BİLECİK ANLAŞILAMAYANLAR ATÖLYESİ

featured

Bölüm 8/1: Dünya, İnsan ve Acziyet

Türk Dil Kurumu çevrim içi sözlüğünde dünya kelimesinin anlamı “Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yeryüzü.” şeklinde geçiyor. İnsan kelimesinin anlamı ise “Toplum halinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı.” olarak geçmekte.

Ben burada Türkçeye hangi dillerden hangi kelimeler girmiş gibilerinden bir tartışma yapmayacağım. Ancak dünya ve insan kelimeleri gerçekte bizim lügat olarak baz aldığımız TDK sözlüğünde geçtiği gibi bir manaya mı geliyor ona bakacağız.

Dünya ve insan kelimeleri Arapça kökenli sözcüklerdendir. Dünya kelimesinin gerçek anlamı “alçak” demektir. İnsan kelimesinin gerçek anlamı ise “unutan”dır. İnsan kelimesinin kökü nisyan’dır. Nisyan kelimesinin insan kökünü oluşturmasının nedeni ise kalu belada Allah bütün kullarına “Bana kulluk edecek misiniz?” diye sorduğunda hep bir ağızdan “Evet!” denildiği için insan sözcüğü nisyan kökünden türemiştir. İşte insanoğlu yani beşeriyet bu unutkanlığı ile alçak olan dünyaya gelmiştir.

Kelimelerin yalnızca sözcük anlamları dışında yani gerçekte ve hak ettikleri şekilde olan anlamlarını bildiğimizde bence her şey daha iyi yerine oturuyor, sizce de öyle değil mi? Şimdi bazı dil bilimci (!) arkadaşlarımız “Sözlük anlamı demek gerçek anlamı demek değil midir?” diye bir soru sorabilir ama  ben ondan bahsetmediğimi buradan açıkça belirteyim. Yani burada bahsetmek istediğim inceliği görmenizi istiyorum.

Eşref-i mahlûkat yani “yaratıkların şerefli olanı” manasına gelen insanı bu unutma özelliği ile düşündüğümüzde neler gelir aklımıza? Zannediyorum ki birçok kişinin zihninde olumsuz yargılar oluşacaktır. Olumlu yargılar oluşturan birçok feylesof, yazar, şair, insan da gelmemiş değildir.

Ya da şöyle düşünelim: Bu unutma vasfına sahip olan insan kelime manası “alçak” olan dünyaya geldiğinde neler yapabilir? Birçok şey değil mi? Bu birçok şey içerisinde olumlu ve olumsuz eylemlerin yanı sıra olumlu ve olumsuz düşünceler de olacaktır. Ben bunun adına “acziyet” diyorum. Peyami Safa’nın bir romanı var, adı “Yalnızız”. Bende buna “Aciziz.” diyorum. İşin en aciz kısmı da ne biliyor musunuz?

Devamı haftaya Pazartesi…

Hazar Karaman



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir