Tarihi günlerden geçiyoruz. Dünyanın ve özellikle içinde bulunduğumuz coğrafyanın yeniden şekillendirilmek istendiği günlerdeyiz.
Hakikat ve doğru bilgi ihtiyacının zirveye çıktığı, dezenformasyon, yalan haber kavramının herkes tarafından bilindiği bir dönemdeyiz.
Bir yandan doğal afetler, felaketler, diğer yandan savaşlar, çatışmalarla yoğrulan coğrafyamızda, güçlü ve büyük Türkiye’nin kendi yüzyılını inşa etme çabalarının önünün kesilmek, çevresiyle ekonomik, kültürel, siyasal ilişkilerini barışçıl bir iklimde geliştirmesinin sekteye uğratılmak istendiği süreçte; her yola başvuruluyor.
Deprem afetleri ile yorulup, yoğrulduğumuz günlerde, acılarımızı azaltmaya, kayıpları önlemeye, yaraları sarmaya çalışırken; tek yürek olmuş felaketin üstesinden gelme çabaları içinde iken binlerce dezenformasyonla karşı karşıya kalmıştık.
Devlet ve millet elele her türlü günlük siyasi mülahazanın üzerinde, dışında büyük bir fedakarlık sergilenirken birilerinin sırf iktidar zora düşsün diye içerden ve dışardan ne tür yalanlara sarıldıklarını, Türk devletini, hükümetini itibarsızlaştırmak için çaba gösterdiklerini unutmadık.
Cumhurbaşkanı başta olmak üzere bakanlar, bürokratlar afet bölgelerinde gece gündüz demeden, canlarını dişlerine takmış çalışırlarken yıpratma amaçlı yapılan hizmetleri gözden düşürme operasyonları hala hafızalarımızda…
Şimdi Filistin ile ilgili haberlerde aynı tutum ve tavırları görüyoruz. Yalanlar, çarpıtmalar artık havalarda uçuşuyor…
Deprem günlerinde olduğu gibi yine bizi doğrularla besleyen bir yapı var: Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi…
Merkez neredeyse dünyanın bütün önemli haber kaynaklarını tarıyor, dezenformasyon içeren bilgileri belgeleri, kanıtları, tanıkları ile hızlıca çürütüyor. Yine aynı hızla da tüm dillerde dünyaya doğru bilgiyi yayıyor.
Bu nedenledir ki, faşist Netenyahu ekibi çok kıymetli Prof. Dr. Fahrettin Altun’u hedef almış…
İletişim Başkanlığı değerli Başkan Prof. Dr. Fahrettin Altun liderliğinde o kadar güzel işler yapıyor ve ülkemize, milletimize olduğu kadar tüm dost ve kardeş ülkelere de o kadar büyük hizmetler veriyor ki, elbette bundan rahatsız olacaklar çıkacak…
Bu vesile ile elime geçen ve Sayın Cumhurbaşkanımızın Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’ne katılımı öncesi hazırlanan “21. Yüzyılın Parlayan Yıldızı: Türk Devletleri Teşkilatı” adlı kitaptan bahsetmek istiyorum.
Sovyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Azerbaycan bağımsızlıklarını kazandılar. Elbette bu ülkelerin hepsini ilk tanıyan ülke de Türkiye Cumhuriyeti devleti oldu.
Bu kardeş ülkelerle dil ve kültür köprülerini yeniden inşa etmek, buradan her alanda müşterek çıkarlarımıza ulaşmak için Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleri düzenlendi ve bu zirvelerden Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’ne ulaşıldı. Türk Konseyi ise günümüzün Türk Devletleri Teşkilatı’na evrildi. Günümüzde Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye asli üye; Macaristan, Türkmenistan ve KKTC’nin gözlemci üye olarak katılımıyla bu büyük organizasyon yoluna devam etmektedir. Bu büyük organizasyonla ilişkili olarak Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), Türk Akademisi, Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA), Türk Kültür ve Miras Vakfı, Türk Ticaret ve Sanayi Odası gibi kuruluşlar teşkil edilmiştir.
Kapsamlı bir işbirliğini teşvik amacıyla bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla da ilişkiler en üst seviyeye çıkarılmış; BM, AB, AGİT, ECO, KEİ, CICA, ASEAN gibi bir çok kuruluşla ve bunların uzman kuruluşlarıyla ilişkiler kurulmuştur.
İşte Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanlığı’mız, Zirve öncesi hazırladığı bu kıymetli eserle yıllar itibariyle ve elbette Türkiye’nin ve bilhassa Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın üstün çabalarıyla kardeş ülkelerimizle ilişkilerimizin her alanda nereden nereye geldiğinin de bir nevi yekûnunu çıkarmıştır.
Bu vesile ile, savaş suçlusu Netenyahu ekibinin hedef tahtasına koymaya çalıştığı çok kıymetli İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun başta olmak üzere, bizleri dezenformasyon ağında ezdirmeyen, zehirletmeyen ve pek çok kıymetli eserle tarihe tanıklık eden, iz bırakan çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum, başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.