BİLECİK STK’LARI KUDÜS’ÜN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MEYDANDA

featured

“İsrail işgal ettiği tüm Filistin topraklarını terk etmelidir”

İsrail’in Mescid-i Aksa’yı ibadete kapatması ve protesto eden 3 Filistinli’yi İsrail askerlerinin şehit etmesi üzerine Bilecik Özgür Kudüs Platformu ve Anadolu Gençlik Derneği Mescid-i Aksa’da yaşananları protesto etti.

Cuma Namazı sonrası Şerif Paşa Camii önünde yapılan basın açıklamasında Mescid’i Aksa’daki işgalin ve yapılan zulmün kabul edilemez olduğu vurgulandı.

Platform adına İHH Bilecik İl Temsilcisi Şemsettin Yıldırım tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Geçtiğimiz hafta Mescid-i Aksa’nın avlusunda 3 Filistinli genç, işgalci İsrail askerleri tarafından kurşun yağmuruna tutularak şehit edildi. İsrail askerleri, yaraladıkları 3 Filistinli’ye tıbbî müdahalede bulunmak için gelen ambulansların Mescid’e girişine de izin vermedi. İsrail, Filistinli gençlerin yavaş yavaş Mescidi Aksa avlusunda ölmesi için her şeyi yaptı. İsrailli askerler ve polisler son yıllarda özellikle sivillere yönelik saldırıları artarak devam etmektedir. Bir taraftan Gazze’ye yönelik ölümcül abluka ve kuşatma devam ederken, diğer taraftan Kudüs’te yaşayan Filistinlilere ve Mescid-i Aksa’da ibadetlerini yerine getiren Müslümanlara yönelik saldırı, baskı ve yıldırma politikaları uygulanmaktadır.

“Müslümanlara yönelik fiziki ve psikolojik saldırılarını da her geçen gün artırmaktadır”

1948 yılında işgal ile başlayan ve Filistin topraklarının tamamını işgal etmek üzere devam eden İsrail politikası bir taraftan öldürme bir taraftan çocuklar dahil hapsetme öte taraftan da evlere-işyerlerine el koyarak Yahudi yerleşimcileri yerleştirmek suretiyle hedefine ulaşmaya çalışmaktadır. 1967 yılından beri defalarca Mescid-i Aksa’da Cuma namazı kılınmasını engelleyen İsrail, Mescid’i Aksa’yı tamamen ibadete kapatmak ve kendi mabetlerini inşa etmek arzusundadır. Bu hedef doğrultusunda hukuksuz bir şekilde Filistinlileri evlerinden, yurtlarından çıkararak yeni yerleşim yerleri yoluyla işgalini genişletmeye çalışan İsrail, diğer taraftan Mescid-i Aksa ve Kudüs etrafında yaşayan Müslümanlara yönelik fiziki ve psikolojik saldırılarını da her geçen gün artırmaktadır.

“İsrail ise namaz kılan insanlara ibadet halindeyken saldırmaya devam etmektedir”

Son dönemde Kudüs’te ezanın yasaklanması, Mescid-i Aksa’nın ibadete kapatılması, ardından kapılarına metal arama dedektörlerinin yerleştirilmesi, Mescid-i Aksa’ya girmek isteyen Filistinlilere yönelik saldırılar sonrasında Kudüs’te yaşayan Filistinliler tüm bu olanlara karşı tepki göstermişlerdir. Halen dedektörle aranarak Harem-i Şerif’e girmeyi reddeden binlerce Filistinli namazlarını Mescid-i Aksa’nın Aslanlı (El-Esbat) Kapısı’nda kılmaya devam etmektedir. İsrail ise namaz kılan insanlara ibadet halindeyken saldırmaya devam etmektedir. Bu saldırılar sırasında Kudüs Müftüsü dâhil birçok kişi yaralanmıştır. İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırıları ve işlemiş olduğu suçları görüntülemek isteyen basın mensuplarına yönelik engelleme ve saldırılar da devam etmektedir.

“Türkiye’den çağrı yapıyoruz”

Kudüs’te yaşanan bu saldırılar, tüm Müslümanların kutsalı olan Mescid-i Aksa’nın ibadete kapatılması ve Yahudi yerleşimcilerin içeriye alınması, Mescid-i Aksa’nın kapısında namaz kılan insanlara saldırılması, olan biteni protesto eden Filistinlilere yönelik saldırılar ve haksız gözaltılar tamamen bir işgal politikasının sonuçları olmakla beraber her bir eylem ayrı ayrı suç niteliğindedir. İnsanın en kutsalı, dokunulmaz olanı yaşama hakkı, ibadet özgürlüğü,  Kudüs ve Mescidi Aksa uluslararası hukukun ve tüm insanlığın koruması altında olmalıdır. Türkiye’den çağrı yapıyoruz;

-İsrail işgal ettiği tüm Filistin topraklarını terk etmelidir.

-Mescid-i Aksa derhal ibadete açılmalı, Mescid-i Aksa başta olmak üzere Kudüs’teki tüm kutsal mekânlar Filistinlilerin sorumluluğunda saygı içerisinde korunmalıdır.

-Filistinlilere yönelik suç işleyen her İsrailli yargılanarak cezalandırılmalıdır.

-Mescid-i Aksa için kurulmuş olan İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere tüm uluslararası mekanizmalar, devletler, birlikler derhal bu işgal ve saldırılara son verecek tedbirleri almalıdır.

-Hangi amaçla kurulmuş hangi görüşte olursa olsun tüm sivil toplum kuruluşları ve inisiyatif grupları Filistin halkıyla dayanışma içerisine girmeli ve eylemlerle, kampanyalarla onlara destek verilmelidir.

-Bizler; Kudüs’ün tamamen özgür olması, Mescid-i Aksa’nın ibadete açılması, ezanın Kudüs’ün her yerinde okunabilmesi, hapsedilen mazlum Filistinlilerin serbest bırakılması, Filistinlilere yönelik zulmün derhal son bulması için Türkiye’nin dört bir yanında Filistin Halkıyla Dayanışma için Özgür Kudüs için meydanlara iniyor, sokaklara çıkıyoruz. Herkesi de Kudüs sokaklarındaki mazlumların sesine ses katmak için bu eylemlere davet ediyoruz.”

Anadolu Gençlik Derneği adına açıklama yapan Bilecik AGD İl Başkanı Ahmet Dumangöz ise açıklamasında şunları söyledi: Var olduğu günden beri İslam ülkelerine terör ihraç eden Siyonist İsrail küstahlığına devam ediyor. Geçtiğimiz Cuma günü Mescid-i Aksa’da üç Müslüman’ı şehid eden İsrail, Müslümanları Mescid-i Aksa’ya sokmamak için elinden geleni yapıyor. İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın her kapısında sözde İsrail polisi denilen katiller sürüsü bekliyor. Mescidin kliniği tarumar edilmiş, içerideki tüm dolapların kapıları kırılmış, tüm kuyuların kilitleri parçalanmış ve içerisi savaş alanına çevrilmiş durumdadır. Siyonist İsrail istediği zaman ezanı susturmakta, istediği zaman Müslümanların Mescid-i Aksa’ya girmesini yasaklamaktadır.

Siyonist İsrail’in İç Güvenlik Bakanı olarak nitelendirdiği insan kasaplarından Gilad Erdan, tüm Müslümanların gözüne bakarak “Mescid-i Aksa bizim elimizde. Açılıp kapanması konusunda ilk ve son söz İsrail’e aittir. Diğer devletlerin konuyla ilgili ne düşündüklerini umursamıyoruz!” demesi bir meydan okumadır. Yazıktır ki bu meydan okumaya karşı İslam ülkelerinin yöneticileri en ufak bir tepki gösterememektedirler.

Belirli çevrelerin elinde olan ekranların ve manşetlerin konuyu yok sayması, Müslümanların birbirlerinden habersiz kalması değildir. Biz Filistin’de olup biteni yakinen takip ediyoruz ve terörist İsrail’in yaptıkları karşısında duyarsız kalacak değiliz. Kardeşliğimizin gereği olarak da tüm Müslümanları bu konuyla ilgili onurlu bir tutum ve davranış sergilemeye davet etmekten de geri kalmayacağız.

İslam ülkelerinin terörist İsrail ile ilişkilerini normal hale getirmesini, sürdürmesini ve geliştirmesini onaylamıyoruz. söylemine inancımız tamdır. Müslümanlar birlikte hareket ettiğinde küstah İsrail’in ne kadar çaresiz kalacağını da biliyoruz.

Siyonist İsrail’in Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistin politikasının Müslümanların parçalanmışlığına endeksli olduğunun farkındayız. Siyonist İsrail’in topraklarımızdaki varlığının vebali tüm İslam ülkelerinindir. Bu küstahlıklar karşısında tüm hükümetler öncelikle Siyonist İsrail’le olan ilişkilerini kesmelidirler.

Siyonist İsrail, er ya da geç yaptıklarının hesabını verecektir. Bizi üzen, bütün bu küstahlıklar karşısında İslam ülkelerinde yöneticilerin ve birçok Müslüman topluluğun tepkisiz kalışıdır.

Bizler, Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak, 15 Temmuz Kalkışmasındaki üst aklın Siyonizm olduğundan zerrece şüphe duymuyoruz ve hükümetimize buradan çağrıda bulunuyoruz.

Yine Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak biz biliyoruz ki Filistin topraklarında işgalci İsrail olduğu müddetçe İslam coğrafyasında da yeryüzünün geri kalan kısımlarda da barış tesis edilemez.

Allah tüm kardeşlerimize bunu anlamayı ve gereğine göre yaşamayı nasip etsin.”



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir