BİLECİKLİ KADIN GİRİŞİMCİ TAKDİR TOPLUYOR

DEVLET DESTEĞİ İLE 300 KÜÇÜKBAŞ HAYVANIN SAHİBİ OLDU

Merkeze bağlı Yeniköy köyünde yaşayan Öz, 2016’da küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi, yerli üretimin teşvik edilmesi ve sürdürülebilir ekonomik işletmeler oluşturulması amacıyla başlatılan ”Genç çiftçi” projesine başvurdu. Proje kapsamında 38 koyun ve 2 koç alarak köydeki evinde hayvanlarının bakımını yapan Öz, koyunlardan elde ettiği sütten ve kesimlik satarak aile bütçesine de katkı sunuyor.

Devletten aldığı hibe desteğiyle hayvancılık yaparak birçok kadına örnek olan Öz, ailesiyle yaşadığı köydeki evinin yakınında bulunan ağılda hayvanlarının bakımını yaparak, süt, peynir ve yağ üretimiyle de ekonomiye katkı sunmayı hedefliyor.

+ 4

Galeriyi Görüntüle

Öz, yaptığı açıklamada, Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün 2016 yılında ‘Genç çiftçi’ projesini ilanını duyduğunu ve eşi ile birlikte kendi adına başvuruda bulunduklarını anlatarak, yedeklere kaldıklarını sonra 2016 yılında başvurularının kabul edildiğini, 38 koyun ve 2 koç ile başladıklarını söyledi.

Tarımın yanında hayvancılıkla da uğraşabileceğine kanaat getirdiğini, proje başvurusunun kabul olmasıyla büyük mutluluk yaşadığını dile getiren Öz, şöyle konuştu:

”Devletimizin bize bedava bir desteği. Devlet bize destek olduktan sonra bizde ekonomiye katkı bulunmayalım diyerek başvuru yapmıştık. Kadınlarımız evde durup ta oturmaktansa, köyde merası veya tarlası varsa hayvancılık yapabilir. Tarımla uğraştığımız için kendi ürünümüzü, kendi silajımızı, yoncamızı yapıyoruz. Kendimiz yetiştirdiğimiz için ucuza mal ediyoruz. Hedefimiz sayıyı daha yukarılara çıkarmak. Bir işi sevgiyle yapmadıktan sonra hiçbir şey güzel olmaz. Devlet desteğiyle aldığım 38 koyun ve 2 koç ile şuan hayvan sayısını 6 yılda 300’e ulaştık. Hayvanlarla ilgilenmekten keyif alıyorum. Aile ekonomimize koyunlarım sayesinde daha fazla destek vermiş oluyorum. Her şeyi eşim ve çocuklarımla birlikte yapıyoruz. İlk yıllarda fazla gelirimiz olmadı ama şimdi hem sütünden hem de kesime gönderdiğimiz için mutluyuz. 300’e ulaşan sürümüzü, inşallah 500’e çıkarmak. Her kadının kendi ayakları üzerinde durması gerekir. Bu gibi projeleri kadınlarımız olmak herkese tavsiye ediyorum. Devletimiz her türlü desteği veriyor.”

Öz, hayvanları, yaz döneminde arazide, havanın yağışlı olduğu günlerde de ağılda baktıklarını aktardı.

Havaların iyi olduğu zaman sabah 5’te meraya çıkarttıklarını, diğer günlerde sabah ve akşam su ve yem vererek beslediklerini anlatan Öz, şunları kaydetti:

”Bu işin bir zorluğu olduğunu düşünmüyorum. Aşılarını zaten Tarım ve Orman İl Müdürlüğü görevlileri gelip kendileri yapıyor. Doğum başlıyor, küçüklükten başlıyoruz büyütmeye. Çocuk gibi büyütüyorsun bir anlamda. Küçükbaş yetiştiriciliğin de 24 saat devamlı ayaktasın. Meraya çıkartmadığımız kuzulara ağılda bakıyoruz. 2 saat aralıklarla periyodik olarak kuzulara yem veriyoruz. Yeni doğan kuzularımıza numara veriyoruz. Eşime 71’in, 81’in, 101’in karnı doydu mu?, isimlerini bu şekilde belirliyoruz. Ama bir tane var ki ona ‘Karagöz’ diyoruz. Karagöz’ü annesinden dolayı hep biberonla besliyoruz. Sıkıntılı olan annelerden dolayı emzirme yapamayan kuzuları biberonla bakımlarını yapıyoruz. Kuzulara biberonla beslemek ve onlarla ilgilenmek mutlu ediyor yani severek yapıyorum.”