“Müzeler tarihimizin aynasıdır”
18 Mayıs Müzeler Günü nedeniyle Bilecik Müzesi’nde kutlama programı düzenlendi.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından düzenlenen programa Bilecik Valisi Süleyman Elban, Vali Yardımcısı Mustafa Kemal Özgün, Bilecik Belediye Başkan Vekili Nihat Can, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Nurgül Özbay, İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Mehmet Kocabıçak, İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş, bazı daire müdürleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Bilecik Müzesi Havuzlu Avlu’da gerçekleştirilen program saygı duruşunda bulunulması ve istiklal marşının okunmasıyla başladı. Bilecik Müzesi Müdürü Harun Küçükaydın yaptığı açılış konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Dünya kültür mirasının korunması ve Müzeciliğin tanıtılması amacıyla ICOM (Uluslararası Müzeler Birliği) tarafından tüm dünyada her yıl 18 Mayıs Müzeler Günü olarak kutlanmaktadır.
Müzeler, geçmişi bugünle ve gelecekle birbirine bağlayan, uygarlığın belge ve kanıtı olan kültürel mirasın sergilendiği ve geçmişi öğrenerek bugünü anlamamıza yardımcı olan yerlerdir.
Kültürel değerlerin korunmasında ve geleceğe taşınmasında önemli rol oynayan Müzecilik olgusu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de koleksiyonculukla başlamıştır.
Ülkemizde ilk müze oluşturma arzusu Ahmet Fethi Paşa’nın 1846 yılında Topkapı Sarayı yanındaki “Aya İrini” Kilisesinde bulunan koleksiyonlara Müze özelliği kazandırılmasıyla başlamıştır.
Osman Hamdi Bey’in 1881 yılında Müze Müdürlüğüne getirilmesiyle Müzecilik alanında birçok yeniliğe gidilmiştir. İlk Arkeolojik kazılar, İstanbul Arkeoloji Müzelerinin kurulması bu yeniliklerden bazılarıdır.
Aya İrini ile başlayan Müzecilik tarihimiz günümüzde sayıları artarak Arkeoloji, Etnografya, Özel Müzeler şeklinde farklı gruplara ayrılarak görevleri de değişmiştir. Eskiden müzelerimizin faaliyetleri içerisinde bulundurduğu eserlere teşhir tanzim ve depoculuk yapmaktı. Ancak değişen dünyadaki müzecilik faaliyetleri ile birlikte ülkemizde de müzecilik faaliyetleri artarak görevleri çok farklılaşmıştır. En önemli değişimde artık müzelerimiz halkın eğitim için ulusal ve uluslararası konferansların seminerlerin yapıldığı çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetlerin düzenlendiği, sergilerin açıldığı, bilimsel kazı ve yayınların yapıldığı ülkemizin tanıtımına katkıda bulunan eğitim ve kültür merkezleri haline gelmiştir.
Ülkemizin coğrafi konumu nedeniyle doğal müzecilik açısından önemli bir konuma sahip olmasında bizim için ayrı bir güzelliktir. Çünkü ülkemiz Doğu-Batı yolları üzerinde bulunmasından dolayı birçok uygarlığa ev sahibi yapmıştır.
Bu durumda ülkemizi açık hava müzesi olarak dünyanın en büyük müzesi haline getirmiştir. Bütün toprakları Açık Hava Müzesi olan ülkemizde bir gezinti yaptığımız zaman, Paleolitik döneme ait Antalya’da bulunan Karain, Belbaşı, Beldibi Mağaralarında çizilen hayvan resimlerini, Şanlıurfa’da (Peygamberler Şehrinde) 12 bin yıl önceye ait Göbekli Tepeyi, Hala mimari yapısıyla sırlarını koruyan Konya’da bulunan Çatalhöyüğü, Çorum Boğazköy’de Tavanana Başkanlığında görüşmelerine devam eden Pankuş Meclisinin sahibi Hititleri, Ankara’da bulunan başkenti Gordion olan renkli, resimli seramikleri ve büyük Tümülüsü ile Frigleri, Başkentleri şimdiki Van (Tuşpa) olan Menua kanalının ve doğudaki birçok kalenin geçmişteki sahibi Urartuları, Hellenistik Uygarlığından etkilenen ölümsüzlüğü arayan ancak zamana yenik düşen Adıyaman’daki Komagane Tanrılarını, Bütün insanlığın yolunu aydınlatmak için gerekli olan ilimin, bilimin anahtarlarının içinde olduğu Efes’teki Celsius Kütüphanesi’ni, Hamamları ve tiyatroları ile Roma’yı, Hanları ve kervansarayları ile Selçukluları, Camileri ve köprüleri ile birlikte kuruluşunun merkezi ilimizde olan Osmanlı’yı bu Açık Hava Müzesinde görebiliriz.
Bu açık hava müzesinde yapmış olduğumuz gezinti bizi tefekküre sevk ederken insanoğlunun uygarlık serüvenini gözler önüne sererek geçmiş toplumların yıkılma ve yok olma sebeplerini onlardan kalmış eserler üzerinde inceleyerek bizlere düşünme fırsatı verir.
Son olarak; sahip olduğumuz kültürel değerlerin korunması, saklanması ve gelecek kuşaklara aktarılması için yapılması gereken çalışmaları anlatmak, müzelerimizi tanıtarak halkımızın milli kültür ve tarih bilgisini zenginleştirmek, bu değerlere sahip çıkılmasını sağlamak, özellikle gelecek kuşakları ve halkımızı bu konularda aydınlatarak toplumumuzun kültür düzeyini yükseltmek amacıyla kutlanan Müzeler Günü önemli bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.
Etkinliğimize verdiği katkılardan dolayı Valimiz Sayın Süleyman Elban’a, Atatürk İlkokulu Müdürlüğüne katılımlarından dolayı siz değerli katılımcılarımıza ve İl Jandarma Komutanlığının İlimizdeki kültür varlığı kaçakçılığı ile ilgili verdiği mücadeleden dolayı ayrıca teşekkür ediyorum.”
Küçükaydın’ın konuşmasının ardından Atatürk İlköğretim Okulu öğrencileri tarafından halkoyunu gösterisi yapıldı.
Bilecik Valisi Süleyman Elban ve protokol üyelerini müze ziyaretinin ardından buradaki program son buldu.
