Hayatta en değer verdiğim bir ağabeyimim muhteşem sözü hayata bakışımı tamamen değiştirmiştir. ”Şöhret afettir”. Bu harika söz her saniye aklımdadır. Bu hayatta insanlar hep bir şeylerin peşinde, peşindeyiz. Kendimi ayırmıyorum. İnsan sadece evladını kıskanmazmış derler. Geri kalan ne varsa kıskanıyoruz. Kendimle baş başa kalınca hep düşünürüm ağabeyler gerçekten sonu yok. İstemenin, arzunun sonu yok. Amerika’yı verseler yanına Avrupa’yı da istersin. Bunların altında hep şöhret olma duygusu var. Gazetecilik hayatımda çok sayıda milyarderin evine gitme imkanım oldu. Belki abartacağım ama çoğunun evinin bir odası neredeyse ecza deposu gibiydi.
Genelde aşırı istekler ve hedefler çoğunu hasta etmiş. Sonsuz arzu ve şöhret, sonunda afet. Bursa’da bir karı koca ormanlık alanda ölü bulunmuştu. O zamanki can ciğer polis ağabeylerimle günlerce bu işi çözmeye çalıştık. Ormanda bile yattık. Ailenin oğlu geldi ve aramıza bindi. Dakikalarca göz yaşı döktü, içim parçalandı. Haftalar sonra katil bulundu, katil ağlayan evlat. Milyarlarca para için anne ve babasını kiralık katil tutarak öldürmüş. Sebep ne? İşte yine aynı sonuç zengin olmak ve sonuz istekler. Ver ver doymuyoruz, susmuyoruz, durmuyoruz ve en kötüsü pişman olmuyoruz.
Bugün milyarder bir iş insanı da en fazla atıyorum 2,5 porsiyon iskender yer, sen de zorlasan o kadar yersin. Birisi ben zenginim diye 2 kravat taksa deli derler. Başta kendime ve dostlarıma nacizane tavsiyem; ‘artık duralım, şöhret afettir”
Kalın sağlıcakla.