Programa MHP İl Başkanı Hüseyin Köymen, MHP Merkez İlçe Başkanı Sinan Özkeskin, Bilecik Erzurumlular Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği Başkanı Lütfi Akyüz, Edebalı Kültür ve Araştırma Derneği Başkanı Arif Durmuş, Uluçınar Derneği Başkanı Salih Kaya, AK Parti İl Genel Meclisi Üyesi Kemal Ünver katıldı.
Bilecik Milli Türk Talebe Birliği Gençliği ve Bilecik Türk Ocakları Gençlik Kolları'nın ortaklaşa yaptığı program 20.45'te saygı duruşu, İstiklal Marşı ile başlayıp Veysel Çiçek'in Kuran-ı Kerim tilaveti ve duası ile devam etti.
Milli Türk Talebe Birliği Bilecik il Başkanı Mücahit Bayrak açılış konuşmasını yaptı. Bayrak yaptığı konuşmada şunları aktardı:
“Bizler MTTB olarak 1916'da kurulan ve bugün asırlık bir öğrenci teşkilatı olmanın gururu ve mutluluğu içindeyiz. MTTB Bilecik'te 80 ihtilali ile tüm teşkilatlar gibi kapatıldı. Bizler Bilecik'te tam 32 yıl sonra bu davanın bayraktarlığını yapmaya gönüllü olduk, 6 ay önce kurulduk ve çalışmalarımıza başladık. Yüce Rabbimden niyazım inşallah bu yolda bizleri utandırmasın.
'İman Varsa İmkan da Vardır'
Bugün küfrün oluk oluk aktığı dünyamızda kendini küfrün her tesirine karşı koruyabilecek, üstadın deyimiyle 'Çetinler çetini bu işin destanlık savaşını verebilecek' , kendini memleketi İslam alemi ve bütün insanlık için yetiştirecek ve meydana atılacak, bütün mekanları bir emanet bilinci ile kucaklayarak koruyacak bir gençlik. Bizler MTTB olarak böyle bir genç olmak ve bu nitelikte gençler yetiştirmek için meydana atıldık. Bizler ideali olan gençleriz. Misyonumuz ise 'Büyük Türkiye İdeali'ne' ulaşmaktır. Bizler Çanakkale'de birlik ve beraberlik içinde olduğumuz için destan yazdık ancak Balkan Savaşları'nı tefrika içinde olduğumuz için kaybettik. Belki bu Çanakkale savaşından daha zordur fakat 'İman varsa imkan da vardır' ve zafer inananlarındır.”
Milli Türk Talebe Birliği İstanbul Genel Merkezi'nden gelen Mehmet Özcan, Türk Ocakları ve Milli Türk Talebe Birliği'nin bu ülkedeki en eski ve en köklü iki sivil toplum kuruluşu olduğunu belirtti. Özcan, sözlerine şöyle devam etti: ”Bu programın bu salonu dolduran gençler ve siz değerli büyüklerim açısından en büyük özelliği şudur, Osmanlı'nın tohumları Bilecik'te atıldı. Ruhunuza ve ideali İslam davasına tohumlarını atan Üstat Necip Fazıl'ın da bu iki büyük teşkilat tarafından Bilecik'te anılması bence bu geceye en kıymet veren şeylerden birisi.”
“O Gün Bu Gündür”
Türk Ocakları Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Alpay Fatih Türken, “Üstadı anlamak ve anlatmak ayrı bir üstatlık ister. Geleceğin teminatı, sigortası hatta mihenk taşı olmanın idrakine varmaya çalışan biz genç bireyler olarak, Necip Fazıl gibi mümtaz bir şahsiyeti toplumumuza anlatmaya çalışmanın büyük sevinci içerisindeyiz.” dedi. Türken sözlerini şöyle sürdürdü: “Sanmayın ki Kürşatlar, Atillalar, Dede Korkutlar, Edebalılar, Osman Gaziler, Yavuzlar, Fatihler, Abdülhamitler, Mustafa Kemaller, Atsızlar, Arvasiler ve Necip Fazıllar yalnız değildir. Bu gençlik ayakta olduğu müddetçe, nefes aldığı müddetçe küllerinden yeniden doğup, kızıl elmasına doğru koşacaktır. Bu gençliği karşısında gören Üstat, tohumlarını saçmış filizlenmesi için 30 küsur yıl biçmiştir, işte o gün bu gündür.”
Gerçekleşen açılış konuşmalarının ardından Necip Fazıl'ın talebesi Mustafa Yazgan, katılımcılara Üstat Necip Fazıl'ı anlatan bir konferans verdi. Yazgan şunları aktardı:
“Sevgili dostlarım bugün rahmetli Necip Fazıl üstadımızı anacağız. Çünkü o vasiyetinde, 'Zaman zaman beni de Allah yolunun garip bir yolcusu olarak anınız.' buyurmuştur. Ve biz de o vasiyete uyarak bugün genç nesil olarak onları tebrik ederek anıyoruz. Necip Fazıl beyin yaşadığı dönem tarihçesini ve hayatını anlatacak değilim çünkü onu hepimiz gerek internetten gerekse onun üzerine yazılmış eserlerden tanıyabilirsiniz. Ama yaşadığı hayatı anlatmak bakımından 1881'de başlayan 1938'le biten bir Mustafa Kemal Paşa dönemi sonra 1938'le 1950 arasında bir İsmet Paşa dönemi, 1950 ile 1960 arasında bir demokrat parti dönemi ve nihayet 1960 ve 1980 arasında sosyalizm ve terör dönemi ki bu dönemi bizzat yaşadık biz. Siyasal bilgilerde okurken bu dönemi bütün hareketleri aynen orada yaşadık. Nitekim parantez içinde söylüyorum şu anda Ergenekon'dan soruşturma geçiren Yalçın Küçük tam bu dönemde siyasal bilgiler fikir kulübü başkanıydı.1980'den sonra da bildiğiniz gibi rahmetli Özal ve ondan sonraki dönemler başlıyor. Üstadın doğup büyüdüğü, yetiştiği edebi kültürünü ve meyvelerini sunduğu dönem ülkemizin ve milletimizin adeta böyle bir tanzimatla başlayan çöküş çığırı içinde yıkım devresini temsil ediyor diyebiliriz. Ve işte o milletimizin istiklal, oluş, iman, şahsiyet ve mukaddesatının yılmaz müdafi olduğu kadar bu aziz davanın dayanılmaz çileleriyle de yoğrulmuş hapishanelerde ömrünün ve yazı hayatının büyük bir kısmını geçirmiştir.
'Bilecik'te Bir Hayat Var'
Bugün ziyaret etmekle müftehir olduğum, şeref kazandığım Edebali Şeyhimizin bulunduğu mekânlara gittiğim zaman, Bilecik ufukta gözüktüğü zaman ben bu şehrin ilk başkent olması açısından pırıl pırıl, dava yüklü bomba gibi, bir tarih bombası gibi adeta medeniyetlere hazır hale gelmiş bir şehir olarak algıladım. Ben ilk defa Bilecik'e geliyorum ama benim üstümde ilk intiba bu. Müthiş bir şehir, başkent olan yerlerin Osmanlı'da hakikaten ayrı bir şahsiyeti var. Pısırıklık yok, çöküklük yok, izbe evlere çekilme yok, moral bozukluğu yok, sorumsuzluk, fikir belirirsizliği, köksüzlük yok. Bilecik'te bir hayat var, burada bir tohum var, bu tohum hala toprağın altında, ruhaniyet olarak bizi etkiliyor.”
Yazgan, konferanslarının sohbet havası içinde geçtiğini, kahvehanede oturup dertleşir gibi seyircilere anlatmayı sevdiğini söyleyerek: “Diğer konuşmalar gibi kasılma, kesilme filan yok, hepimiz aynı toprağın çocuklarıyız. Ben biraz yaşlı genç, siz biraz genç genç böyle devam ediyoruz.” dedi.
Yazgan gençlere, “Ayrılıkları kaldırın aranızdan, birbirinize saygılı olun, hatta sizi düşman görenlere kibar, zarif, dostça, kardeşçe davranın.” diye öğütlerde bulundu.
Programın sonunda Türk Ocakları Bilecik Şube Başkanı Ahmet İşlek ve MTTB Bilecik İl Başkanı Mücahit Bayrak tarafından konuşmacı Mustafa Yazgan'a plaket takdim edildi.
ZEYNEP KILBAHRİ
