“Acar, yıllar önce farkını kanıtlamıştır”

Acar Han Restaurant, kişilerin seyahat tavsiyelerini yorumladığı internet sitesi Tripadvisor’da Bilecik’in en iyi restaurantı olarak seçildi. Ziyaretçilerin internet sitesine yaptığı yorumlarla belirlenen sıralamada Acar Han Bilecik’teki 34 restaurant arasından birinciliği göğüsleyen restaurant oldu. Bilecik-Mekece çevre yolunun güzergâhında kalan et-mangal tesisi yıllardan beri müşterilerine kaliteli bir hizmetin kapılarını açıyor. 
Acar Han Restaurant’ın sahibi Hayri Acar’ın kızı Burçin Acar,  Acar Han Restaurant'ın yılların getirdiği tecrübeyle beraber yükselen başarısının sırlarını ve gelecek vaad eden projelerini gazetemizle paylaştı.Burçin Acar, Tripadvisor sitesinde birinci olmalarıyla ilgili olarak “Bizim önceliğimiz her zaman müşterinin memnuniyeti olmuştur. Herhangi bir yerde birinci olmaktan ziyade müşteri yorumlarının dikkate alınarak sonuçlanan bir yerde de birinci olmak bizim için ayrıca bir gurur kaynağı oldu” dedi.
 
“Acar, yıllar önce farkını kanıtlamıştır”
 
Acar Han Restaurant olarak diğer restaurantlarla yarışa girme gibi bir düşüncelerinin olmadığını belirten Burçin Acar, “Kendimizi diğer restaurantlarla kıyaslamıyoruz veya fark yaratmaya çalışmıyoruz çünkü bunun zaten olamayacağının kanıtını biz yılar önce verdik. Bizim belirli bir çizgimiz var. Kaliteden hiçbir zaman bugüne kadar ödün vermedik. Bundan sonra da vermeyiz. İnsanın yaptığı işe saygısı olması çok önemli. Bizim önceliğimiz hiçbir zaman para kazanmak olmadı. Para kazanmak insanın belki ilk hedefi olabilir ama onu başarıya götüren asla tek başına para olmaz.”dedi.
 
“Acar babamın çocuğu gibi”
 
Acar Restaurant’ın Acar ailesi ve Bilecikli birçok aile için büyük önem taşıdığını belirten Burçin Acar, “Biz 3 kız kardeşiz 4’cüsü de Acar bizim için” ifadelerinde bulundu. Acar, "Babam 1984 yılında balıkçılığı bırakıyor. 1986 yılında benim doğduğum sene buranın kapıları açılıyor. Ben, kardeşlerim burada büyüdük. Bilecikli çoğu ailenin çocuğu burada büyüdü. Bilecik’teki sayılı ailelerin çocuklarının hepsi burada büyüdü diyebilirim. İlerleyen süreçte de babamın azmi çok önemli oldu. Burası babamın çocuğu gibi burayı çok seviyor. Burası bizim için bir vazgeçilmez. Dolayısıyla biz burayı sadece bir iş yeri olarak görmüyoruz” dedi.
 
“Hayalimde hep aşçı olmak vardı”
 
Yeditepe Üniversitesi Gastronomi- Mutfak Sanatları Bölümü mezunu olan Acar, hayalinin her zaman aşçı olmak olduğunu belirtti. Başarılı bir okul deneyiminin ardından da Türkiye’nin en iyi restaurantlarında çalıştığını dile getiren Acar, “2000’li yıllarda gastronomi dendiği zaman Türkiye’de çok anlamlı bir şey ifade etmiyordu. Ben mutfakta büyüdüğüm için aşçı olmak istedim sürekli. Dershaneye gittiğim dönemlerde bile aşçı olmak istediğimi söylediğimde herkes gülmüştü bana. Aşçılığı herkes basit bir şey olarak görmüştü ama ben hedefimi kafama koymuştum. 2004 yılında Yeditepe üniversitesi Gastronomi bölümüne başladım. Eğitimim sadece Aşçılık değil yiyecek içecek  yönetimi ile otel ve restaurant yönetimi konusunda eğitim aldım, dünya mutfaklarını gördüm. Bir yıllık staj döneminin ardından 10 yıl boyunca Fourseasons Hotel, Ağaoğlu Hotel, The Marmara Pera, Mikla gibi çok saygın yerlerde Mehmet Gök, Mehmet Gürs ve İtalyan chef Carlo Benardini gibi Türkiye’nin “en”leriyle çalıştım. 
 
“Artık Acar Restaurant için bir şeyler yapmak istiyorum”
 
Aşçılık kariyerimi ben dışarıda çalışmak anlamında doldurdum. Öğreneceğimi öğrendim diyemem belki tabi öğrenmek çok uzun bir yol ama ben şu anda burada yaşamak istiyorum. Acar’da bir şeyler yapmak istiyorum. Benim gastronomiye başlamamın ilk nedeni babamdır. Aslında babam istemedi benim Gastronomiye başlamamı. Koç Üniversitesi Uluslar Arası İlişkiler Bölümü’nü de kazanmıştım. Ama babam sürekli işin zorunluluğundan bahsetti. Yapamazsın dedi. Gecesi gündüzü tatili yok derdi. Fakat sonunda babam daha sonradan benim hırsımı gördü. Şu anda hepimiz memnunuz.”şeklinde konuştu.
“Büyümek yerine butikleşmeyi hedefliyoruz”
 Acar Restaurant için pek çok düşüncesi olduğunu kaydeden Acar, Restaurant’ı büyümeye götürmenin aksine küçülerek butikleşmeye gitme yolunu tercih ettiğini belirtti. Türkiye’nin yeni trendlerini yakalamanın gereğini vurgulayan Acar, “Türkiye’nin yeni trendlerini yakalamak gerekiyor. Biz bu konuda biraz geri kalsak bile bunu yakalayabiliriz. Şu an tabi yönetim hala babamın elinde. Ben ona sadece destek oluyorum. Zaten onun üstüne çıkmak gibi bir düşüncem de olamaz. O ne zaman tamam derse ben her zaman hazırım” dedi.
 
“Bilecik’te Turizm ve TAPDK belgeleri olan tek Restaurantız”
 
Bilecik’te Turizm ve Tütün ve Alkol Denetleme (TAPDK) belgeleri olan tek Restaurant olduğunun altını çizen Acar, “ Bilecik il sınırında açıkta içki satan 1. Restaurant biziz. Bilecik’te sadece Acar Restaurant’ın Turizm ve TAPDK belgeleri var. Bilecik Bozüyük karayolu üzerindeki içki satabilme ruhsatına sahip 1’nci sınıf restaurant, yani alkol satışının devlet tarafından denetlendiği tek restaurant Bilecik’te Acar Han. Dolayısıyla her zaman başarının tesadüf olmadığını söylemişimdir. Biz başarımızın arkasında olduğumuz gibi yapılacak eleştirilere de daima açığız. Biz mükemmeliz gibi bir egomuz da yok. Gelebilecek olan bütün tavsiyelerin başımızın üzerinde yeri var. Şu ana kadar da Allah’a şükür çok ağır bir eleştiriyle de karşılaşmadık.”ifadelerinde bulundu.
 
“Acar’da çalışan herkesle aile gibiyiz”
 
Başarılarının sırrında verilen hizmetten yönetime kadar tüm unsurların etkili olduğunu kaydeden Acar,  “Restaurantçılık, işletme restaurant yönetimi, her şey bir zincir burada. Bir halkasını koparttığın zaman başarıyı yakalayamazsın. Burada garsonundan içerideki bulaşık yıkayan kişiye kadar hepsi bir bütün. Bir fabrikanın makine parçası gibi. Bir tanesi devre dışı kalırsa hepsi kalır. Hepsi başarısız olur. Öyle bir şey mümkün değil burada. Bizim personelimiz olan Kadir ve Mehmet Beyler var. Onlar benim doğduğum günü bilirler örneğin. Burada çalışan herkes bir aile gibi. Bilecik’in restaurant ve işletme konusunda en yüksek yeriyiz biz. Bu konuda mütevazi olamayacağım bu böyle.”dedi
 
Acar’da özel günlere özel programlar
 
Acar Restaurant için düşündüğü yeniliklerden birinin de özel günlere özel programlar düzenlemek olduğunu belirten Acar, Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü gibi özel günlerde özel hizmetler vermeyi düşündüklerini ifade etti. Acar, “Bilecik’te bundan sonra farklılaşma da olacak. Anneler günü, babalar günü, özel günlere uygun programlar yapacağız. Herkesin gelebileceği düzeyde bir yer olmasını istiyoruz. Hedefimiz bu” şeklinde konuştu.
“Yerel üreticiyi de desteklemeye çalışıyoruz”
Acar restaurant için planladığı yeniliklerden birinin de organik ekmek yapmak olduğunu belirten Acar, “Kış buğdayından kendi yapacağımız ekmekleri müşterilerimize sunmayı düşünüyoruz. Biz aynı zamanda yerel üreticiyi de desteklemek istiyoruz. Birçok ihtiyacımızı köylü pazarından karşılıyoruz. Yemeklerin sunuma kadar gelen birçok aşamasıyla kendimiz ilgileniyoruz. Tabi ki başarıya ulaşmak için de bazı şeylerden fedakarlık yapmak gerekiyor. Bazen özel hayatınızdan bazen paranızdan fedakarlık yapmanız gerekiyor. Fakat kaliteye ulaşmak istiyorsanız bunları göze almalısınız.”dedi.
 
“Türkiye’de gıda sektörü çok boşlandı”
 
Özellikle gıda sektörü üzerinde bugüne kadar bir kalite standardının oluşturulamamasından yakınan Acar, gıdanın ihmalinin en az bir ilaç kadar etkili olabileceğini belirtti. Türkiye’de gıda konusunda kalite ve kontrolün olmadığını belirten Acar şunları dile getirdi:
“Türkiye’de gıda sektörü çok boşlandı. Kontrol ve denetim eksik kaldı. Bunu hepimiz gördük. Kalite standardının oturmamasının nedeni de bu. Gıda dediğimiz madde öldürebilir. Bir ilaç gibi denetlenmesi gerekir, asla ihmale gelmez. Gelmemesi de gerekiyor zaten. Onun için kalifiye eleman bulmak zor çünkü bu zamana kadar kimse böyle bir şey aramadı. Gelişen piyasada, Türkiye’nin sayılı otellerinde, restaurantlarında bu eğitimler sürekli muntazam bir şekilde verilmekte. Biz elemanlarımızı kendimiz yetiştirmeyi yeğliyoruz. Biz özellikle sigara içmeyen personel almaya gayret ediyoruz. En son aldırdığımız eğitimlerde de bunu destekliyoruz ve dahası da gelecek.”
 
Acar yerel lezzetlere de sahip çıkıyor
 
Bilecik’in yemek kültürü olarak en önemli sorununa dikkat çeken Acar, yöresel yemeklerin gün yüzüne çıkarak bir markalaşma sürecine girmesi gerektiğini belirtti. Kendisinin de Bilecik’in eski yemekleri üzerinde çalışmalar yaptığını belirten Acar, “ Bilecik’in yerel lezzetleri nedir dendiği zaman sunacak bir şey bulamıyorsunuz. Ben de bu olguyu kırmak ve hem Bilecik’e hem de Acar Restaurant’a bir şeyler kazandırmak için çalışıyorum. Okuldayken de bu konu üzerine birçok değerli hocamla çalıştım. Onlardan da akıl aldım. Öncelikle yöremize ait bir restaurantımız yok. Lezzetlerimiz var tabi ki ama kimse bunu su yüzüne çıkartmıyor. Bilecik’e özel çok güzel, başarılı olacağımız yemekler var. Bunlar tabi ki bir tanesi keklik kebabı. Bu yemek için de keklik üretiminin çok seri olması gerekiyor ve keklik şu an günümüzde etten daha pahalı. Bunun bir çözüm yolunu bulup üzerine çalışmalıyız. Örneğin Bilecik’e ait kapama var. Onun üzerine bir çalışmam var. Bunların hepsi olacak şeyler ama biraz zaman alması gerekiyor. Alabalık dolması var mesela Bilecik’e özgü olarak. Bunu bir hocamdan öğrendim. Bunların haricinde Elmalı Köyü’nde düğünlerde yapılan elma çorbası var. Bunların kayda geçmesi ve yapılması çok önemli aslında
Bilecik’in şu anda yerel elle tutulur, gözle görülür işlenmiş olarak bir şeyi yok. Ayvamız var, cevizimiz var, kabağımız var, hurmamız var ama işlenmiş, sofraya koyabileceğimiz bir yemeğimiz yok. Biz ülke olarak dünyanın en kapsamlı mutfağına sahibiz. Artık herkes yerel tatların peşinde koşmaya başladı ve devam edecek. Biz de hizmette ve lezzette kalite arayan herkesi restaurantımıza davet ediyoruz. ”ifadelerinde bulundu.
 
 


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir