Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ölümünün 83. Yılı olması dolayısıyla, Mehmet Akif Ersoy’u anma haftası kapsamında “Hakk’ın İzinde, Hakikatin Peşinde; Akif Olmak” isimli konferans düzenlendi.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Fatih Andı’nın konuşmacı olarak katıldığı konferansta, Mehmet Akif Ersoy’un milletimiz için tam manasıyla bir toplumsal değer olduğuna ve Milli Şair’in zaman içinde karşı karşıya kaldığı zorluklara değinildi.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa, Bilecik Vali Yardımcısı Akın Yılmaz, Rektör Prof. Dr. İbrahim Taş, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hanife Mut, akademisyenler ve öğrenciler katılım sağladı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. İbrahim Taş, gerçekleştirilecek konferansın başlığının dikkatini çektiğini belirterek; “Hak ve Hakikat sözcüklerinin aynı kökten türemiş Arapça kelimeler. Bu konferansta kullanılan bu başlık Mehmet Akif’in hayata bakış açısını çok güzel özetliyor. Akif sözcüğü; işinde sebat eden, sabırlı ve ısrarlı olan anlamına geliyor. Mehmet Akif de Hak ve hakikatin izinde azimle yürümüştür” ifadelerini kullandı.
“Mehmet Akif Ersoy’un milletimiz için tam manasıyla bir toplumsal değerdir.”
Konferansına, ‘toplumsal değer’ kavramını açıklayarak başlayan Prof. Dr. M. Fatih Andı, toplulukları toplum haline getiren, geçmişe dair saldıkları köklerden beslenen ve geleceğe dair planlarını oluşturan, milletleri millet yapan olguların ‘toplumsal değerler’ olduğunu belirtti ve Mehmet Akif Ersoy’un milletimiz için tam manasıyla bir toplumsal değer olduğunu söyledi.
“Mehmet Akif Ersoy ‘adeta ışığın her rengini yansıtan bir prizma gibi’ çok yönlü bir şahsiyettir.”
Toplumsal değer haline gelen şahsiyetlerin ortak özelliğinin çok yönlü kişiler olmaları olduğunu ifade eden Andı, Mehmet Akif Ersoy’un; veterinerlik mezunu bir fen insanı, hepimizin bildiği yönüyle büyük bir şair, Arapça, Farsça ve Fransızcaya son derece hâkim bir filolog, bir hafız, vaiz ve din alimi, devrinin en etkili dergilerini çıkarmış bir basın mensubu, iyi derecede ney üfleyen bir musikişinas, güreş tutkunu bir sporsever ve bir siyasetçi olarak, ‘adeta ışığın her rengini yansıtan bir prizma gibi’ çok yönlü bir şahsiyet olduğunu söyledi.
“Önemli olan düşüncenin de lirizmini yakalayabilmektir.”
Mehmet Akif Ersoy’un içinde yaşadığı dönem gereği daha çok toplumsal sorunları konu edinmiş bir şair olduğunu, aşktan ve güzellikten dem vuran şiirler kaleme almadığı için kimi çevrelerce eleştirildiğini belirten Prof. Andı, Mehmet Akif’in “İşitmem başka bir ses milletim eylerken istimdâd” dizesini ve “Hanümanlar sönüyor, zelzele yalnız bana mı? Milletim kahroluyorken açamam ben yaramı.” beytini hatırlattı ve “Önemli olan düşüncenin de lirizmini yakalayabilmektir.” ifadesini kullandı.
“Tanıdıkça sevmeye başladığınız adam büyük adamdır. Akif’i tanımak bizim boynumuza bir milli vebaldir.”
Mehmet Akif’in Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki siyasi duruşunu ve Cumhuriyetin kuruluş döneminde üstlendiği önemli rolü anlatan Prof. Andı, Milli Şair’in zaman içinde karşı karşıya kaldığı ötelenmeyi ve 11 yıllık mecburi Mısır hayatını çarpıcı örneklerle dinleyicilerle paylaştı. Konferansında ‘Çanakkale Şehitlerine’ şiirinin yazılış anlatan Prof. Andı, başlı başına bir toplumsal değer haline gelmiş olan İstiklal Marşımızı diğer bazı milli marşlarla karşılaştırdı ve konuya ilişkin geçmişten günümüze süre gelen eleştirilere yanıt verdi. İstiklal Marşı’nın kavramlar dünyasının; “Hak, helal, hak, tapma, iman, haya, cennet, şehadet, şüheda, Hüda, İlah, mabet, namahrem, ezan, Kelime-i Şahadet, vecd, secde, arş, ocak, millet, al sancak, yurt, hilal, istiklal, hürriyet, serhat, medeniyet, vatan ve bayrak” kelimelerinden oluştuğunu belirten Prof. Andı, bu kavramların “Bizi millet yapan değerlerin etiketleri” olduğunu söyledi. Prof. Andı konuşmasına; “Tanıdıkça sevmeye başladığınız adam büyük adamdır. Akif’i tanımak bizim boynumuza bir milli vebaldir.” ifadeleriyle son verdi.