BİLECİK ANLAŞILAMAYANLAR ATÖLYESİ

featured

Bölüm 7:Ümit ve Neşe

Bir insan niye yazar? İlkokul öğretmenlerimiz niye günlük tutun diyordu? Niye peygamberler bir kitapla geldi hiç düşündünüz mü? Niye o kitaplar gelirken bir rehber olmalıydı hiç düşündünüz mü? Çağlar boyunca insanlar niye milyonlarca kitap yazdılar hiç düşündünüz mü? Ya da yazı icat edilmediğinde bir kadın bir mağaranın soğuk duvarlarına niçin kazıdı sıcacık aşkını? Birçok kıtaya hükmetmiş hükümdarlar bile şairlik yapmadılar mı? Fatihler boşuna mı Avni, Süleymanlar boşuna mı Muhibbi ismini aldılar? Öyleyse niye uzak kaldık okumaktan ve yazmaktan? Yazamıyorsak bile onca zaman niye okumadık onca şeyi? Bunca peygamber, bunca hükümdar, bunca insan niye çırpındı bu kadar? Yunuslar çıkartmadı mı bu millet bağrından? Ya da Süleyman Çelebiler, Evliya Çelebiler bu toprakların hamuruyla yoğrulmuş yazarlar değil miydi? Doğru Evliya Çelebi niçin yazdı 8 ciltlik o külliyatı? Şimdi daha iyi anlıyorum. Hepsi tek bir gayeye hizmet ediyorlardı aslında ve bu gayenin adı aşk idi. Ama beşeri ama ilahi… Anlatmak istediler bu aşklarını, anlatırken de anlaşılmak istediler.

Bu aşk, Hz. Muhammedde ilahi olanı anlatmaktı, Evliya Çelebide ise ilahi olandan yansıyan farklı coğrafyaları, farklı kültürleri, farklı insanları keşfetme arzusu idi. Ya da boş verelim tüm bunları en azından birlikte okuyoruz ya bu yazıyı, hem bu yazının hem de baharın gelişi şerefine bir ümit ile başlayalım bu haftaya.

Bir kuş nasıl süzülüyorsa boşlukta özgürce, bir su ne kadar engellenmeye çalışılırsa çalışılsın nasıl yıkıp geçiyorsa bentleri, bir öğretmen nasıl ışığıyla boğuyorsa karanlığı, ne kadar istersek isteyelim memnun edemiyorsak insanları; yeri geldiğinde bir kuş gibi süzülmeli boşlukta özgürce, bir su gibi yıkmalı bentleri, ve bir öğretmen gibi boğmalı karanlığı. Kimsen olmadığını sandığında, bütün dallar kırıldığında bilmelisin yüce yaratanın bizi boş yere yaratmadığını. Bırakmalısın kendini hayatın akışına bir su misali. Bırak tüm karanlıklar ışığa boğulsun. O çetin kış yerini bahar yeline bıraksın. Okşasın sıcak rüzgâr üşüyen tenlerimizi. Engin mavilikler içinde yeşilin kokusunu çekelim ciğerlerimize. Her kışın bir baharı her gecenin bir sabahı var ise eğer bırak bahar gelsin bırak sabah olsun Bilecik.

Haftaya görüşmek dileğiyle…

Hazar Karaman



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. yazinizi devamin8 bekliyourzzz

    Cevapla