BİLECİK ÜLKÜ OCAKLARI’NDAN GENİŞLETİLMİŞ İSTİŞARE TOPLANTISI

featured

Bilecik Ülkü Ocakları tarafından il, ilçe ocakları başkanları ve birim yöneticileri ile genişletilmiş istişare toplantısı düzenlendi.

1

Bilecik Belediyesi Kültür Sitesinde gerçekleştirilen toplantıya Bilecik Ülkü Ocakları İl Başkanı Av.Mehmet Fazlı Güner, Başkan Yardımcısı Ahmet Bayram, Teşkilatlanma Birim Başkanı Taner Karaca, Bozüyük İlçe Başkanı Mehmet Ali Arısoy, Söğüt İlçe Başkanı Mehmet Dülger, Yenipazar İlçe Başkanı Mesut Özmen’in yanı sıra teşkilat birimleri başkanları ve yönetimi ile ülkücü gençler katıldı.

2

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Üniversite Teşkilatından Ahmet İslam Gürsoy tarafından okunan Kuran Tilaveti ile başlayan program Bilecik Ülkü Ocakları İl Başkanı Av.Mehmet Fazlı Güner’in konuşmasıyla devam etti.

3

Bilecik Ülkü Ocakları İl Başkanı Av.Mehmet Fazlı Güner,”Biz Kimiz?,Ülkücü Kimdir?” sorularıyla başladığı konuşmasında ülkücü olmanın tanım, görev ve sorumluluklarını anlattı.Ayrıca ülkemizin bulunduğu durumda bir ülkücünün takınması gereken tutum ve davranışları da aktaran İl Başkanı; “Ülkemizin batısında Ege Denizinde, 18 adet adamız fiilen kahpe ve kancık Yunan’ın işgalinde iken, yatağında rahat yatanlardan değiliz biz! Atam Süleyman Şah yerinden korkakça kaldırılıp, manevi şahsiyetine hakaret edilircesine taşınmışken, bu hakaretin cezası verilmediği halde rahatça gezinen, ülkücüyüm derken yüzü kızarmayanlardan değiliz biz. Talefer’de, Halep’te, Kerkük ve Musul’da ata toprağında, kardeşlerimiz katledilirken kahve köşelerinde ahkam kesmekle, millete ülkücülük dersi vermeye kalkanlardan değiliz biz.Facebookta, Tivitırda kabadayılık yapıp gerçek hayatta kedi kesilenler değiliz biz.”dedi. Ülkü Ocakları İl Başkanı Güner, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

4

ÜLKÜCÜ KİMDİR?

İslam hayat nizamı olarak seçen, bu nizamı tavizsiz bir şekilde yasamaya çalışandır. Türk olmanın gururunu faziletiyle bütünleştiren, Türk-İslam Ülküsü’nü yaşayandır.

Günü birlik siyasi menfaatleri aşarak, asırlar sonrasını görebilen ve asırlar sonrası için hazırlık yapan insandır.

Allah için seven, Allah için savaşan, Allah’ın rızasına koşan, Allah nizamı için yanan, Allah için bugzeden kahramandır.

Semalarda dalga dalga yayılan ezan susmasın diyerek toprağın kara bağrına düşen candır.

Kimi zaman Derviş Yunus, kimi zaman Yavuz, kimi zaman surlarda üç hilalli sancak elinde Ulubatlı Hasan’dır… “Ben” i aşarak, “biz” diyerek nefsini kör kuyulara, çıkarmamak üzere atandır.

Dağlarıyla, taşlarıyla, ırmaklarıyla, ovalarıyla ve yollarıyla bir kara parçasını vatan yapandır.

Türklük deyince 300 milyonluk Türk Dünyasını kucaklayan, anne şevketiyle evlatlarını bağrına basan; kimi yerde Kıbrıs, Kırım, Kırgız; kimi yerde Bişkek, Bakü, Kerkük, Doğu Türkistan… Velhasıl kocaman bir vatandır.

En zor şartlarda, en buhranlı zamanlarda, en müşkül alanlarda, Türk’e yol gösteren, akıl veren, umut olan Dede Korkut Han’dır. Haksızlık karşısında susmaya, davasında taviz vermeye, korkaklığı, pişirikliği, nemelazımcılığı, lügatinden çıkarıp atandır.

5

Yiğidin başında Kürşad, il derleyip vatan tutan İlteris, bilgelikte Tonyukuk, Aksemseddin, Malazgirt Ovasında ak kefen içerisinde Alparslan’ dır.

Türk’ün töresini, Türk’ün ilini İslamla yoğuran,İslamla kaynaştıran, Ahmed Yesevi Ocağında kaynayan, pişen, kavrulandır.

Bir bozkurt esaret zincirlerini kırandır.

Liderine, ocağına, fikir sistemine bağlı, tefrikaya çanak tutmayandır. Rehberi iki cihan serveri (sav),kaynağı, ilhami, düsturu Kur’an’dan alandır..

Ülkücü budur.. Ülkücü budur…Ülkücü budur..

Peki şu anda biz ne yapmaktayız. Bütün nefsi duygularımızdan arınarak , şahsi menfaatlerimizi ikinci plana atarak , önceliğimizi vatan ve milletin bekası için çalışmak yoluna adamış kişiler miyiz, yoksa olduğu kadar diyerek günü geçiren ve milletin , devletin içinde bulunduğu duruma üzülmekle beraber, bu konuda hiç bir şey yapmayan, üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi davranan bireyler miyiz.

6

Kendimize şu soruyu sormalıyız ;

Ülkenin içinde bulunduğu bu istikrarsız ortamda , karaktersiz ve kişiliksiz insanlar gibi hiçbir şey yapmadan gelişmeleri izleyecek miyim , yoksa bir ülkücünün yapması gerektiği gibi günü birlik menfaatlerimi aşarak gelecek asırlara hazırlık yapmak üzere bu günden itibaren çalışmaya başlayacak mıyım…

Ülkemizin batısında Ege Denizinde, 18 adet adamız fiilen kahpe ve kancık Yunan’ın işgalinde iken, yatağında rahat yatanlardan değiliz biz! Atam Süleyman Şah yerinden korkakça kaldırılıp, manevi şahsiyetine hakaret edilircesine taşınmışken, bu hakaretin cezası verilmediği halde rahatça gezinen, ülkücüyüm derken yüzü kızarmayanlardan değiliz biz.

Telafer’de , Halep ‘te , Kerkük ve Musul’da ata toprağında, kardeşlerimiz katledilirken kahve köşelerinde ahkam kesmekle , millete ülkücülük dersi vermeye kalkanlardan değiliz biz.

Facebookda, tivitırda , kabadayılık yapıp gerçek hayatta kedi kesilenlerden değiliz biz.

Türk’ün ayranı kabarmasın şöyle yaparız, asarız keseriz diye kuru sıkı atanlardan değiliz biz.

Çünkü bizim zaten şu an itibari ile ayranımız kabarmıştır. Damarlarımızda ki asil kan artık alev alev yanmaktadır. Türk’ün kavgası çoktan başlamıştır. Var olma savaşı çoktan patlak vermiştir. Bir saniyemizi bile boşa geçirme vakti değildir artık. Her platformda, her ortamda, her ahval ve şeraitte üzerimize düşen  vazifeyi üstlenmek zamanı gelmiştir.

Bu noktadan itibaren ciddiyetsizlik, boşvermecilik, disiplinsizlik en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Her bir ülkücü vatan evladı üzerine düşen görevi layıkıyla ve fazlasıyla yerine getirmek mecburiyetindedir. Bu görevi yapamayacak insanlar aramızda yer sahibi olamazlar. Zamanında ağabeylerimizin yaptıklarını yapamayacak olanlar şu anda salonu boşaltsınlar. Korkak ve ödlek yaşamlarına geri dönsünler. Ama bu zorlu ve kutlu yolda bizimle beraber olacak kardeşlerimiz de üzerlerine düşecek vazifenin ne kadar ağır olabileceğini artık idrak etsinler. Artık huzurlu ve mutlu günler maalesef geride kalmıştır. Artık zorlu ve çileli günler başlamıştır. Ülkenin, Vatanın ve milletin ülkücülere ihtiyacı vardır ve bizimde bu kutlu ve mübarek yolda baş eğmeden gerekirse baş vererek yürümeye yeminimiz vardır…”

8

Ülkü Ocakları İl Başkanı Av.Mehmet Fazlı Güner’in konuşmasının ardından Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı İl ve İlçe Talimatnamesinin okunması ve ülkücü yeminin yapılmasıyla program son buldu.



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir