“Bilecik’te Dönüşüm Devam Ediyor”

Toplantıya Vali Ahmet Hamdi Nayir, CHP Bilecik eski Milletvekili Yaşar Tüzün, İl Jandarma Komutanı Albay Alper Sır, Vali Yardımcısı Süleyman Deniz, Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Ay, İl Çevre ve Şehircilik Müdürü Murat Akat, daire müdürleri ile ilgili vatandaşlar katıldı.

 

“Can kaybının azaltılıp, hayat kalitesinin artırılması hedefleniyor”

 Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunla birlikte afet riski altındaki yapıların dönüştürülmesi, can ve mal kayıplarını önlemek amaçlanıyor. Ayrıca hayat kalitesini artırmak, çevreye duyarlı yerleşimler oluşturmak ve yarınlarda marka şehirleriyle öne çıkan bir Türkiye inşa etmek, kentsel dönüşümün diğer önemli amaçlarını oluşturuyor.

 Kentsel dönüşüm için öncelikle yaşanılan binanın risk tespitinin yaptırılması gerekiyor. Bina risk tespiti yaptırılması için herhangi bir çoğunluk aranmıyor. Kat maliklerinden birinin veya kanuni temsilcinin müracaatı ile tespit yapılabiliyor.

Vatandaşlar, Bina risk tespitini Bakanlıkça lisans verilmiş kurum ve kuruluşlara yaptırabiliyor. Ayrıca ALO 181 Çevre ve Şehircilik hattı da 7 gün 24 saat bu konuda hizmet verebiliyor.

Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program, Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü Kamu Spotu gösterimiyle devam etti.

Valisi Ahmet Hamdi Nayir, konuyla ilgili olarak afetleri önleyemeyebiliriz ama alabilinecek tedbirlerle can kayıplarını önlememiz mümkün.”ifadelerini kullandı.

Nayir, konuşmasında şunları aktardı:

“Bizlere bahşedilen en büyük nimet hayat nimetidir dolayısıyla hayatı korumaya yönelik olan her tedbir de bizim için kutsaldır. Hayatı riske eden her hususta bizlere büyük sorumluluk getirmiş oluyor. Büyük can kayıplarını yaşadığımız afetlerle yüz yüze geliyoruz. Yerleştiğimiz coğrafya önlenebilir olmayan deprem gibi felaketlerle bizi sürekli yüz yüze getiriyor.

Afetleri önleyemiyoruz ama Bina standartlarımızı belirleyen mevzuat yaşadığımız her bir felaketten sonra, her bir afetten sonra yenilenerek, gözden geçirilerek güvenlik kat sayıları daha da artırılarak insanımızın muhtaç olduğu, bizim hak ettiğimiz yeni standartları da beraberinde getiriyor. Ama o standartların uygulanmadığı dönemler, genel standartlar varken bizim göz ardı ettiğimiz uygulamalar bizi sürekli bir riskle karşı karşıya getiriyor. Dolayısıyla yeni yapılanlara uyguladığımız ama iyi denetlenemediğinden belki sıkıntılı bir süreçte sahip olduğumuz yapılanmalar var, bir de bu standartların düşük olduğu dönemde yine denetimin de gerisinde kalan yapılarımız var.

“Canımızı korumaya yönelik tedbirler alınıyor”

Canımızı korumaya yönelik olan bu tedbirlerle ilgili alınan ne yeni kararlar var, yeni mevzuat var, TBMM’nin çıkarttığı yeni kanunlar var. Bu toplantını amacı da sırf bu konulara ilişkin bilgilendirme toplantısıdır, bir yönlendirme değil. Yapılarınızla ilgili, risk tespitleriyle ilgili ve yapılan risk tespitleri sonucunda sizlere tanınabilecek haklarla ilgili bilgiler verilecek. Ana iki başlık altında toplanıyor. Biri kira yardımları, diğeri de eğer evinizi yeniden yapmak istiyorsanız uygun şartlarda kredi imkânları. Bunlardan haberdar olalım ki, yarın Allah vermesin bir afet yaşadığımızda bizim bunlardan haberimiz olsaydı, biz bu mekanizmayı çalıştırırdık, kendi güvenliğimizi, kendi canımızı korumak için bu yolu denerdik noktasından uzak olalım. "

 

İl Çevre ve Şehircilik Müdürü Murat Akat, konuşmasında Gölcük’te yaşanan depremde yaşanan kayıpların özellikle ilimizde de gerçekleşmemesi için kişilerin önlemlerini alması gerektiğini vurguladı. Bu konuda Bilecik’in 3’te 1’inin risk altında olduğunu belirten Akat, bu konuda daha yolun çok başında olduklarını da ifadelerine ekledi.

Akat, konuşmasında şu ifadelerde bulundu:

“Geçtiğimiz yüzyılda 90’a yakın büyük deprem yaşadık. Binlerce can kaybı ve milyarlarca lira zarara uğradık.

En son malumunuz, Van depremini yaşadık. Sonucunda 600 can kaybı meydana geldi ve 4 bin 150 vatandaşımız yaralandı. Bununla birlikte 5 bin 800 bina ise hasar gördü. Daha öncesinde, çok yakınımızda 99  Gölcük Depremini yaşadık. 18 bin insanımızı kaybettik. 50 bin vatandaşımız yaralandı, 500’ü aşkın vatandaşımız ise sakat kaldı. 150 bin bina yıkıldı. 33 bin konut ve işyeri ağır hasar aldı. Bu depremin ülkemize ekonomik olarak yükü ise 40 milyar TL oldu.  Başka bir deyişle 8 adet Marmaray projesine eş değerdi.

“Afetten sonra değil, afetten önce hareket edelim istiyoruz”

 

Birinci Derece deprem bölgesi olan ilimizde;1939,1956 ve 1961 yıllarında 5 şiddetinden büyük depremler yaşadık. En son 11 Temmuz 2011’de, 4,7 ile sallandık. Şükür ki yıkılmadık. Ve şimdi de vakit geç olmadan, yıkılmadan deprem ve diğer afetlere karşı bir adım önde olalım diyoruz. Bir başka deyişle, afetten sonra değil, afetten önce hareket edelim istiyoruz.

“Vatandaşlarımız konut ve işyeri risk analizlerini yaptırmalı”

Deprem gibi binalardaki risk faktörümüz ne yazık ki sadece doğal afetler değil. Bunda geçmişteki kötü inşaat tekniğinin de payı çok büyük. Zira aldığımız başvuruların analizleri incelendiğinde beton sınıfımız 5 ile 15 arasında çıkmaktadır. Yani cm2 de 50 ila 150 kg yüke dayanıklı çıkmaktadırlar. Oysa günümüzde 30 sınıfı beton kullanmaktayız. Yani cm2 de 300 kg yüke dayanıklı betonlar kullanmaktayız. Benzer oranlar yapılarımızdaki demir miktarlarında da geçerli. Bu nedenle vatandaşlarımıza gerek konut, gerek işyeri olsun risk analizlerini yaptırmalarını öneriyoruz.

Halka rağmen değil, halkla birlikte bir kentsel dönüşüm için lütfen duyarlı olalım. Kentsel dönüşümle ilgili her türlü sorunuza İl Müdürlüğümüzde cevap bulabilirsiniz. Ayrıca 7 gün 24 saat ALO 181 hattımızdan başta kentsel dönüşüm olmak üzere tüm soru ve sorunlarınıza anında yanıt bulabilirsiniz.

Riskli alan tespit süreci ile rezerv yapı alanı tespit süreci konuları üzerinde duran Coşkun, yaptığı sunumda özellikle bireysel hak sahiplerini ilgilendiren riskli alan teklif sürecine değindi.

Coşkun’un sunumu şu şekilde oldu:

“Riskli alan teklif süreci

Riskli alan zemin yapısı veya üzerindeki yapılar sebebiyle can veya mal kaybına yol açması sebebiyle risk taşıyan alanlardır. Riskli alan teklifleri 3 şekilde yapılır; Bakanlık idaresinde, özel idaresince, gerçek veya tüzel kişilerince yapılır. Bakanlıkça teklif bir alan belirlenir. Daha sonra bu alanla ilgili AFAD Yönetim Başkanlığı’ndan görüş alınır, uygun görüş olursa Bakanlar Kurulu’na gider, Bakanlar Kurulu’nun onayıyla resmi gazetede yayınlanır ve riskli alan ilan edilir. Diğer ilgili idare ve hukuk tüzel kişilerince yapılacak riskli alan tespitleri daha çok Bakanlığa teklif şeklinde sunulur. Bakanlık bunlarla ilgili dosyayı inceler, eğer dosyada bir eksiklik yoksa tekrar bakanlığımız Bakanlar Kurulu’na bu dosyayı iletir. Daha sonra da tekrar aynı şekilde bu dosya onaylanır ve resmi gazetede yayınlanır. Riskli alan teklifi ilan edilip, o yer de riskli alan ilan edildikten sonra bunun geri dönüşü yoktur.

Riskli alan ilan edildikten sonra, tüm yetki bakanlığa geçmektedir. Ancak daha sonrada idareler belediye ve il özel idaresi bakanlıktan yetki talebinde bulunup bu alan üzerinde yetki sahibi olabilirler. Bu alanlar 15 bin m2’yi aşmak zorundadır, minimum 15 bin m2 olmak zorundadır. Ancak bakanlık gerekli gördüğü hallerde bu alanı 15 bin m2 sınırı taşımaksızın ilan edebilir. 

Rezervli alan yapı alan tespitleri

Rezerv yapımı alanı kamu uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanları olarak kullanılan yerlerdir. Bunlar riskli yapı alanları seçildikten sonra ikincil olarak bu yapılardan çıkacak olan vatandaşlar için ana amacı buraya geçiş sağlamaktır vatandaşın mağdur olmaması için. Bu bakanlıkça TOKİ Başkanlığı veya idarenin isteğiyle de yapılabilir. Bakanlık yer belirler, eğer kendisi yapıyorsa. Maliye Bakanlığı’ndan uygun görüş ister 30 gün içinde cevap gelir. Bakanlık bir yeri rezerv alanı ilan edilebilir. Bazen TOKİ başkanlığı ve idare de bakanlığımıza bir teklif getirebilir. Bu teklife binaen yine rezervli yapı alanı eğer bakanlık uygun görürse ilan edebilir.

Rezerv yapı alanı oluşturulmanın temel sebebi standartlara uygun sağlıklı ve güvenli yaşam alanları oluşturmaktır. Ana amacı da bu riskli alanlardan çıkan vatandaşlar ve diğer bireysel olarak riskli yapı tespiti yapan vatandaşların mağdur olmaması için geçişlerini sağlamaktır, konut sahibi yapmaktır. Diğer amacı da rezervli yapı alanlarında yapılacak yapıların vatandaşla ve diğer riskli alanlarda veya riskli yapısı olmayan vatandaşlara satışı ile diğer dönüşüm projelerine gelir sağlamaktır. 

Riskli yapı süreci

Malikler risk analizi için ilgili firmaya başvurur. Yetkili firma maliklerin yapısıyla ilgili statik analizlerini yapar ve 7 gün içerisinde müdürlüğümüze başvurur. Müdürlüğümüz gelen raporla ilgili gerekli incelemeleri yapar. Daha sonra eksiklikler varsa tekrar yetkili firmaya geri dönüş yapar. Yetkili firma eksiklikleri tamamlar. Eksiklikler tamamlandıktan sonra veya eksiklik yoksa rapor onaylanır ve 15 gün içerisinde tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu müdürlüğü vatandaşlara tapuları üzerine riskli bina olduğuna dair ibare geçeceği için bildirimde bulunur. Bu bildirimi 15 gün içerisinde malikler müdürlüğümüze başvurarak itiraz etme süreçleri vardır ve bu süreç içerisinde itiraz etmek zorundadırlar eğer aykırı bir şey düşünüyorlarsa. Eğer bu süreyi geçirirlerse bu maliklere biz müdürlüğümüz adına belediyesine yazı yazarız. Bu binaların 60 günden az olmamak kaydıyla yıkımı için maliklere süre verilmesini isteriz. 

Kira yardımı ve faiz desteğinden kimler faydalanabilir?

Anlaşma ile tahliye edilen, yıktırılan veya kamulaştırılan binaların malikleri, kiracıları, sınırlı aynı hak sahipleri bunlardan faydalanabilir. Maliklerin arasında anlaşma şartı aramıyoruz. Kira yardımı alabilmek için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine başvurmanız gerekmektedir. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gelirken yanınızda

Malikler, tapu belgesi, güncel tapu kaydı, nüfus cüzdanı fotokopisi, riskli yapı tespit formu, tahliye edildiğini gösteren ikametgâh be tahliye taahhütnamesi getirilmesi gerekmektedir. Kiracıysa bunlara ilave olarak konutta bir yıl oturduğunu gösteren faturalarını da getirmesi gerekiyor.

 Kira yardımı Bilecik için 2014 yılında 425 TL olarak belirlenmiştir, süresi 18 aydır. Kiracıysanız bir defaya mahsus 2 aylık kira bedeli tutarı 850 TL olarak belirlenmiştir. 

 

Harç ve vergi muafiyetlikleri

Riskli çıkan binalarda kiracıysanız kiracılar da konut satın almak istedikleri taktirde aynı ev sahipleri gibi faiz desteğini alabileceklerdir. Bu sayede kiracılar da kira öder gibi ev sahibi oalbilirler.

Harç ve vergi muafiyetlikleri ise bizim yardımlarımızın diğer bir ayağıudır. Bunlar da 6306 sayılı kanunu kapsadığından yapılacak olan işlem, sözleşme, devir tescil ve uygulamalar, tapu harcı, noter harcı, belediyelerce alınan plan proje tasdik harçları, yapı kullanma izni harcı gibi harçlardan her çeşitli harçlardan; damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti, banka kredilerinden alınan banka ve sigorta muameleleri vergilerinden muaftırlar.

“Evinizi zorla yıkmıyoruz, yuva yapıyoruz”

Sonuç olarak evinizi zorla yıkmıyoruz, yuva yapıyoruz. Bu nedenle kat başına 10 bin TL’yi bulan harç ve vergilerden muaf tutulabilirsiniz. 7 bin 650 TL lira yardımı alabilirsiniz, bağımsız bölüm başına faiz desteğinden faydalanırsanız 30 bin TL faiz desteğinden faydalanabilirsiniz. Yalnız burada önemli olan kentsel dönüşümde gönüllülük esasıdır.”

Yapılan toplantının ardından Kentsel Dönüşüm uzmanları tarafından vatandaşların sorularına yanıt verildi.

 

 

 

 

 

 

 



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir