Bilecik sokakları Cumhuriyet coşkusuyla doldu

Halk tarafından yoğun ilgi dösterilen yürüyüş Edebali Stadyumu'ndan Cumhuriyet Meydanı'na kadar devam etti. Cumhuriyet coşkusunu meydanlarda dile getiren vatandaşlar bol bol slogan atarak bayramlarını kutladı.

Yürüyüşün son noktası olan Cumhuriyet Meydanı'nda halka hitap eden ADD Bilecik Şube Başkanı Feyzi Köse, Karaman'ın Ermenek ilçesinde meydana gelen maden faciasında göçük altında kalan işçilerin yaşama umudu kalmadı haberleri dolayısıyla üzüntüsünü dile getirerek konuşmasına başladı. Köse ayrıcabBu üzücü olay dolayısıyla planlanan konser ve kutlama programlarının iptal edildiğini belirtti.

"Bu meydana gelen insanlar tarih yazıyor"

Köse meydanda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

"Değerli dostlar bizlere bu toprakları vatan olarak bırakan başta kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi saygıyla, minnetle, şükranla anıyoruz. Onların bıraktığı cumhuriyete sahip çıkmak için bu meydanlardayız. Sizler bu meydana gelen yürekli insanlar, sizler tarih yazıyorsunuz. Kurtuluş savaşının ateşini yakan insanlardan hiçbir farkınız yok. Samimi söylüyorum 2014 Türkiye’si ortaçağa döndürülmek istenen, bedavadan komşularımızla savaşa sürüklenmek istenen bir Türkiye ve bu Türkiye’de Cumhuriyete, Atatürk’e sahip çıkan siz yürekli insanlar tarihe imza atıyorsunuz.

"Eskiden zabıtalar çelenk koymayanları uyarırlardı"

Bakınız dostlar, 2 yıldır milli değerlerimize karşı yok ediş başladı. Önce bayramlarımızda çelenk koymayı yasakladılar, biz üç tane kurum olarak Türk Kadınlar Birliği, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Cumhuriyet Halk Partisi, 48 saat önceden izin alarak çelenk koyduk. Halbuki geçmişte böylemiydi, herkes çelenk koyar, zabıtalar çelenk koymayanı uyarırdı. Nerelere geldik. Andımızdan T.C.’ye kadar bütün milli değerlerimizi yok etmek istiyorlar ama inadına herkes sanal ortamlarda isminin başına T.C. yazıyor ve bununla gurur duyuyor. Yol boyunca attığımız en güzel slogan neydi, “Ne mutlu Türküm diyene” şimdi değerli dostlar bu milli değerlerimizi yok etmek istedikçe bizlerde onlara sahip çıkmaya yemin ediyoruz.

"Milli ile gayri millinin mücadelesini yaşıyoruz"

Bu topluluk bunun kararlılığını bildiren bir topluluk. Sizleri kutluyorum. Bunlarla yetinmediler, Avrupa Birliğinin Türkiye uzmanları resmi dairelerden Atatürk posterlerini indirin dediler, 7-8 yıl önce başladı hepsi programlı ama indiremediler, indiremeyecekler. Atatürk sevgimizi yüreklerimizden sökemeyecekler, bilinçlerimizden atamayacaklar. Öyle bir yıkıma gidiyoruz ki saflar çok önemli. Hangi safta yer aldığımız çok önemli. Artık her toplantıda, her konuşmada anlattım. Gazetelerde, internette duymuşsunuzdur artık Alevi, Sünni, Kürt, Türk kavgası bitti. Milli ile gayri millinin mücadelesini yaşıyoruz. Safınız ya milli olacak ya da karşı devrimci olacaksınız, ya Türk kuvvetinden yana olacaksınız ya da Amerika’nın planı olacaksınız.

"Bunlar düşünen insana düşman"

Hepimiz yaşıyoruz bunları, komşularımızla sıfır sorundan onurlu yalnızlığa düştük ne demek? Şimdi de sınırlarımız yol geçen hanı, her an savaş veya terör tehdidi kapımızda. Bunlarla da yetinmiyorlar açılım diye Habur’da çadır mahkemeleri kurup provokasyon olmasın diye Türk Bayrağı ve Atatürk posterlerini indirerek ben teröristim diyene yok sen itirafçısın pişmanlık yasasından faydalanacaksın diye düzmece mahkeme kurup başlayan günden bu yana verilen tavizlerle bölücü terör ne aşamaya geldi. Bir günde 35 ilimiz ve onlarca ilçemizde yakıp yıkmadıkları yer bırakmadılar. Doğu ve güneydoğu da ders verecek okul bulamaz olduk, hepsini yaktılar. Bunlar sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman. Onun için yakıyorlar okulları. Onlar on tane okul yaksın biz yirmi tane okul yapacağız, bu milleti eğitimsiz bırakmayacağız, bu milletin bilincinden tarihimizi Atatürk’ümüzü yok edemeyecekler. Onun ispatı bu meydanlardır.

"Ya millisin, ya hayrı millisin"

Değerli dostlar çok doluyum çünkü hangi birini anlatayım hep birlikte yaşıyoruz. Bunlar vatan, cumhuriyet, emek platformunun karşısında saf tutan vatan hainleridir, o kadar iddialı konuşuyoruz. Artık safımızı net belirleyeceğiz, o yada bu yok, ya millisin ya gayri millisin. Ya Türk milletindensin ya karşı devrimcisin bunu bileceğiz. Onların yaptığı her türlü şiddete, teröre karşı tek vücut olacağız. Gelirken atılan bir slogan hoş bir slogan değil, birleşe birleşe kazanacağız diyor. Evet sağ sol demeden, parti ayrımı yapmadan şu meydanda gördüğünüz gibi partiler üstü birleşmek zorundayız.

"Atatürk bilincini yok etmek istiyorlar"

Bir üzücü olayda bizim ilimizin sınırları içerisinde yaşandı, üç gün önce Söğüt’te bir ilkokulun bahçesinde Atatürk büstünü yıktılar. Şimdi doğu ve güneydoğuda Atatürk büstünü yıkıyorlar, hatta büstlerle top oynuyorlar. Niye? Çünkü bu milletin harcı Atatürk’tür. Kurucumuz, kurtuluşumuzu gerçekleştiren, bize Cumhuriyeti emanet eden Atatürktür. Bizler vatanın birliği, bütünlüğü için, milletin birliği için Atatürk’te birleşmek zorundayız. Bunu emperyal güçler ve piyonlar biliyorlar. Onun içindir ki Atatürk bilincini yok etmek istiyorlar. Önce onun için Atatürk’ün büstlerine saldırıyorlar ama ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar Atatürk’ü yüreklerimizden, bilinçlerimizden söküp atamayacaklar.

"Cumhuriyet demek hukuk demektir"

Biz var olduğumuz müddetçe Türkiye Cumhuriyetini onlara parçalatmayacağız. Çünkü Cumhuriyet demek hukuk demektir, hukukun üstünlüğü demektir, kadın erkek eşitliği demektir, bütün 77 milyonun anayasal eşitlik hakkına sahip olması demektir, cumhuriyet bizim bugünümüz, yarınımızdır, geleceğimizdir. Cumhuriyeti yedirtmeyeceğiz. Cumhuriyete her gün sahip çıkacağız. Bunlar kime düşman değil ki, sadece Atatürk’e mi? Atatürk’ün eserlerini niye kaldırıyorlar, emeğe düşman, işçiliğe düşman, örgütlenmiş harekete düşman, sendikaya düşman, herkese düşman. Ama bu düşmana dur diyecek güç bu meydanlardaki sizlersiniz.

"Beğenmedikleri Atatürk'ün eserlerini satıyorlar"

Bakın daha üç ay önce Soma’da 301 madencimizi kaybettik, aradan üç ay geçti 12 bin ton suyun altında 18 canımız kaybedildi. Değerli dostlar Türkiye, dünyaya açılıyoruz, dünyayla entegre oluyoruz diye diye her şeyi özelleştir politikasını da yaptılar. Beğenmedikleri, iki ayyaş diye suçladıkları, Mustafa Kemal Atatürk’ün eserlerini 12 yıldır hatta 20 yıldır satıyorlar bitiremiyorlar, onun mirasını yiyiyorlar farkında değiller. On yılda demir ağlarla örenlere sesleniyorum, bu Türkiye’yi sizlere parçalatmayacağız. Emeğe düşman, memura, öğretmene, Atatürk’e düşman ey gafiller biz Atatürkçüler var olduğumuz müddetçe bunu başaramayacaksınız. Her şeyi özelleştirme politikasının geldiği noktada taşeronlaşma vardır, iş güvencesiz, kıdem tazminatsız, sendikasız, örgütsüz hareket istiyorlar ama inadına sendika, inadına örgütleneceğiz. En kötü parti dahi partisizlikten iyidir. Hepimiz bir yerde saf tutmaya bakacağız, ama safımız mutlaka milli olacak, Atatürk’ten, cumhuriyetten olacak. Bu cumhuriyet laik, sosyal, hukuk cumhuriyeti olacak. İran’daki mollalar cumhuriyeti gibi değil.

"Yaşasın cumhuriyet, ne mutlu Türküm diyene”

Bu cumhuriyet bayramı coşkusunu madencilerimize, onların yasına ortak olduğumuzdan dolayı doya doya kutlayamıyoruz. Hatta başka bir şey daha söyleyeyim, bir bayram hak edilen başarının, olayın sonucu kutlanır. Bizim kutlanacak bayramımız bile kalmadı. Cumhuriyetimizi yıktılar ama bizler diriliyoruz, onlardan bu iktidarı devralmadan, milli bir hükümet kurmadan bu cumhuriyeti yaşatmak zor bunu biliyoruz. Onun için birleşmek zorundayız, onun için partiler üstü sağ sol demeden omuz omuza, yan yana gelmek zorundayız. Atatürk’e ne kadar teşekkür etsek azdır bize böyle bir ülke, böyle bir coğrafya bıraktı, böyle bir cumhuriyet bıraktı. Bu laik, demokratik cumhuriyeti ilelebet yaşatmak bizlerin elinde. Uyanık olursak, birlik olursak alt edemeyeceğimiz hiçbir sorun yok. Ben sözlerimi uzatmak istemiyorum, bu duygularla buraya gelen, tarih yazan, bu çorbada tuzu olan hepinizi kutluyorum. Yaşasın cumhuriyet ne mutlu Türküm diyene”