1. Haberler
  2. Güncel
  3. KOMŞUDAKİ ASIRLIK TARİHİ ÇINAR AĞACI: GÖLGESİNDE BİNLERCE KİŞİ KAHVALTI YAPIYOR

KOMŞUDAKİ ASIRLIK TARİHİ ÇINAR AĞACI: GÖLGESİNDE BİNLERCE KİŞİ KAHVALTI YAPIYOR

featured

Bilecik’in yakın komşusu olan Bursa’da kış turizminin yanı sıra yaz turizminde de insanların nefes almak için tercih ettiği 600 yıllık çınar, Türkiye’nin en yaşlı ağacı. Çınarın gölgesi adeta doğal bir şemsiye gibi hizmet ediyor. Çınar altında binlerce kişiye kahvaltı şöleni sunuyor. Yüzlerce yıl estirdiği serin gölgesiyle Bilecikliler tarafından da büyük ilgi görüyor.

BURSA’NIN YEŞİL MİRASI: ULUDAĞ YOLUNDAKİ TARİHİ İNKAYA ÇINARI

Bursa’nın Osmangazi ilçesine bağlı İnkaya Köyü sınırlarında, Uludağ yolu üzerinde yer alan İnkaya Çınarı, yalnızca bir ağaç değil, geçmişin gölgesinde bugünü yaşatan bir tarih anıtıdır. Yaklaşık 600 yaşında olan bu anıtsal çınar ağacı, hem doğa tutkunlarının hem tarih meraklılarının uğrak noktasıdır. İnkaya Çınarı, büyüklüğü ve tarihiyle Türkiye’nin en yaşlı ve en görkemli çınarlarından biridir.

BURSA’NIN SİMGESİ

Adını Osman Gazi’nin Akıncısından alıyor.İnkaya Çınarı, adını aldığı İnkaya Köyü, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi döneminde, onun silah arkadaşlarından biri olan İnkaya Alpereni tarafından kurulmuştur. Köy ve çınar, 14. yüzyıldan bu yana bölgenin tarihsel belleğini taşır. Ağaç, Osmanlı’nın kuruluş yıllarına tanıklık etmiş, savaşlar, zaferler, değişen medeniyetler ve doğanın dönüşümünü sessizce izlemiştir.

BİLECİKLİLERİN HUZUR MEKANI BOYUTLARIYLA GÖZ KAMAŞTIRIYOR

İnkaya Çınarı’nın fiziksel özellikleri onu sadece Türkiye’de değil, dünya çapında da özel kılmaktadır. Boyu yaklaşık 37 metre, Gövde Çapı 3-4 metre arasında, Gövde Çevresi 9.2 metre, Dallarının yayılımı 20 metreye kadar ulaşabiliyor. Ağacın dalları o kadar geniş ki altına kurulan çay bahçeleri yazın en sıcak günlerinde bile serin kalabiliyor. Her yıl yerli ve yabancı yüz binlerce turist, Uludağ’a çıkarken ya da inerken bu tarihi ağacın altında soluklanmak için durur. Çevresindeki çay bahçeleri, hediyelik eşya dükkanları ve gözleme evleriyle turistik bir cazibe merkezine dönüşen İnkaya Çınarı, Bursa’nın doğayla iç içe yüzünü yansıtır.

DOĞA VE FOTOĞRAF TUTKUNLARININ VAZGEÇİLMEZİ

İnkaya Çınarı sadece bir ağaç değil, bir fotoğraf objesi, bir anı köşesi ve bir meditasyon noktasıdır. Özellikle sonbaharda sararan yapraklarıyla kartpostallık görüntüler sunar. Ağaçla fotoğraf çektirmek, Bursa’ya gelen turistlerin neredeyse ritüel haline getirdiği bir etkinliktir. Çevreci Duyarlılık Koruma Altında İnkaya Çınarı, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından anıt ağaç olarak tescillenmiş ve koruma altına alınmıştır. Her yıl uzmanlar tarafından sağlığı kontrol edilmekte, kuruyan dalları kesilmekte ve gövdesi zarar görmemesi için bakım çalışmaları yapılmaktadır. Ayrıca çevresindeki yapılaşmalar da sınırlandırılmıştır. Çevre düzenlemesi doğaya zarar vermeyecek şekilde planlanmış, çınarın kökleri üzerine ağır yapılaşmanın gelmemesi için hassasiyet gösterilmiştir.

ULUDAĞ YOLU ÜZERİNDEKİ STRATEJİK KONUMU

Bursa şehir merkezine yaklaşık 10 kilometre, Uludağ’a ise 25 kilometre mesafede yer alan İnkaya Çınarı, Uludağ Yolu’nun tam kalbinde konumlanmıştır. Bu özelliğiyle hem kış turizminin hem doğa turizminin vazgeçilmez duraklarından biridir.

KÜLTÜREL ETKİNLİKLERE EV SAHİPLİĞİ

Zaman zaman doğa festivalleri, çevre günü etkinlikleri ve Bursa Belediyesi’nin organize ettiği kültürel etkinlikler İnkaya Çınarı etrafında gerçekleştirilmektedir. Bu etkinliklerde doğanın korunmasına dikkat çekilir, yerel ürünler tanıtılır ve doğa yürüyüşleri düzenlenir.

ÇINARIN EFSANELERİ

Çevrede yaşayan halk arasında İnkaya Çınarı hakkında çeşitli efsaneler anlatılır. Bunlardan biri, ağacın gövdesine dokunanın dileklerinin gerçekleşeceği yönündedir. Bir diğer rivayete göre, Osman Gazi bu ağacın altında dinlenmiş ve askerlerine burada ilk hutbeyi okutmuştur.

YAŞAYAN TARİHİN GÖLGESİNDE BİR MOLA

İnkaya Çınarı, sadece bir doğa harikası değil, Bursa’nın kültürel, tarihî ve turistik kimliğinin bir parçasıdır. Asırlardır ayakta duran bu ulu çınar, geleceğe taşınması gereken bir miras olarak dikkat çekerken; onun gölgesinde oturan herkes bir parça huzur, bir nefes tarih ve bir yudum doğa ile buluşur.