1. Haberler
  2. Manşet
  3. REKTÖR KAPLANCIKLI;”GENÇ VE DİNAMİK BİR ÜNİVERSİTEMİZ VAR”

REKTÖR KAPLANCIKLI;”GENÇ VE DİNAMİK BİR ÜNİVERSİTEMİZ VAR”

featured

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) Rektörü Prof.Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

Rektör Kaplancıklı, üniversitenin yapı itibarıyle genç ve aynı zamanda dinamik bir üniversite olduğu belirtti. Öğretim üyesi sayısına bakıldığında Türkiye’nin en yeterli üniversitelerinden biri olduğunu kaydeden Prof.Dr. Kaplancıklı neredeyse tüm ilçelerde Yüksekokul bulunduğunu ifade etti.

BŞEÜ Rektörü Parof.Dr. Zafer Asım Kaplancıklı açıklamasında şu sözlere yer verdi:

“Öncelikle hedef belirlerken bir Üniversitenin imkanlarını ve kabiliyetlerini veya bir şehrin kabiliyetlerini görmeden bir hedef koymanın çok bir anlamı yok. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, yapı itibariyle genç ama dinamik bir Üniversite. Öğretim üyesi sayısına baktığımızda, Türkiye’nin yine en yeterli Üniversitelerinden biri. Neredeyse tüm ilçelerde bir Yüksekokulumuz var. Tematik yapıya baktığımızda, diğer Üniversitelerle kıyaslandığında burada ön lisans eğitiminin ağırlıklı olduğu bir eğitim şekli olduğunu görüyoruz. Neredeyse öğrenci sayımızın yüzde kırk, kırk beş civarı iki yıllık okullarda eğitim görüyor, özellikle de ilçelerde…

"ARA ELEMAN İHTİYACI HAD SAFHADA"

Tabii, Bilecik gibi bir sanayi şehri hem de aynı zamanda tarih ve kültür şehri. Türk ekonomisinde ve Türk istihdamında son yıllarda sıkça konuşulan ara eleman ihtiyacı had safhada. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nin öğrenci portföyünün bu ara eleman ihtiyacını karşılayabilecek öğrenci sayısına ve niteliğine sahip olduğunu gözlemliyoruz. Burada eksik olan taraf, belki de hepimiz için geçerli; biz üniversite ile sektör arasındaki ilişkileri rayına oturtmaya çalışacağız. Sanayi ve diğer alanlarla…

"11 BÖLÜMÜMÜZÜ AKREDİTASYONA HAZIR HALE GETİRDİK"

Bu yüzden tematik projeler için de çalışıyoruz. Ticaret ve Sanayi Odamızla, Sanayi İl Müdürlüğümüzle görüşüyoruz. İstiyoruz ki öğrencilerimiz, eğitim hayatları boyunca bir kısmını sanayiyle iç içe geçirsinler ve sektörün ihtiyaçları doğrultusunda hem yetişsinler hem de kendilerini geliştirsinler. Bu yüzden yeni projeleri hayata geçirdik. Gelir gelmez program faaliyetlerine başladık. Çünkü YÖK bunu çok önemsiyor ve haklı da. Siz ne kadar nitelikli eğitim verdiğinizi iddia ederseniz edin, bunu belgelendirmediğiniz takdirde öğrenciye yansımıyor. YÖK de zaten kılavuzlarda akreditasyon olmuş birimleri her yıl yayınlıyor. İnşallah, bu yıl hemen sıcağı sıcağına on bir bölümümüzü akreditasyona hazır hale getirdik ve bugünlerde başvurularını yapıyoruz.

"BİLGİYLE BİRLİKTE BECERİ İLE DESTEKLENMEDİĞİNDE SADECE RAFTA KALIR"

Öğrencilerimiz için cazip ve onlara farklı beceriler kazandıran programlar da çok önemli. Eğitim, bilgi önemlidir ama beceri ile desteklenmediğinde sadece rafta kalan bir bilgi olarak kalır. Bu yüzden biz bilgiyle birlikte beceriyle donanmış öğrenciler yetiştirmeye gayret ediyoruz. Bu amaçla, özellikle ikinci diploma ve çift anadal kavramlarını yaygınlaştıracağız. Belki buna Türkiye’de de örnek olacağız. İki yıllık meslek yüksekokulunda okuyan bir öğrencimiz, örnek vermek gerekirse; aşçılık veya mutfak sanatları bölümünde okuyan bir öğrencimiz, aynı zamanda muhasebe gibi başka bir bölümden de diploma alabilir. Son yıllarda popüler bir konu olan finansal okuryazarlık da buna örnek olabilir.

" SEKTÖRE ÇİFT ALTIN BİLEZİKLE ADIM ATAR"

Aşçılık diploması alan bir öğrenci, mezun olmadan muhasebe diploması da aldığında, sektöre iki diplomayla birlikte çift altın bilezikle adım atar. Bu uygulamayı hem mühendislik hem de sosyal bilimler alanlarındaki fakültelerimize yaymak istiyoruz.

Bu uygulamanın çok fazla örneği yok. Genelde dört yıllık programlar arasında çift anadal yaygındır, ancak biz bunu ön lisans programlarında da uygulamak istiyoruz. Mevzuatta bu zaten var, sadece altyapı çalışmaları devam ediyor. İstiyoruz ki öğrencilerimiz, dört yıllık veya iki yıllık eğitim sürelerini en verimli şekilde, dolu dolu ve gerçek hayatla yüzleşerek tamamlasınlar.

"YERELDEN BESLENMEYEN BİR ÜNİVERSİTE..."

Yükseköğretimde otuz yıldır çalışan biri olarak ve otuz altı yıldır hem öğrenci hem de çalışan olarak kendi görüşüm ve tecrübelerimle, yerelden beslenmeyen bir üniversitenin ne o şehre ne de üniversiteye bir katkısı olmadığını gözlemledim. O yüzden biz, İnşallah dönemimizde, şehrin ekonomisiyle, sanatıyla, kültürüyle daha çok hemhal olup, hem oralara katkı sağlamak hem de oralardan beslenmek yönünde bir eğitim ve staj politikası yürüteceğiz.”