“Türkiye’de Milli Eğitim Adına Bizimde Söyleyeceklerimiz Var”

 

Eğitim sendikaları arasına bir yenisi daha eklendi. 1 Mart 2012 tarihinde sendikacılık hayatına başlayan Aktif Eğitim-Sen Bilecik İl Temsilciliği basınla tanışma toplantısı düzenledi.

                Pelitözü Gölpark Kıl Çadır’da gerçekleşen toplantıya Aktif Eğitim-Sen İl Temsilcisi Rıdvan Pehlivan, sendika yönetim kurulu üyeleri Kamil Memiş, Hasan Kızılkaya, Engin Katı, İbrahim Karatarla ve Ali Karapınar katıldı. Sendika İl Temsilcisi Pehlivan, 1 Mart 2012 tarihinde kurulduklarını fakat 24 Eylül’den sonra üye kayıtlarını almaya başladıklarını ve şu anda Bilecik'teki toplam üye sayılarının 51 olduğunu söyledi. Sendikalarına Milli Eğitim Bakanlığı, üniversite ve Yurt-Kur personelinin katılabileceğini belirten Pehlivan yapmış olduğu açıklamada şunlara değindi:

“Eğitim, milletlerin kalkınması, refah ve mutluluğunda inkâr edilemez öneme sahiptir. Yaklaşık 20 milyon ilk, orta, lise ve üniversite öğrencisi, bir milyondan fazla eğitim çalışanıyla 2012-2013 eğitim öğretim yılı başladı.

Bütün sıkıntı ve problemlere rağmen ülkemizin bugün ulaştığı seviyede tüm eğitim çalışanlarının özellikle fedakâr öğretmenlerimizin emekleri göz ardı edilemez.

Daha büyük hedeflere ulaşmak ancak eğitim öğretim ortamlarının iyileştirilmesi ve eğitim çalışanlarının daha iyi imkânlara kavuşturulması ile mümkün olacaktır.

‘Kurumumuz hiçbir sendika veya harekete alternatif olma düşüncesi taşımamaktadır’

Aktif Eğitimciler Sendikası, eğitime gönül vermiş, eğitim-öğretim çalışanlarının haklarının iyileştirilmesi, eğitim sisteminin daha verimli hale getirilmesi vb. konularda söyleyecek sözü, uygulanacak projeleri olan meslektaşlarımız tarafından sadece ve sadece ‘Eğitim öğretimle, eğitim çalışanları ile eğitim sistemimiz ile ilgili fikir ve projeleri hayata geçirmek, bu konularda benim de fikir ve projelerim var diye düşünen meslektaşlarımızla buluşmak üzere kurulmuş olup kurumumuz hiçbir sendika veya harekete alternatif olma düşüncesi taşımamaktadır.

Biz Aktif Eğitimciler Sendikası yöneticileri, temsilcilikleri ve üyeleri olarak varlığımızı başkalarına borçlu olmadan kendi iç dinamiklerimizle ayakta durabileceğimizi biliyor ve çalışmalarımızı reaksiyoner değil aksiyoner bir anlayışla planlamaya, yürütmeye çalışıyoruz.

Sendikamız, büyük hedeflere küçük fakat samimi adımlarla ulaşılacağı doğrusundan hareketle faaliyetlerini iddiasız ve ilkeli yürütmektedir.

Aktif Eğitimciler Sendikası, sendikacılık adına diğer sendikaların yapamadıklarını yapmak için değil, diğer sendikaların yapmaya çalıştıklarına kendi yöntemleriyle katkı sunmak için kurulmuştur.

Aktif Eğitimciler Sendikası, eğitime ve eğitim çalışanlarına hizmet etmek üzere çıktığı bu kutlu yolculukta; gücünü sadece ilkelerinden ve üyelerinden alarak, doğrularından hiçbir zaman taviz vermeden yoluna devam etmektedir.

‘4+4+4 Sistemi’ni benimseyenler de reddedenler de duyarlı ve yapıcı olmalıdır’

Biz Aktif Eğitimciler Sendikası olarak 4+4+4 sisteminin milletimize, eğitim sistemimize pek çok kazanımlar sunacağını düşünüyoruz. Mesela gençlerimizin artık en az lise mezunu olacak olması, sistemle beraber milletinizin beklentilerine uygun olarak seçmeli Kur’an-ı Kerim ve Siyer derslerinin getirilmesi, öğrencilerimizin-ki özellikle ilkokul çocuklarının- kendisine yakın yaştaki arkadaşlarıyla aynı binada veya aynı saatlerde eğitim yapması, değiştirilen/değiştirilecek programlarla öğrenci merkezli ve özellikle küçük sınıflarda yaparak-yaşayarak öğrenme/öğretmeninin öngörülmesi gibi iyi kurgulandığında son derece olumlu katkılar sunacak yönleri olduğunu biliyor ve kabul ediyoruz.

Bunun yanında 4+4+4 sistemi uygulama açısından aceleye getirilmiştir. Kamuoyuna sistem hakkında yeterince bilgi verilmeden, sistemin bizzat uygulayıcıları konumundaki il/ilçe/okul ve kurum yöneticileri ile öğretmenlerimiz yeterince bilgilendirilmeden, akademisyen, eğitimci, yönetici, veli vb. taraflarca sistem yeterince tartışılmadan, gerekli fiziki hazırlıklar yapılmadan, personel açısından artıları-eksileri değerlendirilmeden bir oldu-bitti şeklinde uygulamaya konulmuş ve bu durum kamuoyunu yormuş, sistemin muhtemel artılarını gölgede bırakmıştır.

‘Özür Durumu Atamaları yapılamayan personelin mağduriyeti bir an önce giderilmelidir’

4+4+4 sisteminin ürünü olarak takdim edilen norm kadro fazlalıkları ve norm kadro açığı bulunmaması nedeniyle özür durumu atamalarından faydalanamayan ve mağdur olan öğretmenlerin atama problemleri bir an önce sonuçlandırılmalıdır. Kılavuzda özür olarak sayılmış temel ve insani ihtiyaçların karşılanabilmesi alan değişikliği imkanlarının yanında becayiş imkanı hazırlanmalı ve buna rağmen problemi çözülemeyen personel özrünün gerektirdiği il emrine atanmalıdır. Kanserli çocuğunun tedavisi için, yaşlı anne-babasının tedavisi, devletin zorla tayin ettiği eşinin yanına gidebilmek için atama bekleyen personel olduğu unutulmamalıdır.

‘Dershanelerin kapatılması konusunda acele karar verilmemelidir’

Olaya fırsat eşitliği açısından bakacak olursak Devletimiz Ankara’nın, İstanbul’un, İzmir’in ve diğer ilerimizin lüks semtlerindeki merkezi okullarda eğitim gören öğrencilere sunduğu imkânları, Kars’ın Sarıkamış İlçesi’nin Ortakale Köyünde, Van’ın Başkale İlçesinin en ücra köyünde, Diyarbakır’ın Kulp ilçesinin Aygün Mezrasında, hatta pek çok ilimizin kenar mahallerindeki okullarda eğitim gören öğrencilere de sunabilirse fırsat eşitliğini bozmamak adına dershanelerin kapatılmasına ortam hazırlamalıdır. Bu konuda yapılması gereken öncelikli çalışma eğitim sisteminde dershaneleri var eden sebepleri ortadan kaldırmaktır. Ayrıca dershanelerin resmi okullarımızda verilen eğitimlerin yetersiz olması nedeniyle doğduğunu düşünmek son derece yanlı ve yanlıştır.” ZEYNEP KILBAHRİ



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. başarılar – yolun açık olsun Aktif Eğitim Sen

    Cevapla