‘Temennimiz afet yaşamamak, yaşanan afetleri ise en az zararla kurtarmak’

Bilecik İl Müftülüğü Toplantı Salonu’nda düzenlenen seminerde konuşan Bilecik Valisi Ahmet Hamdi Nayir, din görevlilerini toplum önderleri olarak isimlendirildiğini söyledi. Vali Nayir konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Toplum önderleri olunca toplumun her derdiyle ilgilenmeleri, her dertle ilgili söyleyecekleri mutlaka birkaç cümlenin olması gerektiğini, problemlerin çözümünde çözüm ortağı, bir odak noktası olması gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Kızılay teşkilatımız tarihi, köklü bir teşkilat. Getirdiği tecrübelerle bugün güçlerini ispatlamış yalnızca ülkemizde değil dünyanın herhangi bir yerine de el uzatıp bize yüz akı olabilecek, gururumuz olabilecek hizmetleri götüren bir teşkilat. Bu teşkilatımız birçok kuruluşla işbirliği yaparak başta Diyanet İşleri Başkanlığımız olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığıyla, Afad’la, Emniyet Genel Müdürlüğüyle işbirlikleri yaparak, bir başka fonksiyon da üstlenmeye çalışarak eğitim faaliyetlerine el attı, onu da kendi gündemine aldı. Yalnızca afet çıktığında değil orada bana düşen çadır kurmak, ocak kurup yemek pişirme hizmetinde payımın ötesine geçip afet öncesinde, sırasında ve sonrasında neler yapılmalı, bu konudaki müdahale ettiğimiz olaylardan edindiğimiz bilgileri paylaşalım, afeti önleyemiyorsak afet zararlarını en aza indirip bu konuda bir şeyler yapalım düşüncesiyle bu protokolleri imzaladılar. Bugün ilimiz bu protokoller çerçevesinde 61. İl olarak bu eğitimi, bu paylaşımı yapıp afeti önlememiz belki mümkün değil ama afette alınacak tedbirlerle, kurulacak teşkilatla bunun zararlarını en aza indirme yönünde bir çalışmanın güzel bir adımını ilimizde hep beraber görüyoruz. 
 
‘Temennimiz afet yaşamamak, yaşanan afetleri ise en az zararla kurtarmak’
 
Toplum önderleri olarak din görevlilerimiz, öğretmenlerimiz, kolluk birimlerimiz bu çalışmanın bir paydaşı olacaklar. Buradaki arkadaşlarımız eğitici rolünde olacaklar. Bugün burada almış oldukları eğitimi geniş bir yelpazeye ellerinin ulaşabildiği her yere taşıyarak buradakilerin toplum tarafından bilinmesi ve uygulanması konusunda önderliklerini yapacaklar. Dileğimiz, temennimiz afet yaşamamak ama yaşanan afetlerde de en az zararla kurtarmak, toplum birliğimizi, beraberliğimizi muhafaza etmek, düzen içinde bir kargaşaya sebep olmadan eldeki mevcut imkanlarımızı en iyi şekilde değerlendirmek için bu eğitimlere sonuna kadar ihtiyaç var. Arkadaşlarımızın bu hizmeti de asli görevlerinden bir görev olarak bilmeleri ve gereğine başta kendileri inanmaları daha sonra da diğer buradaki öğrendiklerini öğrettikleri kişilere bunun gereğini inandırmaları yönünde ben önemli görevler düştüğünü biliyorum. Yine basınımızda da bu konuyu işlerken toplumun her bir ferdinin görevi olduğu hususunda mutlaka bir o konuya da dokunmaları gerektiğini yani bir afet teşkilatı var onlar ilgilensin, kolluk var, askerlerimiz var gelsin ilgilensin değil aile bazına kadar her ferde düşen görevler olduğunu mutlaka işlememiz lazım. 
 
‘Afet azalmıyor çoğalıyor diye düşünmeliyiz’
 
Bu coğrafyada yaşadıktan sonra bunlardan uzak kalmayacağız. Önceden adını hiç duymadığımız afetlerde artık iklim değişikliğiyle ülkemizde görülmekte. Çocukluğumuzda hiç bilmediğimiz hortum artık Türkiye’de de var. Dolayısıyla azalmayacak çoğalacak diye düşünüp tedbirlerimizi de o açıda geliştirmemiz lazım. İlimize bu hizmeti vermek için gelen Ankara’dan gelen Diyanet İşleri ve Kızılay Teşkilatımızın temsilcileri başta olmak üzere bu eğitime katılan hepinizi saygı ile selamlıyorum, başarılar diliyorum.”
 
“Bilecik 2’nci derece deprem bölgesidir”
 
Türk Kızılayı Bilecik Şube Başkanı Selami Çınar ise yaptığı konuşmada, “Türk Kızılay’ının Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen toplum liderleri teşkilatlandırma projesi seminerine hoş geldiniz. Bildiğiniz üzere ülkemiz doğal afetlerle iç içe bulunan bir coğrafya üzerinde yer almaktadır. Bilecik 2. derece deprem bölgesi olması sebebiyle bu seminerin çok büyük önemi vardır. Toplumda saygılı yerinizden dolayı projede halkımızın bilinçlendirilmesinde teşriflerinizden dolayı bu projede sizlerin emeği çok önemlidir. Bu emek karşılığı insanlara yönelik ilişkilerinizle birlikte anlatacağınız konular bizler için çok önemlidir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda yürütülen bu projede afetlere hazırlık konusunda sizlerle beraber olmaktan, çalışacak olmaktan mutluyuz. Hepinize teşekkür ederim.” ifadelerini kullandı.
Bilecik İl Müftüsü Necati Akkuş dua ederek başladığı konuşmasında, “Cenab-ı Hak her türlü beladan, musibetten vatanımızı milletimizi, İslam alemini ve bütün insanları muhafaza eylesin. Konumuz afet, bunun fiiliyata dönüşmesi için hocalarımız bizi bilgilendirecekler. Öncesinde ne yapmamız lazım, sonrasında bize düşen görevler neler. Ben kendilerine sizler adına hoş geldin diyor hepinize saygılar sunuyorum.” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Cami Hizmetleri Daire Başkanlığı Şube Müdürü Osman Zeki Şener protokol hakkında bilgi verdiği konuşmasında projenin amacından bahsetti.
Şener konuşmasında şunları aktardı:
“Su baskını, yangın, toplu nüfus hareketleri, biyolojik afetler ve salgın hastalıklar, radyolojik ve nükleer kazalar, maden kazaları, kuraklık ve deprem gibi olay türlerinden herhangi birisi olduğu takdirde mesela deprem olmadan, olduğu sırada ve depremden sonra yapılacak çalışmalar hakkında camilerde görevli personeli eğitecek eğitici eğitimi toplantılarına hoş geldiniz. Konuşmama Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Sayın Mehmet Göltaş hocamızın ilgili başkan yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz hocamızın Diz Hizmetleri Genel Müdürü Doç Dr. Sayın Yaşar Yiğit hocamızın ve Cami Hizmetleri Daire Başkanı sayın Selahattin Çelebi’nin selam ve başarı dileklerini sunarak başlamak istiyorum. 
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak anayasa ve ilgili kanunla uhdemize verilen hizmetleri sunarken bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak milletçe bütünleşme ve dayanışmayı amaç edinmeli, İslam dinini inanç, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işler yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak, toplumu din konusunda aydınlatırken yüce dinimiz İslamiyet’in iki temel kaynağı olan Kur-an ve sünnete dayalı sağlam bilgiyi esas almak, Müslümanların 14 asırlık dini tecrübesini göz önünde bulundurmak, modern hayatın ve insanlığın ortak birikimini göz ardı etmemek, din konusunda mezhep anlayışı ve uygulama yapmadan vatandaşlık esasına göre hizmet sunmak, sürekli bilgi üretmek, bilgiyi toplamak, paylaşmak, sorunlar hakkında yerinde ve zamanında açıklamalar yapmak, engelli, kimsesiz, yaşlı, hükümlü ve tutuklu gibi ilgi ve desteğe muhtaç vatandaşlarımızın yanında olmayı din hizmetlerinin ayrılmaz bir parçası kabul etmek temel ilke ve hedeflerimiz olarak belirlenmiştir. Bunlara 2007 yılında olağanüstü hallerde alınacak tedbirler, din hizmetlerinin sunumu konusunda camilerde vatandaşları bilgilendirme çalışmalarımızı da eklemiş bulunmaktayız. 
2007 yılından 2 yıl önce bu konuda çalışmalara başlandı, bir panel düzenlendi, panelden sonra da 2 İstanbul ve Ankara da olmak üzere uygulama yapıldı. Bu uygulamaların sonucunda vatandaşlarımızın bu konularda çalışma yapmasını bekleyen tavırları, ilgileri ve beklenti içinde oldukları tespit edilmiştir. Bunun üzerine olağanüstü hal, deprem, sel felaketi gibi tabii afetler gelmeden önce afet sırasında ve afetten sonra yapılacak çalışmaların belirlenmesi, belirlenen konularda din görevlilerinin ve vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi, özellikle bu bilgilendirmenin bir eğitim programı çerçevesinde planlı bir şekilde yapılmasını temin etmek üzere Türk Kızılay’ı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında 5 Ekim 2007 tarihinde afet zararlarını azaltmak amacıyla ‘Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi’ protokolü imzalanmıştır.
 
2014 yılındaki 11’inci il Bilecik
 
Bu protokolün amacı Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Kızılay arasında pilot olarak seçilen İstanbul ili olmak üzere riskli bölgelerden başlayarak Türkiye genelinde toplumda olası afetlerden korunma ve zarar azaltma bilincinin oluşturulması için kaynak ve hizmet kullanımında iş birliğinin sağlanmasıdır. Bugün buradaki toplantımız 61. toplantı olmaktadır ve 2014 yılında da bu çalışmayı yaptığımız 11. il olmaktadır. Önceki yıllarda gerçekleştirdiğimiz diğer illerde yapıldığı gibi Başkanlığımız ve Türk Kızılay Eğitim görevlileri tarafından ilimiz ve ilçelerinde vatandaşlarımızı ve din görevlilerimizi bilgilendirecek eğitici çalışmadır. Program şöyle işleyecektir. Bugün burada hep beraber sunumları izleyeceğiz. Bu sunumları daha sonra aylık toplantılarımızda il ve ilçe müdürlerimiz, değerli din görevlisi meslektaşlarımıza yapacaklardır. Rehberlik ve Teftiş Kurulu başkanımızın burada sunacağı olağanüstü hallerde din hizmeti konulu sunumun hem sizlere dağıtılan cdlerde hem de özel olarak getirdiğimiz cdlerde bulunmaktadır. Onu İl ve İlçe müdürlerimiz din görevlilerine aktaracaklar, diğer sunumları da Kızılay’ımızın Ankara’da yetiştirdiği eğiticiler tarafından verilecektir. Bu çalışma tamamlandıktan sonra müftülüğümüzün İl İrşat Kurulu 2015 yılında belirleyeceği bir haftada hutbe okutacak ve camilerde vaaz ettirecektir. Bu hutbenin ve vaazın yapılmasından sonra Bilecik ilinde ve ilçelerinde vatandaşlarımızda bir farkındalık oluşturmuş olacağız. Bunun sonucunda da ne kadar din görevlisine kur-an kursu hocasına ve vatandaşımıza ulaştığımızın sonucu bize Ankara’ya bir rapor halinde ulaştırılmış olacaktır. 
 
Afet sırasında dikkat edilmesi gerekenler
 
Biz 2007 yılında bu çalışmaya başladığımız zaman şu an aramızda olmayan Hakkın rahmetine kavuşan Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara hocamızın tavsiyeleriyle ve bizimde diğer Başkanlığımızın sizlere iletmek istediğimiz bir yazıyı, konuyla ilgili yazıyı 2009 yılında göndermiştik. Ben bunu da bilgi tazelemek için kısa maddeler, başlıklar halinde bunu arz etmek istiyorum. Bir kere camilerimizde hizmet ettiğimiz, görev yaptığımız camilerimizde ve Kur-an kursularımızda böyle olağanüstü bir hal olduğu zaman, deprem, yangın olduğu zaman öğrencilerimizi ve cemaatimizi cami dışına çıkaracağımız şekilde tahliye planlarımızı yapmalıyız. Tahliye planlarında çıkış noktalarının nerede olabileceğini, birden fazla olmasına hatta camlardan dahi çıkış yapabilmenin sağlanması yönünde gerekli tedbirleri almalıyız ve bunu zaman zaman cemaatimizle ve öğrencilerimizle uygulamaya koymalıyız. Böylece insanlar farkında olsunlar. Yeni yapılan camilerimizde camii yapanları özellikle hafif avize kullanmaya, hafif avize almaya sevk edeceğiz. Eski camilerimizde, tarihi camilerimizde de mevcut olanları daha sağlamlaştırmalıyız. Bir de camilerimizde ve kur-an kurslarımızda bulunan dolapları daha sabitleştirip insanların üzerine düşmemesini sağlayacağız. Cami ve mescitlerin güvenliği, camilerin bakımı, onarımı ve çevre düzenlemesi yönetmeliği aynı isimli genelge ve 2007 genelgesinin ilgili diğer maddeleri çerçevesinde alınacaktır. Tabi afetlerde cami ve mescitlerdeki sizin emanetinize verilen teberrükat  eşyasının korunması da yine ilgili yönetmelik hükümlerine göre olacaktır. Başkanlığımız merkez ve taşra teşkilatındaki emrinde bulunan bütün binaların korunması da yine 2007 yılında resmi gazete de yayınlanan binaların yangından korunmasıyla ilgili yönetmelik hükümlerine göre gerekli tedbirleri alacağız. Minarelerin yapımında ve yıkımında 2007 genelgemizin ilgili maddesine belirlenen usullere uygulanacaktır. Binayı sigorta ettirmek yani camiyi ve binaları sigorta ettirmek, tabii afet gelmeden önce sonrası için tedbir almaktır. Yine bu konuda 2007 genelgesinin 193. maddesine göre zorunlu deprem sigortası yaptırılacaktır. Ülkemizin herhangi bir yerinde afet olduğu zaman nasıl davranacağız biz Bilecik İl Müftülüğü olarak nasıl davranacağımızı nereden öğreneceğiz. Diyanet İşleri Başkanlığı afet yönergesi bu konuda ne yapacağımızı bize rehberlik ediyor. Oraya bakmak suretiyle gerekli çalışmaları düzenleyeceğiz. 
 
14 bin 250 gassalımız oldu
 
2007’den 2014’e kadar neler olmuş, bu çalışmamızın uygulamasında neler yaşamışız? Kısaca oraya değinmek istiyorum. Bu çalışmaya başladığımızda başlı başına 3 tane önemli deprem oldu. Kütahya-Simav, Elazığ-Karakoçan ve Van depremleri. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu 3 depremde de zamanında ve yerinde görev mahallimizde ve gerekli çalışmaları yaptık. Bu çalışmamızın bu yönde çok faydası oldu. Nihayet cenaze yıkama ve kefenleme kursları açılsın diye bu talimatımızda söylüyoruz. Kiminle beraber açacağız bunu? Halk Eğitim Merkeziyle müştereken çalışma yapmak suretiyle il ve ilçelerde gönüllü vatandaşlarımızdan özellikle bayan gassal yetiştirmek için onları da yönlendirmek suretiyle bu kursları açacağız, onlara ait haberleşme bilgilerini de bir dosyaya koyacağız, çıkan rakamı da yetiştirdiğimiz bu yıkayıcıların sayısını da başkanlığa bildireceğiz. Geçen AFAD’ta katıldığımız bir toplantıda istemişlerdi. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda gerek meslektaşlarımızdan gerekse gönüllü ve istekli vatandaşlarımızdan 14 bin 250 bu şekilde cenaze yıkayıcı ve kefenleyici kursuna katılan ve sertifika alan olduğunu sizlere de haber vermiş olmaktayım. 
Bu konu niye önemli? İnsan bir deprem olur, bir yangın olur, selde boğulma olur ama sonuçta ölen kişinin bir cesedinin bulunması, onun dini usullere göre defin edilmesi geride kalan yakınlarını rahatlatır. Sizler bu noktada bir araya geliyor görev alıyorsunuz ve o çalışmaları yerine getiriyorsunuz, insanların sakin olmasını, huzur bulmasını da sağlamış oluyorsunuz. 
 
‘Vatandaşlarımıza yönelik çalışmalar büyük katkı sağlayacak’
 
Başkanlığımızca ülkemizde afetlerden korunma ve zarar azaltma bilincinin oluşturulması amacıyla camilerde Halk Eğitim faaliyetlerinin başlatılmasına geliştirilerek zenginleştirme ve yaygınlaştırılmasına büyük önem verilmektedir. Bu bakımdan ilimiz camilerinde vatandaşlarımıza yönelik olarak yapacağımız çalışmalar büyük katkı sağlayacaktır. Sosyal e kurumsal sorumluluk projesi olan bu çalışmamızın hedefi maddi ve manevi zararları azaltmak, camilerde toplumu bilgilendirmek, hayat kurtarmak, halk sağlığını korumak ve sürdürmek, ekonomik ve sosyal kayıpları azaltmak, mülkiyet çevre ve kültürel mirasımızı korumak, kaynakların etkin kullanımını sağlamaktır. Ayrıca Türkiye afet müdahale planına göre Diyanet İşleri Başkanlığı Teknik Hizmet Grubunda yer alır ve gerekli çalışmaları yapar, afet ve acil durum hallerinde din hizmetlerinin eksiksiz yapılabilmesi için kapasite geliştirir. Dini ve milli güvenliğimiz açısından çok önemli gördüğümüz projemizin başarılı bir şekilde uygulanması için gereken titizliği göstereceğimize dair inancımızı ve güvenimizi belirterek çalışmalarınızda başarılar diliyorum. 
Biliyorum ki sizler Bilecik’te buna benzer çok projeleri başarıyla tamamladınız, Türk Kızılay’ıyla beraber ilk önce diğer kurumlardan en evvela Türk Kızılay’ıyla beraber bu protokolü imzalayarak afet zararlarını azaltmak konusunda çalışma başlatılan, bu çalışmayı Bilecik ilinde uygulayan, uygulayacak olan Diyanet İşleri Başkanlığı siz değerli personelinin bu konuyu da başarıyla yürüteceğine ve tamamlayacağına inancımı belirterek hepinize saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.” ZEYNEP KILBAHRİ
 
 


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir