Prof. Dr. Özcan, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Salonu'nda düzenlenen ''Tarih ve Kültür Sohbetleri'' etkinliği kapsamındaki ''insan ve eğitim'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, eğitimin en yaygın tanımının belli davranış modeli ve kalıbına uygun yaşamayı öğretmek ve hayat tarzı haline getirmek için harcanan çaba olduğunu kaydetti.
Eğitimin doğrudan doğruya muhakeme işi ve toplumların hayatında en önemli değer olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özcan, şöyle konuştu:
''Bilgiye ve bilgiye bağlı eğitime hakim olan insanlar, tarih boyunca hep başkalarına hakim olan toplumlar olmuştur. Kendi ihtiyaç ve ihtirasları noktasında gerekli kontrol ve yönlendirmeleri yaparlar. O yüzden yeryüzünde ideal taşıyan insan ve toplumlar mutlaka bu alanda çalışmalı ve yoğunlaşmalı. Biz de kurum olarak eğitim kurumuyuz. Sadece eğitimi paylaşmak değil, aynı zamanda da onlara hayat yolculuğunda bizden sonra onlara lazım olacak bilgileri vermek bize vazifedir. Eğitim hayatın her alanında en dinamik ve en ihtiyaç duyulan bir kavram. Biz genel anlamda eğitim alanında bir mutabakat sağlamış değiliz. 200 yılı aşkın bir süredir bir eğitim modelimiz halen de yok. Şu an ülkemizde bir eğitim felsefesi de yok. Eğitimin birinci şartı eğer eğitimden beklenen faydanını gerçekleştirilmesi isteniyorsa mutlaka eğitim alanla eğitimi verenin güven duyması gerekir. Tek tip bir eğitim, insanlığı tek tipliğe götüreceği için çok sakıncalıdır. Modern dönemin belki de insanlık adına en büyük zafiyeti eğitimin tek tipleşme aracı olarak kullanılmasıdır. Toplumda çeşitliliği ortadan kaldırırsanız o zaman hükmetmeniz kolaylaşır."
Etkinliğe, Vali Yardımcısı Süleyman Deniz, öğretim üyeleri, üniversite öğrencileri ve vatandaşlar katıldı. AA
