Ailede mutluluk, huzura yolculuk (3)

 

Mutlu bir aile için Kur’an-ı Kerim’in, Rum Suresi 21. ayette üçlü bir saç ayağından bahsettiğini daha önceki yazılarımızda dile getirmiş ve bu üçlü saç ayağından ilk ikisi olan eşler arasında sükunet ve sevgi konularını işlemiştik. Bu iki başlığı kısaca hatırlayacak olursak, hayat denizinin zorlu dalgaları karşısında eşlerden her birinin diğeri için güvenli bir liman olmasına sükunet; evlilik hayatı boyunca, eşlerin nimete ermeleri halinde,  şükür ile beraber  sevinci paylaşma, musibete uğradıklarında,  sabır ile beraber acıyı  paylaşmaları durumunda, aile yuvasını ısıtan gerçek sevgiye ulaşılmış olacağını dile getirmiştik.
Bugünkü yazımızda ise bu üçlü saç ayağının üçüncüsü ve sonuncusu olan merhametten bahsedeceğiz. Merhamet ile rahmet aynı kökten gelmektedir. Rahmet, kelime anlamı itibariyle bir şeyi dikkatli bir şekilde korumak, ona gönülden kopan bir ilgi ile yönelmek demektir. Merhamet kelimesinin muhtevasını bize en güzel şekilde kendisi de bir kainat ayeti olan ana rahmi anlatabilir. Çocuk için en emniyetli yer anasının rahmidir ve çocuk en dikkatli bir şekilde ana rahminde  muhafaza edilir.  Rahimdeki çocuğa başta onu kaburgasında taşıyan anası dikkatli davranır. Sonra, rahimdeki o çocuk adına, ailenin diğer fertleri aynı hassasiyeti gösterir. Bu nedenle  çocuğun ana karnında barındığı o hassas yuvaya rahmet ve merhamet ile aynı kökten gelen “ana rahmi” veya “rahim” denmiştir. Merhametin ikinci anlamı olan, bir şeye gönülden  kopan bir ilgiyle yönelme manasına gelen şefkati de, yine ana yüreği ile izah edebiliriz. Bu cümleden olmak üzere, İslam Büyükleri, kadınları  -rahim taşıdıklarından ve fıtratlarında galebe çalan merhametten ötürü olsa gerek- birer “şefkat kahramanı” olarak tavsif etmişlerdir. Yoksa  bir tavuğun, civcivine saldırmaya çalışan bir köpeğe karşı koyması, bir serçe kuşunun, topladığı yemi kendisi yemeyip de yuvadaki yavrularının ağzına koyması, şefkat ve merhametten başka ne ile izah edilebilir ki?
Mutlu bir aile ve huzurlu bir toplum için, ailedeki merhamet ayağını bir ana rahmi hassasiyeti ile ele alma mecburiyeti vardır. Nasıl ki bir çocuk,ana rahminde gelişir,neşv ü nema bulur; toplum da kendi ana rahmi olan ailede doğar ve gelişir. Bu nedenle aileye toplumun ana rahmi denebilir. İki can taşıyan bir kadına, kendisi ve çevresi, merhametin iki ayağı olan  dikkat ve şefkat ile muamele etmedikleri takdirde, çocuğun zayi olması veya sakat doğması nasıl mukadder bir akıbet ise; toplumun ana rahmi olan aileye de dikkat ve şefkatle muamele edilmediği takdirde aynı acı sonucun  doğması kaçınılmaz bir akıbettir. Bu nedenle hem ailenin, hem toplumun selameti için, aileye bir ana rahmi hassasiyeti gösterilmelidir.
Mutlu bir aile için  Kur’an-ı Kerim’in öngördüğü  üçlü saç ayağının üçüncüsü olan merhametin tahakkuku için, eşler birbirlerine karşı üç noktada,  mal, can ve namus noktasında emniyet telkin edeceklerdir. Mevzunun önemine binaen Peygamber Efendimiz ( s.av.) bir hadis-i şeriflerinde: “Bir müslümanın diğer müslümana, malı, canı ve namusu haramdır” buyurarak,  ailede merhamet esasının  tecellisi adına, eşlerin her birinin diğerine karşı bu üç hususta bir ana rahmi hassasiyeti taşımaları gerektiğine işaret etmiştir. Mesela, eşinin malını ondan izinsiz kullanan, eşini yaralayarak veya öldürerek canına kasdeden, hal ve tavırlarıyla gönlünü yıkan, eşini aldatarak namusuna ihanet eden bir eş, kadın olsun erkek olsun,  aile mutluluğu adına,  Kur’an-ı Kerim’in öngördüğü üçlü saç ayağından üçüncüsü olan merhamet ayağını bizzat kendi eliyle yıkmış ve aile ocağının temeline bizzat kendi eliyle dinemit koymuş demektir.
Bu üçlü saç ayağından hiçbiri, aile mutluluğu adına tek başına bir aile ocağının sonsuza dek tütmesine imkan vermez. Bu üçlü saç ayağının üstünde bir kazan kaynaması misali, daimi bir aile mutluluğunun kaynaması için, üçünün aynı anda ve eşit miktarda  yük çekmesi gerekir. 
Konuyla ilgili ayet olan  Rum Suresi 21. Ayet :  “Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” ifadesi ile bitmekte ve  bu ayeti, önce zihnimizde tefekkür ederek gerekli sonuçları çıkarmamızı;  daha sonra da,  tavsiye edilen nasihatleri hayatımıza aktararak bu güzellikleri bizzat tatmamızı Cenab-ı Hak bizden istemekte ve sözünün doğruluğuna bizi şahit tutmak istemektedir.  
Sonuç olarak, sağlam bir aile yapısının esaslarını ortaya koyan bu ayet-i celile, bizlere başta aile mutluluğumuz için  ve sonuçta huzura yolculuğumuz için, aile yuvasının temelini sükunet, binasını sevgi, çatısını da merhamet ile inşa etmemizi emretmektedir. Böyle bir yuvanın kendisi cennet köşesi, içindekiler birer cennet tubası olurken; bu yuvanın bacasından da haliyle  bir mutluluk dumanının  tüteceğini ayet bize haber vermektedir. Ailede huzurunuz, gönülde sürurunuz daim olsun, cumanız mübarek olsun efendim.


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir