten devlete, devletten cihanşümul bir imparatorluğa doğru çıktığımız bir tarihin, kutsal yolculuğumuzun önemli bir dönüm noktasıdır. Bu kutlu beldede ifade edildiği gibi ekşi koruğu sabırla üzüm yaptık, helva yaptık hem de kudret helvası yaptık. Barış ve huzuru getiren, insani değerleri temsil eden muhteşem bir imparatorluğu, muhteşem bir medeniyet ve tertemiz bir kültür olarak insanlığın hizmetine sunduk. Burada kurulan imparatorluk, Anadolu'ya, Balkanlar'a, Orta Doğu'ya ve Afrika'nın önemli bir kısmına hükümran olmuş, dünya nizamına yön vermiş, barışa katkı sunmuştur. Elbette ki, bu imparatorluğun temelinde Ertuğrul Gazi'nin, Şeyh Edebali'nin ve daha nicelerinin ilkeleri vardır. Onların ilkeleri üzerine kurulan beylik, büyük bir imparatorluğa dönüşmüştür.''
Balkanlar'da çekilen acıların 100'üncü yılı…
Çiçek, 731 yıl önce Söğüt'e yerleşen Kayı Boyu'nun, Türkler'in Anadolu'da kurduğu ve üç kıtaya yayılan Osmanlı İmparatorluğu'nun temelini oluşturduğunu, Ertuğrul Gazi ile başlayan sürecin yüzyıllarca Türk tarihine kaynaklık ederek dünya tarihini şekillendirdiğini anlattı.
Ertuğrul Gazi'nin, fikirleriyle Osmanlı'nın kuruluşunda yol gösterici, hoşgörü ve barışa dayalı devlet anlayışıyla farklı din, dil ve ırklardan toplulukların huzur içinde bir arada yaşamasının sağlayıcısı olduğuna işaret eden Çiçek, şöyle konuştu:
''Bugün geldiğimiz noktada, geçmişte birlikte yaşadığımız o farklı kültür ve inançların mensupları, halen Osmanlı'nın ve büyük milletimizin ortaya koyduğu barış ve huzuru özlemle aramaktadır. Biz bin yıldır buradayız. Bu coğrafya bizim ebedi vatanımızdır ve hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, ebediyete kadar da büyük Türk milletinin vatanı olacaktır. Bizi biz yapan, büyük devlet ve medeniyetler kurmamızı sağlayan değerlerimize sahip çıktığımız sürece alnımız açık, başımız dik, tarihin en şerefli milleti olarak burada yaşamaya devam edeceğiz. Irk ve din ayrımı yapmadan, mezhep farklılıklarına düşmeden geleceğimizi güvenle inşa edeceğiz.
Bu topraklarda bin yıldır ikbali de gördük, kahrı da çektik. Zaman oldu; sınır boylarından gelen zafer haberleriyle coştuk ve bu zaferler bize gurur verdi. Heyecanlandık, sevindik. Zaman oldu; zaferlerin yerini mağlubiyetler aldı. Birliğimiz bozuldu, dirliğimiz azaldı. Sevinç ve coşkunun yerini bitmez tükenmez acılar aldı. İstiklal ve istikbal derdine düştük. Belki çoğumuz farkında değiliz; içinde bulunduğumuz yıl, 2012 yılı, Balkan Savaşları'nın, Balkanlar'da çektiğimiz acıların 100'üncü yılı. Ne konuşan var, ne söyleyen var. Ne tartışan var, ne yazan var. Halbuki biz oralardan büyük acılarla bugünkü coğrafyaya geldik. Şimdi geriye dönüp acıları tekrar ortaya çıkarmak için söylemiyorum. Bir millet ki, zaferleriyle gurur duymaz, acılarını çok çabuk unutursa geleceği sıkıntıdadır. Zaferlerimizle gurur duyacağız, acılarımızı yüreğimize basarak geleceğimizi bu acılardan çıkaracağımız derslerle inşa edeceğiz.''
''Bu coğrafyada büyük olmak kolay değil''
''Bu coğrafyada büyük olmak kolay değil. Kolay büyük olunmuyor, kolay da büyük kalınmıyor'' diyen Çiçek, Hazar Denizi'nden Adriyatik'e ve Baltık Denizi'ne kadar gezilen, görülen tüm coğrafyada, milletin birlik, beraberlik ve dirliği için hayatını veren şehitleri misafir eden şehitlikler bulunduğunu ifade etti.
Çiçek, milletin bir, iri ve diri olması gerektiğini, geçmişte böyle yaparak büyük devlet haline gelindiğini anlattı.
Bugün karşılaşılan zorlukların, geçmişten dersler alarak, bir ve beraber olarak aşılabileceğini vurgulayan Çiçek, ''Şunu unutmamamız gerekir; zorluklarımızı kendimiz çözeceğiz. Başkasından himmet, destek, yardım beklemek beyhudedir. Bunun geçmişte faydası olmadı, bundan sonra da olmayacaktır. Çözüm içimizdedir, kendimizdedir'' diye konuştu.
Çiçek, zorlukların çözümünün yolunun, birlik ve beraberlik, demokrasiyi güçlendirmek, Cumhuriyet'i kökleştirmek, duyulan acılar karşısında kenetlenmekten geçtiğine dikkati çekerek, meselenin böyle anlaşılması halinde Ertuğrul Gazi ve tüm ecdadın ruhunun şad olacağını sözlerine ekledi.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ: ''Bütün insanımıza ve yurdumuzun her kare toprağına aynı iman, heyecan ve sadakatle sahip çıktık, sahip çıkmaya da devam edeceğiz''
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ''Bütün insanımıza ve yurdumuzun her kare toprağına aynı iman, heyecan ve sadakatle sahip çıktık, sahip çıkmaya da devam edeceğiz'' dedi.
Bozdağ, Bilecik'in Söğüt ilçesinde bu yıl 731'incisi düzenlenen ''Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri''nde yaptığı konuşmada, Söğüt'ün, bin yıl önce Sultan Alparslan'ın Müslüman Türk milletine kapılarını açtığı Anadolu topraklarının merkezi ve bu toprakların tarihinin yazıldığı mihenk noktalarından biri olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin her karış toprağının, tarihin, ecdadın adalet ve kahramanlığının, onların kurduğu muhteşem medeniyetin verdiği hak, adalet ve fazilet mücadelesinin tanığı olduğunu belirten Bozdağ, bu toprakların gücünü sadece üzerinde yaşayanlar ve üzerindeki eserlerden değil, aynı zamanda altında yatan şühedadan, merhum Ertuğrul Gazi gibi gazilerden, ulemadan, ümeradan, her alanda insanlığın hayrı için yarış yapanlardan da aldığını söyledi.
Bozdağ, Ertuğrul Gazi'nin Söğüt'te temellerini attığı ve oğlu Osman Gazi'nin kurduğu Osmanlı Devleti'nin toprakları kadar üzerinde yükseldiği değerlerin de son derece önemli ve yol gösterici olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Osmanlı medeniyeti, her yönüyle birlikte yaşama ve birlikte mutlu olma medeniyetidir. Esasında birlik ve kardeşlik medeniyetidir. Osmanlı Devleti, birlik içinde olmanın nasıl bir güç ve kudret oluşturduğunun somut bir göstergesidir. Gerek Ertuğrul Gazi gerek Osman Gazi ve gerekse diğer Osmanlı sultanları birlik, kardeşlik politikası gütmüş, kardeşlerini tek bayrak ve tek devlet altında bir araya getirmişlerdir. Ayrılık, bölünmüşlük ve beyliklere son vermişlerdir. Osmanlı Devleti, bu birlik sayesinde asırlarca hükümran olduğu topraklarda huzur, barış, refah ve saadetin teminatı olmuştur. Osmanlı'nın sağladığı birlik ve kardeşlik meşalesi inşallah sonsuza kadar parlayacak ve bu kandilden parlayan ışıkla gönüllerimizi ve ülkemizi aydınlatmaya devam edecektir. Osmanlı'yı var eden, bir, iri ve diri eden birlik ve kardeşlik ruhu var oldukça, biz torunları bu kutlu miras ve ruha sadakatle sahip çıktıkça, milletimiz ve devletimizin güç ve kudreti her zaman tam olacak ve hiçbir güç milletimiz ve devletimize galebe çalamayacak, milletimiz ve devletimiz ilelebet payidar olacaktır."
Yüzyıllardır devam eden kardeşlik…
Asırlardır bu topraklarda Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Alevi ve Sünnilerin et ve tırnak misali bütünleşerek kardeşçe yaşadığını kaydeden Bozdağ, hiçbir saldırı, nifak ve fesat çalışmasının aralarındaki kardeşlik ve birliği bozamadığını dile getirdi.
Bozdağ, bu birlik ve kardeşliğin bundan sonra da bozulmadan sürmesini dileyerek, şöyle devam etti:
''Bu topraklarda yaşayan insanlar aynı Allah, aynı Peygamber, aynı kitaba inanıyor, aynı bayrağın altında ve aynı vatan toprağının üstünde hür ve bağımsız yaşıyor, aynı yerde birlikte emek verip birlikte ter döküyor, aynı sofralarda lokmalarını paylaşıyor, aynı tarih ve kültürün ortak mirasçıları olarak aynı ilmi ve kültürel kaynaklardan besleniyor. Bu topraklarda yaşayan insanların hamuru, Hazreti Muhammed, Mevlanalar, Hacı Bektaş Veliler, Şeyh Edebaliler ve Yunus Emrelerin asırları aydınlatan ruhuyla yoğrulmuştur.
Milletimiz ve devletimizin en büyük güç kaynağının, birlik ve beraberlikten, yüzyıllardır devam eden kardeşlikten kaynaklandığını bilen harici ve dahili şer odakları, her daim milletimizin birliği ve aramızdaki kardeşlik hukukunu yok etmek için insanımız arasına nifak ve fesat tohumları saçmaya çalışmış, halen de bıkmadan, usanmadan bu çalışmalarını sürdürmektedirler. Bugün de güçlenen, büyüyen, dünyanın her yerinde sözü, gözü ve eli olan Türkiye'den rahatsız olan çevreler, terör yoluyla insanımızın arasına nifak, fesat ve ayrılık tohumları saçmak istemektedir. Bütün bunlar karşısında bize düşen; birlik ve kardeşliğimize daha fazla sahip çıkmak, birlik ve kardeşliğimizi yok etmek isteyenler karşısında tek güç ve tek ses olmak, 780 bin kilometre karelik vatan toprağında İstanbul kadar Hakkari'ye, İzmir kadar Yozgat'a, Ankara kadar Muş'a, Trabzon kadar Mardin'e, Bilecik kadar Bingöl'e aynı sevgi ve heyecanla sahip çıkmaktır. Bütün insanımıza ve yurdumuzun her kare toprağına aynı iman, heyecan ve sadakatle sahip çıktık, sahip çıkmaya da devam edeceğiz.''
Osmanlı medeniyetindeki adalet anlayışı
Bozdağ, Osmanlı medeniyetinin, bir adalet medeniyeti olduğuna işaret ederek, birliği sağlamanın, kardeşliği korumanın yolunun adaletten geçtiğini anlattı.
Adaletin, mülkün temeli olduğuna dikkati çeken Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:
''Osmanlı'nın hakim olduğu coğrafyanın her bir yerinde adaleti ve bu adaletin sağladığı huzuru, barışı görürsünüz. Bugün Osmanlı coğrafyası olarak bildiğimiz hangi yere giderseniz gidin, ecdadımızdan bahsedildiği zaman sevgi, saygı, iyi duygu ve büyük bir muhabbetle yad edildiğini görürsünüz. Bu, ceddimizin cihana gösterdiği adalet anlayışının Osmanlı'dan sonra dahi kaldığı yerlerde yaşamaya devam ettiğini somut bir örneğidir. Bu topraklarda 731 yıl önce merhum Ertuğrul Gazi, sadece dünyanın gördüğü en muhteşem devletlerden birinin değil, aynı zamanda dünyanın en muhteşem medeniyetlerden birinin de temelini atmıştır. Ecdadımız Osmanlı'nın tesis ettiği medeniyetin diğer medeniyetlerden farkı, diğer medeniyetleri yok eden değil, onları da içine alan bir medeniyet anlayışı inşa etmiş olmasıdır. Osmanlı, farklı kültür ve medeniyetleri zenginlik sayıp onlara da sahip çıkmış ve yaşatmıştır. Osmanlı hiçbir kültür, medeniyet, dil ve inancı yok etmek için gayret içine girmemiş, bütün farklılıkların birlikte huzur ve refah içinde yaşaması için çaba sarf etmiştir. Bugün Osmanlı coğrafyası, bu çabanın büyük bir tanığıdır. Bugün Ertuğrul Gazi'nin torunu olan bizlere düşen, onun bize bıraktığı mirasa sadakatle sahip çıkmak ve bunun gereklerini yapmaktır. Biz bunu yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.''
MHP Genel Başkanı Bahçeli: ''Bugün eksikliğini bir hayli hissettiğimiz dayanışma, yardımlaşma ve kaynaşma duygularının, Ertuğrul Gazi ocağından zamanımıza kadar uzanan milli çağrıda fazlasıyla yer aldığını görmek lazımdır''
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Bugün eksikliğini bir hayli hissettiğimiz dayanışma, yardımlaşma ve kaynaşma duygularının, Ertuğrul Gazi ocağından zamanımıza kadar uzanan milli çağrıda fazlasıyla yer aldığını görmek lazımdır'' dedi.
Bahçeli, Bilecik'in Söğüt ilçesinde bu yıl 731'incisi düzenlenen ''Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri''nde yaptığı konuşmada, Söğüt ruhundan feyiz almak ve Ertuğrul Gazi felsefesiyle yolları aydınlatmak amacıyla burada toplanıldığını söyledi.
''Huzurun, mutluluğun ve istikrarın mumla arandığı günümüzde, 7 asır önceki derin şuura ve daveti çağları aşan mesaja çok ihtiyacımız olduğu bir gerçektir'' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
''Bugün eksikliğini bir hayli hissettiğimiz dayanışma, yardımlaşma ve kaynaşma duygularının, Ertuğrul Gazi ocağından zamanımıza kadar uzanan milli çağrıda fazlasıyla yer aldığını görmek lazımdır. Arayışı içinde olduğumuz birlik ve beraberlik istikametinin, Ertuğrul Gazi'nin kutlu mirasından geçtiğini bilmek ve anlamak gerekmektedir. Türk milleti asırların engellerini, tarihin sarp yollarını, karşısına çıkarılan zorlukları ve önüne dikilen güçlükleri, bu mirasın kılavuzluğuyla aşmış ve geçmiştir. Fitne çarkı bu şekilde kırılmış, zalim ve hasis emeller bu sayede muvaffak olamamıştır. Ertuğrul Gazi zihniyeti, zafer, ihtişam, adalet ve fethin habercisi olarak asırlara Türk mührünü vurmuş, Türk imzasını atmıştır.''
''Sevgi, adanmışlık ve bağışlama; Söğüt'ün hatırası ve mirasıdır''
Bahçeli, insanlığa örnek olacak fazilet ve aleme nizam verecek kudretin Söğüt'ten yola koyulduğunu vurguladı.
Farklı din, dil, kültür ve medeniyet dairelerinde bulunanlara gösterilen engin hoşgörünün, kimseyi ayırmayan ve dışlamayan insaflı bakış, saygı ve şefkat temeline dayalı yönetim modelinin ilhamını Ertuğrul Gazi'nin tavsiyelerinden aldığına dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:
''Vicdan ve hamiyet, Söğüt otağının vazgeçilmezidir. Sevgi, adanmışlık ve bağışlama; Söğüt'ün hatırası ve mirasıdır. 7 asır önce Anadolu'nun kuzey batısında güneş gibi doğan başarı ve muzafferiyet ülküsü imanla beslenmiş, vatan sevgisiyle güçlenmiş, cihat ve gaza bilinciyle adım adım hedefine varmıştır. Söğüt'te tutuşan sevda, kutlu ceddimiz Ertuğrul Gazi liderliğinde başlayan mücadele, Müslüman Türk milletini fütuhat ufkuyla buluşturmuş ve asırlarca sürecek dik başın ve hükümran neslin müjdesi olmuştur. Söğüt bu açıdan milattır, Ertuğrul Gazi bundan dolayı milletimizin semalarında parlayan kutup yıldızıdır."
Söğüt'ten atılan adımın, küresel çapta dönüşümler sağladığını ve etkilerinin bugünlere kadar hissedilen olaylara zemin hazırladığını dile getiren Bahçeli, Söğüt'ün, kuruluş, diriliş ve toparlanışın vahası, Türk destanlarının mayasının çalındığı verimli ve dualı bir yerin adı olduğunu anlattı.
''Varlığımızı çürütmeye kalkışanlar sonuç alamayacak''
Bahçeli, Anadolu topraklarının, Ertuğrul Gazi'den başlayarak şekillenen tarih içinde, uğruna verilen şehitlerle vatanlaştığını bildirdi.
Söğüt rehberliğiyle aynı vatanda, aynı millet varlığı içinde ve ortak duygularla bugünlere ulaşıldığına işaret eden Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:
''Ertuğrul Gazi ocağının Söğüt'te formüle ettiği kardeşlik ve birlikte yaşama iradesi, bugünlerde yıpratılmaya ve yaralanmaya çalışılan milli varlığımızın devamında hayati destek ve yardım sağlayacaktır. Fırsatçılara, etnik ve bölücü niyetli tetikçilere, yabancı projelere mihmandarlık yapan gafillere ve Türk milleti gerçeğini anlamaktan azade her türlü zihniyete Söğüt ruhuyla cevap verilmeli, aziz ceddimiz Ertuğrul Gazi bakışıyla karşı durulmalıdır. Varlığımızı küresel planların zindanlarında çürütmeye kalkışanlar sonuç alamayacaklardır. Bunun en başta gelen teminatı da Yörüklerin, Türkmenlerin mukavemeti, heyecanı ve azmi olacaktır. Yörük ve Türkmenleri hafife alanlar, 'sesleri çıkmıyor' diyerek görmezden gelenler, kötü niyetlerine barış ve demokrasi kılıfı geçirenler boş yere nefes tükettiklerini de er geç anlayacaklardır.''
BBP Genel Başkanı Destici: ''Ertuğrul Gazi ve arkadaşlarının yaptığı özgürlük, bağımsızlık ve vatan severlik ateşi, bu kutlu topraklara maksatsız ve karşılıksız 'vatanım' diyen ona sadece bedeniyle değil, ruhuyla bağlı olan her birimizin içinde hala yanmaktadır''
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, ''Ertuğrul Gazi ve arkadaşlarının yaptığı özgürlük, bağımsızlık ve vatan severlik ateşi, bu kutlu topraklara maksatsız ve karşılıksız 'vatanım' diyen, ona sadece bedeniyle değil, ruhuyla bağlı olan her birimizin içinde hala yanmaktadır'' dedi.
Destici, Bilecik'in Söğüt ilçesinde bu yıl 731'incisi düzenlenen ''Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri''nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin gerçekten karanlık ve zor günler geçirdiğini iddia etti.
''Türkiye'ye ve Türk'e karşı tarihi bir rövanş duygusu içinde olan ve küresel çapta dünya egemenliği ihtirası taşıyan dış güçler ülkemizi tasfiye etmek ve tahkikattan düşürmek istiyorlar'' diyen Destici, şöyle konuştu:
''Ufaltmak istiyorlar. Etkisizleştirmek ve tamamen kendilerine bağımlı bir hale getirmek istiyorlar. Bunun içinde etnik bölücü hareketleri besleyip büyütüyorlar. Bu ülkeyi bölmek ve parçalamak, nihayetinde Türk'ü Anadolu coğrafyasından defetmek isteyen odaklar hiçbir zaman boş kalmadı ve yine boş durmuyor. Ertuğrul Gazi ve arkadaşlarının yaptığı özgürlük, bağımsızlık ve vatan severlik ateşi, bu kutlu topraklara maksatsız ve karşılıksız 'vatanım' diyen ona sadece bedeniyle değil, ruhuyla bağlı olan her birimizin içinde hala yanmaktadır. Karnında başka hesaplar taşıyan ve bu ülkeye sadece nüfus cüzdanıyla bağlı olanlardan farkımızı da, bu özelliğimiz ortaya koymaktadır. Egemenlik kavramı başkaları için bir şey ifade etmeyebilir. Ama bizim anlayışımızla bölünemez, paylaşılamaz ve vazgeçilemez, uğrunda can verilen bir değerdir. Egemenlik Alperenliğin baş şartıdır. Egemenlik namustur. Egemenlik ya vardır ya yoktur. Nasıl namusun bir kısmı olmazsa egemenliğinde bir kısmı olmaz."
Bilecik Valisi Halil İbrahim Akpınar da, Söğüt ve çevresinin büyük bir medeniyetin tesis edildiği önemli bir yer olduğunu belirterek, şunları söyledi:
''Bu topraklarda eğer kendi kültürümüzü üretemez, yarınlarımızın teminatı olacak nesillerimizi bu kültür içinde yetiştiremezsek küresel dünyada kendi benliğimizle var olmamız güçleşecektir. Kendini kültür köklerimizi diri tutmak mecburiyetinde ve mütemadiyen oralardan beslenmek durumundayız. Üzerinde bulunduğumuz bu toprakların, Söğüt'ün, Bilecik'in Türk kültüründe böylesine hayatı bir önemi vardır."
Millet Partisi Genel Başkanı Aykut Edibali de, Ertuğrul Gazi'nin açtığı bu hayırlı yolun, yüzlerce değil birlerce seneden beri süren büyük bir medeniyetin iradesinin ifadesi olduğunu bildirdi. AA
Kaynak: Haber Merkezi