BAKAN SOYLU, OSMANELİ’NDE KONUŞTU: “TÜRKİYEDE’Kİ TERÖRİST SAYISI 120’NİN ALTINA DÜŞTÜ”

featured

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Osmaneli’de AK Parti Teşkilat Akademisi’nde yaptığı konuşmada, ””Terörle mücadelede sınırımızın ötesinde, sınırımızın içerisinde bugün 120 altına düştü, daha aşağıya düştü de onu sonra söyleyeceğim, Türkiye’deki terörist sayısı. Rahatsız oluyor birileri. Niye böyle söylüyorsunuz? Niye öyle söylüyorsunuz? Adım atamıyorlar, adım” dedi.

AK Parti Ar-Ge ve Eğitim Başkanlığı Teşkilat Akademisi ”Türkiye Yüzyılı Eğitim Programı”, Osmaneli İlçesi Düğün Salonu’nda yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.

Programın onur konuğu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, coşkulu kalabalığa yaptığı konuşmada, ”Osman Gazi’nin izleri olan bu cihan devletine kaynaklık etmiş bu topraklarda sizlerle dünyayı, sizlerle Türkiye’yi ve sizlerle Türkiye’nin yüz yılını konuşma fırsatı bulmaktan duyduğum büyük onuru ve gururu ifade ediyor, Bilecik’te sizlerin huzurunda bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade ediyorum.” diyerek sözlerine başladı.

”Bize rehberlik eden, liderlik eden ve sizlerin de 20 yıldır birlikte yol yürüdüğünüz, yol arkadaşınız, dava arkadaşınız, lideriniz kıymetli Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Bilecik’e özel selamlarını, muhabbetlerini sevgilerini ve başarı dileklerini teslim etmek isterim.” ifadeleriyle salonu selamlayan Bakan Soylu, şöyle devam etti:

”Bu ilde çok özel bir yerde bir büyük insanın Türbesi’nde bir levha var. Şeyh Edebali’nin Osmangazi’ye verdiği öğütlerden bir kısmının yer aldığı bir levhadır. AK Partili bir teşkilat mensubunun herhangi kamu kurumunda bir yöneticinin Cumhur İttifakının bir mensubunun, herhangi bir şirkette veya sivil toplum örgütündeki bir yöneticinin hangi seviyede olursa olsun bir siyasetçinin dünyadaki devlet başkanlarıın yöneticilerin, karar alıcıların, işi insanla olan aklınıza gelen kim varsa onun bu dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirmek için ihtiyacı olan ne varsa bu hayatı anlamlı hale getirmek için ihtiyacı olan varsa ne varsa işte o mermer levhada yazılıdır.

600 YIL 3 KITADA HÜKÜM

Nasıl davranmamız gerektiği, kendimize nasıl hakim olmamız gerektiği insana nasıl bakmamız gerektiği, dünyaya ve hayata nasıl bakmamız gerektiği, görevimizin ne olduğu, sorumluluğumuzun ne olduğu o levhada hepimiz için kayıtlıdır. Osmangazi’nin tam da Bilecik’te gördüğü meşhur rüyasındaki gibi göğsünden çıkan çınar bu dünyayı sarmışsa yani Osmanlı ve bizim medeniyetimiz 600 yıl 3 kıtada hüküm sürdüyse işte bu topraklarda kulağına söylenen o öğütlere bağlı kaldığı, tabii olduğu içindir.

Eğer bugünün dünyası o levhayı okusaydı, mesela ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ı okusaydı biz 21. Yüzyıldaki göç dıramıyla karşılaşmazdık, denizlerden ve sahillerden cesetler toplamazdık, koskoca devletlerin, koskoca adamların afrika’da ve afganistanda açlık ve sefalet varken terör örgütlerine oluk oluk para akıtmalarına şahit olmazdık. Eğer güya modern dünya, modern batı Bilecik’e gelipte o öğüt levhasını okusaydı da Şeyh Edebali’nin dünyasına girebilseydi bugün dünyanın her tarafında bozgunculuk, istikrarsızlık ve terör çıkarıp sonra kendi konfor alanlarına geri kaçmazdı. Afganistan’dan kalkan ABD uçağı işte tamda bunun fotoğrafıdır.

Onların uçak tekerinden insan dökerek çıktığı yere Allah’a hamd olsun bugünün Türkiye’si, Şeyh Edebali’nin, Osman Gazi’nin, Ertuğrul Gazi’nin bize emaneti o büyük çınarın gölgesindeki Türkiye Cumhuriyeti Devleti Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle Afganistan’a da, Lübnan’a da, Libya’ya da, Pakistan’a da, Suriye’deki kardeşlerimize de iyilik trenleriyle, iyilik gemileriyle gönülleriyle, yardımlarıyla ve kardeşlikleriyle beraber uzanmaktadır.

Eğer Ukrayna’da kilitlenmiş tahıl koridoruna çare oluyorsak, göçmen botlarının kurşunlandığı dünyada mazlumlara umut oluyorsak, bunun yegane sebebi Şeyh Edebali’nin öğütlerinden ve Mevlana’nın mesnevisinden, Hacı Bayram Veli’den, Hacı Bektaşi Veli’den, Yunus Emre’de, Hoca Ahmet Yesevi’den, Erzurumlu İbrahim Hakkı’dan, yüce peygamberimizin inci tanesi hadis-i şeriflerinden ve nihayetinde Cenab-ı Hakk’ın kelamı yüce kitabımızın ayetlerinden haberdar bir millet olmamızdan ve böyle bir lidere sahip olmamızdandır.”

DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR DİYEBİLECEK BİR ANLAYIŞ

Bakan Soylu, ”Bir fotoğrafı hep beraber çok iyi okumamız lazım.” diyerek, ”Bu salon Türkiye’nin geçmişini yaşamış bir salondur. Yoklukları, ötekileştirmeleri, zorlukları, vesayetin her ama her yönünü ve derecesini, aşağılamaları, parmak sallamaları ve bu ülkenin sahibi siz değilsiniz bu ülkenin sahibi biz diye yukarıdan aşağıya böbürlenmeleri, her 10 yılda bir darbeleri, siz kimsiniz ki bu ülkeyi yönetmeyi siz kimsiniz ki bin yıldır bu topraklarda yaşadığınız gelenek, görenek ve dini inancınızla örf ve adetinizle geleceğe bir anlayış çizmeyi, siz kimsiniz ki anne ve babanızın elini öpmeyi, siz kimsiniz ki komşu bilmeyi, siz kimsiniz ki Ezan-ı Muhammedi okununca ayaklarını toplamayı, Annesinin, babasının, öğretmeninin, hocasının öldü olarak sürekli zihinde ve terbiyesinde tutmayı, siz kimsiniz ki her pazartesi sabahı okuduğunuz istiklal marşını her Cuma akşamı okuldan ayrılırken okuduğunuz İstiklal Marşı’nı zihninizde ve gönlünüzde bütünleştirmeyi bileceksiniz diye, siz kimsiniz zengin olacaksınız, güçlü olacaksınız, kudretli olacaksınız, kuvvetli olacaksınız da başınızda Recep Tayyip Erdoğan gibi birisi gelecek ve dünyaya meydan okuyup, dünya 5’ten büyüktür diyebilecek bir anlayışı ortaya koyacak.

‘Bizim paramız var siz ancak buna layıksınız sabah doktoru görmek sizin için en büyük nimettir’ diyen bir anlayışa bizi itmeye çalıştılar. Bu ülkede ancak zengin olanlar uçağa binebiliyordu. Bu ülkede yüzde 8 binlik gecelik faizler vardı, bir günde 5 bin kişinin bankalardan çıkarıldığı, Organize Sanayi Sitelerinin neredeyse dükkan camlarının aylardır kapalı kaldığı için kirden içerisinin görülmediği tabloları bu ülkede hepimiz biliyoruz. Her gün 20 şehidimizi bu millet ay yıldı bayraklı tabutlara sarılı bir şekilde omuzlarında taşırken acaba bu iş ne zaman bitecek, biz bu dertten sıkıntıdan ne zaman kurtulacağız, biz bu saldırılardan ne zaman kurtulacağız diye herkesin endişe ve ümitsizlik içerisinde olduğu bir tabloyla karşı karşıyaydık.

Her türlü ötekileştirmelerle karşı karşıyaydık. Bu ülkede rahmetli Menderes’i idam ettiler. Sadece Menderes’i idam etmediler, hepimize dediler ki ‘siz kimsiniz, sizin seçtiğiniz adamın bizim için değeri idam sehpasıdır, iptir ve siz kendinize gelin’ diyerek tehdit ettikleri, idam ettikleri, idam etmeye çalıştıkları bu milletin Milli iradesiydi ve bizi kendi ayaklarımızın üstünde durdurmak istemediler. Aynısını yıllarca Demirel’e yaptılar, ailesine ve eşine hakaret ettiler. 71 muhtırasını, 80 darbesini getirdiler, dediler ki bize tabi olursan ancak sana yol verebiliriz. Aynısını rahmetli Özal’a yaptılar. Yapmadıkları kalmadı Özal’a. Hepimiz sevinmiştik oysa.

Sonra Allah’a şükür Ülkemize ilk defa alnı secdeye gelen bir Cumhurbaşkanı geldi, şükürler olsun hepimizin içi ısınmıştı. Memleketimiz için yeni ümitler, yeniden ecdadımızın bize bıraktığı bu medeniyeti yeniden yaşatmak için. Ama rahmetli  Erbakan Libya’ya bir çadıra Kaddafi’ye. Türkiye’de kıyamet koptu ve bunu rejim meselesi haline getirdiler. Cübbeli, sakallı, takkeli insanlar başbakanlığa giremezlerdi. Neden? Çünkü onların kurduğu sistem, düzen ve vesayet devam ediyordu. Ben 2 hafta önce Diyarbakır’daydım. Hafızlık icazet törenindeydim. Bütün hoca efendiler oradaydı, cübbeliler de, sakallılar da, şalvarlılar da hep beraber fotoğraf verdik. Oh iyi yaptık mı? Bu ülkeye 28 şubat getirdiler, bu ülkede insanları ötekileştirdiler.” diye konuştu.

BİR GÜN GERİ ADIM ATMADINIZ

Geçmişte insanların kılık ve kıyafetlerinden dolayı ötekileştirildiğini aktaran Bakan Soylu, ”Her türlü bizi birbirimizden ayırabilmek, bu cennet coğrafyanın zenginliğini ortadan kaldırabilmek, etrafındaki coğrafyaya ümit olabilmesini engelleyebilmek için her şeyi yaptılar. Bir tek şeyi arzu ettiler, milli irade hakim olmasın. İstedikleri gibi talimat verdikleri ve uygulattıkları bir Türkiye olmaz o zaman. Yıllarca IMF’ye Türkiye’yi muhtaç ettiler. Bize demek istediler ki siz bizim kölemizsiniz. Bugün bana verilen listede Bilecik’i ve Eskişehir’i görünce uzun zamandır gelmediğim için bir teşekkür ifade etmek için siz sadece bugün burada bir toplantıya gelen insanlar değilsiniz, bu tablo 21. Yüzyılda Türkiye’nin kaderini değiştiren her şeye rağmen bir gün geri adım atmadınız.

Bu ülkeyi fukaralaştırmak isteyenlere fırsat vermediniz. Türkiye Recep Tayyip Erdoğan fırsatını ve sizin ortaya koyduğunuz iradeyi 21. Yüzyılın başından itibaren yakaladı vallahi de billahi de sadece Türkiye’nin ümidi değilsiniz, insanlığın ümidisiniz. Buraya gelmemin tek sebebi var siz olmayanı başardınız ve sizlere minnetlerimi, şükranlarımı ifade etmek için buraya geldim. Allah sizden razı olsun.

Bu ülkeyi geçmişten aldığımız tecrübelerle, geçmişte karşı karşıya kaldığımız sıkıntıların ülkeye hangi maliyetleri yüklediğinin o büyük tecrübeleriyle birlikte bugün bambaşka bir noktaya taşıyoruz.” ifadelerini kullandı.

TERÖRLE MÜCADELE PROFESYONEL BİR İŞTİR

Bakan Soylu, konuşmasına şu cümlelerle devam etti:

”Eğer kendi yerli ve milli savunma sanayiniz yoksa onların dediğini yapmak zorunda kalırsınız. Heronları alırsınız, insansız hava araçlarını bozulur tamire gönderirsiniz, en kıymetli zamanında onları size göndermeyi verirler. Amerikan senatosunun ağzına bakarsınız acaba bize verecekler mi vermeyecekler mi diye. Terörle mücadele profesyonel bir iştir, yapılması gereken buraya daha eğitimli, yıllarca bu işi yapmış, bu iş için eğitilmiş, günlerce arazide durmayı bilen ve yıllarca disiplin içerisinde terörle mücadele edebilecek kadroları ortaya koyabilmektir.

Recep Tayyip Erdoğan bunu yaptı. Profesyonel askerleri, profesyonel Jandarma’yı, Profesyonel Sahil Güvenliği getirdik. Yüzde 90 bugün Jandarma’nın profesyonellik oranı. Türk Silahlı Kuvvetleri de aynı orana doğru hızlı bir şekilde gitmektedir. Sahil Güvenlik’te yüzde yüz. Bugün bu konuda profesyonelleşmemiz olmasaydı yani 21. Asrın başından itibaren 20 yıldır bu anlayışı sürdürmemiş olsaydık işin başından itibaren meseleyi sıkı tutmasaydık, iyi analiz edip eksiklerimizi görmeseydik bugün aynı bela ve sıkıntılarla karşı karşıya kalırdık. Bugün eğer İnsansız hava aracımız ve silahlı insansız hava aracımız varsa tamda bu politikanın bir sonucudur.

Amerika Irak’a ilk girdiğinde demokrasi getirecekti. Perişan ettiler, yok ettiler. Afganistan’a barış getirecekti. 17 bin hektardı Afganistan’daki uyuşturucu üretim alanının miktarı. 300 bin hektara çıktı neredeyse 20 kat arttırdı. Yaptıkları bir tek şey var, batıyı korumak ve kollamak için bütün sorunları doğuya yıkmaktır. İlk kez batıyı böyle yakaladık, ilk kez batıyı vizyonsuz yakaladık, ilk kez batıyı yönsüz yakaladık. İngiltere’yi yıllarca anlattılar bize, demokrasinin beşiğidir diye. Talimatlarla başbakanlar gidip geliyor. Dünya’nın büyük yalanları vardır, bu da dünyanın büyük yalanlarından bir tanesidir. Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın Türkiye’ye kazıdığı etrafındaki coğrafyaya ve bizden ümidi olan mazlumlara, Müslümanlara, kardeşlerimize bir şekilde kabul ettirdiği bir şey var bu yalanlara bir daha kanmayacağız.

Artık alt ve orta ülkeler üst ülkelerin bugüne kadar yaptıklarının, kendilerini nasıl sömürdüklerinin artık farkındalar. Dünyanın neresine gidersek gidelim Recep Tayyip Erdoğan, Türk Milletinin, Müslüman millete Allah’ım bu Müslüman yurdunu sen muhafaza et diyen insanların sebebi budur. Etrafımızdaki coğrafyadaki bütün sokaklarda ‘Allah’ım Türkiye’yi güçlü et’ diye dua etmelerinin temel sebebi budur. Biz bu fırsatı yakaladık, Cumhuriyetin yeni yüzyılına hep beraber giriyoruz bunu hep beraber Türkiye yüz yılı yapacağız.”

HİÇ İHALEDE KAVGA ETTİKLERİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?

Ürkmemizin, korkmamızın artık ortadan kalktığı anın tescil edildiği bir noktada olduğumuzun altını çizen Bakan Soylu, ”Allah’a şükürler olsun biz doğu akdenizde doğalgaz arayacaktık, burnumuzu sokarlar mıydı oraya? Biz kapalı maraş’ı açık hale getirecektik bunu bize yaptırırlar mıydı? Bize yıllarca Karabağ’da yıllarca göğsümüze saplanmış hançeri çıkarıp Azerbaycanlı kardeşlerimize bütün dünyaya hakkımızı kimseye vermeyiz dedirtecektik ve bu hak bu salonun ortaya koyduğu, bu milletin ortaya koyduklarıdır. Ama bu yetmez siz öbürkülerin birbirleriyle yalandan dalaşmalarına bakmayın. Neymiş Meral Akşener ile Pervin Buldan birbiriyle atışıyormuş. Bu neye benzer biliyor musunuz?

Bankaların önünde emekliler eskiden maaş almaya giderlerdi. Tabii dolandırıcılar da orada birbirleriyle kavga ederler ve tantanacılar derlerdi bunlara. Kavga ederler yaşlılar da ayırmaya çalıştıklarında para giderdi. Şimdi bunların işi HDP ve İYİ Parti’nin işi ne biliyor musunuz? Tantana yapmak. Tantana yaparken acaba hangi Ankara belediyesinden ve İstanbul belediyesinden hangi ihaleleri cebimize indireceğiz onun hesabını yapıyorlar başka hiçbir hesapları yok buna inanın. Hiç ihalede kavga ettiklerini gördünüz mü, hiç belediyedeki rantın paylaşımında kavga ettiklerini gördünüz mü? Çünkü bunun da bir sebebi var.

ESİR OLMUŞLARLA TÜRKİYE’DE SİYASET YAPILMAZ

Patronları aynı Amerika. Talimat veriyor, HDP’de PKK’da İYİ Parti’de aynı çizgiden yürüyüp gidiyor. Tamamen budur. Onların çizgisinden çıkamazlar çünkü ipleri elinde. İstedikleri zaman çekerler, tehdit ederler, içlerinden adam çıkartıp tehdit ettirirler. Esir olmuşlarla Türkiye’de siyaset yapılmaz.  Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan gibi ipi cebinde gezenlerle siyaset yapılır. Bu ülkeye kendisini adayanlarla siyaset yapılır. Bu ülke öyle gelişir, büyür, zenginleşir.

Türkiye yüzyılı bizim hedeflerimizin, bizim değerlerimizin, istikrarımızın, etrafımızda coğrafyada mağdur ve mazlumların bize el uzattığı ne olursunuz bize yardım edin dediği ve gücümüzle, kardeşliğimizle onlara uzandığımız yüz yıldır. Türkiye yüzyılı elbette ki şevkatin, merhametin, huzurun yüzyıldır. Şeyh Edebali’nin bizlere bıraktığı değerlerin tüm Dünya’ya nakşedildiği yüzyıldır biz bunu sağlayacağız. Allah’ın izniyle bunu gerçekleştireceğiz.

TÜRKİYE YÜZYILININ BAŞLANGIÇ İMZASINI ATACAĞIZ

28 Şubat’ta, 1960 darbesinde, 27 Mayıs’ta güneşi karanlığa döndürdüler. Bunu hep yaptılar, hep yapmaya çalıştılar. Allah rızası için bu fırsatı onlara vermeyelim. 2023 seçimleri için Cumhur ittifakında çok büyük bir gayret ortaya koyacağız. Sizlerin huzurunda Devlet Bahçeli beye teşekkür etmek istiyorum. Bizim ittifakımız bir seçim ittifakı değildir kimse yanlış anlamasın. Biz bir değerler, medeniyet, Ertuğrul Gazi bize ne bırakmışsa biz onun savunucusu bir ittifakız. Bugün onlar gibi büyük elçilerin masasında pişirilmiş bir ittifak değiliz. Bu milletin hamurunun ittifakıyız biz. Cumhur ittifakı bu milletin ittifakıdır. El birliğiyle hep birlikte bunu sağlayacağız. 2023’te Türkiye yüzyılının başlangıç imzasını atacağız.

Çok çalışacağız ve tarihi bir zaferi Bilecik’te de inşallah AK Parti kadroları olarak, Cumhur İttifakı olarak hep birlikte sağlayacağız. Ben buna inanıyor ve bu inancı görüyorum.”

Programda Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, Siyasal İletişim ve Medyada Mehmet Acet ve Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu da ‘Seçim 2023’ konulu söyleşi yaptı.

Vatandaşların da son derece ilgi gösterdiği programa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, Mehmet Acet ve Jülide İskenderoğlu’nun yanı sıra Ak Parti Bilecik Milletvekili Selim Yağcı, İl Başkanı Serkan Yıldırım, Cumhur İttifakı ilçe belediye başkanları, MHP İl Başkanı Fatih Yaşar, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Ergün ve STK temsilcileri de katıldı.

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. İBB DE 500 KİŞİ VAR DEMİŞTİN NE OLDU ONLARA

    Cevapla