BİLECİK ANLAŞILAMAYANLAR ATÖLYESİ

featured

BÖLÜM 4: PAZARTESİ VE BESMELE

Soğuk bir kış gününe, yeni bir hafta başlangıcına ve siz değerli arkadaşlarıma sıcacık bir “Merhaba”.

Evet, bugün pazartesi. Yepyeni bir haftanın ilk günü. Hatta birçok şeyin ilk günü. Haftalık sebze ve meyve alışverişini yapmak için Ayşe teyze pazar arabasını almış, yavaş yavaş yürüyordur şimdi. Peki ya Nuri amcayı unutalım mı şimdi? O da emekli birçok amcamız gibi sabah kalkmış, namazını kılmış, iş hayatından kalan rengi biraz atsa da hala tertemiz duran kravatını takmış bankaya gidiyordur. Şimdi genç arkadaşlarımızı da yâd etmeden edemeyeceğim. Onlarda okul çantalarını günlük hazırlamak yerine bütün haftanın ders kitaplarını çantalarına doldurmuş, sabahın köründe (!) sıcacık yataklarından kalkıp okula gidiyordur. Bütün bu monoton gibi duran ama aslında eksikliğini gördüğümüzde bizi sarsacak olan durumların yanında bir de pazartesi iş başı diye kızanlar, söylenen arkadaşlarımız yok mu? Elbette var. Yine de bizler inançlı olalım veya olmayalım, bizi biz yapan kültürümüz açısından bu zaman zaman kızdığımız pazartesi günü için sevgili şairimiz Cahit Zarifoğlu’nun dizelerini hatırlayalım;

“Pazartesi sendromu, Sosyete şımarıklığıdır.

Ekmeğinin peşinde Olanlar için pazartesi, ‘Besmele’dir.”

Haftaya sizinle görüşmek için can atan bir arkadaşınız olduğunu unutmayın. Sizleri seviyorum.

Hazar Karaman



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir