İnsanlığın ufkuna doğan güneş Hz. Muhammed (s.a.s.) Milâddan sonra 571 senesi, Fil Yılı'nda, 12 Rebiyülevvel (20 Nisan) pazartesi gecesi sabaha karşı, dünyamızı şereflendirmiştir. Zaman yaşlandıkça kâinatın iftihar tablosu daha iyi anlaşılmaktadır. Geçen 1441 senede insanlığın O’na ne kadar muhtaç olduğunu her gönül avazı çıktığı kadar haykırmaktadır. Ne açıdır ki Sevgili Peygamberimiz Kitaplardan değil kulaktan dolma duymalarla tanınmaktadır. Hangi birimiz O’nu tanımak için 40 veya 50 kitap okuduk? Herkes tuttuğu takıma gösterdiği ilgiyi Peygamberine göstermiş midir? Yâda ne kadarımız yeterli zaman ayırıp hayatının efendisi olan Peygamberine benzeme gayeti göstermiştir? Efendimizi anma yerine anlama programları daha mantıklı olsa gerek.
Hz. Muhammed (s.a.s.) bizleri dil, din, millet ve ırk ayrımı yapmadan buluşturan merkezdir. Osmanlı kutlu doğumda çeşitli etkinlikler içerisinde halka süt dağıtırdı. Gayri Müslimlerde; bizde süt dağıtmak istiyoruz. Deyip ekliyorlardı: Hz. Muhammed (a.v.s) olmazsa biz sizin içinizde yaşayamazdık ifadeleriyle şükranlarını ifade ediyorlardı.
Peygamberimizle peygamberlik mesleği zirveye taşındı, bu zamana kadar mucizelerle peygamberlik yapıldı. Peygamberlik mucizeleri ikna için kullanıldı. Peygamberimizin kendisi mucize olarak gelmiştir. Miraçtan sonra imana giren yok ama imandan çıkan olmuştur. Peygamberimizin mucizeleri bir test ve ayıklama vesilesi olmuştur.
Nasıl tanımalı? “O” kuranın bize anlattığı peygamberdir. Önce kurana müracaat etmeli. Kuran Efendimiz üzerinden hayatı okuyup, bizlere pozitif katkı sağlar. Hayatın özü sevgili peygamberimizin hayatında ve mücadelelerinde bulunmaktadır.
Efendimiz (s.a.s.) bizler için rehber, kılavuz, yol gösterici ve bizleri sahili selamete taşıyan kaptanıderyadır. Kuranın ete kemiğe bürünmüş halidir. Hayatı doğru yaşamada bir model ve örneğimizdir.
Varlığın gayesi, yaradılışın hikmeti Allah’ı tanıma ve ona kul olmaktır. Peygamberimiz bizlere bu yolda bir nur ve ışık olmuştur. Hayatımızın her arıza yapmasında kendisine müracaat edeceğimiz tek çözüm noktası olmuştur.
Bir hocamıza yıllar önce Hollanda’ya gitmek için hava limanına gittiğinde uçağın rötar yaptığı söylenir. Hava alanında beklerken bir alman gencinde beklediğini fark eder. Yanına yaklaşarak; son model Mercedes marka otomobili gösterip; harika bir tasarı ve sanat değil mi der. Alman genç evet der. Buna karşı: peki kâinatta bir milyon çeşit canlı varlık var. Gökte uçanlar, yerde sürünen ve yürüyenler, denizde yüzenler; üzerlerindeki pul pul, desen desen, renk renk elbiseleri ile daha mükemmel sanatlar değimli der. Mercedes neyi gösterir. Üretildiği fabrikayı ve fabrika sahibi anlatır. Aynen öylede Kâinattaki varlık her baharda hayata; üzerlerindeki mükemmel sanat güzellikleriyle uyanıyor. Kudret helvası olan insan ve diğer varlıklarda bir yaratıcıyı, tasarlayıcıyı, tanzim edip süsleyeni göstermez mi der. Evet, doğru söyledin der. Kimdir “O” der. Alman genç. Senide beni de bir damladan şekillendiren Kudreti sonsuz Allah’tır. der ve Mercedes’i alınca; otomobili tanıtan, kullanmasında yardımcı olan arıza olunca nereye gidileceğini belirten bir kullanma kılavuzu verilir. Aynen öylede Hayatı bize karşılıksız veren zat; bu hayatı doğru ve arızasız yaşamamız için, çıkmazlara girdiğimizde, hayatın arıza durumunda nereye müracaat edileceğini belirten bir hayatı kullanma kılavuzu vermez mi? Verir. “O” hayatın kullanma kılavuzu Kuran-ı Kerim’dir. Mercedes arıza yapınca nereye götürülür? Servisindeki teknik elemana götürülür. Çünkü teknik eleman yetkili olduğu için hem aracı, hem de kullanma kılavuzunu kullanandan çok daha iyi bilir. Aynen öylede hayatımız arıza yaptığında hayatın tamiri ve onarılması için bir teknik elemana ihtiyacımız vardır. Kimdir ‘O’ Muhammed (s.a.s.) der. Doğru söyledin diyen alman genç; Hayatımızda arıza yaptığımızda, çıkmazlara girdiğimizde, eksen kayması yaşadığımızda ve ayarımız bozulduğunda gideceğimiz adresi doğrulamaktadır.
Şaşmaz ve Şaşırtmaz Garbin son habercisi; Kimsesizlerin kimsesi Hz. Muhammed (s.a.s.) insanlığın müracaat edeceği en sadık gönüller sultanıdır. ve İnsanlık ‘O’ nu tanımaya muhtaçtır. Allah bizlere Peygamberimizi hakkıyla tanımayı nasip eylemesin. Âmin.
Aydın OSMANOĞLU
Kaynak: Haber Merkezi