Bozüyük’te geçtiğimiz günlerde açılışı gerçekleşen Sanatsal Tablo ve Çerçeve’nin sahibi ressam Hasan Üstün, 30 yıllık resim serüvenini gazetemize anlattı.
“1972 Dodurga doğumluyum. Makine Ressamlığı bölümü mezunuyum. Yani resimde de alaylıyım. Üç yıl askeriyede çalıştım. Belediye Kültür Merkezi’nde resim eğitmenliği yapıyordum. O mülakatlarımız resim üzerineydi, ben resim yaparak camilerin içine hat desenlerini yapıyorum biliyorsunuz kalem sanat diye izliyoruz. O sırada bana sordular; çok iyi misin, çok da iyi değilim ama ben ekmeğimi bu işten kazanıyorum dedim.”
Üstün, resme olan yeteneğinden dolayı gardiyanlık görevi boyunca hiç üniforma giymediğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Adalet Bakanlığı’nda İnfaz Koruma yani gardiyanlık yaptım. Ama sınav mülakatlarında resim üzerine girdim. Sonra Adalet Bakanlığı bünyesinde Van’da işe başladım. Hiç üniforma giymedim. Yirmi yıl meslek hayatım boyunca tüm Cezaevinin, Adliyelerin, anaokulların duvarlarına çizgi kahramanları, manzara resimleri çizdim.
“MAHKÛMLAR TOPLUMA KAZANDIRILDI”
“En son Bozüyük Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndan emekli oldum. Orada da Mahkûmlara bu işi öğreterek resim kursu veriyordum. Ceza süresi sonucunda topluma kazandırma adı altındaki projede tahliye olup benim yaptığım işi yapan birçok arkadaş oldu.
Emekli olduktan sonra da Sanatsal Çerçeve Tablo’yu açtım. Aşağı yukarı otuz yıldır resim yapıyorum. Gerek site duvarlarında, gerek belediyenin ya da elektrik trafo duvarları, anaokulu duvarlarından tutun, yağlı bir portresine kadar.”
HAYATI RESİM ÜZERİNE GEÇTİ
“Resim alanında Bob Ross vardı, televizyona çıkan böyle kıvırcık saçlı. Onun adına düzenlenen Avrupa’da yarışmalar oldu, Elli iki bin kişi oyladığı. Dünya üzerinde orada birinciliklerim, ikincilik derecelerim var. Nihayetinde çeşitli karma sergilere katıldım, özel sergiler yaptım. Bunun sonucunda Kültür Bakanlığı Sanatçılığı yapıyorum. Aynı zamanda Bilecik bölgesi telif hakları sorumlusuyum. Karakalem, yağlı boya siparişleri alıyorum. Bazı özel firmaların takvimlerini hazırladım. Bunun yanında birçok yerli yabancı heyetle, Çalıştaylarda bulundum. Emekli olunca da aynı bildiğim işi, severek yaptığım için devam ettiriyorum.”
“ABİMİN RESİM ÖDEVLERİNİ DE BEN YAPIYORDUM”
“Resme ortaokuldayken bir resim öğretmenim vardı. Müfredatta ders için sulu boya, kuru kalem falan yapıyorduk. Yağlı boyaya pek zaman yoktu. Ben ilkokuldayım o zamanlar resim hocam bana kızılcık sopayla bir güzel vurmuştu. Niye vurdunuz dedim. Bu resmi abin yapmış dedi. Abinin fırçası bu boyama dedi. Onun resim ödevlerini de ben yapıyordum dedim. Hocam da ona say dedi. Öyle bir keşfedildik. Ondan sonra o resim öğretmenim bana özel bir ilgi duydu. Bana hep sen güzel sanatlara gitmelisin derdi. Ama tabii hayat şartlarından dolayı meslek lisesinden sonra gidemedik, gitmedim. Çalışma hayatına atıldık. Oradan askerlik derken bir de erken evlendim. Çalışma hayatımda olsun özel hayatımda olsun, resimden, sanattan hiç kopmadım. Güzel sanatlar ve tarihi eserler üzerine bir ilgi ve alakam vardı. İçimdeki o sanatçıyı öğretmenlerim çıkarttı.”
“İÇLERİNDE UKDE KALDI”
“Ama şunu da biliyorum tanıdığım birçok kişi bürokratlar, hakim, doktor aslında ben de çok güzel resim yapıyordum ama bu resimden hatta boyacılıktan iş çıkmaz demişler. Bu da içlerinde öyle ukde kalıp içlerindeki o gizli kalmış sanatçı bahçeye çıkaran çok arkadaşım var.”
“ASKER HARÇLIĞIMI BÖYLE ÇIKARTTIM”
“Her başarılı kişinin arkasında mutlaka ailesi vardır. Benim zamanımda işte ortaokul, lisede hatıra defterleri olurdu. Kalbin kadar güzel sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim diye başlardım, benim yazım da güzeldir. Ama ben de o güzel sayfalara resimler yapardım. Örneğin askerdeyken benim için iyi bir sektör oldu. Çoğu asker arkadaşlarımın kız arkadaşı, nişanlısı, annesi, babası onların kara kalem resimlerini yapardım. Asker harçlığımı böyle çıkardım. Ondan sonra duvar resimlerine başladım.
Rahmetli Ahmet İpekçi diye bir usta Dodurga’da bir caminin hat işlerini yapmaya gelmişti. Ben de ustalık yapan kim olursa olsun, seyretmeyi severim, onu seyrettim. Sonra ona yardım etmeye başladım. O da bana, sen bu işi yapmalısın dedi. Ahmet İpekçi aynı zamanda ressamdı. Bu işi herkes yapmadığı için bir ilgi duyuyorsun. Ya da ne bileyim şımartılıyorsun böyle biraz. O da sizi güzel motive ediyor.
Askerlikten beri ressam Hasan, ressam Üstün ressam Hasan, ressam Üstün bugünlere, buralara geldik” ifadelerine yer verdi.