BÖLGENİN İNCİSİ İNHİSAR

featured

KÜÇÜK İLÇE DOĞAL GÜZELLİĞİYLE DİKKAT ÇEKİYOR


Sakarya Nehri’nin kıyısında kurulu Bilecik’in İnhisar ilçesi, nüfusunun azlığına ve göç vermesine rağmen tarımı ve doğal güzellikleriyle öne çıkıyor.

Türkiye’nin en az nüfusa sahip ilçelerinden İnhisar’da, 2021 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre köyleri dahil 2 bin 183 kişi yaşıyor. İlçe merkezinde 499’u erkek, 461’i kadın 960 kişi ikamet ediyor. Kütüğü İnhisar olan kişilerin sayısı ise kayıtlarda 13 bin 82 olarak geçiyor.

Bilecik’e 48 kilometre uzaklıkta yer alan ve 1980 öncesi iki sinema, han, otel gibi işletmeler bulunan 210 metre rakımlı İnhisar, Sakarya Nehri’nden sulanan topraklarında mikroklima etkisiyle birçok ürün yetişiyor.

Özellikle 3 bin dekarda üretilen deve dişi nar, ilçenin en çok bilinen ürünü olarak dikkati çekiyor. Yılda iki kez ürün alınabilen ilçede domates, biber, patlıcan, taze soğan, taze fasulye, salatalık, kabak, ıspanak, marul, maydanoz ve lahana gibi sebzeler üretiliyor.

İnhisar Belediye Başkanı Mehmet Kepez, 2019 yılında göreve seçildiğinde 1350 olan ilçe merkezi nüfusunun yaklaşık üçte bir oranında azaldığını söyledi.

Önceki yıllarda ilçe merkezinde 2 bin 500 yakın kişinin yaşadığını belirten Kepez, “İstihdam imkanımız olmadığı için yeni nesil gençler özellikle Eskişehir’i tercih ediyorlar. Bilecik’in ilçesiyiz ama daha çok ilişkilerimiz Eskişehir’le.” dedi.

Kepez, İnhisar’ın emeklilerin geri dönüp doğal güzellikler içinde yaşayabilecekleri bir bölge olmasını hedeflediklerini anlattı.

İlçede çalışan hiç kimsenin aç kalmayacağını vurgulayan Kepez, “Burası Akdeniz İkliminin hakim olduğu bir bölge. Tarımsal alanda yıl boyunca seralar olmak üzere arazilerimizde üretim yapılıyor. Nüfusumuz az ama trafik sirkülasyonu çok fazla. Adapazarı, İstanbul, İzmit ve Ankara’ya meyve ve sebze ile maden kamyonları gidiyor.” diye konuştu.

Tarım ilçesi İnhisar’ın sanayileşmemesini avantaj olarak gördüklerini kaydeden Kepez, Sakarya Nehri’nin kıyısında doğal güzelliklerini hala koruduğuna dikkati çekti.

Kepez, nar denilince akla İnhisar’da yetişen deve dişi narın geldiğini, ulusal alanda tanıtmak amacıyla festivaller düzenlediklerini ve pazarlama konusunda farklı çalışmalar yürüttüklerini ifade etti.

Mikroklima özelliğinden dolayı tropikal ürünlerin de yetiştirildiği bilgisini veren Kepez, sözlerini şöyle sürdürdü:

Osmanlı mezarları mevcut, bunlar bizim geçmişe dönük kimlik taşları. Mezar taşlarını koruma altına alacağız. Günümüzden 16 bin yıl öncesine dayanan Gedikkaya Mağarası yani bir yerleşim yeri var. Harmanköy’de Osman Gazi’nin silah arkadaşı Abdullah Mihal Gazi’nin türbesi var. Milli Savunma Bakanlığınca yapılan envanter güncelleme çalışmalarında ‘Osmanlı Devleti’ne ait en eski eser’ olarak kayıt altına alındığı açıklanan Mihal Gazi’ye ait bir kılıç olduğu ortaya çıktı. Bunlar bizim manevi dinamiklerimiz. Tabiat güzelliklerimizin başında Türkiye’de sayılı olan 3 kilometre uzunluğunda Harmankaya Kanyonu Tabiat Parkı’mız var. Nüfusumuz az ama tarihi misyonu ve tabiat güzellikleriyle son yıllarda ilgi çekmeye başladı. Amacımız İnhisar’ı daha fazla tanıtmak. Tarihiyle, doğasıyla ve tarımıyla adımızı duyurmaya çalışacağız.

NÜFUSUMUZ AZ AMA ÇOK MUTLUYUZ

Belediye Başkanı Kepez, bazı bakanlıklarda bürokrat hemşehrilerinin görev yaptığını, iş adamı Cemalettin Sarar ve Ampute Milli Futbol Takımı’nın kalecisi Bülent Çetin’in İnhisarlı olduğunu belirtti.

Asayiş yönünden sıkıntılarının bulunmadığını, İnhisar’ın huzurlu bir ilçe olduğunu dile getiren Kepez, bazı çocukluk anılarını şöyle anlattı:

Karaağaç Mahallesi’ndeki ilkokulda okudum. Sabah sıra olup sınıfa gireceğimizde öğretmenimiz Sabri Uysal gelmemişti. Bizden üst sınıfta okuyan abilerimiz, ‘Öğretmen ölmüş’ dediler. Başka köyde yaşayan annesini ve eşini alıp gelmişler, öğretmen öldü diye. Onlar gelinceye kadar öğretmen uyuyakaldığı için kalkıp geldi. ‘Öldü’ diyen ağabeylerimizi sevmişti. O öğretmenim hala yaşıyor. Odunpazarı Belediye Başkan Yardımcılığı görevi yaptığım dönemde ilkokul fotoğrafımı çerçeveletip getirmişti. Karaağaç köyü ile İnhisar arasında köprü yoktu. Sakarya Nehri’nden kayıkla karşıya geçerdik. 50 kişiyi rahatlıkla alırdı. Çelik halat gerilmişti. Her gün bir kişi kayığı beklerdi. Ben de nöbet tuttum. Geçmek isteyen nöbetçiye ‘kayıkçı’ diye bağırırdı. O zamanlarda çoğu malzeme ortak kullanılıyordu. Bu da insanlar arasındaki ilişkiyi sıcak tutuyordu. Günümüzde bireysel ilişkiler yoğunluk kazandı. Burada insanlar birbirlerine saygılıdır.

İlçe halkından 82 yaşındaki Ali Çakır ise yıllardır marangozluk yaptığını aktardı.

Eskiden pazar kurulan cuma günlerinde İnhisar’da adım atacak yer kalmadığını bildiren Çakır, “Şu an nüfusumuz az ama çok mutluyuz. İlçedeki evlerin yüzde 80’inin kapılarını çerçevelerini ben yaptım.” dedi.

68 yaşındaki Mehmet Solak da tarımla uğraştığını ve küçük yerde yaşamanın güzel olduğunu söyledi.

   



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir