Etkinlik kapsamında Subaşı Et ve Et Mamülleri Gıda San. Tic. Ltd. Şti. Sahibi ve BİSİAD Başkanı Yusuf Subaşı ilk okul ve orta okul öğrencilerine başarı hikayesini anlattı. Şu anki konumuna nasıl geldiğini anlatan Subaşı, en son projesi hakkında da ilk defa bilgi verdi.
Malhatun İlk/Orta Okulu Çok Amaçlı Salonu’nda saat 10.30 gerçekleşen etkinlik saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Ardından Bilecik KOSGEB Dış Uzman Danışmanı Ufuk Başaran KOSGEB hakkında katılımcılara bilgi verdi. KOSGEB’in küçük ve orta işletmeleri geliştirme idaresi başkanlığı olarak geçtiğini belirten Başaran, Türkiye’deki küçük ve orta ölçekli işletmelerin ekonomideki rolünü ve etkinliğini arttırmak, rekabet güçlerini arttırmak, sanayideki entegrasyonu ekonomik gelişmelere uygun bir biçimde gerçekleştirmek amacıyla kurulduğunu kaydetti.
Başaran’ın ardından kendisini tanıtarak konuşmasına başlayan Subaşı 1957 tarihinde Bilecik’te doğduğunu söyledi. Bilecik’te esnaflık yapan bir ailenin çocuğu olduğunu belirten Subaşı, ticaret hayatına girişinin çay taşıyarak başladığını aktardı. Tek başına başladığı ticaret hayatında şu anda 120 kişiyi çalıştırdığı günlere nasıl geldiğini anlatan Subaşı, eğitimin çok önemli olduğuna değindi.
Öğrencilik yıllarında yaz tatillerini hep çalışarak geçirdiğini söyleyen Subaşı, suyu ancak bardakta ve derede gördüğünü denizi uzun yıllar görmediğini belirtti. Lise hayatında ticarete atılmaya yönelik çalışmalar içerisine girdiğini kaydeden Subaşı, kasap olan babasının yanında çırak olarak çalıştığını söyledi. Abisiyle bir kasap açtıklarını fakat ilerleyen dönemlerde kendisi bir şeyler yapmak istediği için tek başına ticaret yapmaya çalıştığını söyledi. İş yeri açmak için kimsenin desteğini almadığını belirten Subaşı, bankadan almış olduğu kredi ile ilk dükkanını açtığını aktardı.
“En önemli şey, istemek”
Öğrencilere, ailelerinin ekonomik durumlarının önemli olmadığını hatırlatan Subaşı, içinde bulundukları dönemin üretkenlik dönemi olduğunu söyledi ve kafalarına koydukları şey her neyse onu yapabileceklerini belirtti. Ama en önemli şeyin istemek olduğunu ekledi.
Bir dönem siyasetle uğraştığını kaydeden Subaşı, siyasetin kendisini farklı bir mecraya taşıdığını söyledi. Şu anda Bilecik’te bulunan fabrikaların sahiplerinin Bilecik’e gelmesinin ilk adımını da o dönemlerde attıklarını belirtti.
Subaşı, et, besicilik ticaretinin ardından bir vesileyle yemek işine girdiğini anlattı ve dedi ki, “Şu anda alacağınız eğitim o kadar önemli ki, keşke benim o dönemlerde aldığım eğitim daha iyi olmuş olsaydı. Ben o zaman ticaret hayatına, sanayiye çok daha farklı boyutlarda, daha farklı, daha değişik yaklaşırdım. Üreticilikte yaptığım hataları en azından yapmamış olurdum. İşi bilmiş olsaydık, belirli plan programlarla çok daha geniş, ülkemizin değişik yörelerine hizmet veren bir şirket olurduk.”
Şu anda şirketinde 120 personelin çalıştığını söyleyen Subaşı % 95’inin asgari ücretin üzerinde maaş aldığını ve tamamının sigortalı olarak çalıştığını belirtti. Subaşı sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyoruz”
“Ben Türkiye’nin en kapasiteli yemek fabrikasını kuruyorum. Biz Türkiye’de bir ilki gerçekleştireceğiz. Çok farklı bir konumda yemek üretimi yapacağız. Böyle bir proje geliştirdik. Normalde yemekler sıcak verilir ama biz ürettiğimiz projede tam tersini yaparak yemekleri soğuk olarak vereceğiz. Yemekleri ürettikten sonra şok soğutucularla +5 dereceye düşürüp öyle nakledeceğiz. Projemizde sona yaklaştık. Projemizi hazırlarken çok araştırmalar yaptık. Şu anda günde 30 bin kapasiteli bir yemek firması tasarladık. Muhtemelen de yılbaşından önce açılışını yapacağız.”
Öğrencilere, KOSGEB’i iyi tanımaları gerektiğini belirten Subaşı, kendisinin bu günlere gelmesinde KOSGEB’in çok katkısının olduğunu ve ticaret yapmak için çok zengin olmaya gerek olmadığını söyledi.
Okul Müdürü Mustafa Candan’ın ticarete atılmak isteyen öğrencilerin neler yapması gerektiği hakkında sorduğu soruya Subaşı eğitimin önemine değinerek cevap verdi. Subaşı şöyle konuştu:
“Eğitim, eğitim, eğitim”
“Önce okusunlar. Bu iş artık eğitimli insanlarla oluyor. Ben liseden sonra okuyamadım. Bunun acısını çekiyorum diyorum hala. Benim yanımda şu anda belki 5-6 tane mühendis çalışıyor, sayısını bilemediğim kadar da tekniker çalışıyor. Artık ülkemizde eğitim şartları o kadar çok iyi ki, ne olursa olsun eğitimlerinizi tamamlamanız lazım. Eğitim, eğitim, eğitim. Bunun başka yolu yok. Ben işyerimde şu anda kendi şirketimin elemanlarının eğitilmesi için eğitmenler tutuyorum. İstanbul’dan gelen iki tane eğitmen 3 gündür bizim programla ilgili eğitim veriyor. Bu arkadaşlar mühendis olmuşlar, tekniker olmuşlar, eğitimlerini tamamlamışlar. O bile yetmiyor. Bazı şartlar sizin eğitiminizi tamamlamanıza sıkıntı veriyor. Ama hırsınızı kaybetmemeniz lazım. Hayatta belirli bir yaşa geldiğinde şahsiyetli, karakterli saygın bir insan olmak istiyor musunuz istemiyor musunuz? Herkes eğitimli olacak, eğitimli olan insanlar ne olursa olsun her şeyden önce saygın olur. Çünkü bilgili insan, kültürlü insan her ne olursa olsun saygın bir insandır. Kendinizi tabi ki dışarıda da yetiştirebilirsiniz ama belirli bir eğitimi aldıktan sonra kendinizi belirli yerlere getirmek çok daha önemli. O basamakları çok daha kolay çıkarsınız.”
Öğrencilerin de KOSGEB hakkında sorular yöneltmesinin ardından program sona erdi. ZEYNEP KILBAHRİ