1. Haberler
  2. Güncel
  3. YMM MÜNÜR ŞAHİN YAZDI

YMM MÜNÜR ŞAHİN YAZDI

featured

DİYANET İŞLERİNE SALDIRILAR VE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ SUSKUNLUĞU DÜŞÜNDÜRÜCÜ
Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle 429 sayılı kanunla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı bir teşkilat olarak kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı,  3 Mart 1924 tarihinde Şeriyye ve Evkaf Vekaleti’nin yerine kurulan, İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kurumdur.

Türkiye Diyanet Vakfı da 13 Mart 1975 tarihinde kuruldu. Diyanet İşleri Başkanlığının faaliyetlerine destek olmak, din hizmetlerinin daha geniş kitlelere ulaştırılması ve dini hizmetlerde görev alacak neslin yetiştirilmesi gayesiyle kurulan Türkiye Diyanet Vakfı, bugün ülkemizde 1.003 şubesi ve dünyanın 149 ülkesinde eğitimden kültüre, sosyal ve hayri hizmetlerden dini hizmetleri destekleme ve uluslararası yardım faaliyetlerine kadar geniş bir alanda çalışmalar yapan büyük bir sivil toplum hareketi haline geldi.

Günümüzde her alanda olduğu gibi bazı kesimlerin sürekli saldırısına uğrayan Diyanet İşleri Başkanlığı, sosyal medya üzerinden ve siyasiler tarafından bütçesinden, faaliyetlerine kadar yalan ve ahlaksızca iftiralarla yıpratılmaya çalışılmaktadır. Maalesef İslam dinine karşı olan veya dini önemsemeyen bir grup Diyanetin neredeyse tüm faaliyetlerini kadrolarını eleştirmektedir. Din eğitimine de karşı çıkan bu gruplar inançlı insanlara göre azınlık olmalarına rağmen yarattıkları algılarla eleştirilerini acımasızca sürdürmekteler.

Türk toplumunu ve aile yapısını zayıflatmayı hedefleyen, LGBT dahil bütün sapkın akımları destekleyen, uyuşturucu bağımlısı bir toplum öngören gruplarla mücadelede ne yazık ki Diyanet İşleri sahada etkin değil. Aslında çok geniş bir kadro yapısına sahip olan, günde beş vakit namazda, doğumda, düğünde, ölümde ve kısaca tüm etkinliklerde hep toplumla iç içe olan Diyanet kadrolarının suskunluğuna anlam veremiyoruz. Topluma yön veren, onları eğiten ve İslamiyetin savunuculuğunu yapan çok daha aktif kadrolar olmalarını Diyanet İşleri Başkanlığımızdan bekliyoruz.

Bugünkü yapısı ile, daha etkin mücadele etmesi gereken hocalarımızın, islamiyete saldırıların yapıldığı ortamda, iktidarın da kendilerine her olanağı sunduğu bir dönemde hiçbir şeye dokunmadan vaziyeti idare etme davranışını anlamak ve kabul etmek mümkün değil. Diyanet İşleri Başkanlığı İslamiyetin savunuculuğunu yapan, hoş görü içinde hareket eden, her kesimle iletişim kuran bir kadro anlayışı ile çok daha etkin olması gerekir.

Sonuç;

Diyanet İşleri Başkanlığının ve değerli kadrolarının daha aktif, daha güçlü, İslamiyeti her koşulda savunan çok faal gruplar olması gerekir. Sapkınların, İslam düşmanlarının toplum içinde aile yapımızı, çocuklarımızı ve gençlerimizi etkilediği bir dönemde hocalarımız niye bu kadar suskun? Ben Müslümanım diyen gençlerin sayısının her yıl düştüğü ortamda hocalarımız daha neyi bekliyor? Diyanet İşlerini ve İl Mühtülüklerimizi, vaziyeti idare etme alışkanlığından vazgeçip, toplumda çok aktif, Yol gösterici, inançlı düzgün insanlar yetişmesi konusunda çok daha gayretli görmek istiyoruz.

Toplumda artık yalan, dedikodu, fitne ile algı yaratma doğrunun önüne geçiyor, toplum bozuluyor. Kendilerini her konuda destekleyen Cumhurbaşkanımızın verdiği mücadelenin yanında Diyanet İşleri Başkanlığı ve kadroları bu kadar rahat, bu kadar sahadan ve konulardan uzak olmamalı. Allah korusun geçmiş dönemleri hatırlayın, o günlere özlem duyan varsa bilemem ama, gidişat iyi değil.

Böyle giderse hep birlikte; “ışıklar içinde gidip, nurlar içinde yatacak, alkışlarla uğurlanacağız.”

Saygı ve segilerimle,
Münür Şahin – Yeminli Mali Müşavir