BU SEFER DE OLMADI NABİ HOCAM…

Sende bu evlat acısı bende bu kuyruk acısı olduktan sonra…

Ağustos ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce bu köşemde “Bu sefer tamam mı Nabi Hocam” başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazımın kısaca içeriği; Hemşehrimiz Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın doğup büyüdüğü köy olan Pazaryeri ilçemize bağlı Demirköy’de 30 Mart’ya yapılan yerel seçimlerde partisi Ak Parti’nin 2. parti MHP’nin 1. parti çıkması ile ilgiliydi. 10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirköylü hemşerilerinin hocanın hatırına Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan’a oy verip vermeyeceklerini yazmıştım.

Malum olduğu üzere Cumhurbaşkanlığı seçimleri 10 Ağustos tarihinde gerçekleşti. İlk kez halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı mazbatasını alarak Çankaya köşküne çıktı. Kendisini tebrik ediyor ulusumuza hayırlı olmasını temenni ediyoruz.

Şimdi gelelim esas konumuza. Yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Bilecik il genelinde Ak Partililerin açıklamalarından anladığımız kadarıyla Recep Tayyip Erdoğan 1. çıktı. Ancak hemşehrimiz Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın köyü Demirköy’de sonuçlar farklı çıktı. Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na 192, Recep Tayyip Erdoğan’a 145, Selahattin Demirtaş’a ise 4 oy çıktı.

Buradan kısa bir hikayeyi anlatmadan geçemeyeceğim. Çiftçilikle uğraşan adamın biri bir gün tarlasında çalışırken bir yılan karşısına çıkmış ve hikaye bu ya dile gelmiş, adama “amca sen her gün bu tarlaya geliyorsun, çalışıyorsun, çabalıyorsun, gariban da birine benziyorsun. Bende sınırsız çok sayıda altın var. Her akşam evine giderken sana bir tane altın vereyim ve seninle dost olayım” der. Adamcağız yılanın bu teklifini sevine sevine kabul eder. Her akşam evine giderken dostu yılandan bir altın alır gider. Gün gelir adam hastalanır, yatağa düşer. Oğluna tarlada işleri bittikten sonra yılandan altın almasını tembihler. Oğlu tamam der fakat oğul bakar ki yılanda bir sürü altınlar var, hepsini almaya kalkar. Yılan vermemekle kararlı delikanlıyı ısırır, delikanlı o acıyla elindeki kürek ile yılana vurur, yılanın kuyruğu kopar. Sonuçta çiftçi amcanın oğlu ölür. Aradan aylar geçer çiftçi amca yine tarlaya gider, çalışır, çabalar işini bitirir akşam olunca eski dostu yılanın yanına gider ve tekrar eskisi gibi dost olmalarını yine kendisine her akşam altın vermesini söyler yılana. Yılan ise “Çiftçi amca sende bu evlat acısı bende bu kuyruk acısı olduktan sonra bizim artık seninle dost olmamız mümkün değil, sen yoluna ben yoluma” der.

Bu hikayeden kim ne anlar bilmiyorum ama bundan böyle Nabi hoca ile Demirköylülerin eskisi gibi dost olmayacakları kesin gözüküyor. Burada kabahat Nabi hocada mı, yoksa hemşerileri olan köylülerinde mi ona aklım ermez. Zaman ne gösterir bilemeyiz.  ERHAN TOKA



E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir