Uzman Klinik Psikolog Çağatay Ersan, Uyku terörü’nün bireyin uyku halindeyken çok hızlı ve şiddetli bir şekilde korkarak veya endişe içinde kaldığı ataklarla beraberinde gelen bir uyku bozukluğu şekli olduğunu söyledi.
Uyku terörü’nün belirtileri ve tedavileri ile ilgili açıklamalarda bulunan Ersan, şu bilgileri aktardı:
“Aslında uyku terörünün ne olduğu sorusunun cevabı hepimizde bir merak konusu olabilir. Uyku teröründe kişinin gözleri açık ancak beynindeki hareketlenmelere bakıldığında hala uykuda ve etrafı algılayamaz durumda, bağırarak etrafa seslenme, yoğun kaygı, korku gibi belirtilerle kendini gösteren uyku bozukluğudur. Genele bakıldığı zaman saniyeler dakikalar içerisinde süren ataklarla beraberinde gelir. Çok korkutucu görünüyor olmasına rağmen genel anlamda çok ciddi bir sorun teşkil etmez. Ataklar dediğimiz gibi 30 saniye ila 1 dakika arasında sürerler. Ancak bazen karşılaştığımız durumlarda da çok uzun da olabildiği görülmektedir.
Uyku terörüne neden olan bazı olgular vardır; bunların birincisi stres, ikincisi kişinin fiziksel anlamda yorgun ve yorucu bir günü tamamlıyor olması veya dönemi geçiriyor olmasıdır. Seyahat sonlarında değişen uyku düzenindeki bozukluklar, gün içerisinde fazla uykusuz kalmak ,bazı ilaçların da ve aşırı derecede alkol alımının da uyku terörüne neden olduğu bilinmektedir. Uyku terörünün genel anlamda çocuklar ve bebeklerde daha fazla yaşandığını görürüz.
Uyku terörünü yaşayan bebekler çok panik ve korku içinde görülebilirler. Çevrelerindeki yetişkinlere onların uyarılarına, telkinlerine rağmen tepki vermeyebilirler. Çığlık atabilir, kendilerini yırtarak ağlayabilirler. Çok hızlı nefes alışverişler ve kalp hızlarında artışlar görülebilir. Bu ataklar geçtikten sonra büyük oranda bize çok sıkıntı göstermezler. Uyku terörü bize bebeğin kötü bir rüya gördüğünü de göstermez çünkü araştırmalara göre bu ortaya çıkan ataklar rüya dışındaki uyku evrelerinde ortaya çıkarlar. Bu durumda anneler oldukça korkarlar çünkü bebekler fazlasıyla ağlayıp çığlık atarken onların bebeklerini sakinleştirmek için yapabilecekleri hemen hemen hiçbir şey yoktur.
Genellikle de ebeveynlerin kafalarında hep şu soru işareti var, ‘Bu uyku terörünü nasıl önleyebiliriz?’ Ne yazık ki uyku terörünü önleyebilmek için bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey yok. Bununla birlikte bazı bireyler bu bebeğin geçirdiği uyku terörü ataklarının kaydını tutmanın yardımcı olduğu görülmüştür. Çocuk ve bebek için yatıştırıcı bir gece rutini oluşturmak bebeğe yardımcı olabilir her gün aynı saatte uyutmak bebeği ve çocuğu bu da yardımcı olabilir kafein içerikli herhangi bir yiyecek vermekten kaçınmak ve bu uyku terörünün olduğu dönemlerde bebekle aynı odada uyumak ona destek olabilecek şeylerden birkaçı.
Bazen dediğimiz gibi çocuklarda görülebiliyor ve bunlar 15 dakikaya kadar uzayabiliyor gece boyunca birkaç kez tekrarlandığı oluyor genelde de ailesinde uyku terörü ve uyurgezerlik öyküsü olan çocuklarda fazlasıyla görülebilen bir şey bu genelde beşli yaşlardan sonra çocuklar için konuşuyoruz yorgunluk ateşler içinde oluyor olması kullandığı bazı ilaçlar çok heyecanlı olması kaygılı olması ani gürültüler ve mesanelerindeki doluluk 5 yaşından sonraki çocukların uyku terörü gerçekleştirmesinde etkisi olduğu tahmin edilmekte.
Genellikle çocuklarla bu durumda ne yapılması gerekiyor? Pek de müdahale edilmemeli ya da çok etkileşimde bulunulmamalı fazladan uyandırılmaya çalışılmamalı. Aslında anne ve babaların bu durumun zararsız olduğunu bilip panik olmamaya çalışmaları gerekir yine bu çocuklar için yapılabilecek şeyler düzenli uyku rutinleri koymak ona uyku ataklarıyla ilgili onu endişelendirecek şekilde konuşmamak çünkü bu durumdan onlara bahsedersek onların uykuya karşı korkularını arttırırız bunun gibi durumlarda dikkat etmek gerekmektedir eğer uyku terörüyle alakalı zihninizde herhangi bir soru işaretiniz varsa hemen bir uzman psikologdan randevu alıp gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra uyku nöbetlerinin de üstesinden gelinebilmektedir.”