‘Milli bayramımı kutlayamayacaksam bu bayramların ne önemi var?’
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından konuşan CHP İl Başkanı Av. Çağatay Karaahmet, bir milli bayramı daha buruk geçirdiklerini dile getirdi. Konuşmasında AK Parti iktidarına yönelik eleştirilerde de bulunan Karaahmet şunları aktardı:
“Yine bir milli bayram ancak yine buruk kutlanan hele bu Zafer Bayramı olması sebebiyle 2 kez buruk kutlanan bir bayram geçiriyoruz. Milli bayramları biz yıllarca bu iktidar başa gelene kadar böyle mi kutladık? Milli bayramları biz ufacık, sıkıştırılmış alanlarda, ufacık sahalarda mı kutladık? Kurtuluş mücadelemizi temsil eden, ulusal mücadelemizi temsil eden bu bayramları coşkuyla, gümbür gümbür, bir tek protokolün değil tüm halkın katılımıyla stadyumlarda geniş sahalarda kutlardık. Bu kutlamalar gelecek nesillere verilen mücadelenin nasıl verildiğini anlatan kutlamalardır. Ancak şimdi çıkartılan bir genelgeyle son 2 yıldır bizler milli bayramlarımızı kutlamak üzere idari mülki amirlikten izin alıyoruz ve milli bayramlarımızı kutluyoruz. Hangi cumhuriyette yaşıyoruz? Ben milli bayramımı kutlayamayacaksam, ben bağımsız bir şekilde Atatürk’e, şehitlere, Kuvayi Milliye şehitlerine şükranlarımı sunamayacaksam bu bayramların ne önemi var. Dolayısıyla bu milli bayramı buruk kutlamamızın ilk nedeni budur.
‘Zafer Bayramı 7 düvele meydan okumadır’
Diğer nedeni ise, Zafer Bayramı, verilen kurtuluş mücadelesinin zaferle sonuçlandığı, cumhuriyetin temellerinin atıldığı ve önümüzdeki devrimlerle beraber taçlandırdığı bu mücadelenin, Atatürk ve silah arkadaşlarının verdiği bu mücadelenin Türk ordusuyla, kahraman Türk ordusuyla başardığı bir engeli aşmasıdır. 7 düvele meydan okumasıdır Zafer Bayramı.
‘Türk ordusuyla oynayamazsınız’
Bu bayram Türk ordusunun bayramıdır. Türk ordusu dünyada eşi benzeri olmayan bir ordudur. O yüzden orduyla oynayamazsınız. Ordu bu vatanın bağrından çıkmıştır. Türk askeri, Türk subayı dünyada en kutsal görevi vermiş ve tek örneği olan ulusal kurtuluş mücadelesini vermiş.
Anadolu aç, Anadolu sefil, Anadolu halkı cahiliyeye muhtaç olmuş, cahil bırakılmış, fakir bırakılmış. Ama bir Kemal çıkmış bu halkı ateşlemiş ve 30 Ağustos’taki zaferiyle taçlandırdığı bu eylemi bu ulustan, bu topraklardan, bu vatandan ‘mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır’ nidasıyla 7 düvel emperyalistleri kovmakla sonuçlandırmıştır. Dolayısıyla sen orduyla oynayamazsın. Buruk kutluyoruz. Sıkıntılı ikinci burukluğumuz burada.
Nazım diyor ki, ‘Mavi gözleri çakmak çakmaktı. Sarışın bir kurda benziyordu. Bıraksalar Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı.’ Bakın Kocatepe’de verilen mücadele müthiş. 57’nci Tümen Komutanı vardı, Albay Reşat. 3 tepenin alınması görevi veriliyor. O şanlı komutana uyarı geliyor. ‘Albay Reşat’ diyor başkomutan, ‘Geç kalıyorsun. Ordumuz oyalanıyor.’ O şanlı komutan ilk tepeyi alıyor ama diğer iki tepeyi alamıyor. Diyor ki başkomutana, ‘Yarım saat içinde ben bu iki tepeyi alacağım.’ Yarım saat içinde bu iki tepeyi alamıyor ve sözünü yerine getiremediği için bu namuslu insan, bu şerefli insan, bu kahraman asker intihar ediyor. Ondan sonra diğer iki tepe de alınıyor ve zafer yolu açılıyor. Şimdi Türk ordusu böyle subaylar yetiştirmiş bir ordudur.
‘Türk ordusu kutsal bir ordudur’
Türk ordusu kutsal bir ordudur. Ama yaşananları hep beraber görüyoruz. Bugün Türk ordusunun bir dönem önceki genel kurmay başkanı şu anda terörist yaftasıyla, terörist başı yaftasıyla, düzeni bozmak, hükümeti devirmek suçlamasıyla elde edilen haklı haksız deliller ile hapse mahkum olmuş ve hapistedir. Verilen bu karar kimin vicdanını rahatlattı. Türk halkının hangisinin vicdanı rahat bu komployu kuranlar haricinde, bu kararı veren hakimler haricinde. Bu kararı verenler, bu karara ortak olanlar, bu kararın verilmesi için yandaş basınla pompalama yapanlar geceleri yataklarına yattıklarında, gözlerini yumduklarında rahat uyuyabiliyorlar mı?
İşte bayramımızı kutlamamızın ikinci burukluğu buradadır. Kahraman ordunun komutanları yakışıksız iddialarla, uydurma delillerle şu anda hapis cezası çekmektedirler. Verilen yargı kararına saygımız vardır ama içimizde şüphe vardır, vicdanlarımız rahat değildir. Verilen kararın önce vicdanları rahatlatması gerekiyor. Yüce Türk adaletinin Yargıtay safhasında verilen bu kararları çok doğru değerlendireceğine, yapılan yanlışları düzelteceğine hukukun hala kutsal olduğuna Türkiye’de inanıyorum ben. Umuyorum ki, orduya atılan bu çamurun kahraman ordumuza, bu vatanın bağrından kopmuş orduya atılan çamurun Yargıtay tarafından temizleneceğine eminim.
‘Savaşa hayır’
Bu oluşumu hazırlayanlar sıfır sorun politikasıyla, sıfır sorunla komşularıyla girdiği iktidarda şimdi bütün komşularıyla kavgalı ve bu ordunun subaylarına güvenerek, bu ordunun komutanlarına güvenerek sağa sola kafa tutuyor, emperyalistlerle işbirliği yapıyor, Suriye’ye girme iddiaları atıyor. Savaşa hayır. Suriye’ye yapılacak emperyalist mücadelede maşa olmaya hayır. Gelinen noktada benim içim rahat, Cumhuriyet Halk Partililerin içi rahat. Gün ve gün eriyorlar. Gün ve gün bitme noktasına yaklaşıyorlar. Türkiye’de bugün halk uyandı. Türkiye’de halk diktatör istemiyor. Bunun karşılığını geçtiğimiz Haziran ayı içerisinde Gezi Park’ında gösterdi. Bunun karşılığında ondan önce ODTÜ’de gösterdi. Üniversiteler uyandı, halk uyandı.
‘İkinci Kemal halkın iktidarını kuracak’
Hiç merak etmeyin önümüzdeki seçim neticelerinde bakın bir Kemal geldi bu yurttan emperyalistleri kovdu, kurtardı. Gelinen noktada Cumhuriyet Halk Partisi ikinci Kemal’i getirdi. Eminim ikinci Kemal de bu tüfeksiz kuşatmayı bu süngüsüz kuşatmayı yaracak ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarını ve Türkiye halkının iktidarını halk iktidarını kuracaktır.
‘Yaşasın CHP! Yaşasın Kemal Kılıçdaroğlu!’
Öncelikle Zafer Bayramımızın bu orduyu içlerinden çıkartan Türk halkına ve ondan sonra bu ordumuza, komutanlarımıza, hapisteki tutsak komutanlarımıza mutluluk getirmesini, özgürlük getirmesini diliyorum. Türk halkının önünün açılacağına eminim. İkinci Kemal yola çıkmıştır. İkinci kemal yoldadır. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi, Yaşasın Kemal Kılıçdaroğlu!” ZEYNEP KILBAHRİ
